Ankara (Isim)

Kısaca: Ankara, tarihi boyunca pek çok isimle anılmıştır. Şehir, Frigler, Galatlar ve Romalılar (Klasik, Helenistik ve Bizans dönemlerinde) tarafından gemi çapası anlamına gelen Ἄγκυρα (Klasik Yunanca'da Anküra okunur) olarak adlandırıldı; bu ad Latin harfleri ile Batılı kaynaklarda Ankyra ve Ancyra olarak yazılmıştır. ...devamı ☟

Ankara (isim)
Ankara (isim)

} } Gallienus döneminden bir Ankyra sikkesi, Ankara adının çapadan geldiği efsanesini yansıtıyorAnadolu Medeniyetleri Müzesi Ankara Şehir Sikkeleri reyonu] Ankara, tarihi boyunca pek çok isimle anılmıştır. Şehir, Frigler, Galatlar ve Romalılar (Klasik, Helenistik ve Bizans dönemlerinde) tarafından gemi çapası anlamına gelen Ἄγκυρα (Anküra okunur) olarak adlandırıldı; bu ad Latin harfleri ile Batılı kaynaklarda Ankyra ve Ancyra olarak yazılmıştır. Ankara, Arap kaynaklarında Beldei-el Selasil ve Mamuriye ve Ma'muriye-i Selase olarak geçer. Yunanca 'Anküra' olarak telaffuz edilen şehrin adı Araplarca korunmuştu, Türklerin Anadolu'ya gelmesinden sonra bu ad Ankara ve Engürü olarak değişime uğradı, Batı dillerine de Angora olarak geçti. Engürü adı Arapça ekiyle Engüriye olmuştur. Ankara'yı egemenliğinde tutan devletler tarafından basılan sikkelerde beliren resmí ad, Selçuklu Ankara, İlhanlılar döneminde Engürü ve Engüriye,

Osmanlı Devleti

nde
Engürü ve Ankara olmuştur. Osmanlılarda 16. yy'dan itibaren şehrin adı resmen Ankara (آنقره) olmasına rağmen onu izleyen yüzyıllar boyunca halk tarafından Engürü, Batılılar tarafından ise Angora olarak adlandırılmaya devam etmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti

'nin kuruluşundan sonra diğer adların kullanımı son bulmuş ve Ankara adı evrenselleşmiştir. Hitit Dönemi ve öncesi Ankara civarında Hititlerden ve daha önceki medeniyetlerden kalma çeşitli arkeolojik siteler olmakla beraber bunların adları bilinmemektedir. Frigya Ankyra, Frigler zamanında önemli bir kentti. Pers İmparatorluğuna giden Kral Yolu üzerinde bulunuyordu } ve MÖ 333 Büyük İskender'in III. Darius ile savaşmaya giderken Ankyra'dan geçtiği kayıtlarda yer alır.} Tarihçi Pausanias'a göre Ankyra, Kral Midas'ın kurduğu kentti. Pausanias, gemi çapası anlamına gelen Ankyra adının, Frig kralı Midas'ın bir demir parçası bulduğu yere Anker (Yunanca gemi çapası anlamında) ismini vermesinden kaynaklandığını ve Kral Midas'ın, kente adını veren çapayı Zeus Tapınağı'nda sakladığını söylemektedir.} 2. yüzyılın ortalarında yaşamış olan Lidyalı seyyah Pausanias, Galatların Anadolu'ya yerleşmeleri hakkında bilgi verirken, Ankara'dan da söz eder. Ankyra kentini Gordios'un oğlu Midas'ın kurduğunu ve Friglerin bir kenti olduğunu anlatır. Yunanca ve Latince gemi çapası demek olan kentin ismi için açıklama yapma gereğini duyan Pausanias, Midas'ın bulduğu gemi çapasının, kendi dönemine kadar Jüpiter (Zeus) tapınağında saklandığını söyleyerek kentin isminin arkasındaki anlamı vermeye çalışır. Çapa, 2. yüzyıldan itibaren sikkelerin üzerine de işlenmektedir. Gene Pausanias, adı geçen metinde, Midas kaynağı adı ile bilinen ve üzerine öyküler yazılan su kaynağının Ankyra kentinde olduğunu bildirir ve "İşte Galatlar bu Ankyra kentini aldılar" der.Tarih İçinde Ankara ISBN 9944-473-07-3 Galatya 6. yüzyıl Bizans tarihçisi Stephanos Byzantinos, coğrafya sözlüğünde M.Ö. 2. yüzyılda Aphrodisias'lı Apollonius'a dayandırarak Ankara'nın kuruluşuna dair bilgiler vermektedir. Bu bilgilere göre M.Ö. 278'de Anadolu'ya gelen Galatlar, Pontus kralı Mitridat ile birlikte Mısır'a karşı bir savaşa girer, onları yenerek denize kadar sürerler ve Mısırlıların gemilerinden aldıkları çapaları zafer belgesi olarak beraberlerinde yurtlarına getirirler. Galatlar, bu başarıları üzerine onlara verilen topraklar üzerinde bir kent kurarak adını da çapa anlamına gelen Ankyra koyarlar. Görsel Büyük Genel Kültür Ansiklopedisi, 1984 baskısı cilt 1 , sayfa 638 Ankara'da MÖ 240 veya 239 yılında Selevkos İmparatoru Selevkos II Kallinikus ile kardeşi Antiokus arasındaki çarpışma Ankyra Muharebesi olarak tarihe geçmiştir.} Roma İmparatorluğu Kelt boylardan Tektosaglar, MÖ 1. yüzyılda Ankyra'yı ele geçirdiler ama daha sonra Romalıların kontrolü altına girdiler. M.Ö. 25'de Ankyra'nın bulunduğu

