Alanya Müzeleri ve Ören Yerleri

Kısaca: Arkeoloji MüzesiArkeolojik ve etnografik eserlerin korunup ve sergilendiği iki seksiyon 1967 yılında ziyarete açılmıştır. Bölgedeki antik kentlerde bulunan eserlerin artması ve depolanması, zaman içinde bir müze açma gerekliliğini doğurmuş ve bugünkü Arkeoloji Müzesi açılmıştır. Müzenin ilk açılışında; bölgede henüz kalıntılarına rastlayamadığımız ancak, Anadolu kronolojisini tamamlaması bakımından gerekli olan Eski Tunç, Urartu, Frig ve Lidya Dönemine ait eserler, Ankara Anadolu Medeni ...devamı ☟

Arkeoloji Müzesi

Arkeolojik ve etnografik eserlerin korunup ve sergilendiği iki seksiyon 1967 yılında ziyarete açılmıştır. Bölgedeki antik kentlerde bulunan eserlerin artması ve depolanması, zaman içinde bir müze açma gerekliliğini doğurmuş ve bugünkü Arkeoloji Müzesi açılmıştır. Müzenin ilk açılışında; bölgede henüz kalıntılarına rastlayamadığımız ancak, Anadolu kronolojisini tamamlaması bakımından gerekli olan Eski Tunç, Urartu, Frig ve Lidya Dönemine ait eserler, Ankara Anadolu Medeniyetler Müzesi'nden getirilerek arkeoloji seksiyonunda sergiye sunulmuştur. Alanya çevresinde bulunan ve İ.Ö. 625 yılına tarihlenen Fenike dilindeki yazıt da bölgede bulunan en eski eser olarak müzemizde sergilenmektedir. Bunların yanı sıra Hellenistik, Roma ve Bizans Dönemine ait bronz, mermer, pişmiş toprak, cam ve mozaik buluntular ile Karamanlıca dilindeki bir yazıt ve Arkaik, (İ.Ö.7-5.yy) Klasik, Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemine ait sikkeler de yine arkeoloji seksiyonunda ayrı bir bölüm halinde yer almaktadır.

İkinci bölüm olan etnografya seksiyonunda ise, Türk İslam eserleri ve dönemin İlköğretim Müdürlüğü'nden devredilen eserler ile Alanya çevresinden derlenen ve bölgenin etnografik özelliklerini yansıtan, yörük kilimleri, alaçuvallar, heybeler, giysiler, işleme örnekleri, silahlar, günlük kullanım kapları, takılar, el yazmaları ve yazı takımları gibi objeler ile bir Alanya evine ait günlük oda bölümü oluşturularak sergilenmektedir. Ayrıca, müze bahçesinde de Roma, Bizans ve İslami Dönemlere ait taş eserler ve mozaik sergisi vardır.

Kızılkule Etnografya Müzesi

Askeri amaçla ve limanı kontrol altında tutmak için 1226 yılında yapılmış olan bu anıtsal yapı, Selçuklu sanatının eşsiz örneklerinden olup; Alanya'nın simgesi durumundadır. 1951-1953 yıllarında onarıldıktan sonra 1979'da yapının giriş katında Alanya yöresine özgü, halı, kilim, giysi, mutfak gereçleri, silahlar, tartı aletleri, aydınlatma aletleri, dokuma tezgahı ve yörük kültürünü yansıtan çadır gibi etnografik nitelikte eserler sergilenerek, yapıya etnografya müzesi işlevi kazandırılmıştır.

Atatürk Evi Müzesi

18 Şubat 1935 yılında Alanya'ya gelen Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, Ulu Önder Atatürk'ün Alanya'yı ziyareti sırasında bir süre kalıp dinlendiği ev, sahibi Tevfik Azakoğlu tarafından Kültür Bakanlığı'na hibe edilmiş ve 1987 yılında da restore edilip döşenerek "Atatürk Evi ve Müzesi" olarak ziyarete açılmıştır. Müzenin birinci kat odalarında Atatürk'ün kişisel eşyaları, fotoğraflar, Atatürk'ün Alanyalılara yazmış olduğu bir telgraf ve diğer tarihli belgeler sergilenmekte, ikinci kattaki diğer odalarda ise tipik bir Alanya evi tüm elemanları ile canlandırılmakta, çevreye özgü etnografik eşyalardan örnekler sergilenmektedir.

Alanya Çevre Örenyerleri

Dağlık

Gazipaşa İlçesi'ne 18 km. uzaklığındaki Güneyköyü sınırları içerisindedir. Antik Çağda Dağlık Kilikya olarak bilinen bölge sınırları içinde kalmaktadır. Kentin adı Kommagene kralı 4. Antiochus'tan gelmektedir. Kalıntılar üç yükselti üzerinde toplanmıştır. Birinci bölüm sütunlu cadde, agora, hamam, zafer takı ve kilisenin bulunduğu kesimdir. İkinci bölüm Kilikya Bölgesine özgü mezar yapılarının bulunduğu nekropol alanı; üçüncü bölüm ise batıda denize uzanan, sarp kayalıklar üzerine yapılmış kale kalıntılarıdır. Kentin kuzeyinde, halen mimari elemanları görülebilen bir tapınak kalıntısı mevcuttur. Kentin merkezine trikonkhos adı verilen üç duvarı apsis şeklinde dini işlevi olan bir yapı yer alır. Kalıntılar Roma, Bizans ve Ortaçağ Dönemine tarihlendirilmektedir.

