Divânu Lügati't-Türk

Kısaca: Divanü Lügati't-Türk (Arapça: ديوان لغات الترك) , (''Günümüz Türkçesi ile'': Türk Diyalektleri Sözlüğü) , Orta Türkçe döneminde Kaşgarlı Mahmud tarafından Bağdat'ta 1072 - 1074 yılları arasında yazılan Türkçe - Arapça bir sözlüktür. Türkçenin bilinen en eski sözlüğü olup, batı Asya yazı Türkçesiyle ilgili var olan en kapsamlı ve önemli dil yapıtıdır. ...devamı ☟

Divânu Lügati't-Türk
Divânu Lügati't-Türk

Divanü Lügati't-Türk (Arapça: ديوان لغات الترك) , (Günümüz Türkçesi ile: Türk Diyalektleri Sözlüğü) , Orta Türkçe döneminde Kaşgarlı Mahmud tarafından Bağdat'ta 1072 - 1074 yılları arasında yazılan Türkçe - Arapça bir sözlüktür. Türkçenin bilinen en eski sözlüğü olup, batı Asya yazı Türkçesiyle ilgili var olan en kapsamlı ve önemli dil yapıtıdır. Kökleşik Arap sözlük bilgisi ilkelerine göre hazırlanmış olan sözlük, Kaşgarlı Mahmud'un Türk boylarıyla ilgili ayrıntılı bilgisinin yanı sıra, Arap dil bilimi konusunda da esaslı bir eğitim görmüş olduğunu gösterir. Yapıtın Genel Özellikleri * 11. yüzyılda yazılmıştır. * Türkçenin ilk sözlüğü, antolojisi, ansiklopedisi ve dil bilgisi kitabıdır. * Araplara Türkçe öğretmek, Türkçenin yaygınlığını göstermek için yazılmıştır. * Kaşgarlı Mahmud tarafından yazılmıştır. * Yazarı, birçok Türk boyunu gezerek derlemeler yapmıştır. * Sözcükleri güzel örnekleyen atasözleri ve şiirler kullanmıştır. (Bu özelliği, onun, kendinden sonraki Türk yazını için çok önemli bir kaynak olmasını sağlamıştır.) * Divanu lügati't-Türk 7500'den daha fazla Türkçe sözcük içerir. * Dönemin özelliklerini yansıtan kelimeleri barındırır. * Karahanlı Türkçesi ile yazılmıştır. == Kaşgarlı Mahmud Yaşamı 11.yüzyılda, Karahanlılar döneminde yetişen, soylu bir aileden gelen ve iyi bir eğitim alan Kaşgarlı Mahmud, ilk Türk dil bilginidir. Kaşgari olarak da tanınan ünlü Türk dil bilgini, Türk yurtlarını adım adım gezerek derlediği sözcük, bilgi ve şiir örnekleriyle o dönemin Türk diline ilişkin bilgiler vermiştir. Bir dönem Bağdat’ta bulunan Kaşgarlı Mahmud, Türk kültürünün Araplara tanıtılmasında büyük rol oynamıştır. Türkçeyi Araplara öğretmek amacıyla Divanü Lügati’t Türk ve Kitabu Cevahirü’n-Nahv fi Lugati’t-Türk adlı kitapları yazmıştır. Bu tür çalışmalarıyla Türkçenin gelişmesine ve Türk dil birliğinin sağlanmasına önemli katkıda bulunmuştur. Kaşgarlı Mahmud, ömrünün sonlarına doğru yeniden Kaşgar’a dönmüş ve burada ölmüştür. == Yapıt == Türk dilinin en eski ve değerli sözlüğünün, elde bulunan tek yazma nüshası, 1266 yılında Şam'da yaşayan müstensih Muhammed bin Ebu Bekir ibn Ebi'l-Feth es-Savi ed-Dimaşki (Muḥammad bīn Abū Bakr ībn Abū'l-Fath aṣ-Ṣāvī ad-Dimašqī) tarafından temize çekilip 1 Ağustos 1266 (Hicri 27 Şevval 664) Pazar günü tamamlanmıştır. El yazma nüshası 638 sayfadır ve yaklaşık 9000 Türkçe kelimenin ve cümlenin oldukça ayrıntılı Arapça ve başka dillerde açıklamasını içerir. Ayrıca Türklerin tarihine, coğrafi yayılımına, boylarına, lehçelerine ve yaşam yöntemlerine ilişkin kısa bir ön söz ve metin içine serpiştirilmiş bilgiler içerir. == Ali Emiri Yazması == 1915 yılında İstanbul’da tesadüfen Ali Emiri Efendi (1857-1923) tarafından eski maliye nazırlarından Nafiz Bey’in akrabası yaşlı bir hanım tarafından Sahaflar Çarşısı’nda satılması için Burhan Bey’in sahaf dükkanına bırakılan bu Divanü Lugati’t-Türk’ün birinci nüshası eseri üç lira da bahşiş verip toplam otuzüç liraya satın almıştır. Bir söylentiye göre de, yanında para olmadığı için eve gidip parayı alana dek kitabın başkasına satılmaması için, dükkan sahibini dükkana kilitlemiştir. (Ancak daha önceki yüzyıllarda Antepli Ayni ve Katip Çelebi de Divan'dan söz ederler.) Ali Emiri yazması, Sadrazam Talat Paşa'nın (1874-1921) araya girmesi ile Kilisli Rıfat Bilge Bey'in (1873-1953) denetimi altında 1915 - 1917 yılları arasında üç cilt halinde basılmış hemen bütün dünya Türkologlarının ilgisini çekmiştir. Breslav Üniversitesi Sami dilleri Profesörü Carl Brockelmann 1928 yılında, atasözlerini, halk edebiyatı örneklerini ve Türk edebiyatı ve dili ile ilgili bulunan bütün kısımları ayrıntılı notlarla sözlüğün Almanca çevirisini yayımlamıştır. Besim Atalay'ın modern Türkçe çevirisi 1940 yılında Türk Dil Kurumu tarafından basılmıştır. 19821985 yılları arasında Robert Dankoff ve James Kelly tarafından yayına hazırlanan ve çevirisi yapılan önsöz ve fihrist (gösterge) içerikli İngilizce çevirisi, Harvard Üniversitesi basımevi tarafından yayınlanmıştır. Kaşgarlı Mahmud’un eserinin keşfedilmesi ve yayımlanması Türkoloji tarihinde yeni bir devir açan olağanüstü bir olaydır. Kaşgarlı Mahmud'un Divanü Lügati’t Türk kitabı döneminde yazdığı ve o döneme ışık tutan başka bir kitabı (Kitabu Cevahirü’n-Nahv fi Lugati’t-Türk) kayıptır. == İçerik Önsöz Kaşgarlı Mahmud, Divanü Lügati't-Türk'e şöyle başlar; Esirgeyen, koruyan Tanrı'nın adıyla
"Allah'ın, devlet güneşini Türk burçlarından doğurmuş olduğunu ve Türklerin ülkesi üzerinde göklerin bütün dairelerini döndürmüş olduğunu gördüm. Allah onlara Türk adını verdi. Ve yeryüzüne hakim kıldı. Cihan imparatorları Türk ırkından çıktı. Dünya milletlerinin yuları Türklerin eline verildi. Türkler Allah tarafından bütün kavimlere üstün kılındı. Hak’tan ayrılmayan Türkler, Allah tarafından hak üzerine kuvvetlendirildi. Türkler ile birlikte olan kavimler aziz oldu. Böyle kavimler, Türkler tarafından her arzularına eriştirildi. Türkler, himayelerine aldıkları milletleri, kötülerin şerrinden korudular. Cihan hakimi olan Türklere herkes muhtaçtır, onlara derdini dinletmek, bu suretle her türlü arzuya nail olabilmek için Türkçe öğrenmek gerekir.."