Galatya

resmen

Roma İmparatorluğu

nun
bir vilayeti haline geldi. Tarihçi Strabon, "Ankyra kalesi Tektosaglara aittir. Burası Blaudos dolayındaki Lidya'ya doğru uzanan Phryg kenti ile aynı ismi taşır" Strabon, Antik Anadolu Coğrafyası (Geographika: XII-XIII-XIV), Çev. Adnan Pekman, Arkeoloji ve Sanat Yay., İstanbul, 1993, s. 48. demektedir. (

Galatya

'daki Ankyra'dan başka,

Frigya

'da da bir Ankyra vardı.)

Ankyra'nın lakapları

(79-81) zamanında basılmış bir sikkede ΣΕΒΑΣΤΗΝÎéΝ ΤΕΚΤΟΣΑΓÎéΝ (Sebastenon Tektosagon) yazıyor] " target="_blank"> (79-81) zamanında basılmış bir sikkede MHTPOΠOΛEÎéC ANKYPAC (Metropolis Ankyras, yani Ankara Metropolisi) yazıyor] " target="_blank"> (253-268) zamanında basılmış bir sikkede MHTPOΠOΛEÎéC BN ANKYPAC (Metropoleos BN Ankyras; BN, "bis neokoros"un kısaltmasıdır) yazıyor] Ankyra'nın nasıl adlandırıldığını Ankyra'da basılmış sikkelerdeki ibarelerden izlemek mümkündür.} Roma istilasını izleyen yıllarda Ankyra ismi sikkelerde görülmedi. İşgal sonrasında

Galatya

, Roma resmí terimiyle bir koinon, yani bir birlik idi, Ankyra da bu koinonun resmí kimliği olmayan büyük bir kenti idi. O dönem Ankyra'da sikkeler basılır ama üzerlerinde ΚΟΙΝΟΝ ΓΑΛΑΤΙΑΣ veya ΤΟ ΚΟΙΝΟΝ ΓΑΛΑΤÎéΝ (

Galatya

Koinon'u) yazardı.

