Mehmed Celaleddin Dede

Kısaca: MEHMED CELÂLEDDİN DEDE EFENDİ(1848-1907)Mehmed Celâleddin Dede, 1848 yılında İstanbul’da, Yenikapı Mevlevihânesi’nin hareminde doğdu. Babası aynı tekkenin şeyhi Osman Selâhaddin Dede Efendi, annesi Aktar Hacı Tâhir Efendi’nin kızı Münire Hanım’dır. Mevlevihânenin yakınında bulunan ilkokulu bitirdikten sonra Davutpaşa Rüştiyesi’ne devam etti. ...devamı ☟

MEHMED CELÂLEDDİN DEDE EFENDİ(1848-1907)

Mehmed Celaleddin Dede, 1848 yılında İstanbul’da, Yenikapı Mevlevihanesi’nin hareminde doğdu. Babası aynı tekkenin şeyhi Osman Selahaddin Dede Efendi, annesi Aktar Hacı Tahir Efendi’nin kızı Münire Hanım’dır. Mevlevihanenin yakınında bulunan ilkokulu bitirdikten sonra Davutpaşa Rüştiyesi’ne devam etti. Mevlevihanede tecvit, kıraat, ulum-i diniye, tasavvuf, edebiyat, Mesnevi, Füsusulhikem ve musiki öğrendi. Abdülbaki Nasır Dede dedesi, Ali Nutki Dede ile Abdürrahim Künhi Dede büyük amcasıdır. Arapça, Farsça, Fransızca bilirdi. Onyedi yaşında Mustafa Naili Efendi’nin kızı Nasyonel Sosyalistfe Hanım ile evlendi.

1870 yılında babasının şeyhliği fiilen bırakması üzerine, Konya çelebisinin izni ile mevlevihaneyi onsekiz yıl yönetti. Babasının ölümü üzerine ise 1887’de şeyh oldu. Durup dinlenmeden çalışarak bir ömür sürmüş ve çok yorulmuştu. Buna bir de 8 Ekim 1904 tarihinde çıkan yangında mevlevihanenin bir bölümünün, değerli kitaplarının ve eşi bulunmaz kıymetteki tezhipli mesnevilerin, tanburlarının yanması eklenmişti. Zaten bir boğaz hastalığından rahatsızdı. Dügah makamındaki ayininin 1905’te okunuşu sırasında, hastalığı nedeni ile ayakta duramamış, geleneğin dışına çıkarak postuna çökmüştü. Geçen yüzyılın gerçek bir musiki bilgini olan Mehmed Celaleddin Dede, 31 Mayıs 1907 tarihinde Gümüşsuyu’ndaki köşkünde öldü. Cenaze namazının Sünbül Efendi Dergahı’nda kılınmasından sonra mevlevihanenin mezarlığına defnedildi.

İsmet Bey’in tarih şiirinin son mısraı şöyledir: Celal-i Mevlevi aşk ile buldu vuslat’ullah’ı

Tanbur çalmasını Büyük ve Küçük Osman Bey’lerden, ney üflemesini, eniştesi Hüseyin Fahreddin Dede’den, dini musikiyi tekkeden, dindışı musikiyi Tanburi İsmet Ağa ile Nikoğos Ağa’dan öğrenmişti. Özellikle tanburda kendine özgü bir tavrının olduğunu, çok ustalıklı mızrap kullandığını tanıyanlar, öğrencileri ve Ahmed Irsoy doğrulamıştır. Celaleddin Dede daha on sekiz yaşında iken İslami ilimlerde ve musikide temayüz etmiş, adını kültürlü çevrelere duyurmuştu.

Çok iyi derecede Arapça, Farsça bildiği için eski “Edvar” kitaplarını inceleyerek musikimizin nazariyatına eğildi;daha doğrusu bu konuyu ilk kez ele alanlardan biri oldu. Başta Rauf Yekta Bey olmak üzere pek çok öğrencisine, Pazartesi günleri ders verirdi. Bir gün Rauf Yekta Bey, Kulekapısı Mevlevihanesi şeyhi Ataullah Efendi’nin , Arapça bir nazariyat kitabını incelediğini hocasına haber vermişti. Bunun üzerine Mehmed Celaleddin Dede, Rauf Yekta Bey’e kendisinin incelemekte olduğu bir başka nazariyat kitabını gösterdi. Bundan sonra bu üç kişinin gayreti ile, yüzyıllardır unutulmuş olan musikimizin bilimsel yönü ortaya çıkartılmış oldu. Celaleddin Dede bununla da kalmadı;bugün bile kullanılan bazı musiki terimlerini ortaya attı.

Bilimselliği ve üstün kişiliği kendisine üst düzeyde bir çevre sağlamış, dostlar edinmişti. Mithat Paşa’nın babası ile olan dostluk ilişkisi sarayın dikkatini çekmiş, jurnaller birbirini izlemiş, emirler gelip gitmiş, bu değerli ilim adamının rahatı epey kaçırılmıştı.

Zaman buldukça şiir ve edebiyatla uğraşmış, söylediği şiirlerde “Şeyhi”mahlasını kullanmıştır.

Bir bestekar olarak dini musikimize dügah makamında bir ayin hediye etmiştir. Bu ayinin bir özelliği dolayısıyle bestelendiği yıllarda eleştirilere hedef olmuştur. Celaleddin Dede Efendi, bu ayinde büyük dedesi Nayi Osman Dede’nin , hicaz makamındaki ayininin melodilerini dügah makamının aralıklarına göre aynen kullanmıştır. Eleştiriler üzerine öğrencisi Rauf Yekta Bey, aralarında hiçbir ilişki bulunmayan bu iki makamı ele aldığını, bunun kolay bir iş olmadığını, kudretli bir musiki bilgisine sahip olmak gerektiğini söyleyerek hocasını savunmuştur.

Musikimize çok değerli hizmetleri geçmiş bu değerli insanı saygıyla ve rahmetle anıyoruz. . . Hazırlayan:Tahir AYDOĞDU

Kaynak:Türk Musikisi Tarihi. . . . . . Dr. Nazmi ÖZÂLP

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.