Intihar

Kısaca: İnsanlar değişik nedenlerle yaşamlarına son vermek isterler. İntihar önlenebilecek bir ölüm nedenidir. Bu kararın alınmasına neden olan etmenler çok değişiktir. Genelde birkaç neden bir arada bu eylemin ortaya çıkmasına yol açar. Kendisini öldüren insanların %90’ı depresyon hastasıdır. Depresyon ve diğer ruhsal hastalıklar yanında kötü yaşam olayları da intihar riskini artırmaktadır. İntiharın bireysel olduğu kadar toplumsal boyutu da vardır. İntiharlar, önemli sağlık sorunlarından biri ...devamı ☟

intihar
Intihar

İnsanlar değişik nedenlerle yaşamlarına son vermek isterler. İntihar önlenebilecek bir ölüm nedenidir. Bu kararın alınmasına neden olan etmenler çok değişiktir. Genelde birkaç neden bir arada bu eylemin ortaya çıkmasına yol açar. Kendisini öldüren insanların %90’ı depresyon hastasıdır. Depresyon ve diğer ruhsal hastalıklar yanında kötü yaşam olayları da intihar riskini artırmaktadır. İntiharın bireysel olduğu kadar toplumsal boyutu da vardır.

Kendini öldürme. İnsanın kendisinin hayatına kasdetmesi işi, akla gelebilecek her türlü yolla olabilmektedir. Bunlar, kendisini asmaktan, son hızla giden bir arabayla uçurumdan atlamaya kadar çok çeşitlidir. Psikiyatride tek ölüm sebebi olarak sayılabilecek intihar, sanayileşmiş ülkelerde en sık rastlanan on ölüm sebebi arasına girmiştir. Hatta genç erkeklerde en sık ölüm sebebidir.

İntihar olayları ile yaş arasında doğru orantılı bir ilişki gözlenmektedir. Yaş ilerledikçe intihara daha sık rastlanır. İntihar olayı erkeklerde daha çok vuku bulmaktadır. İntiharın zamanla da ilişkisi vardır. Gece yarısından sonra ve sabaha karşı daha sık olduğu gibi yaz ve ilkbahar mevsiminde daha fazladır.

İntiharın sıklığı inanç ve toplum yapısına göre de büyük farklılıklar gösterir. Müslümanlarda çok az rastlanır. Çünküİslam dininde intihar etmek, adam öldürmekten daha büyük günahtır. Fakir ve menfi halli bölgelerde beklenenin aksine daha az, düzensiz hayat yaşayan yalnız kişilerde ise çok sıktır. Bu konuda en büyük rolü kişinin cemiyetten tecridinin (sosyal izolasyonun) oynadığı sanılır. Zira dul ve bekarlarda intihar, evlilerden daha fazladır. Fakirlikle intihar arasında bir ilişki kurulamamıştır. Aksine toplumun üst sınıflar denilen kesimlerinde intihara daha sık rastlanmaktadır.

İntihar şekli olarak ilaç alma, kendini vurma, asma, bıçaklama, denize atma gibi teşebbüsler en sık kullanılanlardır. Ancak, bunların oranı, cinsiyete, topluma, zamana göre değişmektedir.

İntihar vak’alarının yarısı depresyon (ruhi çöküntü)lü hastalarda görülür. Alkoliklerde de intihar olayları çok sıktır. Toplumun normal kesimine oranla alkoliklerde intihar oranı elli kat daha fazladır. Alkoliklerden intihar ederek ölenlerin oranı, alkolün diğer zararlarından ölenlerden daha fazladır. İntihar vak’alarının sadece% 10 kadarında psikiyatrik bir bozukluk söz konusu değildir.

Depresyonla birlikte bulunan suçluluk, ümitsizlik duyguları da önemlidir. Ama yararsızlık, istenilmeme ve insanın hayatı uğrunda yaşanmaya değer bir gayenin olmaması çok daha mühimdir. Bu görüşü, yaşlılarda ve yalnız yaşayanlarda intihar oranının yüksek, genç evli kadınlarda (ruhi çöküntünün sık olmasına rağmen) intihar oranının düşük olmasını destekler.

İntiharların önlenmesi için yüksek intihar riski taşıyan gruplara yönelmeli ve risk durumunu değerlendirmede içki kullanma alışkanlığı, yalnız yaşama, cinsiyet ve yaş gözönünde bulundurulmalıdır. Kişilerin dini inançlarının güçlenmesine dönük çalışmalar yapmak, insanın yaratılış maksadını iyi anlatarak onları sebepsiz yaşadıkları hissinden kurtarmak birçok intiharı önleyecektir.

