Otuziki Farz

Kısaca: İslâm dîninde, mükellef yâni akıl bâliğ, akıllı ve yetişkin kadın erkek her Müslümanın, en önce öğrenmesi gereken, otuziki dîni emir. Allahü teâlânın, İslâm dîni ile insanlara bildirdiği emir ve yasakları çoktur. Bunlardan îmân etmek, bütün insanlara emredilmiştir. ...devamı ☟

"Otuziki Farz" terimi, özellikle yurdumuzda, dolayısı ile Hanefi mezhebinin hakim olduğu yerlerde İslamın önemli temel prensiplerinin, avam anlayışı ile bir araya getirilmesini anlatır ki şunlardır: Imanın şartları (6) Islamın Şartları (5), Namazın farzları (12) Abdestin farzları (4), Gusulün farzları (3), Teyemmümün farzları (2), toplam. (32)

Îmanın şartları (6):

1. Allahü tealanın varlığına ve birliğine inanmak.

2. Meleklerine inanmak.

3. Allahü tealanın indirdiği kitaplarına inanmak.

4. Allahü tealanın peygamberlerine inanmak.

5. Âhiret gününe inanmak.

6. Kadere, yani hayır ve şerlerin (iyilik ve kötülüklerin) Allahü teala tarafından yaratıldığına inanmak.

İslamın şartları (5):

7. Kelime-i şehadet getirmek. Müslüman olmak isteyen bir kimse, önce bu kelime-i şehadeti ve manasını söyler. Kelime-i şehadet getirmek demek, “Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühu ve resuluh” söylemektir. Bu şehadet kelimesinin manası (Görmüş gibi bilir ve inanırım ki, Allahü tealadan başka, varlığı lazım olan, ibadet ve itaat olunmaya hakkı olan, hiçbir ilah, yoktur. Görmüş gibi bilir ve inanırım ki, Muhammed sallallahü aleyhi ve sellem Allahü tealanın hem kulu, hem peygamberidir.

8. Her gün beş kere vakti gelince namaz kılmak.

9. Malın zekatını vermek.

10. Ramazan ayında her gün oruç tutmak.

11. Gücü yetenin ömründe bir kere hac etmesidir.

Namazın farzları (12):

A) Dışındaki farzları yedidir. Bunlara şartlar da denir.

12. Hadesten taharet: Abdestsiz olanın abdest alması, cünüp olanın gusül etmesidir. (Bkz. Abdest, Gusül)

13. Necasetten taharet: Vücudunu, elbisesini ve namaz kılacağı yeri kaba ve hafif necasetten, pislikten temizlemektir. (Bkz. Necaset)

14. Setr-i avret: Müslüman erkek ve kadınların başkasına göstermemeleri lazım olan yerlerini örtmesidir. Erkeğin avret yeri, göbeğinden diz altına kadardır. Kadınların ise, yüz ve ellerinden başka her tarafı avret yeridir.

15. İstikbal-i kıble: Namaza dururken kıbleye dönmektir. Vapurda, otobüste ve trende de kıbleye dönmek farzdır. (Bkz. Kıble)

16. Vakit: Namazı vaktinde kılmaktır. Yani namazın vaktini bilmek ve kıldığı namazın vaktini kalbinden geçirmektir.

17. Niyet: Namaza dururken namazın adını, vaktini, kıbleye döndüğünü ve imama uyduğunu kalbinden geçirmektir.

18. İftitah veya tahrime tekbiri: Namaza başlarken “Allahü ekber” demektir.

B) İçindeki farzları beştir. Bunlara rükün de denir.

19. Kıyam: Namazı ayakta kılmaktır. Hasta ve özürlü olanlar oturarak kılabilir.

20. Kıraat: Namaz kılarken Kur’an-ı kerim okumaktır. (Bkz. Kıraat)

21. Rüku: Namaz kılarken elleri dizlere koyup eğilmek demektir.

22. Secde: Namazda her rek’atın sonunda iki kere alnı ve burnu yere koymaktır.

23. Ka’de-i ahire: Namazın son rek’atında “Ettehiyyatü” duasını okuyacak kadar oturmaktır.

Abdestin farzları (4):

24. Abdest alırken yüzü yıkamak.

25. Elleri dirsekleriyle birlikte yıkamak.

26. Başın dörtte birini meshetmek.

27. Ayakları topukları ile birlikte yıkamak. (Bkz. Abdest)

Guslün farzları (3):

28. Gusül ederken ağzı yıkamak.

29. Gusül ederken burnu yıkamak.

30. Gusül ederken bütün vücudu yıkamak. (Bkz. Gusül)

Teyemmümün farzları (2):

