Kanun-U Esâsî

Kısaca: Kanun-u Esasi kelime anlamı itibariyle Esas Kanun demek olup hukuk literatüründe Anayasa anlamındadır. == Kanuni Esasi`nin hazırlık çalışmaları ==II. Abdülhamid`in izniyle, 7 Ekim 1876`da başlandı. ...devamı ☟

Kanun-u Esâsî
Kanun-u Esâsî

}

Kanun-u Esasi kelime anlamı itibariyle Esas Kanun demek olup hukuk literatüründe Anayasa anlamındadır.

Kanuni Esasi`nin hazırlık çalışmaları

II. Abdülhamid`in izniyle, 7 Ekim 1876`da başlandı. Kanuni Esasi taslağını hazırlamak üzere, Midhat Paşa başkanlığında 28 kişiden oluşan bir komisyon oluşturuldu. Komisyonun aldığı ilk kararlardan biri, Mebuslar Meclisi ile Ayan Meclisi`nden oluşacak bir "Meclisi Umumi" kurulması oldu.

7 Kasım`da da, bir alt komisyon oluşturuldu. Bu komisyonun çalışmaları sonucu oluşturulan metin, 23 Aralık 1876`da ilan edildi.

7 Zilhicce 1293 (23 Aralık 1876)

1. Tertip Düstur Cilt: 4, s:4-20

Kanuni Esasi`nin kurduğu meclis

19 Mart 1877`de açıldı. Mecliste 69 Müslüman ve 46 Müslüman olmayan mebus vardı. Ancak meclisin ömrü kısa oldu. 13 Şubat 1878`de, Abdülhamid, Kanuni Esasi`ye dayanarak, Meclis-i Umumi`yi tatil etti.

II. Meşrutiyet`in ilanından sonra, 10 Temmuz 1324`de Meclisi Mebusan tekrar toplantıya çağrıldı. 1876 Kanuni Esasisi`nde yapılması gereken değişiklikleri belirlemek üzere bir komisyon oluşturuldu. Bu komisyonun hazırladığı metin 8 Ağustos 1325`de (1909) kabul edildi. Bu tarihten sonra, sonuncusu 21 Mart 1334 olan 6 değişiklik daha yapıldı.

119 maddeden oluşan Kanuni Esasi`nin ilk beş maddesi, padişahın haklarını sayan ve tanımlayan maddelerdi. Osmanlı hükümdarlığı, halifeliği de koruyarak Osmanlı hanedanının en yaşlı üyesine ait olacaktı. (2., 3. ve 4. maddeler). Padişahın kişiliği kutsaldı ve yaptıklarından kimseye karşı sorumlu değildi (5. madde). Vükelanın (bakanların) atanması ve azledilmesi, para bastırılması, huthelerde adının söylenilmesi, yabancı devletlerle antlaşma imzalanması, savaş ve barış ilanı, şeriat hükümlerinin uygulanmasının gözetilmesi, yasalar gereğince verilmiş cezaların hafifletilmesi ya da affedilmesi, parlamentoyu toplamak ya da dağıtmak ve temsilci seçimi için gerekli hazırlıkları yapmak padişahın kutsal haklarındandı (7. madde).

Daha sonraki bölüm, Osmanlı vatandaşlarının genel haklarını içeriyordu. 8. madde Osmanlı Devleti`nin uyruğunda bulunan kişilerin tümüne "Osmanlı" denileceğini, 9. madde Osmanlılar`ın tümünün, başkalarının özgürlüklerine müdahale etmemek koşuluyla, kişisel özgürlüğe sahip olduklarını belirtiyordu. 11. maddeye göre, devletin resmi dini İslam`dı. Ancak kamu düzenine ya da genel ahlaka aykırı davranmadığı sürece, her Osmanlı vatandaşı din özgürlüğüne sahipti.

Yasa önünde tüm Osmanlılar`ın eşit olduğu, kişilerin, din hakkında önyargıya sahip olunmaksızın vatana karşı aynı hak ve ödevleri bulunduğu 17. maddede, devletin resmi dilinin Osmanlı Türkçesi olduğu, memuriyetlere atanmalarda yetenek ve beceri arandığı 18. ve 19. maddelerde yer alıyordu.

