Kapadokya Tarihi

Kısaca: ANTİK DÖNEMKapadokya'da paleolitik döneme ilişin izlere pek az rastlanmakla birlikte, bugüne kadar elde edilen veriler bu izlerin erken paleolitik dönemden çok son paleolitik döneme ait olduğunu göstermektedir. Paleolitik dönemden sonra volkan patlamalarının uzun süre insan yerleşimine müsaade etmediği sanılmaktadır. ...devamı ☟

ANTİK DÖNEM

Kapadokya'da paleolitik döneme ilişin izlere pek az rastlanmakla birlikte, bugüne kadar elde edilen veriler bu izlerin erken paleolitik dönemden çok son paleolitik döneme ait olduğunu göstermektedir. Paleolitik dönemden sonra volkan patlamalarının uzun süre insan yerleşimine müsaade etmediği sanılmaktadır. Bu dönem Neolitik döneme kadar devam eder. Bölgede yapılan arkeolojik çalışmalarda neolitik dönemden başlayan bir çok yerleşme tesbit edilmişti. Örneğin Ürgüp yakınlarında (Avla Tepesi) neolitik döneme ait taş aletler bulunmuştur. Acemhöyük kazılarında İ.Ö. 6.-7. yüzyıla ait izlere, Hitit ve Bronz çağa ait eserlere rastlanmıştır. Kapadokya'da ilk yerleşik izleri oldukça eski tarihlere uzanır. İnsanlığın avcılık ve toplayıcılıkla geçindiği döneme ait izlere rastlanmamasında volkanik patlamaların yanısıra, Kapadokya'nın yaşayan doğasının sonucu, mekanların bir sonra gelenler tarafından genişletilip tekrar yerleşime sahne olmasıyla izlerin silinmesinden kaynaklanmaktadır. Sulucakaracahöyük, Topaklı Höyük gibi alanlarda yapılan arkeolojik çalışmalar Hititler'den Bizans dönemine kadar geçen süre içinde bölgede çeşitli kültürlerin (Hitit, Frig, Roma, Geç Roma) yaşadığını göstermektedir. Bu döneme ait izler ancak topluluklar tarafından kulanılan eşyalarda görülebilir. Neolitik şehri Çatalhöyük'te Kapadokya'nın tarihi başlar. İ.Ö. 5000-4000 arasında Kapadokya'da küçük krallıklar yaşamıştır. Kapadokya'nın bilinen ilk halkları, Luviler ve Hititler'dir. Bölgede İ.Ö. 2500 sonlarında Asurlar ticaret kolonileri kurmuşlardır. Anadolu'nun geçek yazılı tarihini anlatan en eski belgeler Asur ticaret kolonilerinden kalmış olan Kapadokya tabletleridir. Kapadokya'nın "Güzel At Yetiştirilen Ülke - Güzel Atlar Ülkesi" anlamına gelen adı da Asurların mirasıdır. Asurlar'ın Katpatuta adını verdiği bölge Persler döneminde Kapadokya adını almıştır. M.Ö.6.yy.'da bölgeye egemen olan Persler,Hititler'den bu yana belki de dünyanın tek at üretim çiftliği olan bu yöreye,Güzel Atlar Ülkesi anlamına gelen "Katpatukya" adı ile anılır. Erken Bronz Çağı sonlarında (İ.Ö 3200-1650) bölgenin özellikle Avanos ve Kültepe'nin önemli bir ticaret merkezi olduğunu Asur'lu tüccarlardan kalan pişmiş topraktan yapılmış ticaret mektuplarından öğrenmekteyiz. Asur'lu tüccarların mektuplarında Kızılırmak yayı içinde kalan bu bölgeden Hitit ülkesi olarak söz edilmektedir. Asur Ticaret kolonilerinin dönemi, İ.Ö. 1850-1800 yılları arasında sona ermiştir. Hititler'in Kafkaslar üzerinde Anadolu'ya geldikleri tezi genel kabul gören bir tezdir. Kapadokya, Hitit İmparatorluğu'nin yükselme çağında (1750'lerde) Kral Şubbiluliyuma tarafından fethedilerek, Hititler'in "Aşağı Memleket" sınırlarına dahil olmuş, yaklaşık 500 yıl Hiitler'in elinde kalmıştır. Yerleşik hayata geçişle birlikte, yerleşim birimleri arasında temel ihtiyaçların karşılanması için ticaret ve benzeri ilişkiler doğmuş , temel ihtiyaç maddelerini üreten birimler önemli merkezler haline gelmişlerdir.Asurlular, Anadolu'nun çeşitli yerlerinde Karum Adı verilen ticaret merkezlerini kurmuşlardır. Bunların en önemisi Kapadokya sınırlarında yer alan Kültepe Karumudur. Kültepe civarındaki Mazaka şehri (Kayseri) ticaret bakımından Kneş'in yerine geçmiştir. Mezopotamyalı Asurlarla Hititler arasında ticari ilişkiler gelişmiş olmakla birlikte, Asurlar'ın il üzerinde bir etkisi yoktur.Bu bize, Asurlularla Hititler'in birbirine karışmadığını gösterir.