Toplumda intihardan söz edenlerin intihar etmeyeceği şeklinde yanlış bir inanç vardır. Her intihar eden önceden çevresine durumu sezdirmeyebilir. Bunun gibi söyleyenlerin intihar edene kadar bıkkınlık getirecek kadar çok söyledikleri, fakat çoğu kere söylediklerinin önemsenmediği acı bir gerçektir.

İntihara teşebbüs durumu intihardan on defa daha fazla görülür. Bu kişilerde ilaç alarak intihara teşebbüs daha belirgin olup, tabanca ve bıçak gibilerini ciddi olarak kullanmayıp gösteri için kullanırlar. Birkaç ufak çizik ve sıyrık bu gibi intihar teşebbüslerinde en sık görülen haldir. Bunlarda ölüm tehlikesi azdır. Bu gibi kişiler ya az ilaç alır veya olaydan sonra hemen bulunabilecek bir durumda teşebbüsü uygularlar. Sebebi saklarlar veya ani bir his ile teşebbüs ettiklerini ve sebebini bilmediklerini söylerler. Çoğu kere ya çok acı çektiklerini göstermek için veya hayatlarında önem taşıyan bir kişiyi etkilemek için intihar girişiminde bulunurlar. İntihara teşebbüs edenlerin mutlaka bir psikiyatrist tarafından görülmesi ve dinlenmesi icab eder.

Bugüne kadar intiharı önleme tedbirleri başarıya ulaşmış değildir. Ruhi çöküntünün tedavisi de intihar oranında belli bir azalma sağlayamamıştır. Hatta şiddetli depresyon sırasında intihar etmeyenlerin bazıları biraz iyileşince intihar etmektedirler.

İnsanın kendi hayatına kasdetme işi akla gelebilecek hatta bazan akıl almayacak her türlü yolla olabilmektedir.

Bir taze intihar olayı karşısında şu muamele yapılmalıdır: Kişi kendini asmışsa, hemen alttan vücudu destekleyip, ipi kesmeli ve bir ambulans çağırmalı, gecikmeden hastahaneye götürülmelidir.

Aşırı alkol alarak ve ilaçla intihara teşebbüs ettiyse acil hastane tedavisi hayat kurtarıcıdır. Olay ciddi ise hemen doktor ve beraberinde bir ambulans çağırmalıdır. Bu arada içtiği ilaç ve alkolün miktarı ve cinsi de yaklaşık olarak kaydedilip doktora bildirilmelidir.

Türk Ceza Kanunu’nda intihar suç sayılmamıştır. Ancak intihara ikna ve yardım suçtur. İntihara yardım ve iknanın suç olabilmesi için, intihar edenin ölmüş olması gerekir. Bu konudaki TCK’nun 454. maddesi “Birini intihara ikna ve buna yardım eden kimse, müntehirin vefatı vuku bulduğu takdirde üç seneden on seneye kadar ağır hapis cezasına mahkum olur.” der.

İntiharlar, önemli sağlık sorunlarından birisidir. Tüm dünyada günde ortalama 1000 kişi intihar ederek yaşamına son vermektedir.Tüm dünyada 42 saniyede bir kişi yaşamına son vermek için intihar girişiminde bulunmakta, 17 dakikada bir de bir kişi intihar nedeniyle yaşamını yitirmektedir. İntihar sıklığı yaş gruplarına göre ve cinsiyete göre değişiklik göstermektedir. Özellikle gençlerde önemli bir sorundur. ABD’de yapılan araştırmada 15-24 yaş grubunda ölüm nedenleri arasında üçüncü sırayı intiharlar almaktadır.

İntihar nedenleri çok çeşitlidir. Bazı durumlar intihar riskini artırmaktadır. Bunlar arasında:

   * Psikiyatrik hastalıklar
   * Sosyal nedenler
   * Psikolojik nedenler
   * Biyolojik yatkınlık
   * Genetik yatkınlık
   * Fiziksel hastalıklar sayılabilir.


İntihar nedenleri genç ve yaşlılarda genelde daha farklıdır. Yapılan araştırmalarda 30 yaş altındaki intihar vakalarında en sık intihar nedeninin anti sosyal kişilik bozukluğu ve alkol-madde bağımlılığı olduğunu 30 yaş ve üzerindeki kişilerde ise depresyon gibi duygulanım bozukluklarının en sık neden olduğunu göstermektedir. İntihara yol açan önemli yaşam olayları ise 30 yaş altında boşanma, reddedilme, işten çıkarılma-işsizlik ve yasal sorunlar; 30 yaş üzerinde ise fiziksel hastalıklar olarak belirlenmiştir.