Bölümler

"Ben bu kitabı hikmet, seci', atalar sözü, şiir, recez, nesir gibi şeylerle süsleyerek hece harfleri sırasında tertip ettim. ... Bu lugat kitabını baştan sonuna dek sekiz ayırımda topladım." # Hemze kitabı, # Salim kitabı, # Muzaaf kitabı, # Misal kitabı, # Üçlüler kitabı, # Dörtlüler kitabı, # Gunne kitabı, # İki harekesiz harfin birleşmesi kitabı.

Harita

Kaşgarlı Mahmud'un 11. yüzyılda Balasagun'u merkez alarak çizdiği Dünya haritası o dönem Türklerinin yaşadıkları bölgeleri ve dağılımlarını göstermesi bakımından dikkate şayandır.

Harita

, Türklerin bulunduğu bölgeleri göstermek amacıyla çizilmiştir. Daire şeklinde olan haritanın çevresinde Doğu, Batı, Kuzey, Güney yönleri belirtilmiş, bazı deniz ve ırmaklar gösterilmiştir. Batıda işaret edilen yerler İdil boylarına, yani Kıpçakların ve Frenklerin oturdukları bölgelere kadar uzanır. Güney-Batıda Habeşistan'a, Güneyde Hint, Sint, Doğuda Çin ve Japonya'ya işaret edilmiştir.

Şehirler ve Seyahat Güzergahı

Ortada Balasagun, solda sırası ile İsbicab, Taraz, Nzl (Näzäl), Yafınç, İkiöküz ve Kumi Talas, sağda ilk başta Barsgan, sonra aynı sırada üç şehir daha işaretlenmiş fakat isimleri yazılmamıştır, ikinci sırada sırası ile Koçnğar başı, , Barman ve Koçu, üçüncü sırada başta Kaşgar, Yarkent, Hotan, Çurçan ve Şançu. (بِلَدُ أويغور, Bilādū Uyghur) Uygur ilinde yedi tane şehir işaretlemiş, fakat bunlardan yalnız Beşbalık, Can-balık, Qočo ve Sulmi gibi şehirlerin isimlerini haritaya yazmıştır. Suyun çıktığı bozkırlar ve kumlar ise Lop Nur Gölü olabilir.

Tohsı ve Çiğil İlinde

Kuyas, Kayas (Saplığ Kayas, Ürünğ Kayas ve Kara Kayas).

Oğuz İlinde

Karnak, Sapran (Sepren), Sitgün, Karaçuk (Farap), Cend, Yenkend (Dizruyin), Sugnak

Yağma İlinde

"''ترتق Tartuk" "Yağma ilinde bir şehir." O dönemde Siri Derya havzasında konumlanmıştır.

Uygur İlinde

Aşçan (
Aşıçan), Beşbalık, Can-balık, Çurçan, Koçu, Kinğüt (Künğüt), Qočo, Sulmi, Xotan (Udun), Yanğıbalık ve Yarkent.

Diğerleri

Barçuk, Buhara, Bulgar (
Bolğar), Itlık, İnçkend, Katun sını, Kazvin, Kençek Señir, Keşmir, Kum, Mankent, Merv, Nişabur, Özçent (Özçend, Özkent), Özkend (Fergana), Sayram (İsbicab), Semerkand (Semizkend), Suvar, Şaş (Taşkent, Terken), Şıknı, Tünkent, Türk, Yafgu ve Xoçand gibi daha birçok Türk kentleri yer almıştır.

Ülkeler ve Halklar

Asya'nın batısı, kuzeyi ve güneyi çizilmeden bırakılmış, bir plan olarak bile pek çok hatalarla dolu olmasına karşılık, Doğu bölgelerine ilişkin verdiği bilgiler gerçeğe uymaktadır.

