Mekân

Kısaca: Mekân, çeşitli yaklaşımlarca farklı ele alınmakla beraber geniş bir çerçeve ile 'insanı çevreden belli bir ölçüde ayıran ve içinde eylemlerini sürdürmesine elverişli olan boşluk' ve 'sınırları gözlemci(ler) tarafından algılanabilen uzay parçası' olarak tanımlanabilir. ...devamı ☟

Mekan, çeşitli yaklaşımlarca farklı ele alınmakla beraber geniş bir çerçeve ile 'insanı çevreden belli bir ölçüde ayıran ve içinde eylemlerini sürdürmesine elverişli olan boşluk' ve 'sınırları gözlemci(ler) tarafından algılanabilen uzay parçası' olarak tanımlanabilir. Mekan mimarlık mesleğinin konusunu oluşturmakta ve aynı zamanda bir mimari ürünün vazgeçilmez tek niteliği, bir mimari ürünü var eden temel koşuldur. Mekan var olmadan mimari bir eserin varlığından da söz etmek mümkün olmayacaktır. Canlı varlığın korunma içgüdüsünün onu ittiği yapıcılık temelde canlıyı çevreden ayırma işlemidir, yani bir yalıtmadır. Özel bir kavram olarak kullanıldığı anlamda yapı, canlıyı içine alan, onu evrensel boşluktan ayıran bir uzay parçasını belirtmektedir. Mimari eylemin ilk basamağı olarak insan kendisini güvende hissettiği sınırlı bir hacim yaratmıştır. Kavramakta güçlük çektiği evrensel boşluğu ve doğal çevrenin bir parçasını bir veya birkaç yönde sınırlandırmış, onu içe dönük, kendisine özel bir boşluk haline getirmiştir. Mekan algısı Bir mekanı oluşturmak için onun mutlaka her yönden kesin engellerle sınırlanmış olması gerekmez. Bir mekanı bir hacimden ayıran en önemli fark da aslında bu noktada ortaya çıkmaktadır. Mekanı oluşturan sınırlama hareketi önleyici şekilde fiziksel olabileceği gibi yalnızca başka duyularla algılanabilecek biçimde, örneğin sadece zemindeki bir doku gibi görsel de olabilir. Önemli olan mekanın net veya net olmayan sınırlarının algılanabilir olmasıdır. Mekan algısı ele alınırken her ne kadar ilk başta görme duyusu kaynaklı algıya ağırlık verilse ve diğer duyumlama şekilleri ihmal edilse de algılama aslında tüm duyulardan farklı oranlarda etkilenir. Algılamanın çeşitli duyuların birleşiminden oluştuğu ve mekan algısının da tüm duyuların etkisi altında oluştuğu göz önünde bulundurmak gerekir. Mimari mekan, gözlemcinin algılayabileceği biçimde sınırlandırılmış uzay parçasıdır. Gözlemcinin mekanı tanımlayabilmesi için de bu mekanın gözlemci tarafından algılanabilir sınırlarının bulunması kaçınılmazdır. Ancak insan beyni tarafından kolaylıkla algılanabilen bu sınırlar her zaman net ve kesin olmayabilir. Bu sınırlar mekanı tam kapalı bir hacim olarak kapatmasa da çoğu zaman mekanı tam olarak tanımlamaya yetebilmektedir. Bir mekanın bu kadar belirgin olması gerekirken sınırlarının bu netlikte olmayabileceği gerçeği mimar açısından çözülmesi gereken birçok belirsizlik doğurmaktadır. Mimari tasarım sürecinde mimar yapıyı şekillendirirken birçok ana ve alt mekanın da oluşumu sağlamaktadır. Bu belirsizlikler içerisinde mekan tasarımını sürdüren mimarın mekanı istenen biçimde oluşturup oluşturamaması açısından en önemli yardımcısı mesleki bilgi ve deneyimidir. Bu büyük oranda sezgisel bir süreçtir. Mimarın bu sezgisel süreç sonunda mekanları başarılı bir biçimde tasarlayıp tasarlayamaması ise