Galatya

resmen bir Roma eyaleti olduktan sonra Ankyra, Augustus zamanında saygıdeğer anlamına gelen Sebaste adı ile onurlandırıldı. Diğer iki eski

Galatya

şehri Pessinus ve Tavium'a da aynı onursal isim verildiğınden Ankyra için bu ada bir de Tectosagon (şehre eskiden sahip olan Galat boyunun adı) eklendi ve bunun ardından basılan sikkelerde ΣΕΒΑΣΤΗΝÎéΝ ΤΕΚΤΟΣΑΓÎéΝ (Sebastenon Tektosagon) ibaresi yer aldı. M.S. 80 yılında basılan sikkelerde Sebastene Tektosages yazılmasına karşın Ankyra yazılı değildi, zira Ankyra hala bir polis (şehir) değildi.} Ancak, sonraki yüzyıllarda Ankyra gittikçe önem kazandı ve bu durum basılan sikkelerde şehrin adından da anlaşılabilmektedir. Nero (54-68), Ankyra'ya Metropolis unvanı verdi. Bu, gerek sikkelerde gerek Augustus Tapınağındaki yazılarda ilan edilmiştir. Antoninus Pius (M.S. 138-161) döneminden başlayarak Gallienus dönemine kadar basılmış olan sikkelerin arka yüzlerinde MHTPOΠOΛIC THC ΓAΛATIAC (Metropolis tes Galatias, Galatların Metropolisi) veya MHTPOΠOΛEÎéC ANKYPAC (Metropoleos Ankyras, Ankyra Metropolisi) ibaresi bulunmaktadır.} Ankyra şehri 211-217 yılları arasında imparator olan Antoninus Caracalla'nın şehre yaptığı pek çok iyilik nedeniyle onun döneminde Antoniniana unvanını almıştır. Örneğin bir madalyada ΑΝΤÎéΝΕΙΝΙΑΝΗ ΑΝΚΥΡΑ ΜΕΤΡΟ (Antoniniana Ankyra Metro[1]) yazar.} Caracalla zamanında Ankara ayrıca "Neokoros" unvanını da almıştır. Neokoros, bir eyaletteki tüm tapınaklardan sorumlu bir din adamıdır; bu din adamları imparatorlarını tanrılaştırma işlevini de üstlenince, imparatorlar adına tapınaklar inşa eden şehirler de Neokoros olarak adlandırıldılar. Neokoros olmak bir şehir için onur kaynağı idi. } Gallienus zamanındaki sikkelerde şehrin ikinci kere Neokoros olduğunu belirtmek için sikkelerin üzerinde BN (bis neokoros, iki kere neokoros) yazıldığı görülür.}

Telaffuz ve transliterasyon

Ἄγκυρα kelimesi klasik Yunanca telaffuzla 'Anküra' okunur, Koini ve Bizans Yunancasında bu, 'Ankira' olarak değişmiştir.} (Modern Yunanca'da ise 'Angyira' okunur}) Yunan harflerinden Latin harflerine transliterasyonu yapıldığında Batılı kaynakların bazılarında Ankyra, bazılarında ise Ancyra olarak yazılır. Şehrin adı, klasik Latince kaynaklarda Ancyra olarak yazılmıştır. Örneğin, } Klasik Latince'de 'Ankira' olarak telaffuz edilen Ancyra'nın, Halk Latincesi ve ondan türeyen Roman dillerinde telaffuzu 'Ansira'ya dönüşmüştür.}} Almancaya geçen Eski Yunanca sözcüklerde ise k harfi korunmuştur, dolayısyla Ankyra 'Ankira' olarak okunur.}
Arap kaynaklarında 200px|thumb|right| Kalesi, "Kal'at üs-Selasil" veya "Kaleyi Selasil" olarak bilinirdi.] Ankyra Araplar tarafından 8. yy'da iki kere ele geçirilmiş, her ikisinde de Bizanslılar tarafından geri alınmıştır. 7-11. yy Bizans-Arap mücadelesi ile ilgili epik Bizans şiiri Digenis Akritis (9 ve 10.yy'dan kalma), "Ankyra" kalesinden bahseder.} Bu mücadele Araplar tarafından da Battal Gazi Destanı'nda anlatılmıştır. Battal Gazi destanında şehrin adı Mamuriye olarak geçer. Battal Gazi, 8. yy'da Emevi döneminde yaşamıştı. 11. yy'da yazılan Danişmendname de Battal Gazi destanına değinir. Her iki destanda da Mamuriye, Engüri ve Engüriyye adları eş anlamlı kullanılmıştır.}}} Aynı dönemde