Harita

sında Çin Seddi'ni göstermiş, bu seddin ayrıca yüksek dağların ve denizin Ye'cüc ve Me'cüc (Arapça: '
يأجوج و مأجوج' ; Ya'jūja Wa Ma'jūja)lerin dillerinin öğrenilmesini engellediğini bildirmiştir. Japonya'ya gelince; onu haritasının doğusunda bir ada olarak göstermiş ve denizin onların dillerini öğrenilmesine olanak vermediğine işaret etmiştir. İlk Japon haritası bir Japon tarafından 14. yüzyılda çizilmiş, bir Dünya haritasında yer alması ise 15. yüzyılda olmuştur. Bütün bu bilgilerin ışığı altında, bir plan biçiminde olsa da, yanlışlarla dolu da olsa ilk Japon haritası 11.yüzyılda Kaşgarlı Mahmud tarafından çizilmiştir. Divanü Lügati't-Türk'ten Orta Asya ve Uzak Doğu’nun o zamanki coğrafi deyimlerini öğreniyoruz; "Tawgaç: Maçin'in adıdır. Burası Çin'den dört ay uzaktadır. Çin, aslında üç bölüktür: Birincisi, Yukarı Çin'dir ki, doğudadır; buna "Tawgaç" derler. İkincisi, Orta Çin'dir; burası, "Xıtay" adını alır. Üçüncüsü, Aşağı Çin'dir, "Barxan" adı verilir; bu, Kaşgar'dadır. Lakin şimdi "Maçin", "Tawgaç" diye tanınmıştır. "Xıtay" ülkesine de "Çin" denilmiştir." Bütün uzmanların fikrine göre; Kaşgarlı Mahmud’un Divan’ında tarihi coğrafya bakımından önemli bilgiler vardır. “Yazarın verdiği bilgiler genellikle güvenmeğe değer, Orta Asya’da yeni arkeoloji buluntuları da bunları sık sık teyit etmektedir

