Batı Türkçesinin Gelişim Evreleri Nelerdir?
Batı felsefesi tarihi
6 yıl önceBatı Felsefesi Tarihi (İngilizce özgün adı: A History of Western Philosophy), İngiliz filozof, mantıkçı, matematikçi ve tarihçi Bertrand Russell'ın 1945...
Türk edebiyatı
2 yıl önceTürkçenin Anadolu'da bir devlet dili, bir resmî dil hâline gelişi gerçekleşmiştir. Batı Türkçesinin ilk safhası olan Eski Anadolu Türkçesi'nin ilk ürünleri...
Edebiyat, Türkler, Türkçe, Roman, Hikaye, Klasizm, Sembolizm, RomantizmZerdüştçülük
2 yıl önceinananın iyilik için savaşması gerekirdi. Zerdüştlükteki şeytan inancı ile batı dinlerindeki melek anlayışı arasında benzerlikler vardır. Zerdüştlük inancında...
Zerdüştçülük, Ahura Mazda, Avesta, Gatalar, Pers, Zerdüşt, İran, Spenta Mainyu, Tek tanrılıAhir zaman
2 yıl önceyaratığı), 4. Güneşin Batı'dan doğması, 5. Îsâ'nın inmesi, 6. Yecüc ve Mecüc adı verilen yaratıkların yeryüzüne yayılmaları, 7-9. Doğuda, batıda ve Arap Yarımadasında...
Ahir zaman, Ayet, Deprem, Din, Hadis, Hristiyanlık, Hz.Muhammed, Koyun, Kuran-ı Kerim, Kurt, KöpekÖzgür Masonlar Büyük Locası
2 yıl önceharfi bulunan gönye ve pergelden oluşan işareti kullanırlar. G harfinin neyi simgelediğine ilişkin çeşitli yorumlar vardır. Bu yorumlardan biri; İngilizce...
í–zgür Masonlar Büyük Locası, 1875, 2. Abdülhamit, Lozan Konvanı, Masonluk, Osmanlı, Türkiye, GodCumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı
2 yıl öncealınmıştır. Artık harf benzerliği de kurulan Batı edebiyatı daha yakından takip edilmiştir. Türk edebiyatı, batı edebiyatının yeniliklerini, akımlarını uygulamaya...
Astronomi
2 yıl önceilişkisini ve bazı takımyıldızları bilmekteydiler. Modern gök bilimi gelişimini, özellikle antik çağdaki ve onları izleyen matematikçilere ve Ortaçağ’ın...
Gökbilim, Ali Kuşçu, Apollo 11, Astrobiyoloji, Astrofizik, Astroloji, Astronomi, Astronomi Portalı, Bilim, Biruni, Dünya atmosferiBilim
2 yıl öncemedeniyetin gelişimiyle idrakın gelişiminin doğru orantılı olduğunu savunmuştur. Ayrıca çağdaş bazı kırsal veya avcı-toplayıcı halkları evrimsel gelişim açısından...
Bilimin tarih içindeki gelişimi, Bilim tarihi, Bilimsel yöntem, Ahlak, Arapça, Astronomi, Bilim Portalı, Bilimsel kuram, Dilbilgisi, Ekoloji, Fransızca, Mantık, Matematik, Deney
misafir - 8 yıl önce
misafir - 8 yıl önce
misafir - 8 yıl önce
Batı Türkçesi
Batı Türkçe'si: 13. yüzyılda kullanılmaya başlanmıştır. Batı Türkçe'si iç ve dış gelişme ve değişiklikle bakımından üç evreye ayrılır. 1. Eski Anadolu Türkçe'si 2. Osmanlıca 3. Türkiye Türkçe'si 1. Eski Anadolu Türkçe'si 13., 14. ve 15. yüzyıllardaki Türkçe'dir. Bu devreye Batı Türkçe'sinin kuruluş evresi olarak bakmak yerinde olur. Bu devir Batı Türkçe'sinin en temiz devridir. Bu devrin sonlarına doğru Türkçe'ye Arapça ve Farsça unsurlar girmeye başlamıştır bunun sonucunda da Osmanlıca denilen dil doğmuştur. 