Selinus

Alanya'ya yaklaşık 45 km. uzaklıkta bulunan Gazipaşa İlçesi'nin 3 km. güneyindedir. Kent, denize dirsek şeklinde uzanan bir tepenin yamacında kurulmuştur. Tepe üzerinde kentin akropolü yer alır. Selinus (Hacımusa) Çayı'nın denize döküldüğü yerde beşik tonozlu iki odalı hamama ait kalıntıları görmek mümkündür. Deniz kenarındaki agoranın sütunları kaybolmuşsa da stylobat izleri görülebilir. Agoradan doğuya doğru gidildiğinde apsisli bir yapıya (kilise) rastlanır. Bu yapının eski bir mabet üzerine kurulmuş olması olasılığı büyüktür. Kilisenin doğusunda anıtsal bir yapı vardır. Kentin tek İslami yapısı olup giriş kapısının çevresi Selçuklu Dönemi kırmızı renkte zikzak motiflerle süslüdür. Bu kalıntı bir köşke ait olmalıdır. Kentin nekropolündeki mezar yapıları arkasollü, beşik tonozlu, anıt mezarlar olup Kilikya Bölgesi'nin ölü gömme adetlerini en güzel biçimde ortaya koyarlar. Kente ait su kemerlerinin bir bölümü günümüze ulaşabilmiştir. Roma İmparatoru Traianus Part seferinden dönerken bu kentte ölmüş ve külleri Roma'ya götürülmüştür. Kalıntılar Roma, Bizans ve Ortaçağ Dönemine tarihlenir.

İotape

Alanya-Gazipaşa karayolunun 33.km.sinde yer alır. Antik kent adını, Kommagane kralı 4. Antiochus'un (İ.S.38-72) karısı İotape'den almıştır. İmparator Traianus'tan Valerianus'a kadar kent kendi adına sikke bastırmıştır. Kalıntılar Roma ve Bizans Dönemi özelliklerini taşımaktadır. Denize doğru uzanan yüksekçe bir burun, kentin akropolü durumundadır. Surlar bu bölüme kale görünümü vermektedir. Yapılar oldukça tahrip olmuştur. Akropolün karaya bağlandığı vadide, doğu-batı yönünde uzanan Liman caddesi yer almaktadır. Caddenin her iki yanında üç basamaktan oluşan krepis bulunduğu ve yer yer bunların arasında heykellerin durduğu kaidelerinden anlaşılmaktadır. Heykellere ait yazılı kaideler kentin başarılı atlet ve hayırsever vatandaşları hakkında bilgiler içermektedir. Akropolün doğusunda bulunan koyda, üç nefli, dikdörtgen planlı bir bazilika yer alır. Kentteki, tek nefli küçük bir kilisenin nişi içerisinde oldukça tahrip olmuş fresko izlerini görmek mümkündür. Freskoda H.G. stratelates betimlenmiştir. Kentin günümüze kadar gelebilmiş yapılarından birisi de hamamdır. Hamama ait kanalizasyon sistemi halen görülebilir. Antik kentin ortasından geçen modern yolun güneyinde 8 x 12.5 m. ölçüsünde bir tapınak kalıntısı bulunmaktadır. İotape antik kentine ait nekropol kuzey ve doğudaki tepeler üzerindedir. Nekropolde anıt mezarların yanı sıra tonoz örtülü küçük mezar yapıları da yer almaktadır.

Syedra

Alanya-Gazipaşa karayolunun yaklaşık 20.km.sinde Seki Köyü sınırları içerisindedir. Kente, batıda halen ayakta olan anıtsal kapı ile girilir. Kentte, Antik Çağdan günümüze değin kullanılan, içleri sıvalı doğal kaynaktan beslenen sarnıçlar vardır. Kentin su gereksinimi çok sayıdaki diğer sarnıçlarla da karşılanmaktadır. Kent içindeki bir mağarada, doğal kayaya oyulmuş nişin çevresi freskolarla süslenmiştir. Mağara dinsel amaçlı kullanılmıştır ve vaftiz mağarası olarak bilinmektedir. Kentin doğusunda, çok görkemli bir yapı kalıntısı olan hamam ile karşılaşıyoruz. Zemininde yer yer mozaik kalıntıları görülmektedir. Hamamın hemen batısında kuzey-güney doğrultusunda kentin sütunlu caddesi uzanmaktadır. Caddenin kuzeyindeki duvarda nişler yapılmıştır.1994 yılından bu yana Alanya Müze Müdürlüğü'nce yapılan kazılar sonucunda, sütunlu caddenin, 250 x 10 metre boyutlarında ve kuzeyi sütunların taşıdığı ahşap çatı ile kapalı, güneyi taş döşemeli açık yol şeklinde olduğu ortaya çıkmıştır. Oyun ve yarışlarla ilgili bilgiler içeren birçok yazıtın varlığı kente önem kazandırmıştır. Kentdeki diğer önemli yapılar tapınak, tiyatro, dükkanlar, evler ve kent surlardır. Kazılar sonucunda kentin İ.Ö.7.yüzyıldan İ.S.13.yüzyıla kadar ki tarihine ilişkin kalıntılar ortaya çıkarılmıştır.

