Böbrek

Kısaca: Alm. Niere (f), Fr. Rein (m.) İng. Kidney. Karında bel omurlarının iki yanında bulunan ve başlıca görevi; kanı, vücuttan atılacak maddelerden temizlemek olan organ. Her iki böbreğin uzunlukları 11-12, genişlikleri 6, kalınlıkları ise 3 cm kadardır. Yarıdan fazla kişide sağ böbrek sol böbrekten daha aşağıda bulunur. Erişkin bir kimsenin böbreğinin ağırlığı 120-300 gr arasında değişir. ...devamı ☟

böbrek
Böbrek



Böbrek
Böbrek
Alm. Niere (f), Fr. Rein (m.) İng. Kidney. Karında bel omurlarının iki yanında bulunan ve başlıca görevi; kanı, vücuttan atılacak maddelerden temizlemek olan organ. Her iki böbreğin uzunlukları 11-12, genişlikleri 6, kalınlıkları ise 3 cm kadardır. Yarıdan fazla kişide sağ böbrek sol böbrekten daha aşağıda bulunur. Erişkin bir kimsenin böbreğinin ağırlığı 120-300 gr arasında değişir.

Böbreğin dış kenarları dışbükey, iç kenarları da içbükeydir. Bu görünüşleriyle iri birer fasulye tanesini hatırlatırlar. Böbreğin dışında böbrek zarı bulunur. Ayrıca çevresinde de yağ toplantısı mevcuttur. Çevresindeki yağ dokusu, böbreğin, karın içindeki konumunu muhafaza etmesini sağlar.

Böbreklerin iç yüzlerinde böbrek hilusu denilen oyuk bir kısım vardır. Burada böbreğe giren çıkan damar ve sinirler, böbrek pelevisi (havuzu) ve bunların arasını dolduran yağ dokusu bulunur. Böbrek hilusundan, böbreğin içinde bulunan ve böbrek sinüsü denilen boşluğa girilir. Böbrek sinüsü şekil bakımından böbreğin dış görünüşüne benzer ve böbrek dokusu kalın bir kabuk şeklinde böbrek hilusundan başka bu boşluğun her tarafını sarmıştır. Bu boşlukta; böbreğe giren ve çıkan damarların devamı, böbrek havuzu ve kesecikleri ile bunların aralarını dolduran yağ dokusu bulunur. Böbrek boyuna kesildiğinde kapsülü altında yaklaşık 1 cm kalınlığındaki kabuk (korteks) kısmı yer alır. Bunun da altında daha açık renkte olan medulla (ilik) kısmı bulunur. Medulla, huni şeklindeki böbrek piramitleri denilen doku kümelerinden meydana gelmiştir. Piramitlerin iç kısımları böbrek havuzuna bakar.

Böbrekler idrarın meydana geldiği “nefron” denilen fonksiyonel ünitelerden meydana gelmişlerdir. Nefron, glomerül denilen bir damar yumağı ve borucuklardan meydana gelmiştir. Her böbrekte yaklaşık bir milyon nefron bulunur. Glomerüllerin çapı yaklaşık 0,2 mm olup "Bowmann kapsülü” denilen bir kesecik tarafından sarılmıştır. Kandan birinci (ilk) idrarın meydana gelmesi glomerüllerde olur. Birinci idranın yaklaşık % 99'u, nefronun borucuklarından geçerken geri emilir.

Kalbin her atımında vücuda yolladığı kanın yaklaşık beşte biri böbreklere gelir. Bu kan süzülerek, glomerülde birinci idrar meydana gelir. Meydana gelen birinci idrarda, proteinler dışındaki maddelerin hemen hepsi kandaki miktarları ile aynı oranda bulunurlar. Daha sonra nefronun borucukları boyunca bu maddelerden bir çoğu geri emilir. Emilen bu maddelerle birlikte vücutta su da tutularak organizmanın su dengesi sağlanır. Nefron borucuklarından sodyum ve potasyum iyonlarının geri emilmesi hormonlar etkisiyle olur. Bu hormonlara, mineralokortikoit hormonlar denilir ve böbrek üstü bezlerinden salgılanır.

Böbrekte borucuklar boyunca olan geri emilme olayı iki şekilde olur.