Arap kaynaklarında

Ankara Kalesi'nin adı "Kal'at üs-Selasil"dir.} Arapça Selasil, zincirler (silsile nin çoğulu) demektir,} yani kalenin o zamanki adı, Zincirler Kalesi anlamına geliyordu. Şehrin kalesinin kapısında bulunan muazzam örme zincirler gündüz kaldırılır, gece bir perde gibi indirilirdi.} Kalesinden dolayı şehir de "Beldet üs-Selasil", yani zincirler beldesi olarak anılıyordu. Şehir için Ma'muriye-i Selase (zincirli bayındır yer) adı da kullanılmıştır.} 1402 Ankara Muharebesi'nin ardından Ankara Kalesi'ne hala Selasil Kalesi denmekteydi. Ankara Muharebesi'nden sonra Ankara Ahilerin elinde kalmıştı, Ahilerin daha sonra şehri 1. Murad'a teslim etmeleriyle ilgili olarak, Mehmet Neşri'nin Kitab-ı Cihannüma'sında, "...Serhaddı Rumda, kaleyi selasile geldi, imdi oraya Engürü derler ol diyarın müfsitleri kam etti, ol vakit kaleyi Engürüye ahiler elinde idi. Ahiler istiklal edüp kaleyi teslim ettiler." yazar.} Büyük Selçuklu Devleti döneminden (1237-1243) bakır sikke. Ön yüzde "KELİME-İ TEVHİD ETRAFINDA HAMSE...". Arka yüzde: "ES-SULTAN'ÜL ... KEYHÜSREV ...", tepede "DURİBE Bİ-ANKARA" (Ankara'da darp edildi)] Arap istilasını izleyen Türk fetih sürecinde Bizans adlarına sahip olan küçük veya terkedilmiş şehirlere Türkçe yeni adlar verilmiş (Dorylaion - Eskişehir gibi), büyük şehirlerin adları ise, Türk halk etimolojisine uydurularak korunmuştur (örneğin, Caesareia - Kayseri, Iconium - Konya).} Eski Arap coğrafyacıları ve tarihçileri, Ankara'nın eski Yunan telaffuzu olan Anküra'yı Angüra olarak muhafaza etmişlerdir. Bu ad Ankara ve Engürü olarak değişime uğramış, bunlardan sonuncusu Arapça ekiyle Engüriye olarak edebí ve resmí dilde de görülmüştür.} Engüriye'yi Anguriya telaffuz edenler olmuştur. Moğol istilasından önce Anguriye isimi de görülür. Bu, Türkçeleşip Ungüri sonra da Ungüriye olmuştur.} 12. yüzyılda Türkmenlerin gelmesiyle Batılı kaynaklarda şehir Angora diye anılmaya başlanır. Ankara'ya has olan Ankara keçisi, Ankara kedisi, Ankara tavşanı da, Batı ülkelerinde Angora keçisi, Angora kedisi ve Angora tavşanı olarak bilinir. Angora, ayrıca, Batı dillerinde Ankara tavşanından elde edilen yünün, Rusça'da ise Ankara keçisinden elde edilen tiftiğin (moher) adıdır. Anadolu Selçuklu Devleti'nde, Ankara ismi sikkelerde ilk olarak II. Kılıçarslan'ın oğlu Ankara Meliki Mesud Şah (1095-1156) tarafından kullanılmıştır.} 582-600 H. tarihleri arasında Ankara darplı sikkeleri vardır. Daha sonra II. Keyhüsrev 1237-1243 tarihlerinde Ankara darplı sikkeler basmıştır. Son olarak II. Keykavus H. 655 (M. 1257) tarihli Ankara darplı sikke basmıştır. Selçuklu adına başka Ankara darplı sikke basılmamıştır.}}} İlhanlı Devleti thumb|right|200px| hükümdarı Mahmud Gazan (1295-1304) tarafından Engür'de basılmış gümüş sikke. Önde: "KELİME-İ TEVHİD" ortada "DURİBE ENGÜR" (Engür'de darbedildi), etrafında "... TİS'A TİS'İN ...". Arkada : "TEGRİİN KUCUNDUR GAZAN MAHMUD DELEDKEGÜLÜK SEN"] 1243 Kösedağ Savaşı'nın ardından Moğollar Anadolu'yu istila ettiler.

