Kader (Inanış)

Kısaca: Kader, (Arapça: قدر, İngilizce: Destiny, fate) Felsefedeki adıyla determinizm) bütün olayların önceden ve değişmeyecek biçimde düzenlediğine inanılan ezeli takdir. Alın yazısı, Yazgı veya Mukadderat olarak da anılır. ...devamı ☟

Kader (inanış)
Kader (inanış)

Diğer anlamı|Kader Kader, bütün olayların önceden ve değişmeyecek biçimde düzenlediğine inanılan doğaüstü güç, ezeli takdir. ``Yazgı`` veya ``mukadderat`` olarak da anılır. Kader kavramı birçok farklı din ve felsefi akımda önemli bir yer tutar.

``Bu makalede yüzeysel olarak belli başlı dinlerin ve felsefi akımların kader görüşü ele alınmıştır. Her hangi bir din veya felsefi akımın kader görüşünün detaylı açıklaması için o din veya felsefi akımın makalesine bakınız.``

İslam dininde kader

İslam dininde``, ``Kader``, ezelden ebede kadar hayır ve şer (iyi ve kötü) meydana gelecek bütün hadiselerin (olaylar)Allah katında malum olmasıdır.

İslam dininde kadere inanmak imanın şartlarındandır, amentünün bir parçasıdır. Buna göre İslam anlayışındaki kadere inanmayan kişi İslam`dan çıkmış olur.

Lügat anlamı açısından : Ölçü, miktar, plan, program, takdir, biçim ve şekil verme demektir.

Dini açıdan : Cenab-ı Hakkın, kainatı ve içindekileri, zamanı, kıyameti, ahiret alemlerini, yani bütün mükevvenatı yaratmadan önce bir ölçü ve programa göre takdir etmesidir ve a€˜levh-i mahfuz` denen İlahi deftere, bilgisayara kaydetmesidir diyebiliriz özet olarak.

Kader, Allah`ın insanların yapacaklarını önceden belirlemesi midir?

Yaygın kanaatin aksine Kur`an`da insanların davranışlarının önceden "belirlendiğini" ifade eden bir öğreti yoktur. Bu konuda en mutedil yolu Maturidi mezhebi ortaya koymuştur. Buna göre Allah her şeyi ezelde "bilmekte" ve bu levh-i mahfuzda yer almaktadır. Burada Allah`ın "ilim" sıfatına dayanan "bilme" ye dikkat çekmek isterim. "Belirleme" değil, "bilme"!. Ancak Allah, dilediği zaman kulun hayatına müdahale eder. Bu müdahale de, Kur`an`ın bize bildirdiğine göre, kişinin sergilediği davranışlara göre şekil almaktadır. Yani Allah bu konuda da (haşa) keyfi davranmamaktadır. Bununla birlikte, "ecel", "musibet", "rızık" gibi konulara tatmin edici bir açıklama getirilememiştir. Bunun sebebi de, ayetlerin bir bütün olarak, Kur`an`ın dil ve üslubunu da dikkate alarak yorumlanmamış olmasıdır. Aslında bu konular da yukarıda açıklanan "bilme"nin içerisinde düşünülmelidir. Örneğin "ecel": Allah kimin nerede, nasıl öldürüleceğini (öleceğini) biliyor. Yoksa birisi şurada, filanca tarafından öldürülsün gibi bir tayin sözkonusu değildir. Ya da şu insan az yaşasın, şu çok. Allah`ın koyduğu "sünnetullah" denilen yasa bu konuda da işlemektedir. Yani, "sağlığına dikkat edersen daha uzun yaşarsın" gibi. Ancak Allah`ın müdahale hakkı her zaman saklıdır. Dilediği kişinin canını, dilediği zaman alır. Ama bunu kullarına fatura etmez. Aynı şey "musibet" için de geçerlidir. Kul ister, Allah verir. Ya da kul istemez, Allah verir ve bununla onu sınar. Ama asıl olan birincisidir.

