Kabarmak

kabarmak

Türkçe kabarmak kelimesinin İngilizce karşılığı.
v. swell, rise, arch, blister, bloat, heave, puff, roughen, surge, tumefy, upsurge, vesicate

kabarmak

ağırlığı artmadan oylumu büyümek; (irmak, sel vb. için) su düzeyi yükselmek.
üzerinde kabarcıklar oluşmak, şişmek; niceliği artmak, büyümek.
süt, kahve vb ısı etkisiyle taşmaya yüz tutmak; şişmek, genişlemek.

kabarmak

Türkçe kabarmak kelimesinin Fransızca karşılığı.
(deniz) grossir, enfler, s'enfler, monter, renfler, bomber, bouffer, s'enorgueillir, hausser, se dresser sur ses ergots, se gondoler

kabarmak

Türkçe kabarmak kelimesinin Almanca karşılığı.
v. anschwellen, aufblasen: sich aufblasen, aufgehen, auflaufen, aufplustern, aufstoßen, bauschen, pludern, schwellen, verquellen

kabarmak


1 .
Ağırlığı artmadan hacmi büyümek:
"Ekmek iyi kabardı."- .
2 .
Yağışlardan veya kaynamaktan taşmaya yüz tutmak:
"Çay birdenbire kabararak şosenin rampalarını aşar ve epeyce zararlara sebep olur."- R. N. Güntekin.
3 .
Niceliği artmak, büyümek:
"Masraf kabardı."- .
4 .
ޞişmek, genişlemek:
"İhtiyarın zayıf damarları kabarmış kıllı elleri dizlerinin üstündeydi."- P. Safa.
5 .
Hayvanların tüyleri dikilmek.
6 .
Kumaş üzerinde tüyler oluşmak, havlanmak:
"Bu kumaş çabuk kabardı."- .
7 .
Islanıp veya ısınıp yerinden kurtulmak:
"Masanın kaplaması kabardı."- .
"Dolabın boyası kabardı."- .
8 .
Deniz dalgalanmak, büyük dalgalar oluşmak.
9 .
mecaz Bulanmak.
10 .
mecaz Öfke, sevgi vb. duygular gittikçe güçlenmek:
"Bu olayı duyunca delikanlının yüreği öç alma duygusuyla kabarır."- N. Cumalı.
11 .
(nsz, -e), mecaz Kafa tutmak, öfkelenip üstüne yürüyecek gibi davranmak.
12 .
mecaz Böbürlenmek, gururlanmak:
"Kumandan, atını şahlandırarak hurra hurra diye kendisini alkışlayan keyifli halka boyun kırarak kabarıyordu."- Ö. Seyfettin.

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

Mercan adası
2 yıl önce

mercan resiflerinden oluşur. Derin okyanus tabanının denizin en yüksek kabarmak düzeyinin hemen altına kadar yükselmesi sonucunda oluşan resifin büyük...

Mercan Adası (kitap), 1825, 1893, 1894, Roman, İskoç, İskoçya, Robert Michael Ballantyne
Cılka
6 yıl önce

demektir ve kader içeriği ile bağlantılı olmalıdır. Türkçe Cıl/Cil sözcüğü kabarmak anlamına gelir ve hamilelik ile bağlantılı olabilir. ^ Türk Mitolojisi...

Yuğ
2 yıl önce

anlamına gelir. Çöven kabaran, köpüren demektir. Çöğmek, Çövmek fiilleri kabarmak, köpürmek anlamlarına sahiptir. (Yuğ/Yığ/Ağ) kökünden türemiştir. Ağlamak...

Elma küllemesi
6 yıl önce

budamalarında son göz 2-3 yan göz dahil hasta dallar kesilmelidir. Gözlerin kabarmağa başlamasından sonra, çiçekten önce küllemeye tutulmuş sürgünler atılmalıdır...

Elma küllemesi, Bitki, Mantar, Yaprak, Çiçek
Barak (mitoloji)
6 yıl önce

etimolojik benzerliği dikkat çekicidir. "Köpek" sözcüğü Kıpçakça’daki kabarmak, irileşmek anlamlarına gelmektedir. Bu mana köpeğin tüylerinin kabarıklığı...

Safra kesesi
2 yıl önce

nesneden kurtulmak, yük olan şeyi uzaklaştırmak anlamına gelirken, "safrası kabarmak" deyimi açlık dolayısıyla midede bulantı hissetmek manasına sahiptir. Çin...

Safra kesesi, Anatomi, Karaciğer, Safra, Taslak
Köpek
2 yıl önce

yüzyılda, muhtemelen Kıpçak Türkçesinden geçmiştir. Köpek sözcüğü Kıpçakçada kabarmak, irileşmek anlamlarına gelen "köp-" fiilinden gelir. Sondaki "-ek" eki...

Köpek, Animalia, Ağaç, Bilimsel sınıflandırma, Canidae, Canis, Carnivora, Chordata, Diş, Göz, Hayvan
Nostratik diller
2 yıl önce

̄iʔ|ʕ[∇]ķü ‘to beat, vurmak, çarpmak’ *bôĺX[a] ‘kuyruk, penis’ *buŋgä ‘ kabarmak’ *bor∇ ‘dağ,tepe’ *buRu (or *buRü) ‘kırmak’ *buR∇ (or *bür∇) ‘taş’ (> ‘taşla...