Mesut Yılmaz - Hakkında Yazılanlar

Kısaca: GÜNDEM GÜNDEM GÜNDEM Anavatan Partisi Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz’ın İstanbul’da basın toplantısında yaptığı konuşma’dan 30 Nisan 2001 Enerji Bakanlığında hukuk zorlandı Değerli Basın Mensupları; Enerji ihtiyacı Ama Türkiye’nin enerji sorununu çözebilmesi için, yani gelecek yıllarda ihtiyaç duyduğu enerjiyi üretebilmek için her sene 4 milyar dolar enerji yatırımı yapması zorunluluğu ...devamı ☟

GÜNDEM GÜNDEM GÜNDEM

Anavatan Partisi Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı
Mesut Yılmaz’ın İstanbul’da basın toplantısında yaptığı konuşma’dan
30 Nisan 2001
Enerji Bakanlığında hukuk zorlandı
Değerli Basın Mensupları;

Enerji ihtiyacı

Ama Türkiye’nin enerji sorununu çözebilmesi için, yani gelecek yıllarda ihtiyaç duyduğu enerjiyi üretebilmek için her sene 4 milyar dolar enerji yatırımı yapması zorunluluğu vardır. Türkiye’nin bütçesinden bu kaynakları ayırabilmesi mümkün değildir. Türkiye’nin toplam yıllık bütçesinde enerji için ayırdığı yatırım miktarı bunun neredeyse onda biridir. Onun için Türkiye, bu enerji yatırımlarını yapabilmek için mutlaka yabancı sermayeyi enerji alanında yatırım yapmaya çekmek zorundadır.

Yap işlet devret
Yabancı sermayeyi enerji alanına çekebilmek için birçok düzenlemeler yapılmıştır. Hepimizin bildiği gibi benim Hükumetim döneminde, 55’nci Hükumet döneminde yap-işlet-devret modelini sistemimize getiren yeni bir yasa çıkarılmıştır, arkasından 57’nci Hükumet döneminde uluslararası tahkim sistemini getirerek enerji yatırımlarının önündeki en önemli engeli kaldıran bir anayasa değişikliği gerçekleşmiştir. Bu reformlarla enerji sektöründe yabancı sermayenin Türkiye’ye rahatlıkla gelmesinin önü açılmıştır ve yabancı yatırımların bir anlamda yasal zemini yaratılmıştır.


Değerli Basın Mensupları;

Menderes gibi

Maalesef SEKA arazisinde yapılan Ford-Otosan yatırımının açılış töreninde de ifade ettiğim gibi, bu memlekette hizmet etmenin her zaman bir bedeli olmuştur. Hizmet eden insanlar maalesef bu bedeli Türkiye’de her zaman ödemişlerdir. Bu bedeli rahmetli Menderes gibi canıyla ödeyenler olmuştur, bu bedeli siyaseten halkın gözünden düşmek suretiyle, oy kaybı suretiyle kaybedenler olmuştur.


Erken emekliliği getirdiler SSK çöktü

Bir siyasetçi Türkiye’nin yönetimini üstlenen siyasetçi her gün birçok kararlar vermek zorundadır. Bu kararları en geniş şekilde ikiye ayırmak mümkündür. Bazı kararlar vardır ki bu kararlar ülke için mutlaka alınması gereken kararlardır, ülke için gerekli kararlardır. Ama bu kararları vermek sizin için risklidir, siyaseten risklidir. Buna mukabil bazı kararlar vardır ki bu kararlar sizin için gereklidir, siyaseten gereklidir bunları yaparsanız siz bundan karlı çıkarsınız ama ülke için risklidir. Örnek mi istiyorsunuz; 1992 yılında Türkiye’de sosyal güvenlik sistemini değiştiren, emeklilik yaşını erkeklerde 43’e kadınlarda 38’e indiren düzenleme ikinci örnektir. O düzenlemeyi yapanlar millete sizi erken emekli edeceğiz diye bundan siyasi prim toplamışlardır. Ama bunun ülkeye maliyeti çok yüksek olmuştur. Primi ödeyenlere devlet gerekli sağlık hizmetini, gerekli emeklilik ödemesini yapamayacak duruma düşmüştür. Onun için Türkiye’de siyaset yapanlar zaman zaman kendileri açısından ne kadar riskli de olsa, kendilerinin ne kadar belaya sokacak kararlar da olsa ülke için gerekli kararları alabilme cesaretini göstermektir.