Ahmed Hulusi`nin anlatımı :

KADER NEDİR,

KADERE NASIL İMAN EDECEĞİZ?

Asırlar boyudur kolay kolay anlaşılamamış bir konu bu!..

Hemen herkes bu konuda aklına geleni konuşmuş. Ama genellikle kimse de, bu hususu konuşmadan evvel acaba Kur`an-ı Kerim`in ve Rasul-i Ekrem`in kader hakkında dedikleri nedir, diye araştırmamış.

Gerçekten acaibtir; çünkü, öyle kader konusunda kitaplar görüyoruz ki baştan, aşağı çeşitli kişilerin "kaderle" alakalı görüşlerini toplamasına rağmen; içinde bu konudaki nice Rasulullah açıklamalarından, beş tanesi bile yer almamakta!.

İnsandaki "İradei cüz"ü ispatlayabilmek uğruna, bu husustaki ayetler ve hasır altı edilmekte!..

Bize göre dini anlamış kişi, ayet ve hadis hükümlerini izahtan aciz kaldığı noktada, hasır altı etmez; sadece o husustaki aczini itiraf eder ki, bu da bir kemalattır.

“Kul kendi iradesiyle yolunu çizer ve yaptıklarının neticesine katlanır" şeklinde özetleyebileceğimiz görüşü savunanlara "KADERİYE"ciler denmiştir. Ki bunlar hakkında,

"Ümmetimin mecusileridir, kaderiyeciler"

şeklinde bir hüküm gelmiştir.

"Kaderiyeciler", "kul kendi kaderini kendi yazar"; görüşünde olanlardır... "Allah" da ötelerden bir yerde; ya da başka bir boyutta oturup, bu boyutta yapılanları seyreden bir varlığın adı herhalde?!...

Esasen Kur`an-ı Kerim baştan sona bu görüşü iptal için sayısız hükümler serdeder.

Geriye kalan ve adlarına "ehli sünnet" ile "cebriye" denen iki görüşün fikirlerine ise; her fikir sahibine ve neticesi de kendisine aittir; diyerek değinmeyeceğiz.

Burada biz çeşitli görüşleri tartışmak ya da savunmak için konuları açıklıyoruz değiliz zira...

Ancak, insanın yapısını, hangi tesirlerin altında nasıl yaşadığını, varlığının ne olduğunu anlattıktan sonra, dinde “Kader` mefhumunun nasıl anlatıldığını açıklama noktasına geldik.

Bunu da farketmek MECBURİYETİNDEYİZ!..

Allah`ın azameti, yüceliği, sonsuz varlığı yanında insanın yeri, iradesi, kudreti ve sahip olduğu şeyler nelerdir?!. Kısaca, "ALLAH İsmiyle İşaret Edilen” indinde insan neleri yapacak güce ve iradeye sahiptir.?!

Evet, yüz milyarlarca ve yüz milyarlarca güneşin birbirlerinden çok büyük uzaklıklarla içinde yüzmekte oldukları kainatın varedicisi katında, insanın yeri ne?

Buyurun bu konuda bir Hadis-i Kudsi:

-Rasulullah salla`llahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu;

Allah azze ve celle şöyle diyor:

"EY kullarım. Hepiniz delalettesiniz ancak benim hidayet ettiklerim hariç. Benden isteyiniz ki sizi hidayete erdireyim. Hepiniz fakirsiniz, ancak benim zengin ettiğim hariç; benden isteyiniz ki size rızık ihsan edeyim.

Hepiniz günahkarsınız, ancak benim mağfiret verdiklerim müstesnadır; içinizden her kim benim bağışlayıcı olduğumu bilir de benden mağfiret dilerse, aldırış etmeden (günahlarının büyüklüğüne) bağışlarım!..

Sizin evveliniz ve ahiriniz, diriniz ve ölünüz, yaşınız ve kurunuz kullarımdan en takvalısı kalbi gibi olsalar, bu durum benim mülkümde bir sivrisineğin kanadı kadar artış meydana getirmez!..

