Mevlid Gecesi

Kısaca: Mevlid Gecesi İslam dininin kıymet verdiği mübarek gecelerden biri. Mevlid, Arapça “doğum zamanı” demektir. Kameri takvimdeki aylardan Rebiu'l-evvel ayının on birinci ve on ikinci günleri arasındaki geceye Mevlid gecesi denir. Çünkü bu gece, dünyadaki bütün insanlara en son peygamber olarak gönderilen hazret-i Muhammed Mustafa'nın (sallallahü aleyhi ve sellem) doğduğu gecedir. İslamiyette bu gece, Kadir gecesinden sonra en kıymetli gecedir. Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) n ...devamı ☟

Mevlid Gecesi İslam dininin kıymet verdiği mübarek gecelerden biri. Mevlid, Arapça “doğum zamanı” demektir. Kameri takvimdeki aylardan Rebiu'l-evvel ayının on birinci ve on ikinci günleri arasındaki geceye Mevlid gecesi denir. Çünkü bu gece, dünyadaki bütün insanlara en son peygamber olarak gönderilen hazret-i Muhammed Mustafa'nın (sallallahü aleyhi ve sellem) doğduğu gecedir. İslamiyette bu gece, Kadir gecesinden sonra en kıymetli gecedir.

Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) nübüvvetten (peygamber olduğunun bildirilmesinden) sonra, her yıl bu geceye ehemmiyet verirdi. Her peygamberin ümmeti kendi peygamberinin doğum gününü bayram yapardı. Bu gün de bütün Müslümanların bayramı, neş'e ve sevinç günü olmuştur. Dünyanın her yerindeki Müslümanlar, bu kutsal gecede, Kur'an-ı kerim okuyarak, ibadet ederek, mevlid okuyarak Allahü tealaya yalvarırlar. Birbirlerini ziyaret ederek hediyeleşirler. Bu gece, Peygamber efendimiz doğduğu için sevinenler affolur. Bu gecede, Resulullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) doğum zamanı görülen halleri okumak, dinlemek, öğrenmek, dinen makbul ve muteber olur. Peygamberimiz kendileri de bunları anlatırlardı. Eshab-ı kiram da bir yerde toplanıp okurlar, bu halleri anlatırlardı. Peygamberimizin doğum zamanı görülen harikalar, sayılamayacak kadar çoktur. Bunlar Siyer kitaplarında uzun yazılıdır.

Peygamberimizin doğduğu zaman görülen hallerden bazıları şunlardır: Abdülmuttalib'in kızı, yani Peygamberimizin halası olan Safiyye Hatun şöyle anlatıyor: “Muhammed aleyhisselamın doğumu zamanında, annesinin yanında bulunuyordum. Kendisinde birçok alamet gördüm. Bunların her biri, O'nun peygamberliğine delildi. Doğar doğmaz secdeye vardı. O anda yeryüzünde bulunan canlı-cansız her şey O'na uyarak Allahü tealaya secde ettiler. O'nu yıkamak istedim; “Zahmet etmeyin. Biz O'nu yıkadık ve gönderdik.” diye bir ses duydum. Fasih (apaçık) bir dille “La ilahe illallah İnni Resulullah” yani (Allah'tan başka ilah yoktur. Ben O'nun peygamberiyim) diyordu. Meleklerin, O'na “Esselamü aleyküm ya Resulallah” dediklerini duydum.”

Halası Safiye Hatun yine şöyle anlatıyor: “Oğlan mı, kız mı olduğuna bakayım dedim. Etrafımı bir nur kuşattı. Annesinden doğduğu zaman hava henüz karanlıktı. Baktım, bütün ev aydınlanmıştı. Gün ortası gibi olmuştu. Dışarı çıktım. Doğudan batıya kadar, bütün alem Muhammed aleyhisselamın nurundan aydınlanmıştı. O anda, bütün yeryüzü yemyeşil oldu. Bütün sahralar otlanmış, bütün ağaçlar yaprak ve çiçek açmış, yeryüzünün bütün pınarları şırıl şırıl akmış, bütün dertlilerin derdi gitmiş, hepsi rahatlamış, bütün hastalar sıhhate kavuşmuş, bütün hamileler doğurmuş, gökleri ve yeri, “Ümmi, Arabi, Haşimi olan son Peygamber dünyaya geldi” nidası kaplamış gördüm.”

Muhammed aleyhisselamın doğduğu gece yeryüzünde yüzüstü düşmeyen bir put, sönmeyen bir ateş kalmadı. Tahtlar tersine döndü, puthaneler sallandı. Kisra (İran şahı)nın sarayı çatladı, bütün kiliseler, havralar yerinden oynadı. Bütün şeytanlar korkup, “Ne oldu?” diye titrediler. alemdeki bütün hayvanlar ve kuşlar, birbirine yüz dönüp, Muhammed aleyhisselamın dünyaya geldiğini müjdelediler.

Kaynak: Rehber Ansiklopedisi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.