Statükoyu korumak isteyenler

Statükoyu korumak isteyenler; ise bugünkü statüko kendi menfaatlerine olduğu için, kendilerine makam, kendilerine güç, kendilerine paye, kendilerine para getirdiği için bu statükonun değişmesini istemezler. Onlar yani bu statükoyu korumak isteyenler ülkenin geri kalmışlığından, milletin fakirliğinden, insanımızın mağduriyetlerinden şimdiye kadar kendi menfaatleri için beslenmişlerdir. Onun için daima bu durumu korumak istemişlerdir. Unutmayın Türkiye 1920’li yıllarda Cumhuriyete, 1950’li yıllarda demokrasiye, 1980’li yıllarda da serbest piyasa ekonomisine statükoya rağmen kavuşmuştur. Statükoyu korumak isteyenler, statükocular kendilerini aşan, kendilerini aşmaya yönelen her harekete, her hamleye, her atılıma, her çabaya var güçleriyle karşı çıkmışlardır. Bunu yapmak isteyen insanlara çamur atmışlardır, iftira etmişlerdir. Onları engellemek için her yola başvurmuşlardır. Bu süreçte en fazla zarar görenler siyasetçiler ve siyaset kurumu olmuştur.

Statüko kılık değiştirir

Statükonun bütün bu mücadele sırasında kullandığı yöntemleri, bunu tezahür etme şeklini değişik biçimlerde görmek mümkündür. Statüko bazen hakim ve savcı kılığına bürünmüş ortaya çıkmıştır. Siyasetçiyi idam sehpasına çıkarmaya çalışmıştır, bazen de bunda muvaffak olmuştur. Statüko kimi zaman etkin bir bürokrat olup icraatın önünü tıkamaya çalışmıştır, bunda da çoğu zaman muvaffak olmuştur. Statüko bazen bilirkişi olmuş saldırısını bilirkişi raporlarıyla ortaya koymuştur, bazen medya mensubu olmuştur kalemini silah gibi kullanmıştır.

Statükocuların amacı

Ama, hangi sıfatı taşırsa taşısın, hangi konumda olursa olsun statükocuların bir tane ortak amacı vardır. O da Türkiye’yi dünyadan tecrit etmek, Türkiye’yi içine kapatmak, Türkiye’nin ufkunu sınırlandırmaktır. Statükoyu değiştirmek isteyenlerin de bir tek amacı vardır o da Türkiye’yi dünyayla bütünleştirmek, Türkiye’nin ufkunu açmak, Türkiye’yi dünyaya açmak. Anavatan Partisi bu anlamda statükoyu değiştirmek isteyenlerin, Türkiye’nin ufkunu açmak isteyenlerin, Türkiye’yi dünyayla bütünleştirmek isteyenlerin simgesi olmuştur.
Hiç kimse, siyasi rakiplerimiz dahi aksini söyleyemezler ki Anavatan Partisi Türkiye’de statükoya en büyük darbeyi vuran parti olmuştur. Bunun içindir ki kurulduğumuz günden bugüne kadar statükonun bir numaralı hedefi olduk. 1990’lara geldiğimiz de Anavatan Partisi’nin muhalefete geçmesini fırsat bilen statüko yeniden yürütmeden, yargıya kadar devletin tüm kurumlarında hakimiyet kurmaya yönelmiştir. Ama bununla kalınmamıştır. Anavatan Partisi’ne, ülkeye ve millete yaptığı hizmetlerin bedelini en ağır bir biçimde ödetmek için iftira ve çarpıtmalara dayalı yeni tezgahlar kurulmuştur. Allah’a şükür ki bu tezgahların hiçbiri bugüne kadar başarılı olamamıştır.

Hepinize saygılar sunuyorum. Partili arkadaşlarımdan, basın mensubu arkadaşlarımızın soracakları soruları ve onlara vereceğim cevapları sukunetle dinlemelerini rica ediyorum.


SORU: Efendim, yargıyı eleştirdiniz. Yolsuzluk kadar yargının siyasallaşması tehlikelidir dediniz, sürekli statükoculardan söz ettiniz. Biraz daha net olabilir misiniz acaba. Hükumet ortaklarınız mıdır? Askerler midir? Kimdir efendim?

BAŞBAKAN YARDIMCISI VE ANAVATAN PARTİSİ GENEL BAŞKANI MESUT YILMAZ: Şimdi bu bir bulmaca gibidir. Ben size unsurlarını söylüyorum. Bunları birleştirmek için siz de biraz kendi yeteneğinizi kullanın. Ben size yapılan usulsüzlükleri, yapılan olayları anlatıyor, ben size bir fotoğraf çekiyorum. Fotoğrafı belki istediğiniz nitelikte çekemiyorum çünkü toplumsal olaylar her zaman buna izin vermiyor ama bu parçaları birleştirip hazırlayıp bütününü ortaya çıkarmak da sizin göreviniz. Ben yargıyı eleştirmiyorum, ben yargıyı olması gereken yere çıkarmaya çalışıyorum. Siyasetçiden beklediğimiz hukuk devletine saygılı olmasıdır. Türkiye’de bugün hiçbir iktidar anayasaya aykırı icraat yapamaz. Bizim sistemimiz içerisinde buna izin yoktur. Yaparsa Anayasa Mahkemesi’nden döner. Ama Türkiye’de siyasetin hukuk devletine saygılı olmaması kadar bir denge yargının siyasallaşmasıdır, yargının işleyişinin adalet kurallarına göre, hukuk kurallarına göre değil, siyasi tercihlere göre olmasıdır. Bu da bir tehlikeye işaret ediyor.