2. Osmanlıca 15. yüzyılın sonlarından 20.yüzyılın başlarına kadar devam etmiş olan yazı dilidir. Dört yüz yıldan fazla kullanılan bu dil doğal olarak değişik devrelerden geçmiştir. Osmanlıca Arap harfleriyle yazılıp Türkçe okunan bir yazı dilidir. Arap alfabesinin Türk dili bakımından en büyük kusuru ünlülerin azlığı, ikinci kusuru da çoğu harflerin bitişik yazılması zorunluluğudur. Türkler Arap alfabesinin sakıncalarını çok geç fark ettiler. Türkçe, göçebe Türkmenlerinin konuştuğu kaba bir dil sayılıyordu. Edebiyat dili olarak işlenmeye değer bulunmuyordu. Edebiyat da bilim de Arapça ve Farsça'yla yapılıyordu. O dönemde bilim de, edebiyat da dinsel nitelik taşıdığı için bu çok doğal bir durumdu. 3. Türkiye Türkçe'si Osmanlı Devleti'nde resmi dil Türkçe olduğu halde bu dil medreselerde okutulmazdı. Medreselerde öğretilen dil Arapça'ydı. 1908'de Meşrutiyet'le birlikte medreselerde Türkçe eğitim başlamıştır. Tanzimat ve 2. Meşrutiyet dönemlerinde dil üzerine büyük tartışmalar yapılmıştır. Atatürk'ün 1928 yılında "Harf Devrimini" yapmasıyla Arap harflerinin yerini Latin harfleri almıştır.misafir - 8 yıl önce
Batı Türkçesi
Batı Türkçe'si: 13. yüzyılda kullanılmaya başlanmıştır. Batı Türkçe'si iç ve dış gelişme ve değişiklikle bakımından üç evreye ayrılır. Batı Türkçesi’ne gelince, bu yazı dili 12. asrın ikinci yarısı ile 13. asrın ilk yarısında teşekküle başladığı anlaşılan, 13. asrın ikinci yarısından itibaren de metinlerini günümüze kadar aralıksız bir şekilde takip ettiğimiz yazı dilidir. Selçuklulardan başlayarak bugüne kadar gelen ve devam etmekte olan bu yazı dili, Türklüğün en büyük ve en verimli yazı dili durumundadır. Batı Türkçesinin esasını Oğuz şivesi teşkil eder. Onun için bu yazı diline Oğuz Türkçe’si de denilebilir. Oğuz şivesi Hazar Denizinden Balkanlara kadar uzanan sahaya yayılmış bulunan Türkçe’dir. Bu saha ise batı Türklerinin yaşadığı sahadır. Onun için Oğuz yazı diline, Oğuz Türkçe’sine umumî olarak Batı Türkçe’si adını vermekteyiz. Türkolojide Batı Türkçe’si için bazen Cenup Türkçe’si veya Cenup Şivesi adı da kullanılmaktadır. Fakat bu Şimal Türkçe’sine göre verilen bir addır ve şüphesiz Batı Türkçe’si kadar uygun değildir. Batı Türkçesinin yedi asırlık uzun hayatında bazı merhaleler vardır. Bu merhaleler onun iç ve dış gelişme seyri içinde görülen çeşitli safhalardır. Gerçekten Batı Türkçe’si uzun gelişme seyri içinde bugüne kadar iç ve dış yapısı bakımından muhtelif gelişmeler ve değişiklikler göstermiştir. İç yapı bakımından gösterdiği değişiklikler, Türkçe kök ve eklerde görülen bazı ses ve şekil değişiklikleri olup, doğrudan doğruya Türkçe’nin tabiî gelişmesi ile ilgilidir. Dış yapı bakımından Batı Türkçe’sinde görülen çeşitli safhalar ise, Türkçe’nin bünyesi ile ilgili olmayıp, onun, içine karışan yabancı unsurlara göre aldığı değişik görünüşlerden ibarettir. Demek ki Batı Türkçe’sinde Türkçe’den başka bir de yabancı unsurlar vardır. Bu unsurlar çeşitli Arapça ve Farsça kelime ve terkiplerdir. Türklerin İslam kültürü çerçevesine girmeleri dolayısıyla Türkçe’ye sokulan Arapça ve Farsça unsurlar, Türkçe’yi Eski Türkçeden sonra, yeni yazı dilleri devresinde istilâya başlamış, bu istilâ bilhassa Batı Türkçe’sinde korkunç bir gelişme göstererek bir kaç asır içinde Türkçe’yi âdeta tanınmaz bir hâle getirmiştir. Arapça ve Farsça unsurların Batı Türkçe’si içindeki durumu yedi asır boyunca hep ayni olmamış ve çeşitli safhalar göstermiştir. Bu sebeple Batı Türkçe’si içinde hem Türkçe bakımından, hem de