Büyük Selçuklu Devleti

'nin yıkılmasından sonra Anadolu'nun büyük kısmı İlhanlıların eline geçti. İlhanlı hükümdarı Mahmud Gazan bir zamanlar Selçuk Sultanı'nın hakimiyetinde olan Anadolu şehirlerinde kendi adına İlhanlı sikkelerini darbettirmiştir.} Bu dönemde Mahmud Gazan tarafından Engür, onun halefi Ebu Said tarafından da Engüriye yazan sikkeler basılmıştır.}}
Osmanlı Devleti Engürü ve Engüriye adları Osmanlı döneminde de kullanılmaya devam edildi.

Osmanlı Devleti

'nin kuruluş yıllarını anlatan Tevarih-i Al-i Osman'da, Tatarlara karşı savaşmak için Ertuğrul Bey'in I. Alaeddin Keykubad'a yardımını sunmasının karşılığı olarak, kendisine Söğüt bölgesinin verildiği, bunun üzerine Ertuğrul Bey ve aşiretinin yürüyüp Engüri'ye gittikleri yazar."Sultan Alaaddin Karaca Hisar ile Bilecük arasında Sögüdi bunlara yurt gösterdiler. Domalıc Dağını ve Ermeni Belini. Bunlara yayla verdiler. Sarı Yatı atasına geldi. Bu habarı verdi. Er Dunrıl Gazi dahı kabul etdi. Ol vaktin yürüb Engüriye geldiler." } Evliya Çelebi, seyahatnamesinde (1648) şehre Engürü denildiğini belirtirken "Padişah defterhanesinde adı Ankara'dır." diye ekler.. Örneğin, 16. yy'a ait çeşitli resmí evraklarda Ankara (انقره) adı geçmektedir.}} Aşağıda sikkelerle ilgili bölümde görüleceği üzere, II. Beyazıd döneminden itibaren darp edilen sikkelerde Ankara adı kullanılmaya başlanmıştır. Ankara'nın resmí ad olmasına rağmen, halk arasında Engürü olarak bilinirdi. Ermenice'nin Ankara şivesinde de kentin adı Engür } veya Angürya}> idi. 1791'de yayımlanan bir yasaknamede, kadınların "Engürü şalisinden" (Ankara tiftiğinden yapılma bir cins ince kumaş) entari giyinmeleri kadınların vücut hatları belli oluyor diye yasaklanmıştı} Aşağıda verilen halk edebiyatından alıntılar ve seyahatname alıntılarında görüleceği üzere Engürü kullanımı (ve benzerleri) Ankara adının resmíleşmesinden sonra uzun bir süre devam etmiştir.

Sikkelerde Ankara

} Madení paralar şehrin resmí adının ne olduğunu gösterir. II. Murad döneminde sikkelerin basıldığı Anadolu'daki darphaneler arasında Ankara da bulunmakta idi.} Engüriye adı II. Murad (1421-1451) mangırlarında belirmektedir.}> Ankara'da basılan sikkelerde, II. Mehmet'e kadar Engüriye, onu izleyen II. Beyazıd'dan sonra ise Ankara yazardı. Ankara darphanesinde Ankara ismi II. Bayezid döneminde, Hicrí 886'dan (1508'den) sonra basılmaya başlandı.}}}