Pasif geri emilme (Pasif reabsorbsiyon): Bu tip geri emilmede enerjiye ihtiyaç yoktur. Maddeler iki taraftaki (damar ve ultrafiltrattaki) yoğunlukların farkına göre geri emilirler. Bunda ilk önce sodyum iyonu geri emilir, bunun yanında su da emilmiş olur. Üre de pasif olarak geri emilen maddelerdendir.

Aktif geri emilme (Aktif reabsorbsiyon): Burada glikoz gibi maddeler belli bir elektrokimyasal güce karşı enerji harcanarak geri emilirler. Glikozdan başka sodyumun bir kısmı da aktif reabsorbsiyon ile taşınır.

Bazı maddelerin vücuttan acil olarak uzaklaştırılmaları ve kandaki oranlarının belli bir seviyenin altında tutulmaları gerekir. Bu maddeler, böbrek borucukları boyunca hücrelerden salınarak idrara verilirler. Bu olaya da "sekresyon” denilmektedir. Sekresyonla idrara salınan maddeler; ilaçlar gibi yabancı maddeler, üre, hidrojen iyonlarıdır.

Böbrekler, kapasitelerinin çok altında çalışır. Bir böbreğimiz çıkarıldığında diğeri rahatça çıkarılan böbreğin vazifelerini üstlenebilmektedir. Böbreği çıkarılan kimselerde diğer böbrek, hacminin iki katına yakın büyür. Hiçbir zaman böbrekler tam kapasite ile çalışmazlar. Normal bir insanda her böbreğin 1/3'ü çalışsa veya tek böbreği olan bir kişinin böbreğinin 2/3'ü çalışsa normal olarak hayatına devam eder. Gene 1/3'ü yedekte kalır.

Böbrek hastalıkları vücut için oldukça ciddi problemler getirir. Böbrekte nefron parçasının iltihabına “nefritis” denilir. Nefritlerden en sık görüleni boğazdaki anjinlerden sonra olanıdır. Bundan başka kanda dolaşan mikroplar da böbrekte iltihap meydana getirebilir. Böbrek iltihaplarının tehlikeli olmasının sebebi, bazı bölgelerin iş göremez hale gelerek ileride böbrek yetersizliği yapabilmesindendir. Kronik (müzmin) böbrek hastalıklarında tehlikeli olabilen bir hadise de, bu hastalıkların devamlı yüksek tansiyona sebeb olabilmeleridir.

Sun'i böbrek: Böbreğin görevi genel manada kanı filtrelemek ve biriktiği zaman zehirleyici olarak kanı bozan maddeleri ortadan kaldırmaktır. Böbrekler bu işi iki kademede yapar: 1) Glomerül denilen kaba filtreleme mekanizmasını kullanarak kanın süzülmesi, 2) İdrara karışmış gerekli maddelerin tüpcüklerde tekrar geri emilmesi. Bunlara, zararlı maddelerin tüpcüklere ifraz edilmesi de eklenebilir.

Sun'i böbrek makinası, glomerülün bir kopyasıdır. Ancak tüpçüklerin yaptığı görevleri yapamaz. Böbrek makinasının çalışma prensibi yoğunluk farkına bağlı olarak meydana gelen bir "dializ" (geçişme) olayıdır. Kan ve dializ sıvısı denen bir sıvı arasına yerleştirilmiş bir zar bulunur. Saflığı bozan maddeler kanda yoğun, dializ sıvısında ise azdır. Bu yoğunluk farkı, süzülecek maddelerin kandan dializ sıvısına geçmesini sağlar. Zarın deliklerinin büyüklüğü ve yoğunluk farkı süzülen maddelerin büyüklüğüne tesir eder. Önce küçük moleküller geçer, büyük moleküllü proteinler ise hiç geçemez.

Eskiden böbrek makinalarında düz yüzey halinde, zarlar kullanılırdı. Kan ve sıvı, zarın iki yüzüne pompalanırdı. Kil levhası adıyla bilinen bu zarlar günümüzde az yer kaplayacak ve dolayısıyla hastanın evinde kendi kendine kullanılabilecek boyutlara indirilmek üzere düzenlenmiştir. Daha önceleri kullanılan zarlar zaman zaman temizlenirdi. Günümüzde halka halindeki zarı kolayca değiştirmek, yenilemek ve böylece iltihapları önlemek imkanı vardır.