Türk Boyları

"
ٱغُز Oğuz: Bir Türk boyudur. Oğuzlar Türkmendirler. Bunlar yirmi iki bölüktür; her bölüğün ayrı bir belgesi ve hayvanlarına vurulan bir alameti (tamgası) vardır. Birbirlerini bu belgelerle tanırlar. Birincisi ve başları: قنق Kınık "lardır. Zamanımızın Hakanları bunlardandır. Hayvanlarına vurdukları işaret şudur: ......, Bu saydığım bölükler köktür. Bu kökten bir takım oymaklar çıkmıştır; onları söylemedim, sözü kısa kestim. Bu bölüklerin adları onları kurmuş olan eski dedelerin adlarından alınmıştır. Araplarda dahi böyledir." Oğuzları tanımladıktan sonra; "Yağma, Toxsı (Tukhs), Kıpçak, Yabaku, Tatar, Kay Çomul ve Oğuzlar, birbirlerine uygun olarak, (ذ Dāl; dh) harfini her zaman (ى‎‎ Yā; y) ye çevirirler ve hiçbir zaman (ذ‎) li söylemezler. "Kayınağacı"na bunlardan başkası "kadhınğ", bunlar "kayınğ" derler." ve "'اراموت' Aramut" "Uygur illerine yakın oturan bir Türk bölüğü." ve "Bir yer adı." ve "Rum ülkesine en yakın olan boy Beçenek'tir; sonra Kıpçak, Oğuz, Yemek, Başgırt, Basmıl, Kay (Kayı), Yabaku, Tatar, Kırkız (Kırgız) gelir. Kırgızlar Çin ülkesine yakındırlar.". Ayrıca "Çomul boyunun kendilerinden bulunduğu çöl halkı ayrı bir dile sahiptir, Türkçeyi iyi bilirler. Kay, Yabaku, Tatar, Basmıl boyları da böyledir. Her boyun ayrı bir ağzı vardır; bununla beraber Türkçeyi de iyi konuşurlar. Kırgız, Kıpçak, Oğuz, Toxsı (Tukhs) şeklinde Türk boylarının yerlerini ve ağızlarını tanımlamıştır. Soğdak, Kençek, Argu, Xotan, Tübüt ve Tenğüt halkları hakkında Kaşgarlı Mahmud, Divanu Lügati't-Türk’de şu bilgileri de verir: "En açık ve doğru dil - ancak bir dil bilip - Farslarla karışmayan ve yabancı ülkelere gidip gelmeyen kimselerin dilidir. İki dil bilen şehirlilerle düşüp kalkan kimselerin dilleri bozuktur. İki dil bilenler "'سغداق Soğdak" , "كنجاك Kençek" , "ارغو Argu" boylarıdır. Gezginci olarak yabancılarla karışanlar "شْتَن Xotan" ve "تبت Tübüt" halkı ile "طَنغُت' Tenğüt"lerin bir kısmıdır." Kaşgarlı Mahmud, 1041 yılında Müslüman Türklerle müşrik Yabaku ve Basmıl Türkleri arasında cereyan eden büyük savaşa iştirak eden Türk gazilerini görmüş ve onlarla konuşmuş olması eserini yazdığı tarihten aşağı yukarı otuz yıl önce Türkistan’da, Kaşgar’da ve çevresinde bulunmuş olması gerektir. Kaşgarlı Mahmud, koyu bir Müslümandır. Müşrik Türklerle savaşan, Budistlerin tapınaklarını yıkıp putlara en ağır hakaret eden gazilerin destanlarından parçalar nakletmektedir. :Keldi maŋa Tat :Aydım emdi yat :Kuşka bolup et :Seni tiler us böriBana bir Tat geldi; ona: yat, kuşlara et ol, kuşlar, kurtlar seni bekler”, dedim. Bu gibi şiirler naklederken Kaşgarlı mutaassıp bir Müslüman heyecanıyla izah ediyor. Fakat Müslüman Türklerin eski Şamanizm kalıntılarından olan kelimeleri ve terimleri izah ederken tam bir Şamanist Türk gibi konuşuyor. Bazan, Şamanist kalıntısı olan inanışları ifade eden kelimeleri ve terimleri