Vergiler mükellefin gücüyle oranlı olarak salınacak (20. madde), özel mülkiyete kamu araçları dışında ve yeterli bir tazminat ödenmeden el konulamayacaktı (21 madde). Ayrıca, mesken dokunulmazlığı da getirilmişti. Yasaların kararlaştırdığı durumlar dışında, yetkililer meskene zorla giremeyeceklerdi (22. madde).

25. maddeye göre de, yasa gereği olmaksızın kimseden vergi, resim ya da başka bir ad altında para alınmayacağı karara bağlanıyordu. 26. madde ise işkence ve eziyetin kesin olarak yasaklandığını belirtiyordu.

Hakimler azlolunamayacaklar, mahkemelerde yargılama aleni olacaktı. Herkes, mahkeme huzurunda hakkını savunmak için gerekli gördüğü yasal araçları kullanabilecekti. Mahkemelere müdahalede bulunulamayacaktı.

Vekiller ile temyiz reisi ve üyelerini, padişah aleyhinde harekete ve devleti tehlikeye düşürecek girişimlere kalkışanları yargılamakla görevli, 30 üyeden oluşan Divanı Ali (Yüce Divan) kuruldu.

Sadrazam, şeyhülislam ve öteki vekiller padişah tarafından atanacaktı.

Memurlar kanuna aykırı hareket etmedikçe ve devletçe zorunlu bir neden görülmedikçe azlolunamayacak, değiştirilemeyeceklerdi. Her memur görevinden sorumluydu. Kanuna aykırı emirler verilmesi durumunda memur amire itaat ederse sorumluluktan kurtulamayacaktı.

Ülkenin bir tarafında isyan çıkacağını gösteren kanıtlar görülürse, hükümet, o yerde geçici olarak sıkıyönetim ilan etme hakkına sahipti. (113. Madde).

Meclisi Umumi, padişah açılışı ertelemedikçe, oturumu kısaltmadıkça ya da uzatmadıkça 1 Kasım - 1 Mart tarihleri arasında toplanan bir Meclisi Mebusan ve bir Meclisi Ayandan oluşmaktaydı. Meclisin tüm üyeleri kendi meclislerinin kurallarını çiğnemedikçe düşüncelerini söylemekte ve oylamaya katılmakta özgürdüler. Bu eylemlerinden dolayı haklarında kovuşturma açılamazdı. Üyeler hıyanet, Kanuni Esasi`ye karşı hareket ya da rüşvet ile suçlanırlarsa, hapis ve sürgün gibi bir ceza ile mahkum olurlarsa üyelikleri düşerdi.

Her iki mecliste de, üyelerin yarıdan bir fazlası bulunmadıkça oturum açılamazdı. Tüm konuşmalar Osmanlı Türkçesi ile yapılır, duruma göre açık ya da gizli oylama yapılabilirdi. Her iki meclisçe kabul edilen yasalar padişaha sunulmadan önce vekiller ve sadrazamca onaylanırdı.

Ayan Meclisi üyeleri, Mebusan Meclisi üyelerinin üçte birini aşmamak koşuluyla, doğrudan padişah tarafından atanırdı. Ayan Meclisi`ne seçilmek için kamunun güvenini kazanmış olmak, devlet hizmetinde başarı göstermek, tanınmış ve 40 yaşından aşağı olmamak gerekliydi. Üyeler yaşam boyu atanır, ancak kendi istekleriyle başka göreve geçmek için istifa edebilirlerdi. Ayan üyelerine verilen aylık tahsisat 10.000 kuruş idi.

Mebusan Meclisinin üye sayısı, Osmanlı uyruğundaki her 50 bin erkeğe bir üye olmak üzere saptanıyordu. Bunlar özel bir yasa gereğince gizli oyla seçilirlerdi. Seçim 4 yılda bir yapılacaktı. Mebusan Meclisi`ne seçilmek için 30 yaşını tamamlamış olmak ve Türkçe bilmek gerekliydi. Mebusan Meclisi üyelerine yıllık 20.000 kuruş, ayrıca aylık 5.000 kuruş yolluk veriliyordu.

Kaynaklar

Vikipedi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.