Moleküllerin büyüklüğü kadar zardan geçiş hızları da önemlidir. Bu ikisini iyi ayarlayabilmek için makineye verilecek kanın yeterli miktarda olması lazımdır. Bunun için iki yol takip edilebilir. Bunlardan biri “fıstula” diğeri “shunt” tekniğidir. Shunt, koldaki atardamarlardan birine yerleştirilen bir parça olup, kan buradan alınır. Fistula tekniğinde ise atardamar yüzeye yakın bir damara bağlanır. Bu da altı hafta içinde kalınlaşarak şırınga (iğne) ile rahat girilip çıkılan bir bölge meydana getirir. Diyaliz (süzme) sırasında makina içindeki kanın pıhtılaşmaması için heparin denilen madde (liquemin) kullanılır.

Damara kanın geri verilmesiyle içinde hava bulunmaması hayati önem taşır. Bu maksatla özel bir hava redektörü kullanılır. Böbrek makinasında ayrıca kanı dolaştıracak bir pompa ile vücut ısısına kadar getirecek bir ısıtıcı bulunur.

Dializ, böbrek naklinin mümkün olmadığı hallerde eldeki tek çözümdür. Ekseriya, verilecek uygun bir böbrek bulununcaya kadar böbrek makinası kullanılır.

böbrek

Kandaki zararlı maddeleri süzen, idrar salan, omurganın sağ ve sol yanında bulunan çift organlardan her biri.

böbrek

Türkçe böbrek kelimesinin İngilizce karşılığı.
adj. nephritic, renal, of or pertaining to the kidneys n. kidney, one of a pair of organs that filters metabolic wastes from the blood

böbrek

kandaki zararlı maddeleri süzen, sidik salgılayan, omurganın sağ ve sol yanında bulunan çift organlardan her biri.

böbrek

Türkçe böbrek kelimesinin Fransızca karşılığı.
rein [le]; (yenilen) rognon [le]

böbrek

Türkçe böbrek kelimesinin Almanca karşılığı.
n. Niere

misafir - 8 yıl önce
Cok tesekkur ederim. Cok işime yaradı. Elinize emeğinize sağlık ;)

Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

böbrek Resimleri

Böbrek
2 yıl önce

Böbrekler, omurgalılarda bulunan fasulye biçiminde boşaltım organlarıdır. 13 cm boyuna kadar olabilen böbrekler, boşaltım sisteminin bir bölümünü oluştururlar...

Böbrek, Anatomi, Böbreküstü bezleri, Fasulye, Hipotalamus, Latince, Nefroloji, Omurga, Omurgalılar, Pankreas, Paratiroid
Böbrek Yetmezliği
2 yıl önce

Böbrek yetmezliği, kronik böbrek yetmezliği ile beraber de meydana gelebilir. Buna kronik üzerine akut böbrek yetmezliği (KÜABY) denir. Bunun akut kısmı...

Böbrek yetmezliği, Böbrek yetmezliği
Böbrek taşı
2 yıl önce

Böbrek taşı, tıpta "nephrolithiasis" ya da, "urolithiasis" olarak bilinen, böbreklerde biriken sert madensel maddelere verilen addır. Kalsiyum oksalat...

Böbrek korteksi
2 yıl önce

Böbrek korteksi, böbreklerde bulunan ve medullanın çevresindeki boş alanları kaplayan bir çeşit sitoplazmadır. Korteks, böbrekte majör kaliksin alt kısımlarında...

Böbrek fizyolojisi
2 yıl önce

Böbrek fizyolojisi. Böbrekler insan vücudundaki en karmaşık organlardan biridir ve çok sayıda işlevleri bulunmaktadır. Böbreklerin işlevlerinin anlaşılması...

Polikistik böbrek hastalığı
2 yıl önce

Polikistik böbrek hastalığı, böbreklerin görece sık karşılaşılan kistik hastalıklarındandır. 2 tip polikistik böbrek hastalığı vardır; Otosomal dominant...

Akut böbrek yetmezliği
6 yıl önce

Akut böbrek yetmezliği (ARF) böbreğin hasar göremesi sonucu meydana gelen böbrek fonsiyonlarının aniden kaybı olayıdır. Bu durumda normalde böbreklerin çıkardığı...

Türk Böbrek Vakfı
2 yıl önce

ISO 9001:2008 kalite yönetim sistemi sertifikasyonuna sahip olan Türk Böbrek Vakfı, İstanbul'da Ahmet Ermiş Diyaliz Merkezi, Tekirdağ'da, Tekirdağ Hacı...