anlatırken “Türkler böyle inanırlar”, “bu inanış çok yaygındır” demekle yetinir. Kaşgarlı’nın “umay” üzerine verdiği bilgiler dikkate değer. Bilindiği gibi Umay eski Türklerin dişi tanrılarından biridir (çocukları koruyan ruh). Mahmud Kaşgarlı’nın bu ruh hakkında verdiği bilgi pek fazla İslamlaştırılmıştır. Bununla beraber “umayka tabınsa ogul olur”, “kadınlar bunu uğur sayarlar” diyerek eski inanışa da işaret etmiştir. Çıvı cinlerden bir bölük. İslam'dan önce Göktanrı dinini (Tengricilik) benimseyen Türkler şuna inanırdı ki: iki bölük birbiriyle çarpıştığı zaman bu iki bölüğün vilayetlerinde oturan cinler dahi kendi vilayetlerinin halkını kollamak için çarpışırlar. Cinlerden hangi taraf yenerse onlardan yana çıktığı vilayet halkı da yener. Geceleyin bu cinlerden hangisi kaçarsa onların bulunduğu vilayetin hakanı da kaçar. Türk askerleri geceleyin cinlerin attıkları oktan korunmak için çadırlarında saklanırlar. Bu, Türkler arasında yaygındır, görenektir. Divanü Lügati't-Türk'te; "''قُلباَق Kulbak" "Bir Türk tapganın, din ulusunun adıdır. Balasagun dağlarında bulunurdu. Anlattıklarına göre, bir gün sert bir kaya üzerine "تآنغرِ كُلِ كُلبَك Tengri kulı Kulbak" diye yazar, yazı apak meydana çıkar, bir de bir ak kaya üzerine bu yazıyı yazar, yazı kara olarak belirir. İzleri bugüne kadar durmakta imiş.". Günümüzde Moğolistan Halk Cumhuriyeti’nin Bulgan Aymag (Moğolca: Булган Аймаг) bölgesinin sınırları içinde, Gurvanbulag (Moğolca: Гурванбулаг) Sum (Moğolca: сум, ok)'un 17 km güneydoğusundaki Gurvaljin Uul’da (1176 m yükseklik) bulunmaktadır. Yazıt, 130-103 x 98-92 cm boyutundaki granitten bir kaya üzerine yazılmıştır. Yazıt başka bir yere (bir anıt mezara) götürülmek üzere burada hazırlanmıştır. Yazılı olduğu granit kaya parçası, üçgen şeklindeki bir dağın eteğinde bulunduğundan, Moğol bilginlerce Gurvaljin Uulın Türeg Biçes (Üçgen Dağın Türk yazıtı) diye adlandırılmıştır. Gurvaljin sözcüğü Moğolcada "üçgen", uul ise, "dağ" anlamına gelir. Yeri O. Namnandorj tarafından saptanan yazıt üzerinde ilk yayınlar Moğol ve Rus bilginlerce yapılmıştır. Türk bilginler ise, yazıtı "Gürbelçin Yazıtı", "Gürbelcin Yazıtı", "Gürbelçin Abidesi", "Gurbalcin Yazıtı", "Gurvaljin Yazıtı", "Gurvaljin Uul Yazıtı" biçiminde adlandırmışlardır. Fakat bu şekilde adlandırılmasıyla "üçgen yazıtı" anlamına gelmektedir. Oysa yazıtın adı, Moğolca‘da "Gurvaljin Uulın Türeg Biçes" sözcük kümesiyle karşılanmıştır. Bu sözcük kümesinin Türkçe‘deki karşılığı "Üçgen Dağın Türk Yazıtı" şeklindedir. Dolayısıyla, bu Eski Türk yazıtının Üçgen Dağın Türk Yazıtı diye adlandırılması daha uygundur. Üçgen Dağın Türk Yazıtı'nda bulunan ibare şudur: Tengri kulı, bitidim Bu ibare, günümüz Türkçesi ile "(Ben) Tanrı kulu, yazdım." anlamına gelmektedir. Yazıttaki bu ibare, Kaşgarlı Mahmud'un anlatmış olduğu Kulbak adlı eski Türk erenini akla getirmektedir.