bu bilgi ve deneyimlerine bağlı olacaktır. Mimari mekan oluşturulmasında mimar geometrik, fiziksel mekana müdahale eder ve mekan belirleyici öğelerle bir bölge oluşturur. Başka bir söyleyişle mimari mekan kapatılır. Mekan genelde kütleler arasındaki boşluk olarak ele alınır. Fakat gerçekte mekan kendi olanaklarıyla mimari biçimlemeye sahip kütlelerin arasındaki bir biçimdir. İçeri ve dışarının değişkenliği mimarinin özünü oluşturur. İçeride olmak gözlemci tarafından dışarıda olmaya karşı her zaman tercih edilir. Mekan içinde oluşturulan sınırlayıcı öğeler, insanları psikolojik olarak rahatlatabilmektedir. Tüm duyularına farklı oranlarda etkiyen sınırlar ve vurgu elemanları ile bir gözlemci bulunduğu mekanı bir bütün olarak algılamaktadır. Bu şekilde bahsi geçen temel bileşenlerin varlığı ile o gözlemci için mekanın oluştuğundan bahsedilebilir. Mekanı oluşturan bileşenler Mekanın bileşen ve öğelerinin tanımı mekanın çevre sistemleri içerisindeki yeri ve işlevinin kapsamlılığına bağlıdır. Ölçü, oran ve denge ile bir kompozisyon üç boyutlu bir eleman olmaktan çıkıp mekansal özellikler kazanmaya başlamaktadır. Elemanlar arası ilişki, bu elemanlara bir bütün olarak mekansal özellik kazandırmakta, derinlik, yoğunluk ve açıklıkları ile de kompozisyon artık mekansal bir tanıma sahip olmaktadır. Mekanı oluşturan çeşitli bileşen ve öğeler, mekan örgütlemede çok farklı roller üstlenmekte, mekanın bütünsel etkisi üzerinde son derece önemli olmaktadırlar. Mekan bileşen ve öğeleri kullanıldıkları yere göre mekansal örgütlenmede sınırlayıcı, yönlendirici, odaklayıcı, birleştirici veya ayırıcı roller üstlenebilirler. Bu roller gözlemciye o mekanı kavrayabilmesi için gerekli ipuçları verir. Bir bina iç mekanı ele alınacak olursa bu bileşenler öncelikle yapısal bileşenler olacaktır. Bunlar sabit olmakla birlikte çoğunlukla sınırlayıcı roller üstlenirler. Duvar, kolon, kiriş ve çatı gibi elemanlar bu bileşenlerden sayılabilecektir. Kentsel ölçekte bir mekan örneği düşünülürse bu, binalar arasında kalan kamusal mekanlar olacaktır. Sınırlayıcı öğeler mekan oluşumunda en önemli göreve sahiptirler. Sınırlamada varolan ya da kullanılan engeller sınırladıkları bölge kadar önem taşıyan öğelerdir. Bunlar sınırladıkları bölgenin mahremiyetinden kamusallığına kadar bir dizi anlam yüklenirler. Dış mekanlar ya doğal, siyasi ve yapısal sınırlarla var olurlar ya da işlevsel kargaşanın önlenmesi için, bir işlevin diğerini rahatsız etmeden gerçekleşmesi amacıyla bir dünya görüşü ve bilimsel bilgi doğrultusunda planlanırlar. İç mekanların sınırlanmalarının amacı ise insan konforunun sağlanması kadar mahremiyetin de sağlanmasına yöneliktir. Bölücü ve sınırlayıcı engel öğeleri gizlilik sağlamalarına bağlı olarak derecelendirilirler. Vurgular ise, sınırlanan bir mekanın işlevsel, simgesel veya biçimsel olarak genel kompozisyondan ayrımsanan güçlü öğelerdir. Çevre renklerinden ve dokusundan ayrışan elemanlar ve bileşenler ile fonksiyonel olarak merkez teşkil eden noktalar bunlar arasındadır. Anıtlar kentsel ölçekte sayılabilecek vurgu ve odak noktalarıdır. Binalarda ise girişler, düğüm noktaları bu odak noktalarından sayılabilir.

