Süyuti

Kısaca: Süyuti İslam alimlerinin en büyüklerinden. İsmi, Abdurrahman bin Ebi Bekr bin Muhammed bin Ebi Bekr bin Osman bin Muhammed bin Hıdır bin Eyyub bin Muhammed bin Hümamüddin Hudayri Esyuti'dir. Künyesi Ebü'l-Fadl, lakabı Celaleddin'dir. 1445 (H.849) senesi Receb ayının birinde pazar gecesi, Mısır'da Esyut şehrinde doğdu. 1505 (H.911) te Cemazil-evvel ayı ortasında, Mısır'da vefat etti. Türbesi, Kahire'de Bab-ül-Karafe dışındadır. Babasının kabri yanına defnedildi. Aslen doğudan gelme olup ...devamı ☟

Süyuti İslam alimlerinin en büyüklerinden. İsmi, Abdurrahman bin Ebi Bekr bin Muhammed bin Ebi Bekr bin Osman bin Muhammed bin Hıdır bin Eyyub bin Muhammed bin Hümamüddin Hudayri Esyuti'dir. Künyesi Ebü'l-Fadl, lakabı Celaleddin'dir. 1445 (H.849) senesi Receb ayının birinde pazar gecesi, Mısır'da Esyut şehrinde doğdu. 1505 (H.911) te Cemazil-evvel ayı ortasında, Mısır'da vefat etti. Türbesi, Kahire'de Bab-ül-Karafe dışındadır. Babasının kabri yanına defnedildi.

Aslen doğudan gelme olup, önce Bağdat, sonra da Mısır'da Esyut adlı yere yerleşti. Bu sebeple kendisine, Süyuti denildi. Annesinin Türk asıllı olduğu söylenir. Babası Kemaleddin Ebu Bekr, Şafii mezhebi fıkıh alimlerindendi. Ayrıca feraiz, usul, mantık, nahv, sarf, beyan, bedi ve başka ilimlerde üstün derecedeydi. Babası ona Abdürrahman ismini verdi. Sonra da Celalüddin lakabıyla çağırdı.

Altı yaşında babasını kaybeden Süyuti, sekiz yaşına varmadan Kur'an-ı kerimi ezberledi. Babasının sadık arkadaşlarından Kadı İzzeddin Ahmed bin İbrahim Kinani, ona Ebü'l-Fadl künyesini verdi. En önce bu künyeyi alan zat, Peygamberimizin amcası Abbas radıyallahü anh idi. Süyuti, bu künyesi sebebiyle çok iftihar ederdi. Süyuti birçok eser okudu. Genç yaşta tefsir, hadis, fıkıh, nahv, meani, beyan, bedi, lügat ve başka ilimlerde mütehassıs oldu.

On yedi yaşında, ilk olarak Ecrumiyye üzerine nazım ve nesir olarak iki şerh yazdığı gibi, arkasından Şerhu Latif-il-İstiaze vel-Besmele, Şerhul-Havkale vel-Haykale'den başka iki eser daha yazdı. Hocası Alemüddin Bülkini'ye arz edince, o da eserlerinin her birine takrizler yazdı. Şeyhulislam Bülkini'nin yanında, vefatına kadar kaldı ve fıkıh ilmiyle meşgul oldu. Hocasının vefatından sonra, oğlundan fıkıh ilmini okumaya devam etti.

Bu hocası 1471 senesinde ona, fetva ve ders okutması hususunda icazet verdi.

Şeyhulislam Siraceddin Bülkini'nin oğlu vefat edince, Süyuti, Şeyhulislam Şerefüddin Münavi'nin yanında ilimle meşgul olmaya başladı.

Hadis-i şerif ve Arabi ilimler için Allame Takıyyüddin Şibli el-Hanefi'nin yanında dört sene kaldı.

Allame Muhyiddin Kafiyeci'nin yanında ilim öğrenmek için on dört sene kalan Süyuti, ondan tefsir, usul, Arapça, meani ve daha başka ilimleri tahsil etti ve icazet (diploma) aldı. Süyuti, Seyfüddin el-Hanefi'nin yanına giderek; Teysir, Tevdih Haşiyesi, Telhis-ül-Miftah ve Adud adlı eserleri okudu.

Hacca gittiğinde, Zemzem suyunu içerken, birçok hususlar için, bu arada fıkıh ilminde Şeyh Siraceddin Bülkini'nin; hadis ilminde hafız İbn-i Hacer'in mertebesine çıkmak için de niyet ettiğini söyleyen Süyuti, başka hocalardan da icazet almıştır.

Az zamanda şöhreti her yere yayılan Süyuti'nin, derslerini talebeleri yanında müderrisler de takip ederdi. İbn-i Tulun Camiinde fetva verirdi. Hadis ve fetvada tam uzman oldu. Çok kuvvetli bir hafızaya sahipti. Bir kitap ne kadar büyük olursa olsun, birkaç gün bakınca, içinden hangi mesele sorulsa, derhal kaçıncı sayfasının kaçıncı satırında olduğunu haber verirdi. İki yüz bin hadis-i şerifi ezberledi. Gençliğinde Şam, Hicaz, Yemen, Hindistan ve Sudan'a gitti. Mekke'de kaldı. Ayrıca Mısır'ın Dimyat, Feyyun, İskenderiye şehirlerinde bulundu.