Halk edebiyatında

Firdevsi-i Rumí tarafından (1481-1521 yılları arasında) yazılan Velayet-name-i Hacı Bektaş Velí isimli el yazmasında Engürü ismi geçer. Eserde, Sultan Alaaddin Keykubad'ın Moğollar'a "Aksaray'dan Engürü'den ta Sivas'a" kadar olan bölgeyi verdiği yazar.} Keza, Evliya Çelebi, 1648'de Ankara ziyaretinden bahsederken, gençliğinde "Engürüde Er yatır/Rumda Sarı Saltık" diye şarkı söylediğini belirtir.} 17. yy'da yaşamış Karacaoğlan da bir türküsünde "Çıktım seyreyledim Niğde'yi Bor'u / Acap gezsem ela gözlüm var m'ola / Güzeller durağı Tokat, Engür'ü / Acep gezsem ela gözlüm var m'ola" der.}

Halk edebiyatında

ki Engürü kullanımına karşın, İstanbullu olan Katip Çelebi, Takvímü't-Tevaríh'te (1648) Ankara kelimesini kullanmıştır.

Seyyahların gözlemleri

310px|thumb|right|Fransız seyyah ve botanist Pitton de Tournefort'un 1717 tarihli seyahatnamesinde Ankara şehrini "Angora" olarak adlandıran resim.} ] Ankara'dan geçen seyyahların anıları şehrin halk tarafından nasıl adlandırıldığını göstermek bakımından fikir vericidir. Örneğin Ankara Muharebesinde (1402) Yıldırım Bayezid'in yanında bulunan ve savaş sonunda esir edilen Alman seyyah Johannes Schiltberger, anılarında şehrin (Almanca yazılışı ile) Angury veya Engury (Türkçe okunuşu ile Anguri veya Enguri) olduğunu belirtir. } 1648'de şehri ziyaret eden Evliya Çelebi, seyahatnamesinde Ankara'yı Unguriye diye yazmıştır.} 17. ve 18. yüzyıllarda Ankara'dan bahseden bazı Batılı seyyahlar da Batılılarca Angora olarak adlandırıldığını belirttikleri şehrin Türklerce adlandırılışını verirler. Anglosakson yazarlar şehrin yerel adının (muhtemelen İngilizce telaffuzla) Angora veya Engere, 1893 yılında Gaius Plinius Secundus'nin "Doğa Tarihi" eserini Latince'den İngilizce'ye çevirisinde çevirmen, Ankira adının günümüzde "Angora veya Engere" olduğunu yazar: } resmen "Angara" olarak ama halk tarafından "Engüre"Britanyalı tarihçi Pinkerton da, şehrin Türklerin egemenliğine girdikten sonra resmen "Angara" ama halk tarafından "Engüre" olarak adlandırıldığını belirtir: } ve İngilizce yazılışı ile Enguri (Türkçe okunuşu ile "Engüri") olarak belirtirler. Başka yazarlar yerel adı Fransızca Engur (Türkçe "Engür")Fransız seyyah ve botanist Joseph Pitton de Tournefort da, 1741'de şehrin Angora veya bazılarının telaffuzu ile Angori olduğunu ama Türklerce Engur olarak adlandırıldığını bildirir: Bkz. Tournefort kitabı ve Angouri (Türkçe "Anguri");} ve Almanca Ankarah veya Ankurijah} (Türkçe "Ankara" veya "Ankuriya") olarak belirtir. Bu yazarlar tarafından belirtilen isimlerdeki farklılıklar muhtemelen yerel telaffuzun yabancı dillere aktarılmasındaki ses kaymalarından kaynaklanmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti 28 Mart 1930'da Türk Devleti yabancı ülkelerden Türk şehirleri için Türkçe adlarını kullanmalarını resmen talep etti.} Bu tarihten sonra posta idaresi Angora veya Constatinople olarak adreslenmiş mektupları Ankara ve İstanbul'a ulaştırmadı."Turks are forcing us to adopt İstanbul and Ankara by refusing to deliver lettres addresssed to Constantinople and Angora..." } Ancak, Ankara adının hem yerel ağız ile"En tanınmış Ankaralı Vehbi Koç kentin adını "Angara" olarak telaffuz ederdi." }} hem de Anadolu'nun başka bölgelerinin şivesinde} söylenişi "Angara" olabilmektedir. Diğer dillerde Ankara Latin harfleri kullanan diller arasında Ankara adını farklı yazan diller şunlardır: Portekizce (Ancara}), Latince (Ancyra,}) ve Kürtçe (Enqere}). 'R' sesi olmayan Mandarin Çincesinde Ankara (安卡拉), "Ä€nkǎlā" (Hanyu Pinyin yazım sistemiyle) } olarak söylenir.} Popüler etimolojiler Ankara ve Engürü isimlerinin kökeni hakkında genelde ses benzerliğine dayanan çeşitli teoriler mevcuttur. Bunların bir kısmı yanlıştır, diğerlerinin ise doğrulukları hakkında kesin delil bulunmamaktadır.