GÜNDEM GÜNDEM GÜNDEM 5 HAZİRAN 2001


ANAP revizyonu
Milliyet 5 Haziran 2001

Hükümette Yalova’nın yerine atama yapılırken önemli değişiklikler de oldu.



Yüksel Yalova’nın istifasıyla boşalan Devlet Bakanlığı’na yapılacak atama "Tantan operasyonu"na dönüştü. ANAP lideri Yılmaz, Beyaz Enerji soruşturmasında karşı karşıya geldiği Sadettin Tantan’ı aldığı İçişleri Bakanlığı’na, insan haklarından sorumlu Devlet Bakanı Rüştü Kazım Yücelen’i getirdi.
Yılmaz, dün Başbakan Bülent Ecevit ve Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan’la bir araya geldi. Ecevit’le görüşmeye "taslak" revizyon listesi ile giren Yılmaz’ın Başbakan’ın onayını almasının ardından karar, aynı saatlerde Almanya - Fransa gezisinden dönmekte olan MHP lideri Devlet Bahçeli’ye iletildi. Toplantıdan sonra Çankaya Köşkü’ne 10 dakikalık jet bir ziyaret gerçekleştiren Ecevit, akşam Başbakanlık’ta yeniden Yılmaz’la bir araya geldi.


Üç saat sonra açıklama
İkinci buluşmanın ardından uzun süre resmi açıklama beklendi. 20.45’te yazılı olarak yapılan açıklamada Yalova’dan boşalan Devlet Bakanlığı’na Sadettin Tantan, İçişleri Bakanlığı’na Rüştü Kazım Yücelen, Yücelen’den boşalan koltuğa da Yılmaz Karakoyunlu’nun getirildiği bildirildi.
Devlet bakanlıkları arasında yapılan görev dağılımı da değiştirilerek Gümrük Müsteşarlığı Tantan’a, Özelleştirme İdaresi ile TRT Karakoyunlu’ya bağlandı.
Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Basın - Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü ile Yüksek Denetleme Kurulu Başkanlığı’ndan sorumlu oldu. Daha önce Yücelen’e bağlı olan Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü de Devlet Bakanı Edip Safter Gaydalı’ya bağlandı.


Kabinede tutmak istedi
Yılmaz’ın yolsuzluklarla mücadelede kamuoyunun desteğini alan Tantan’ı kabine dışında bırakarak tepki toplamamayı amaçladığına dikkat çekildi. Ancak Tantan, dün gece geç saatlere kadar atandığı yeni görevden istifa ederek kabine dışında kalma planını değerlendirdi.

GÜNDEM GÜNDEM GÜNDEM 5 AĞUSTOS 2001

ANAP KONGRE

ANAP aynen devam
Türkiye 5 Ağustos 2001

ANKARA - ANAP 7. Olağan Büyük Kongresi’nde Mesut Yılmaz, oy kullanan 1210 delegeden 921’inin oyunu alarak 5. kez genel başkanlığa seçilerek en iddialı rakibi Lütfullah Kayalar’ı geride bıraktı. Yapılan sayımlar sonucunda , diğer genel başkan adaylarından Yozgaz Milletvekili Lütfullah Kayalar 260, Trabzon Milletvekili Eyüp Aşık 19, Vehbi Dinçerler 4 ve Necla Akben de 1 oy aldı. Oylamada 5 oy da geçersiz sayıldı. Seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından Yılmaz teşekkür konuşması yaptı. Yılmaz’ın konuşmasından sonra söz alan Lütfullah Kayalar ve Eyüp Aşık, yeniden genel başkanlığa seçilen Yılmaz’ı tebrik etti. Kayalar partideki görevine devam edeceğini söylerken Aşık delegelerin tercihlerine saygılı olduğunu söylemekle yetindi.

GÜNDEM GÜNDEM GÜNDEM

Sürpriz aşk!..

Yavuz Yılmaz, Melis İpekçi ile

Milliyet 22 Mayıs 2002

DEVLET Bakanı Kemal Derviş’in DJ oğlu Erol Derviş ile sosyetik güzel Yasemin Kozanoğlu’nun olay aşkı da, nişanı da artık tarih oldu. Gündemde şimdi bir başka ünlü siyasetçinin oğlunun sosyetik aşkı var. Üstelik bu sürpriz aşkın kız tarafında da ünlü bir siyasetçi var.

Cemil İpekçi’nin de yeğeni
HAFTA Sonu dergisi, bugün piyasaya çıkan sayısında ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz’ın büyük oğlu Yavuz Yılmaz ile ünlü modacı Cemil İpekçi ve Dışişleri Bakanı İsmail Cem’in yeğeni Melis İpekçi’yi birlikte görüntüleyip kapak yaptı. Hafta Sonu, haberi "Aşk Koalisyonu" başlığı ile verdi.

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.