Çeviri ve Tıpkıbasımlar

* Mahmud bin el-Hüseyn el-Kaşğari.
Kitabu Divanı Lugati’t-Türk. Dar ül-Hilafet-i Aliye, Matbaa-yi Amire, İstanbul, 1333, Rıfat Kilisli neşri, 1. cilt, 1915. * Mahmud bin el-Hüseyn el-Kaşğari. Kitabu Divanı Lugati’t-Türk. Dar ül-Hilafet-i Aliye, Matbaa-yi Amire, İstanbul, 1333, Rıfat Kilisli neşri, 2. cilt, 1915. * Mahmud bin el-Hüseyn el-Kaşğari. Kitabu Divanı Lugati’t-Türk. Dar ül-Hilafet-i Aliye, Matbaa-yi Amire, 1335, İstanbul, Rıfat Kilisli neşri, 3. cilt, 1917. * Divanü Lugat-it-Türk Tercümesi. Çeviren: Besim Atalay. Ankara: Cilt I, II, III, IV - 1939 - 1941. Kaşgarlı Mahmud’un Divan’ının Besim Atalay tarafından yapılan ve Türk Dil Kurumu tarafından yayımlanan çevirisi Türkologların eline düşünceleri bakımından derin, malzemesi bakımından ise önemli bir eser vererek Türkolojinin gelişmesine büyük katkılar sağlamıştır. * Divanü Lugat-it-Türk. (Tıpkıbasımı). Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 1990. Ayrıca bakınız * Kaşgarlı Mahmud * Türk boylarının tamgaları Dış bağlantılar * Divanü Lugat-it-Türk Dizini (PDF) * Kaşgarlı Mahmut ve Divanü Lugat'it-Türk, Kültür Bakanlığı e-kitap (PDF) * Divanü Lügati't-Türk * 2008 Kaşgarlı Mahmud Yılı * Kaşgarlı Mahmud'un modern “mercator” dünya haritası * Kaşgarlı Mahmut'un modern dünya haritası Notlar
* Besim Atalay, Divanü Lügati't - Türk, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 2006 ISBN 975-16-0405-2. * Məhmut K̡əxk̡eri, Turki Tillar Diwani / Diwanu luƣat it-Turk, Ürümqi, Xinjiang həlk̡ nexriyati 1980 * Hudud al-'Alam, The Regions of the World