Ankuwa şehri

Ankara şehrinin Hitit şehri Ankuwa (diğer yazılışları ile Ankuva, Ankuvva, Ankuwash) olduğuna dair bazı eski görüşler olmakla beraber,Bilge Umar - Türkiye'deki Tarihsel Adlar - ISBN: 975-10-0539-6} modern kaynaklar

Ankuwa şehri

nin ya Yozgat'taki Alişar Höyüğü} Boğazköy Çivi Yazılı Metinlerinde Geçen Eski Hitit Devri Yerleşim Yerleri Hakkında Elde Edilen Bilgiler Yüksek Lisans Tezi - Uğur Yanar } ya da günümüzde Çorum'a bağlı Eskiyapar} olduğunu savunmaktadır.

Kral Midas'in bulduğu çapa

Yukarıda

Frigya

bölümünde bahsedilen Kral Midas efsanesi Ankyra adının popüler açıklamalarının en eskisi olup şehrin

Frigya

lılar zamanında Ankyra olarak adlandırılmasını açıklar. Ancak, Ankara'nın denizden olan uzaklığı nedeniyle, böyle bir demir parçası bulunduysa dahi onun bir gemi çapası olamayacağı ve bu efsanenin Ankyra ismine bir açıklama getirmek için sonradan uydurulmuş olabileceği de öne sürülmüştür.}

Mısırlılardan alınan savaş ganimeti çapalar

Büyük İskender'in MÖ 333'de Ankyra'da durmuş olduğuna dair kayıtların varlığı göz önüne alınırsa, Galatların Mısırlılardan zafer ganimeti olarak MÖ 268'de getirdikleri gemi çapaları nedeniyle şehrin öyle adlandırıldığı (bkz. yukarıda

Galatya

bölümü), sonradan yakıştırılmış bir hikaye olsa gerekir.

Ungür, Farsça üzüm

Daha sonraki yüzyıllarda Ankara'nın adıyla ilgili başka açıklamalar da getirilmiştir. Evliya Çelebi, seyahatnamesinde Ankara için "Mamur yer olup, üzümü çok olduğundan adına Engürü demişler" der. Ungür, Farsça bir kelime olup üzüm anlamına gelmektedir.}

Angarya

Evliya Çelebi seyahatnamesinde "Bazıları, kalesi angarya ile yapıldığından Ankara denilmiştir, derler." diye yazar.