Sizin evveliniz ve ahiriniz, diriniz ve ölünüz, yaşınız ve kurunuz en şaki kulun kalbi gibi olsalar (yani hepsi inkarda olsalar), bu durum benim mülkümden bir sivri sineğin kanadı kadar eksiltmez!..

Sizin evveliniz ve ahiriniz, diriniz ve ölünüz yaşınız ve kurunuz, bir sahada toplansa ve içlerinden her insan ümitleri yettiği kadar istese, her isteyenin istediklerini veririm ve bu benim mülkümden hiçbir şey eksiltmez. Öyle ki içinizden biri denize uğrayıp iğneyi suya daldırıp alsa. Kesinlikle bilin ki BEN sınırsız ihsan ediciyim, varlığın sahibiyim, yüceyim.

"DİLEDİĞİMİ YAPARIM!

Bağışım bir sözdür. Azabım bir sözdür!.

Bir şeyin olmasını istersem emrederim, "OL" derim; ve o şey olur!"

Nasıl..? Bir şeyler anlatabiliyor mu, bizim yerimiz, haddimiz, gücümüz, irademiz, kudretimiz hakkında bu hadisi kudsi?..

Az evvel anlatmaya çalıştığımız gibi. Kainatta dünyadan 1 milyon küsür defa büyük güneşin yeri iğne ucuyla gösterilemezken, gururundan, kendine biçtiği payeden yanına yaklaşılmayan insanın yeri acaba daha iyi anlaşılabiliyor mu bu satırlarda?

Evet, bizde, "ALLAH`A RAĞMEN", bir iş yapabilecek potansiyel mevcut mu?!

Buyurun, sıra geldi KADER BAHSİNE...

Astroloji bölümünde insan beyninin aldığı tesirler ile tüm yaşamının programlanmış olduğunu normal şartlarda bunun değişmesinin de asla mümkün olamayacağını açıklamıştık. Yani bir diğer ifade şekliyle kişinin kaderinin, beynin ilk teşekkül devresinde kozmik kalemle yazılıp bu yazının kuruduğunu ve artık yeni tesirler ile değişmeyeceğini beyan etmiştik.

İnsanın kaderi...

Elinde olan bir şey var mı?

Kaderi önceden yazılı mı?

Her şey olup bitmiş mi?

AHMED HULí›Sİ -------------------

Musevilik`de Kader

Musevilik dininde kader inancı diğer dinlere göre bir parça değişiklik gösterir, Museviliğe göre bir insanın kaderi, tüm hayatı boyunca baştan yazılmaz ve bir yıl önceki hal ve hareketlerine göre yıllık olarak yazılır. Bir yıl boyunca iyi ve hayırlı işler işleyen kişilerin kaderi bir yıl sonrası için iyi yazılır.

Bir Musevi, Musevi Yılbaşısı olan Roşaşana ile Yom Kipur arasındaki 10 gün boyunca bir vicdan muhasebesi yapar ki buna İbranice teşuva adı verilir teşuva İbranice`de geriye dönme anlamına gelir. On gün boyunca, o yıl içinde yapılan tüm hatalı davranışlar gözden geçirilir insanlara karşı yapılan haksızlıklar için Tanrı`dan af dilemek yetmez, o insanlardan da özür dilenmeli ve helalleşilmelidir Tanrı`ya karşı işlenen suçlar içinse tövbe edilir.

9. günün akşamı güneş batmadan bir saat önce Yom Kipur orucuna başlanır. 26 saat aralıksız sürecek olan oruç boyunca çeşitli tövbe duaları edilir. 26. Sonunda orucun bittiğini balirten Şofar (boru) çaldığında, Tanrı`nın gelecek için insanların yeni kaderderlerini yazdığına inanılır.