Kaynaklar

Vikipedi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

Türk atasözleri
2 yıl önce

Türk atasözlerin için en eski yazılı Türkçe kaynak Divânu Lügati't-Türk kabul edilir. Atasözleri bir toplumun derin manevi, tarihsel ve mitoloji bilgilerini...

Türk atasözleri, Dí®vân ü Lí»gât-it Türk, Edebiyat, Taslak
Oğuzlar
2 yıl önce

24 boydan ve Kaşgarlı Mahmud'un Divânu Lügati't-Türk eserine göre 22 boydan oluşan Orta Asya kökenli en kalabalık Türk boyu. 7. yüzyıl civarında konar-göçer...

Oğuzlar, Oğuzlar
Orta Türkçe
2 yıl önce

Türk dil ve lehçelerine kaynaklık etmiştir. Orta Türkçe dönemine ait eserler içinde sözlükçülük yönünden ilk akla gelen isim Divânu Lügati't-Türk'tür...

Yıva boyu
2 yıl önce

Destanı'na göre Oğuz Türklerinin 24 boyundan biri ve Kaşgarlı Mahmud'a göre Divânu Lügati't-Türk'teki 22 Oğuz bölüğünden dördüncüsüdür. Türk Boylarının Tamgaları...

Kuyutorman
2 yıl önce

yavuz’’un anlamı değişmiş. Divânu Lügati't-Türk'te ‘‘kuytu’’ kelimesinin anlamı, ‘‘ürkütücü, korkutucu’’ olarak yer alıyor. Tatar Türkleri aynı anlamda ‘‘koytı‘‘...

Kuyutorman, Anduin, Anglo-Saksonca, Divan-ı Lügatı Türk, Dol Guldur, Elf, Kazak Türkleri, Orta Dünya, Sauron, Tolkien, Yeşil Orman
Yenipeçenek, Sincan
5 yıl önce

Türk halklarından birisidir. Daha sonra çoğunluğunun Hıristiyanlığı kabul ettiği ve Avrupa halkları arasında eridiği ileri sürülür. Divânu Lügati't-Türk'te...

Yenipeçenek, Sincan, 1984, 1989, 1994, 1997, 1999, 2000, 2004, 2007, Akyurt, Ankara, Akçaören, Sincan
Sözlük
2 yıl önce

çevirisidir. Türk kültüründe ilk sözlük ise Kâşgarlı Mahmud’un Türkçeden Arapça’ya Divânu Lügati't-Türk’üdür. İlk sözlük Divânu Lügati't-Türk'tür. 1073'teki...

Ansiklopedi, Ahmet Topaloğlu, Ali Püsküllüoğlu, Aristophanes, Atilla Özkırımlı, Der Große Muret Sanders, Deyim, Dil, Dil Derneği, Dilbilgisi, Divanü Lugat’it-Türk
ülüş
2 yıl önce

"Ülüş, veya ülüğ, Divânu Lügati't-Türk'te, "الش ülüş" "Bodun arasında pay, ayırış." şeklinde tanımlanan, ülüş, Orta Asya eski Türk devlet geleneğine göre...