OSMANLI DÖNEMİ

Kapadokya, Osmanlı yönetiminin ilk yılları barış içinde ve sessiz bir biçimde yaşamıştır. Bu durum, Kanuni Sultan Süleyman'ın tahta çıktığı zaman, hazine gelirlerini artırmak için yaptırdığı yeni bir arazi tahririne kadar sürmüştür. İl yazıcılarının bir kısmı arazi ölçümlerini ve ürün miktarını fazla göstererek vergi miktarını artırınca bazı dirlik sahiplerinin toprağı elinden alınmış ve bu durum halk ile asker arasında huzursuzluğa neden olmuştur.Ayrıca 1582'den itibaren başlayan İran seferleri tımar düzenini bozmuş, dirlik sahiplerinin isyanına neden olmuştur. Celali isyanları olarak bilinen ve dirlik sahiplerinin ailelerini ve topraklarını bırakıp savaşa gitmeyi reddetmeleriyle alevlenen bu isyanlar Kapadokya'da etkili olmuştur. Osmanlı döneminin ilk yıllarından XVII. yüzyıla kadar Kapadokya bölgesinin en önemli merkezi Ürgüp olmuştur. Kaynaklar 1530'da Ürgüp'ün 6 mahalleden oluşan ve 213'ü Müslüman, 35'i diğer dini ve etnik tebadan toplam 248 haneye sahip bir kasaba olduğunu söylemektedir. XVII. yüzyıla kadar Nevşehir, eski adı Nissa olan Muşkara Köyü olarak bilinir.Burası Niğde'ye bağlı Ürgüp, kasabasının 18 hanelik bir köyüdür. Muşkara'nın (Nevşehir) iskan durumunun XVI. yüzyıldan XVIII. yüzyıla pek fazla bir değişiklik göstermediği gözlemlenmektedir. Ancak, Damat İbrahim Paşa'nın Osmanlı Sadrazamı olmasıyla bölgede önemli bir canlanma ve yenilenme yaşanmıştır. Lale Devri'nin önemli Sadrazamlarından Damat İbrahim Paşa, Muşkara'da bu döneme yakışır yenilikler uygulamıştır.Örneğin, Muşkara'yı mimari yapılarla donatmış, imar ve iskanını tamamlamış ve Niğde Sancağı'na bağlı bir kaza haline getirdikten sonra adını Nevşehir olarak değiştirmiştir. Bugünkü Gülşehir'in kurucusu ise Karavezir Lakabıyla bilinen Silahtar Mehmet Paşa'dır.Eski adı Arapsun olan Gülşehir, 1584'te Uçhisar nahiyesine bağlı olup 30 hanelik bir köydür.Halkının tümü Müslüman'dır. Silahtar Mehmet Paşa, burada bir cami ve bir medrese yaptırmış kasaba nüfusunun artması sağlanmış ve ardından Arapsun adı Gülşehir olarak değiştirmiştir. Osmanlı Devleti'nin 1840 yılındaki resmi kayıtları Nevşehir ve Ürgüp'ün Niğde Muhassıllığı'na bağlı olduğunu göstermektedir.1847'deki idari yapılanmada Nevşehir,Konya eyaletine bağlı livalardan biri haline getirilmiştir. 1849 kayıtlarında sancak merkezinin Niğde'ye taşınmasından söz edilmektedir. 1867 Vilayet Nizamnamesi'ne göre Nevşehir Livası Kazaya dönüştürülerek Konya Vilayeti'nin Niğde Sancağı'na bağlanmıştır. Bu dönemde Niğde Sancağı'nın Nevşehir, Ürgüp, Aksaray, Kırşehir ve Yahyalı olmak üzere beş kazası bulunmaktadır. Kısaca idari hiyerarşi şu şekildedir. Konya Eyaleti, Niğde Sancağı, Nevşehir ve Ürgüp kazaları ve bunların köyleri. Nevşehir'in idari statüsü, 1918 'e kadar değişmemiştir. Buna karşın, 1896 yılında Arapsun (Gülşehir) Niğde Sancağı'na bağlı bir kaza haline getirilmiştir.Avanos,bu yüzyılda Ankara Vilayeti'nin Kırşehir Sancağı'na bağlı bir kaza,Hacıbektaş ise yine aynı vilayete ve sancağa bağlı olan birer nahiye durumundadır.