Baykal Gölü'nün ayağı Angara Nehri

. Angara nehri ve Angarsk, gölün güney batısındalar.] Baykal Gölü'nün adı Türkçe sayılır, "zengin göl" anlamındadır.} Bu göle Yukarı Angara ve Turka ırmakları dökülür, gölün suları Angara Nehri tarafından boşaltılır.Ana Britannica, Cilt: 3, Sayfa: 474 Gölün kıyısındaki sahalarda ise Türklere ait birçok kalıntı bulunmuştur.Meydan Larousse, Cilt: 2, Sayfa: 220. 1930'lu yıllarda Atatürk tarafından desteklenen Güneş Dil Teorisi'ne göre tüm diller Orta Asya'dan kaynaklanmaktaydı. 1937'deki İkinci Tarih Kongresi'nde İbrahim Necmi Dilmen, Güneş Dil Teorisinin Tarih Tezinde Yeri adlı sunumunda, Baykal Gölü'nü Yenisey Nehrine bağlayan Angara nehri ile, Ankara şehrinin yakınındaki Ankara Çayı arasındaki isim benzerliğine dayanarak "su" kavramı ile Ankara arasında bir bağlantı olması gerektiğini öne sürmüştü. Aynı yıl, 1937'de, Türkiye'yi ziyaret etmekte olan Yunanistan Başbakanı Elefterios Venizelos'un Atatürk ile bir görüşmesinde Atatürk, "Ekselans, 'Ankara' adının nereden geldiğini bilir misiniz?" diye sormuş ve aldığı olumsuz yanıt üzerine getirilen "Dünya Atlası"'nın bir sayfasını açıp Baykal Gölü yakınındaki Angarsk kentini göstermiş ve "İşte buradan geliyor, Ekselans!" demiştir.Atatürk`ün Milli Dış Politikası, Kültür Bakanlığı Atatürk Dizisi, Cilt: 2, Sayfa: 371-373.

Kaynakça

} }

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

Ankara
2 yıl önce

|erişim-tarihi= kullanmak için |url= gerekiyor (yardım) ^ "T.C. Ankara Valiliği resmî sitesi, Ankaranın Başkent Oluşu sayfası". 27 Haziran 2015 tarihinde kaynağından...

Ankara, Anıtkabir, Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Kocatepe Camii, İ. Melih Gökçek, Türkiye Cumhuriyeti, Avrupa, 1923, Hititler, Kurtuluş Savaşı, 1920
Ankara Okulu
2 yıl önce

gideriliyordu. Okul "Ankara İlkokulu", "Ankara Suvan Okulu" gibi farklı isimlerle de anılmaktadır. Suwon Belediyesi ise Ankara Okulu yakınlarına ’Ankara Kimsesizler...

İsim
2 yıl önce

Yapılarına göre isimler üç ayrı grupta incelenir; basit isim, türemiş isim, bileşik isim Yapı olarak kök hâlinde bulunan isimlerdir: un, sıra, kına,...

Ankara (anlam ayrımı)
4 yıl önce

sancakları) bir Osmanlı vilayetiydi. Ankara (isim), Ankara şehrinin tarihi adları hakkında bir madde. Ankara Okulu Ankara Hükûmeti Ankyra Muharebesi, MÖ 240...

Ankara lisesi
2 yıl önce

Ankara Lisesi, daha iyi bilinen adıyla Ankara Kız Lisesi (AKL), Ankara'nın en tanınmış ve en eski liselerinden biridir. 1923 yılında kurulan Ankara Lisesi...

Ankara Lisesi (Anadolu), Anadolu Lisesi, Ankara, Atatürk, Eğitim kurumları, Taslak, Türkiye, Türkçe, İngilizce, Rızaşah ERTEM
Ankara Cinayeti
6 yıl önce

Ankara cinayeti, 1945 yılında Ankara'da işlenen, üst düzey bürokratların adının karıştığı bir cinayettir. 16 Ekim 1945 tarihinde, Ankara'da Doktor Neşet...

Ankara Cinayeti, Ankara Cinayeti (film), Ankara Cinayeti (kitap), Ankara cinayeti, Anlam ayrım
Ankara Uluslararası Film Festivali
6 yıl önce

Ankara Uluslararası Film Festivali veya Ankara Film Festivali, Ankara'da her yıl düzenlenen uluslararası bir film festivalidir. Türkiye'nin en köklü film...

Ankara Uluslararası Film Festivali, Ankara, Belgesel, Kültür, Kısa film, Taslak, Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı
Ankara Hastanesi
6 yıl önce

Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Ankara'daki Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı'na bağlı bir eğitim araştırma hastanesi. 1957'de "Ankara Hastanesi"...