Laertes

Toros Dağları üzerinde, Dim Vadisi ağzında yükselen Cebel-i Reis dağının eteğine kurulmuştur. Alanya'dan yaklaşık 25 km. uzaklıktadır. En yakın köy Gözüküçüklü'dür. Antik Çağda Dağlık Kilikya olarak bilinen bölgenin sınırları içerisindedir. Strabon kentten, limanı olan ve göğüs biçiminde bir tepe üzerine kurulmuştur diye söz eder. Kentin günümüze kadar gelebilen önemli kalıntıları olarak gözetleme kulelerini, Caracalla eksedrasını, odeon veya tiyatroyu, Zeus Megistos tapınağını, Apollon tapınağını, Caesar tapınağını, agora, hamam ve nekropolünü sayabiliriz. Kentte Hellenistik Döneme ait kalıntıların olmayışı, bu sırada bölgenin korsanların elinde oluşuna ve dolayısıyla imar faaliyetlerinin yeterince yapılamayışına bağlanmaktadır. Kentin tarihini daha erkene götüren ve bu kentte bulunmuş İ.Ö. 6. yüzyıla tarihlenen, üç yüzü Fenike dilli yazıt Alanya Müzesi'nde sergilenmektedir. Laertes'te bulunan diğer bir eser, Alanya Müzesinde sergilenen "Romalı bir askere ait olan diploma", kentin askeri yönüne ışık tutacak özelliktedir. Kalıntılar Roma Dönemine tarihlenmektedir.

Hamaxia

Alanya'nın 6 km. kuzey batısındaki Elikesik Köyü'nde, kent; antik Pamphylia Bölgesi sınırları içerisindedir. Halk arasında Sinekkalesi olarak bilinmektedir. Antik Çağın meşhur coğrafyacısı Strabon kentten, gemi yapımında kullanılan kerestenin elde edildiği, özellikle sedir ağaçlarının bol olduğu bir yer olarak söz etmektedir. Kentin Roma öncesi iskan edildiği sanılıyor. En üst noktada yer alan rektogonal taşlarla yapılmış kule olması olası yapıda Hellenistik Dönem özellikleri görülmektedir. Kentteki en önemli kalıntılar olarak; antik bir çeşme ile önündeki havuzu, yarım daire planlı, oturma sıraları halen görülebilen yazıtlarla donatılmış geniş bir eksedrayı, dini yapı komleksini ve nekropolü sayabiliriz. Kentte bulunan bazı yazıtlarda Hermes'in amblemi Kaduceus'un işlenmiş olması, burada Hermes'e ait bir tapınağın varlığını göstermektedir. Alanya Müzesi'nde sergilenmekte olan kabartmalı bir mezar steli ostoteklerin önemli bir bölümü Hamaxia'da bulunmuştur. Kentin İ.S.100-200 yılları arasında zengin olmayan küçük, Coracesium'a bağlı bir topluluk olarak yaşamını sürdürdüğü biliniyor. Kalıntıların önemli bir bölümü Roma ve Bizans Dönemine aittir.

Colybrassus (Ayasofya)

Gündoğmuş İlçesi Güzelbağ Kasabası Bayırkozağacı Köyü sınırları içindedir. Alanya'ya yaklaşık 30 km. uzaklıktadır. Günümüze kadar gelebilen önemli kalıntılar arasında, oldukça iyi işlenmiş İon köşe başlıklı tapınağıyla nekropolündeki lahitleri ve doğal kaya mezarını sayabiliriz. Kaya mezarının cephesi anıtsal nitelikte olup buraya 18 basamaklı merdiven ile ulaşılmaktadır. Mezar odası tek mekandan oluşmakta ve girişin üstü basık kemer şeklinde yontulmuş içi Medusa başı ile süslenmiş kemerin iki yanı ise kartal motifleri ile bezenmiştir. Çevreye dağılmış durumda olan çok sayıdaki yazıt; kentin tarihine ışık tutacak önemli bilgiler içermektedir. Kalıntılar Roma ve Bizans Dönemi özellikleri göstermektedir.

Saray Mahallesi Hilmi Bağcı Caddesi, Alanya Tel : (0242) 513 12 28 Faks : (0242) 513 71 16

Pazartesi dışında her gün 08.00-12.00 / 13.30-17.30 saatlerinde ziyarete açıktır.

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.