1.Psikiyatrik nedenler:

İntihara yol açan en önemli sorun depresyondur. Bu konuda yapılan değişik araştırmalarda intihar eden kişilerin %30-64 ünde depresyon tespit edilmiştir.İntihar sonucu ölenlerin %90 ında depresyon tespit edilmiştir. Depresyon hastalarının ise %15 i intihar girişimi sonucu yaşamını kaybetmektedir. Yapılan bir araştırmada intihar sonucu yaşamını kaybeden vakaların %63’ünün erkek, %37’sinin ise kadın olduğu tespit edilmiştir. Depresyonu olan erkeklerde intihar ve intihar sonucu yaşamını kaybetme oranı kadınlara göre daha yüksektir.

Depresyon sonucu intihar eden ve ölen vakalar arasında depresyon ilaç tedavisi görenlerin oranı %3 dür. Yani bu hastaların çoğu doktora başvurmamakta ve tedavi görmemektedir.

İntihara yol açan diğer psikiyatrik sorunlar şunlardır;

   * Şizofreni; intihar vakalarının %10’unda şizofreni görülmektedir
   * Alkol bağımlılığı
   * Madde bağımlılığı
   * Kişilik bozukluğu
   * Panik bozukluğu


2.Sosyal nedenler:

Toplumun sosyal yapısı ve toplumsal kaynaşma durumuna bağlı olarak intihar oranları ülkeden ülkeye farklılık göstermektedir. Aile bağları zayıf toplumsal etkileşimin az olduğu kişilerde intihar olasılığı artmaktadır (egoistik intihar). Sosyal ve ekonomik krizlerde ise toplum içinde intihar oranları yükselmektedir (anomik intihar). Örneğin her iki dünya savaşında da tüm Avrupa da intihar oranları diğer zamanlara göre çok artmıştır.

Durkheim anomik intiharı şöyle tanımlamıştır: batı toplumlarında endüstriyel devrimi takiben toplum yapısında bazı değişiklikler olmuş, toplum içinde dini inançları ve aile bağlarını kuvvetli sağlayamayan kişilerde intihar riskinin arttığını gözlemiştir. Toplumsal bağları kuvvetli ve geleneklerine bağlı diğer toplumlarda ise çoğu zaman intiharlar kişisel olmaktan çok toplumsal bir kural olarak vardır. Örneğin Japonlarda gururun kırılması sonucu uygulanan hara-kiri gibi. Bu tür intiharlar “fedakarlık intiharı” olarak tanımlanır ve burada bireysel özelliklerden çok toplumsal kurallar intiharı getirir.

Bir de toplu intiharlar vardır ki bunlar da ayrı araştırma konusudur. Örneğin bazı tarikatlarda tarikat inanışları nedeni ile toplu intiharlar görülebilmektedir.

Egoistik intiharlar, düzenli toplumlarda topluma uyum sağlayamayan suçlular veya uyumsuz davranışları olan kişilerde görülür.

Toplumsal olaylar göz önüne alındığında aynı koşullarda bir kişi intihar ederken diğer kişide neden intihar girişimi olmadığı açıklanamamaktadır.

Adler’e göre ise sosyolojik nedenleri ve sonuçları olsa da intihar ancak bireysel olarak incelendiğinde anlaşılabilir. Her intihar bireyseldir, kendi içinde değerlendirilmelidir.

İntihar nedenleri arasında depresyon ve şizofreni gibi ruhsal hastalıklar yüksek oranda görülmesine rağmen bu hastalarda intihar oranı sanıldığı kadar yüksek değildir. Bu yüksek risk grubundaki hastalarında kendi içlerinde yüksek risk taşıyanları vardır. Psikiyatristler muayeneleri sırasında bunu değerlendirebilir ve yüksek risk taşıyan hastaları belirleyebilir.

Robert Litman’a göre intihar riski taşıyan kişilerde bu düşünceler zaman zaman yoğunlaşır. Bazen kısa sürede bu düşünceler kaybolur bazen ise bir süre devam eder. Ona göre bu düşünceleri taşıyan insanlar arasında da intihar oranı düşüktür. Bu grup içinde yüz hasta var ise birkaç yıl içinde intihar edenlerin sayısı 3-4dür. İntihar düşüncesi olan kişilerin bunu eyleme dökmesi için pek çok olumsuz koşul bir araya gelmelidir. Yine Litman’a göre umutsuzluk depresyondan daha fazla intihara neden olmaktadır.