31. Teyemmümde, cenabetten veya abdestsizlikten temizlenmek için niyet etmek.

32. Teyemmümde elleri temiz toprağa vurup, yüzü meshetmek ve tekrar elleri temiz toprağa vurup, her iki kolu dirsekten avuca kadar sığamak. (bkz. Teyemmüm) Bu otuz iki önemli farz "Elli Dört Farz"a göre daha tutarlı ve daha önemli sıralama olmakla beraber bu da ilmi bir temele oturmamaktadır ve genel olarak bütün müslümanların anlayışını yansıtmaz. Çünkü:1. Öncelikle en önemli farzlar bunlardan ibaret değildir. Cihad, anneye-babaya ihsan, yakınlarla iyi ilişkiler gibi bazı prensipler, Otuz iki Farz'da sayılanların bazılarından daha önemli olabilir. Binaenaleyh, böyle bir sınırlama, Islamı bu yolla öğrenen birisini dinin isteklerinin bunlardan ibaret olduğu vehmine düşürebilir.2. Bu prensiplerin tamamı ibadetlere, dolayısı ile ahiret alemine ait prensipler olması; Islamın dünya düzenine hiç yer vermediği tamamen Allah'la kul arasında bir din olduğu kanaati uyandırabilir. Nitekim bunların hiç birisi hukuki prensipler değildir. Oysa Islami prensiplerin pek çoğu dünyaya bakan hukuki düzenlemelerdir ve kanunla belirlenmiş müeyyidelere sahiptirler.3. Iman, Islam, namaz, abdest, gusül ve teyemmüm gibi esaslar bütün Islami mezheplerde bulunmakla beraber, bunların farzları ya da şartları herkese göre aynı sayıda değildir. Mesela abdestin farzları Hanefilere göre dört iken Şafiilere göre altıdır. Dolayısıyla onların otuz iki farzdan değil, otuz dört, belki de kırk farzdan sözetmeleri gerekir. Nitekim Hanefilerin de hepsi otuz iki farzdan sözetmezler. Bazıları bunun otuz üç farz olduğunu söylerler. Bu fark da teyemmümün farzlarının iki ya da üç.olarak sayılmasından kaynaklanır. Kısaca "iki darp (vuruş) bir niyet" ifadesiyle anlatılan bu farzlar, mahiyet olarak aynı olmakla beraber, iki vuruş (darp)un, vuruş olmalarına göre bir farz, yada iki ayrı vuruş olmalarına göre iki farz sayılması bu farkı doldurur. Nitekim şu anda Yugoslavya'da yaşayan müslümanlar arasında "Otuzüç farz" teriminin bulunduğu ve onların, "otuz iki" diyenlerin yanlışlık yaptıklarına hükmettiklerini öğreniyoruz.4. Otuz iki farz arasında bulunan "Islamın şartları"nın, aslında "kelime-i sehadet" dışındakiler Islamın şartı değil, Islamın rüknü ve hadisteki ifadesiyle; üzerlerine Islamın bina edildiği esaslardır. Şart, bulunmadığında meşrutun dahi bulunmadığı şeydir: Mesela abdest namazın şartıdır. Namaz meşruttur. Abdest olmasa namaz da olmaz. Oysa namazı, orucu, zekatı ve haccı bulunmayan, insan müslüman değildir denilemez. Demek ki bunlar Islamın şartı değillerdir. Belki rükünleridirler. Diğer yönden bir hadiste Islamın beş şey üzerine oturduğu söylenir ve bu rükunler sayılır ama başka Hadislerde daha değişik sayılarda ve daha değişik rükünlerden de söz edilir. Öyleyse Islamın rükünlerini dahi beşle sınırlamak doğru olmaz. Keza, iman esasları da altı maddeden ibaret değildir: Icmalen daha aza indirilebilecekleri gibi, tafsilen daha çoğa da çıkarılabilirler.5. "Otuz Iki Farz" sayılırken hem imanın şartlan hem de Islam'ın şartları sayılmış, ama bunların pek çoğunun kendi içindeki şartları ayrıca sayılmadığı halde, Islamın şartlarından gösterilen namazın ayrıca şartları sayılmış, hatta daha ileri gidilerek namazın şartlarından birinin (abdestin) şartları dahi bu sayıya dahil edilmiştir. Buna göre zekatın, haccın ve orucun; hatta haccın şartı olan Ihramın da şartları sayılabilir ve bu rakam çok daha kabarık olabilirdi. Bütün bunlar, bu rakamın hem sistematik, hem ilmi hem de Islami olmadığını gösterir. Binaenaleyh, en olumlu yaklaşımla nihayet şöyle söylenebilir: Farzları otuz iki ile sınırlandırmak, çocuklara ve avama en az bu sayıdaki önemli farzı bilme kolaylığı sağlar ve onlara bir son tayin ederek en azından bu kadarını öğrenmelerini kolaylaştırır. Yoksa Islamın farzları otuz ikiden ibaret değildir.

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.