CUMHURİYET DÖNEMİ

Kapadokya bölgesi milli mücadele yıllarında mütareke'nin belirlediği paylaşım alanlarının dışında kaldığı için önemli bir olaya sahne olmamıştır.Bununla birlikte Dellaczade Hacı Osman Efendi Sivas Kongresi'ne Nevşehir delegesi olarak katılmış,memleketinde Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk Cemiyeti'nin şubesini kurmuş ve milli mücadeleye katılımı sağlamıştır. Başka bir olay da Mustafa Kemal'in 1919'da Hacı Bektaş-ı Veli Tekkesi'ne gelerek tekke şeyhi ve çelebisi ile görüşmesidir.Bu görüşmenin ardından Anadolu'daki tüm Bektaşi tekkeleri milli mücadeleye destek kararı almış ve bu tekkeler karargah gibi çalışmıştır.Cumhuriyet sonrasında gelişip büyüyen,Niğde'ye bağlı bir ilçe olan Nevşehir'e 1954 yılında il statüsü verilmiştir.

MÜSLÜMAN TÜRK İZLERİ

9.yüzyılda Kapadokya Hıristiyanlığın önemli merkezlerindendir.Müslüman Türk topluluklarının Ayadolu'ya yerleşmeye başlamasıylabölgenin etnik ve dini yapısında değişim yaşanma başlanmıştır.Hıristiyanlık Türk egemenliğinden sonra da yörede varlığını sürdürmüştür.1924 nüfus mübadelesine kadar bölgenin nüfusu Müslümanlardan ve Ortodoks Rumlardan oluşmaktadır. XI,yüzyılda önemi azalan dini merkezlerin XIII.yüzyılda tekrar canlanmaya başladığı görüür.Bunda Anadolu Selçuklu Devletinin hrıstiyanlara tanıdğı dini özgürlüklerin etkisi büyüktür. Ancak,XIII.yüzyılda yapılan freskler,öncekilerin kötü birer kopyasıdır. Bu dönemde yörede yaşayan hıristiyanların Bizans kültür merkezleriyle ilişkileri azılmış,geleneksel süsleme sanatları unutulmuştur. Bir süre sonra Kapadokya Hıristiyanları dil bakımından da Türkleşmişler,Rumcayı unutmuşlardır. Texier,Ürgüp'te yaşayan rumlarla ilgili olarak,bunların Batı Anadolu Rumlarından tamamıyla ayrıldığını,dillerinin Türkçe,dinlerinin hıristiyanlık olduğunu yazmaktadır. Kapadokya bölgesine XI.yüzyıldan itibaren gelmeye başlayan Müslüman Türkler, XVIII.yüzyılda Damt İbrahim Paşa'nın yürüttüğü bayındırlık ve nüfus politikalarıyla bölgede çoğunluk haline gelmişlerdir. Selçuklu uygarlığı sağlam ve bakımlı yolları,taş köprüleri, kervansarayları, cami, medrese, kütüphane,hamam ve saraylarıyla Ortaçağ'ın ileri bir medeniyetidir. Selçuklularda mekan ve kültür birliği Roma ve Bizans uygarlıklarında olmayan yeni bir boyut kazınmıştır. Romalılar,taş yollarla mekan birliği sağlamışlar ancak birinin Kapadokya'da bulunduğu 25'e yakın eyalette toplumlar yaşamlarını eskisi gibi sürdürmeye devam etmişlerdir. Türk,Arap,İran,Anadolu ve Bizans kültürlerinin yeni bir sentezi olan Selçuklu kültürü daha önce sağlanamayan birliği sağlamıştır.Selçuklular bu kültürlerden etkilenmiş ancak kendi orjinal kültürleri de geliştirmişlerdir. Selçuklu sanatının özgünlüğünü Orta Asya'dan getirdikleri öğeler oluşturur. Türbeler,Türk çadırının taş yapılara dönüştürülmüş yeni bir yorumudur. Çinicilik,ağaç işçiliği,minyatür bir sentezin ürünüdür. Selçuklular'ın Kapadokya'daki en belirgin izleri,ticaretin gelişmesinin hem medeni hem de sonucu olan kervansaraylardır.Kervansaraylar savaş zamanında kuleleri ve yüksek duvarları ile kale olarak savunma hizmetinde kullanılmışlar, diğer zamanlarda seyahat eden tacirlere konfor ve emniyet sağlamışlardır. Anıtsal giriş kapılarının mimarlık süsleri Selçuklu-Türk sanatının en özgün yönüdür. Gerek yüksek kapıları gerekse kapıların süsleme unsurları bakımından gotik tarzda yapılmış kiliselerle benzerliği dikkat çekicidir. Kuzey Avrupa'da moda olmuştur. Ayrıca Selçuklular zamanında özellikle şehir merkezlerinde,Kapadokya Bölgesinin imar faaliyetlerine önem verilmiştir. Kapadokya'nın 1515 yılında Osmanlı topraklarına katılmasıından sonra Özkonak'ta Yavuz Sultan Selim tarafından yaptırılan köprü dışında yörede önemli bir mimari esere rastlanmamaktadır. Özellikle Nevşehir'in mimari ve zenginleşmesi 18.yüzyılda Damat İbrahim Paşa eliyle gerçekleşmiştir. Damat İbrahim Paşa küçük bir köy olan Muşkara'yı bayındırlık eserleriyle donattıktan sonra,buraya kişiliğine ve dönemine uygun olarak Nevşehir adını vermiştir. Damat İbrahim Paşa dışında Karavezir lakaplı Seyyid Mehmet Paşa da memleketi olan Gülşehir'de (Arapsun) önemli eserler bırakmış olan bir Osmanlı sadrazamıdır. Ancak, sadrazamığın ilk yıllarında hayatını kaybettiği için,başlattığı imar faaliyetleri yarıda kalmıştır. Kapadokya'nın müslüman Türk toplumlara ev sahipliği yaptığı dönemde iki kişi vardır ki,hem bölgenin hem de genel olarak toplumun ve devletin kaderi üzerinde etkili olmuşlardır. Bunlardan biri Hacı Bektaş-ı Veli,diğeri Osmanlı Devletinin Lale Devri Sadrazamı Damat İbrahim Paşa'dır.