Yaş arttıkça intihar oranları da artmaktadır. Erkeklerde en sık 45 yaşlarında, kadınlarda ise 55 yaşlarında intihar görülmektedir. Kadınlar intihara daha fazla eğilim göstermektedir, buna karşın intihardan ölüm oranı erkeklerde daha fazladır. Evli kişilerde intihar oranı boşanmış kişilere göre daha azdır.

Çalışmak kişiyi intihardan koruyan önemli bir özelliktir. İşsizlik sunucu kişilerin sosyoekonomik durumları bozulmakta, psikiyatrik sorunlar ortaya çıkmakta (özellikle anksiyete ve depresyon) ve stres veren durumlarla karşılaşma olasılığı artmaktadır. Bu nedenle işsiz kalan kişilerde intihar etme olasılığı artmaktadır.

3.Psikolojik etkenler

Kişisel yatkınlıkta intihar olasılığını artırmaktadır.

4.Biyolojik yatkınlık

Beyindeki serotonin maddesindeki azalma intihar olasılığını artırmaktadır.

5.Ailesel yatkınlık

Ailede intihar eden kan bağı olan bir yakının olması kişilerde intihar etme olasılığını artırmaktadır. Bazı ailelerde yüksek intihar oranları dikkati çekmektedir.

6. Fiziksel Hastalıklar

Kanser, sara, kalp hastalığı, bunama, AİDS gibi önemli hastalığa yakalanan kişilerde intihar olasılığı normal topluma göre daha fazladır.

     Tedavi:


     Sonuç olarak, intihar önemli toplumsal bir sorundur ve önlenebilecek bir ölüm nedenidir, yeter ki zamanında fark edilebilsin. İntiharların en sık nedeni depresyondur ve doğru tanı ve tedavi edilirse intihar riski azalır. Bu açıdan depresyonun tedavi edilmesi çok önemlidir. İntihar girişimi olan yaşlı hastalarla yapılan araştırmada bu hastaların %70’inin intihar girişiminde bulunmadan önce doktora başvurduğunu göstermektedir. Depresyon hastalarının büyük bir kısmı tedavi görmemekte ve ayakta kendi başlarına hastalığı atlatma çabasına girmektedir. Kimi komşunun önerdiği ilacı almakta, kimisi eczaneden uyku ilacı alarak idare etmekte, kimisi ise hiç ilaç almadan hastalığı yaşamaktadır. Depresyon hastalarını doktora yönlendirme ve doktora ulaşmasını sağlamak ailenin, arkadaşların ve yakınların görevidir.


     Aynı şekilde intihar mesajları veren kişileri uzmanlara yöneltmek, yakınların yapabileceği en büyük yardımdır. Bu yakını zor durumda bırakmak veya onun güvenine ihanet etmek olarak algılanmamalıdır. Uzun vadede bu yardımınızdan dolayı bu kişiler size minnettar olacaktır. İntihar riskini yok saymak, bunun konuşulmasını tabu olarak kabul etmek, intihar girişiminin gerçekleşmesine engel olmaz.


İntihar girişiminde bulunup hayatta kalan kişilerin de en kısa zamanda değerlendirme ve tedavi planı çizilmesi açısından uzmana yönlendirilmesinde fayda vardır.

Uz. Dr. Sibel MERCAN

Dünyada intihar

İngiltere'de ve İrlanda'da her yıl intihar nedeniyle ölüm vakaları, kayıtlara göre 5000-6000'dir ve muhtemelen gerçekte daha fazladır. Birçok sanayi ülkesinde intihar en sık görülen on ölüm nedeninden biridir ve hemen hemen tek psikiyatrik ölüm nedenidir. Genç erkeklerdeki mortalitede intihar vakaları, trafik kazalarından sonra ikinci gelir ve üniversite öğrencileri arasında intihar bütün ölüm vakalarının üçte birini oluşturur. Genel kanının aksine ve intihar girişimi vakalarındaki durumun tam tersi olarak, intihar oranı İngiltere ve A.B.D. 'de bugün 20.yüzyılın başındaki oranla aynıdır. Bu oran 1930´da, "Kriz" döneminde yükselmiş ve iki dünya savaşı sırasında düşmüş, bugün ise yılda yaklaşık 1: 10,000'dir.