Mistizmde Kader

Kader yanlış bilinen ve bilindiği de şekliyle insan hayatını belirleyen kavramların başında gelmektedir.Kader ilahi takdir anlamında manasında kullanılsa da aslında bu kaza kavramının karşılığıdır.Kader önceden bilmek manasında insanın ancak sınırlı bir alanda kazanabileceği ve buradaki kullanımıyla bir zaman üstü niteliğe sahip Tanrı niteliğidir.Kader olacakları bilmek ,kaza ise takdir etmektir.İnsan şartlarla çevrili ve şartlarla beraber günlük hayatını yaşarken ve geleceğini de yönlendirme gayreti içindeyken kaza kavramı insan hayatındaki önemi inansın ya da inanmasın hayatı biçimlendiren tartışmasız bir noktadadır.Bu kavram öyle birşeydir ki yok denilirse olduğu ve var denilirse yokluğu dile gelir.Bu kavram kendisini ne tam serbestlikte ne tam bağlılıkta gösterir.Şu olay kaderdir dediğimizde alttan alta öyle olmadığını da hissedebiliriz.Hayatın hem insana hem de yaratıcısına açık bir oluşumlar dünyası olduğu ve yer yer kiminde ilahi izlerin kiminde de kendi ayak izlerimizin bulunduğu kabul edilirse hem beşeri sorumluluk - sorumsuzluk dengesi sağlanabilir,hem de iki aşırı ucun sorumsuzluğundan kurtulunabilir.

felsefe-taslak din-taslak

Kaynaklar

Vikipedi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

Kader
2 yıl önce

Kader (Arapça: قدر, İngilizce: Destiny, fate; felsefedeki adıyla determinizm), bütün olayların önceden ve değişmeyecek biçimde düzenlediğine inanılan...

Kader, Din, Felsefe, Musevilik, Roşaşana, Taslak, Yom Kipur, İbranice, İslam, ޞofar, Teşuva
Kadir gecesi
2 yıl önce

olan 632'ye kadar aldığı vahiyler Kur'an'ı oluşturur. Hicri takvim Kader (inanış) ^ "Kadr Suresi (Diyanet Meali)". 12 Ekim 2007 tarihinde kaynağından...

Ramazan Ayı, İslamiyet, Kur'an, Hz. Muhammed, Vahiy, İslam
Eskatoloji
2 yıl önce

gelen (Yunanca έσχατος) teoloji (dinbilim) terimidir. İnsanlığın nihai kaderi veya dünya tarihini sonuçlandıran olaylar, daha kaba bir tabirle dünyanın...

Eskatoloji, Ahiret, Din, Felsefe, Kült, Mesih, Mit, Ruh, Taslak, Teoloji, Yunanca
Atalara tapınma
6 yıl önce

Atalara tapınma, bazı inanışlara göre ölü aile üyelerinin dünyevi işlerle ilgilerini kesmedikleri ve yaşayan kişilerin kaderlerini etkileme imkânlarının...

Atalara tapınma, í–lü, Cenaze
Teizm
2 yıl önce

Teizm ya da tanrıcılık, tanrı veya tanrıların var olduğu inancıdır. Teizm inanışına göre tanrılar din gönderebilir veya insanların yaşadığı Dünya'ya etki...

Teizm, 11. yüzyıl, 15. yüzyıl, Agnostisizm, Animizm, Anselmus, Ateizm, Deizm, Dekart, Determinizm, Ezoterizm
Cılka
6 yıl önce

iyiliksever ve "Ayıhı"lardan olan bir ruhtur. İnanışa göre, "Cılka Han", çocuk doğduğunda onun kaderini belirler. Mitolojik metinlerde, onun ve eşinin...

Din felsefesi
2 yıl önce

dini konu edinen, dinin insan var oluşunun kaynağı, insan doğasının ve kaderinin kaynağı ve değerleri ile ilgili sorunları ele alarak sorgulayan felsefe...

Din felsefesi, Ayin, Dua, Felsefe, Felsefe Portalı, Kurban, Kurtuluş, Tanrı, Taslak, Sembol, Kutsal
Kargıma
6 yıl önce

İlenç – Türk ve Altay halk kültüründe ve inancında lanet demektir. Kötü kader, kötü son, felaket gibi bir insanın başına gelen ve peşini bırakmayan olumsuz...