Süyuti, 1472 senesinde Şeyhuniye Hanekahında (dergahında) hadis dersi verdi. 1486 senesinde Baybarsiye Dergahı şeyhliğine getirildi. Bu dönemde birçok eser yazdı. Uzunca bir süre kaldığı bu vazifeden 1495 senesinde ayrıldı. Son zamanlarını, Nil Nehri ortasındaki adacıklardan biri olan Er-Ravza'daki evinde eser yazmakla geçirdi. İlminin yanında, ahlakı ve tevazuu ile herkesin sevgisini kazandı. Zahiri ilimlerde yükseldiği gibi, tasavvufta da yüksek derecelere kavuştu. Eserlerindeki hadis-i şeriflerin hepsini, Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve selleme mana aleminde arz etmiş, tasdikini aldıktan sonra yazmıştır.

Süyuti, kimseden ihsan ve hediye taleb ve kabul etmezdi. Geçim sıkıntısı çektiği günlerde bile, hayli zengin olduğu belirtilen kütüphanesindeki kitaplarından bazılarını satmayı tercih edip, hiç hediye kabul etmedi. Altmış bir sene, on ay, on sekiz gün ömür süren Süyuti, içlerinde bazısı ciltler halinde olmak üzere, altı yüze yakın eser yazdı. Hayat ve ilmin bütün tezahürleri üzerinde kalem oynatmadığı mevzu kalmadı. On dört ilim şubesi üzerine eserler yazdı. Daha yirmi iki yaşında, Celalüddin Muhammed bin Ahmed Mahalli'nin İsra suresine kadar yaptığı ve 1459 senesinde vefat edince yarıda bıraktığı tefsiri tamamladı. Bunun için, bu esere iki Celal manasında Celaleyn Tefsiri denildi.

Almanca Maier Lexicon kitabında; “Yorulmadan, yılmadan yazan Süyuti'nin üç yüzden fazla eseri vardır.” dedikten sonra, birkaçını bildiriyor.

Tefsir, hadis, fıkıh, tarih, ahlak ve tıp kitapları çok kıymetlidir. Kitapları okumakla bitmez. Eserleri şunlardır:

Tefsir ve Kur'an-ı kerime dair eserlerinden bazıları: 1) Ed-Dürr-ül-Mensur fit-Tefsiril-Me'sur. 2) Et-Tefsir-ül-Müsned (Tercüman-ül-Kur'an): Beş cilt. 3) El-İtkan fi Ulum-il-Kur'an. 4) En-Nasih vel-Mensuh fil-Kur'an. 5) Tekmilet-üt-Tefsir-iş-Şeyh Celalüddin Mahalli.

Hadise dair eserlerinden bazıları: 1) Camiu's-Sagir, 2)Tedrib-ür-Ravi, 3)Esbabu Vürud-il-Hadis.

Fıkıh ilmine dair eserlerinden bazıları: 1) Şerh-ut-Tenbih. 2) Muhtasar-üt-Tenbih (El-Vafi). 3) El-Eşbah ven-Nezair. 4) Muhtasar-ül-Ahkam-üs-Sultaniyye. 5) El-Levami' vel-Bevarik. 6) El-Fetava.

Usul-i fıkh, kelam, ve tasavvufa dair eserlerinden bazıları: 1) El-Kevkeb-üs-Satı'. 2) Şerh-ül-Kevkeb-il-Vikad. 3) Tesbit-ül-Erkan. 4) Te'yid-ül-Hakika. 5) Tenzih-ül-İ'tikad anil-Hululi vel-İttihad. 6) Tenvir-ul-Halek fi İmkani Rü'yet-in-Nebiyyi vel-Melek. 7) Cehd-ül-Kariha. 8) Nasihatü Ehl-il-iman fir-Reddi ala Mantık-il-Yunan.

Lügat, nahv ve sarfa dair eserlerinden bazıları: 1) El Müzhir fi Ulum-il-Lüga. 2) Gayet-ül-İhsan fi Hall-il-İnsan. 3) El-İfsah fi Esma-in-Nikah. 4) Dav-ül-Misbah. 5) El-Elma' fil-İttiba'. 6) El-İfsah fi Zevayid-il-Kamus. 7) Cem'ul-Cevami' fin-Nahv. 8) Şerhu Elfiye İbn-i Malik. 9) Şerhu Şevahid Mugn-il-Lebib. 10) El-İktirah fi Usul-in-Nahv. 11) Katr-ün-Neda fi Vürud-il-Hemzeti.

Me'ani, beyan, bedi ilimlerine dair eserlerinden bazıları: 1) Elfiye Ukud-ül-Cüman fil-Me'ani vel-Beyan. 2) Hall-ül-Ukud. 3) En-Nüketü ala Telhis-il-Miftah. 4) El-Bedi'iyye. 5) El-Cem'u vet-Tefrik. 6) Et-Tahsis fi Şevahid-it-Telhis.

Edebiyata dair eserlerinden bazıları: 1) El-Visah fi Fevayid-in-Nikah. 2) El-Yevakit. 3) Şayık-ul-Etrenc. 4) Ref'u Şah-il-Habeşan. 5) Ezhar-ül-Uruş fi Ahbar-il-Cüyuş. 6) El-Muhadarat. 7) Dürer-ül-Kelim. 8) El-Makamat-ül-Mecmua.

Tarihe dair eserlerinden bazıları: 1) Tabakat-ül-Huffaz. 2) Tabakat-ül-Lügaviyyin ven-Nühat. 3) El-Veciz. 4) Tabakat-ül-Müfessirin. 5) Hüsn-ül-Muhadara. 6) Tuhfet-ül-Kiram fi Ahbar-il-Ehram. 7) Tebyid-üs-Sahife bi Menakıb-il-İmamı Ebi Hanife. 8) Tezyin-ül-Memalik bi Menakıb-i İmam-ı Malik. 9)Buğyet-ül-Vüat, 10) Tarih-ül-Hulefa.

Kaynak: Rehber Ansiklopedisi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.