İntiharın epidemiyolojisi geniş kapsamlı olarak incelenmiş ve birçok husus saptanmıştır. İntihara kadınlarda, erkeklerdekinden iki kat daha sık rastlanır. Çocukluk döneminde ender görülür ve yaş ilerledikçe sıklaşır. Kadınlarda en yüksek oran altmış yaş grubundadır, ama erkeklerde seksen ve doksan yaşlarına kadar yükselmeye devam eder. Gece yarısından sonra, maksimuma varan günlük bir değişkenlik ve ilkbahar ile yaz başlangıcında maksimuma varan yıllık bir değişkenlik görülür.

Katolik toplumlarında intihar oranları Protestan toplumlardan daha düşüktür: bu fark, muhtemelen kısmen Katoliklerin beklenmeyen ölümleri intihar vakaları olarak kaydetmelerinden ötürüdür. Kent alanlarındaki intihar oranları köy alanlarındakinden daha yüksektir, ama Londra gibi büyük kentlerde, semtler arasında büyük ve kalıcı farklar vardır. Yoksul ve koşulları olumsuz olan bölgelerde intihar oranları düşük, değişken nüfuslu, pansiyon ve yalnız yaşayan kişilerde bu oranın yüksek olduğu saptanmıştır. En önemli nokta muhtemelen sosyal izolasyondur, çünkü dul ve bekarlardaki intihar oranları evlilerden ve çocuklu dullarınki çocuksuz olanlardan daha yüksektir. Toplumun üst sınıflarındaki intihar oranının, el sanatçılarından daha yüksek olması, yoksulluk ve intihar oranları arasında ilişki bulunmadığını göstermektedir; bu oranın, özellikle doktor ve dişçilerde yüksek olmasının nedeni ise muhtemelen kısmen öldürücü ilaçları daha kolay bulabilmeleridir.

İntihar yöntemleri, ülkeler ve kuşaklar arasında değişir. Britanya'da en sık başvurulan yöntemler aşırı barbitürat dozajı ve karbon monoksit zehirlenmesidir, ama aşırı dozda diğer hipnotiklerle ve çeşitli psikotropik ilaçlarla intihar girişimleri gittikçe artmaktadır. Yine söz konusu memlekette 20.yüzyılın başında görülen şiddet niteliğindeki yöntemler (kendini asma, vurma, bıçaklama, vs.) gittikçe seyrekleşmiş ve daha ziyade yalnızca erkeklerde görülmeye başlamıştır. İntihar vakalarının % 50'sinde depresif hastalıklar (bkz. Depresyon) söz konusudur ve yalnızca bu neden bile bütün depresyonlarda intihar riskinin ciddi olarak ele alınmasını gerektirir. Öte yandan, bu risk reaktif veya nörotif hastalıklara kıyasla, psikotik ya da endojen depresyonlarda çok daha yüksektir: manik depresiflerin en az % 15'i sonunda intihar eder. Bu yüksek riski gösteren diğer hasta grubu alkoliklerdir (bkz.); bu gruptaki intihar oranı genel nüfustakinden elli kat daha yüksektir. Nitekim, İngiltere' de alkoliklerin intihar etmeleri ihtimali, siroz ya da alkolizmin diğer komplikasyonlarından ötürü ölmeleri ihtimalinden daha yüksektir. Belki de bütün intihar vakalarının dörtte birinde depresyon, yahut alkolizm, ya da her ikisiyle birden kombine bir tip kişilik bozukluğu mevcuttur. Yüzde 10'un altında ufak bir grup psikiyatrik bakımdan normaldir; yani, hiçbirinin anamnezinde psikiyatrik hastalık yoktur ve intihar olayına kadar dostlarıyla yakınlarına normal görünürler. Yaşlılardaki intihar vakalarında fizik hastalık mevcuttur.Özellikle kanser (ve kanser korkusu) ile Parkinsonizm.

Bu olgular, kişiyi intihara götüren nedenlere ve akıl durumlarına ışık tutmaktadır.

Depresyon ile buna eşlik eden pessimizm, suçluluk ve umutsuzluk duyguları mutlaka çok önemlidir, ama yararsızlık, istenilmeme ve insanın hayatı, uğrunda yaşanılmaya değer bulacağı bir kimsenin olmaması çok önemlidir. Yaşlılar ve yalnız yaşayanlardaki yüksek intihar oranında ve genç evli kadınlardaki, yüksek depresyon insidansına rağmen düşük olan intihar oranında muhtemelen bu nitelikteki düşünceler rol oynamaktadır.