Kaynak

http://urgup-bld.gov.tr

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

Kapadokya Yunancası
2 yıl önce

Kapadokya Yunancası, Yunancanın bir temel lehçesi olup eskiden Kapadokya'da yaşayan Rumlar tarafından konuşulmaktaydı. 1920'lerdeki Yunanistan ve Türkiye...

Kapadokya Yunancası, Malazgirt Savaşı, Oxford University, Kayseri, Yunanistan, Kapadokya, Türkiye, Yunanca, Karamalıca, Mevlana Cellaledin Rumi, Pharasa
Kapadokya
2 yıl önce

yerleşimlerinin Paleolitik döneme kadar uzandığı Kapadokya'nın yazılı tarihi Hititlerle başlar. Tarih boyunca ticaret kolonilerini barındıran ve ülkeler...

Kapadokya, Gürsel Korat, Ihlara Vadisi, Ortahisar, Truva (antik şehir), Nemrut Dağı, Safranbolu, Xanthos, Letoon, Pamukkale, Hierapolis
Nevşehir Kapadokya havalimanı
2 yıl önce

Nevşehir Kapadokya Havalimanı (IATA: NAV, ICAO: LTAZ) 1998 yılında hizmete girmiş olan havalimanı. Nevşehir Kapadokya Havalimanı'nın toplam 3500 m²'lik...

Nevşehir Kapadokya havalimanı, 1998, Coğrafi koordinat sistemi, DHMİ, Fit, IATA, ICAO, Kilometre, Metre, Nevşehir, Türkiye
Pontus Krallığı
2 yıl önce

Cimiata'ya ardından Kapadokya'ya geçerek Amasya'ya gitti. I. Selevkos ile mücadeleye girişti ve MÖ 281 (veya 280) yılında kendini Kuzey Kapadokya ve Doğu Paflagonya'nın...

Likaonya
6 yıl önce

Likaonya (Latince: LYKAONIA) Orta Anadolu'da bulunan antik bölge. Doğuda Kapadokya, güneyde Kilikya, batıda Pamfilya ve Pisidya, kuzeyde de Frigya ve Galatya...

Yunanistan tarihi
2 yıl önce

Yunanların güney İtalya'ya göçleri. Bizans İmparatoru'nun yakaladığı Slavlar'ı Kapadokya Bölgesine sürmesi. Boğaziçi'nin Kıbrıs'lı ve Makedonya'lı göçmen Yunanlarca...

Yunanistan tarihi, Vatikan tarihi, 1821, 1830, 1912, 1918, 1919, 1923, 1946, 1947, 1948
İran tarihi
2 yıl önce

İran tarihi, tarihin en eski uygarlıklarından biri olan İran'ın tarihsel gelişimini ele alan tarihyazımı alanıdır. Günümüz İranını oluşturan tarihî bölge...

Nevşehir (il)
2 yıl önce

Avanos Saç Müzesi Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi (Bebek Müzesi) Güray Müze Ortahisar Etnografya Müzesi Zelve Açık Hava Müzesi Kapadokya Birçok medeniyete...

Nevşehir (il), 1954, 20 Temmuz, Acıgöl, Acıgöl, Nevşehir, Adana (il), Adıyaman (il), Afyonkarahisar (il), Aksaray (il), Amasya (il), Ankara (il)