Kaynaklar

# Ashihara, Y (1981) Exterior Design in Arhitecture, Van Nostrand Reinhold Press, New York # Atman, C J (1999) A comparison of freshman and senior engineering design processes, Design Studies Vol 20 No 2 S.131-152 # Atman, C J vd. (2004) Comparing freshman and senior engineering design processes: an in-depth follow-up study, Design Studies Vol 26 No 4 S.325-357 # Gür, S O (1996) Mekan Organizasyonu, Birsen Yayınevi, İstanbul # Hasol, D (1975) Ansiklopedik Mimarlık Sözlüğü, YEM Yayınları, İstanbul # Kuban, D (1992) Mimarlık Kavramları, YEM Yayınları, İstanbul # Lang, J ve Ark, U (1982) Nature of spacial imagery, informing styles and ashtetic preferations, BTU Architectural Bulletin Vol 7 No 1 S.67-94 # Lynch, K (1960) The Image of City, MIT Press, Massachusetts # Meis, P V (2002) Elements of Architecture: From Form to Place, Spon Press, New York # Özdemir, I M (1994) Mimari Mekanın Değerlendirilmesinde Mekan Örgütlenmesi Kavramı: Konutta Yaşama Mekanları, Doktora tezi KTÜ, Trabzon # Rapoport, A (1977) Human Aspects of Urban Form, Pergamon Press, Oxford # Rapoport, A (2004) Kültür Mimarlık Tasarım, YEM Yayınları, İstanbul # Simpson, J ve Weiner, E (eds) (1989) Space - The Oxford English Reference Dictionary, Clarendon Press, Oxford # Sözen, M ve Tanyeli, U (1994) Sanat Terimleri ve Kavramları Sözlüğü, Remzi Kitapevi, İstanbul }

Kaynaklar

Vikipedi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

Mekân
2 yıl önce

Mekân veya yer, çeşitli yaklaşımlarca farklı ele alınmakla beraber geniş bir çerçeve ile 'insanı çevreden belli bir ölçüde ayıran ve içinde eylemlerini...

Yerleştirme sanatı
2 yıl önce

çevreden bağımsız bir sanat nesnesi içermeyip belirli bir mekân için yaratılan, mekânın niteliklerini kullanıp irdeleyen ve izleyici katılımının temel...

Yerleştirme sanatı, ABD, Arazi sanatı, Asamblaj, Avrupa, Kavramsal sanat, Kurt Schwitters, Marcel Duchamp, Michael Heizer, Robert Smithson, Sanat
Tasarım
2 yıl önce

Tasarlamak, yeni bir nesne veya ürün (makine, mobilya, endüstriyel ürün vb.), mekân ve alan (yapı, peyzaj) için bir plan oluşturma ve geliştirme sürecine işaret...

Tasarım, Tasarım
Heykel
2 yıl önce

meydana getirilmiş üç boyutlu formlara denir. Heykel temelde mekânın kapsanması, kavranması ve mekân ile ilişki kurulması ile ilgilenir. Genellikle insan, hayvan...

Heykel, Ahşap, Alçı, Balmumu, Bronz, Cam, Ceviz, Heykeltraş, Ihlamur, Kil, Kral
Katedral
2 yıl önce

idari bir organ olan, piskoposun devamlı olarak bulunduğu mekândır. Bu mekân, içinde yer alan kiliseyi de içerir. Katolikler ve Anglikanlar açısından...

Katedral, Katolik Kilisesi, Kilise, Anglikan Kilisesi, Piskopos, Kilise hiyerarşisi
Flen
6 yıl önce

olan 1940 yılı şarkısı Violen från Flen'e de ilham kaynağı oldu. Yine Flen, 1992'de Du ringde från Flen adlı şarkının klibinin çekildiği mekân oldu....

Independence Hall
2 yıl önce

Bildirisi'nin hem de ABD Anayasası'nın tartışıldığı ve yürürlüğe sokulduğu mekân olarak tanınır. Binanın inşası 1753'te, "Pennsylvania State House" ("Pennsylvania...

Mobilya
2 yıl önce

mekân oluşturmada çok etkili rol oynar. Donatı, renk ve dokusunun seçimi ile birlikte, bunların mekân içindeki yoğunluk ve organizasyonu, o mekânın yaşanabilirliğini...

Mobilya, 1997, 30 Kasım, Alüminyum, Cam, Plastik, Taslak şablonları, Çelik, Dolap, Masa, Taslak madde