yabancı unsurlar bakımından birbirinden farklı bir kaç devre var demektir. İşte 13. asırdan günümüze kadar Batı Türklerinin yazı dili ola gelmiş bulunan Batı Türkçe’si iç ve dış gelişme ve değişiklikler bakımından şu üç devreye ayrılır: 1. Eski Anadolu Türkçe'si 2. Osmanlıca 3. Türkiye Türkçe'si 1. Eski Anadolu Türkçe'si 13., 14. ve 15. yüzyıllardaki Türkçe'dir. Bu devreye Batı Türkçe'sinin kuruluş evresi olarak bakmak yerinde olur. Bu devir Batı Türkçe'sinin en temiz devridir. Bu devrin sonlarına doğru Türkçe'ye Arapça ve Farsça unsurlar girmeye başlamıştır bunun sonucunda da Osmanlıca denilen dil doğmuştur. 2. Osmanlıca 15. yüzyılın sonlarından 20.yüzyılın başlarına kadar devam etmiş olan yazı dilidir. Dört yüz yıldan fazla kullanılan bu dil doğal olarak değişik devrelerden geçmiştir. Osmanlıca Arap harfleriyle yazılıp Türkçe okunan bir yazı dilidir. Arap alfabesinin Türk dili bakımından en büyük kusuru ünlülerin azlığı, ikinci kusuru da çoğu harflerin bitişik yazılması zorunluluğudur. Türkler Arap alfabesinin sakıncalarını çok geç fark ettiler. Türkçe, göçebe Türkmenlerinin konuştuğu kaba bir dil sayılıyordu. Edebiyat dili olarak işlenmeye değer bulunmuyordu. Edebiyat da bilim de Arapça ve Farsça'yla yapılıyordu. O dönemde bilim de, edebiyat da dinsel nitelik taşıdığı için bu çok doğal bir durumdu. 3. Türkiye Türkçe'si Osmanlı Devleti'nde resmi dil Türkçe olduğu halde bu dil medreselerde okutulmazdı. Medreselerde öğretilen dil Arapça'ydı. 1908'de Meşrutiyet'le birlikte medreselerde Türkçe eğitim başlamıştır. Tanzimat ve 2. Meşrutiyet dönemlerinde dil üzerine büyük tartışmalar yapılmıştır. Atatürk'ün 1928 yılında "Harf Devrimini" yapmasıyla Arap harflerinin yerini Latin harfleri almıştır.misafir - 8 yıl önce
1. Eski Anadolu Türkçe’si
13., 14. ve 15. yüzyıllardaki Türkçe’dir. Bu devreye Batı Türkçe’sinin kuruluş evresi olarak bakmak yerinde olur . Bu devir Batı Türkçe’sinin en temiz devridir. Bu devrin sonlarına doğru Türkçe’ye Arapça ve Farsça unsurlar girmeye başlamıştır bunun sonucunda da Osmanlıca denilen dil doğmuştur.2. Osmanlıca
15. yüzyılın sonlarından 20.yüzyılın başlarına kadar devam etmiş olan yazı dilidir. Dört yüz yıldan fazla kullanılan bu dil doğal olarak değişik devrelerden geçmiştir. Osmanlıca Arap harfleriyle yazılıp Türkçe okunan bir yazı dilidir. Arap alfabesinin Türk dili bakımından en büyük kusuru ünlülerin azlığı, ikinci kusuru da çoğu harflerin bitişik yazılması zorunluluğudur. Türkler Arap alfabesinin sakıncalarını çok geç fark ettiler. Türkçe, göçebe Türkmenlerinin konuştuğu kaba bir dil sayılıyordu. Edebiyat dili olarak işlenmeye değer bulunmuyordu. Edebiyat da bilim de Arapça ve Farsça’yla yapılıyordu. O dönemde bilim de, edebiyat da dinsel nitelik taşıdığı için bu çok doğal bir durumdu.3. Türkiye Türkçe’si
Osmanlı Devleti’nde resmi dil Türkçe olduğu halde bu dil medreselerde okutulmazdı. Medreselerde öğretilen dil Arapça’ydı. 1908’de Meşrutiyet’le birlikte medreselerde Türkçe eğitim başlamıştır. Tanzimat ve 2. Meşrutiyet dönemlerinde dil üzerine büyük tartışmalar yapılmıştır. Atatürk’ün 1928 yılında “Harf Devrimini” yapmasıyla Arap harflerinin yerini Latin harfleri almıştır.