İntiharın önlenmesi, intihar riskinin kesin olarak belirlenmesine dayanır. Bütün depresyon hastalarında intihar riski vardır ve bu nedenle depresiflere (ve alkoliklere) hayatı yaşamaya değer bulup bulmadıkları yahut akıllarından intihar düşüncesini geçirip geçirmedikleri sorulmalıdır. Hastanın klinik tedaviye alınıp alınmayacağının belirlenmesinde, intihar riskinin hekim tarafından değerlendirilmesi çok kere en önemli faktördür ve bunu hastanın yaşı, cinsiyeti, yalnız yaşaması ve içki kullanması kadar hastalığın şiddeti de etkiler.

Meslek dışı gruplarda yaygın olan, intihardan söz edenlerin intihar etmeyecekleri inancı yanlıştır. Nitekim, intihar edenlerin % 70'i önceden birkaç kişiye intihar etmeyi düşündüklerini ve % 40'ı intihara karar verdiklerini söylerler. Oysa ne yazık ki bu imalar yahut tehditler, acı son gelip çattığı zaman çok kere ya önemsenmemiştir, ya da bıkkınlık uyandıracak, hatta sinirlendirecek kadar uzun sürmüştür. Şimdiye kadar intiharı önleme tedbirleri belirgin bir etkinlik göstermemiştir. Ne ECT, ne de antidepressif ilaç tedavisi, bu ilaçların depresyon tedavisinde gösterdiği etkinliğe rağmen, intihar oranında anlamlı bir düşme sağlamamıştır. Nitekim, geçirdikleri şiddetli depresyon nedeniyle intihar niyetlerini gerçekleştiremeyen bazı hastalar, iyileşme döneminde intihar etmektedirler. Ne ilaçların, ne de ECT'nin depresyonun nüksetmesini önlememesi belki de çok daha önemli bir husustur; hastanın semptomları gerçekten giderilir, ama bir iki yıl sonra nükseder ve çok kere tıbbi tedaviye alınmadan önce hasta intihar eder. Oysa intihar edenlerin % 50'sinin, intihar ettikleri sırada, ya da yakın bir tarihte bir hekim, çok kere bir psikiyatrist tarafından tedavi görmüş olmaları da bir gerçektir. İntiharların yüksek bir oranının impülsif olması bir sorundur. Hasta depresif olabilir ve aylardır ara sıra intiharı düşünebilir, ama aslında ufak tefek bir olay onu intihara iten son damla olabilir. İntihar oranı, belli başlı savaşlarda, tutarlı bir biçimde sarp bir düşüş gösterir. A.B.D. 'de gazete işçilerinin uzun süreli grevleri sırasında, kadınlardaki intihar sayılarının da sarp bir düşüş kaydettiği konusunda deliller vardır, ama bu bulguların hiçbiri pratik bir tıbbi çözüm bulmayı kolaylaştırmamaktadır.

intihar

Türkçe intihar kelimesinin İngilizce karşılığı.
n. suicide, selfdestruction, autocide

intihar

bir kimsenin toplumsal ve ruhsal nedenlerin etkisiyle kendi yaşamına son vermesi. yaşamını tehlikeye düşürecek aşırı davranış ya da eylem.

intihar

Türkçe intihar kelimesinin Fransızca karşılığı.
suicide [le]

intihar

Türkçe intihar kelimesinin Almanca karşılığı.
n. Freitod, Selbstmord

İlgili konular

i̇�ntihar

misafir - 8 yıl önce
Kendisini öldürmek istiyenlerin tamamı dinini bilmiyen insanlar olup,ölümden sonra ebedi azaptan haberder deyildir,tamamının yardımcısı ise aldatma ustası şeytandır,o ölümü öyle süslerki sanki tatile gidiyorsun,sen o fiili işledikten sonra ben allahın azabından korkuyorum der seni terk eder,allah yolunda olana zaten allah yardımcı olur,inanan kişi tüm zorlukların rahmet olduğunu zaten bilir,bu dünyanın helalı hesap,haramı azap olduktan sonra neyleyeyim dünyayı,intihar etmek istiyen elini ateşte tutsun yakmıyorsa intihar etsin,yakıyorsa vaz geç gittiğin terde ebedi ateşvar,herkes sırasını beklesin uzun deyil çok kısa zamanda ölüm gelecek belki yarın belki yarındanda daha yakın...

Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.