Seyyan Hanım

Kısaca: Döneme ait bir ses kataloğunda yer alan bilgilere göre, Seyyan Hanım, 1913 yılında İstanbul`da doğdu. İlk öğreniminin ardından İstanbul Konservatuarı`na devam etti ve orada Talariko Bey`den dersler aldı. Konserlerinde gösterdiği üstün ses rengi ve gücü ile parlak başarılar elde etti. ...devamı ☟

Döneme ait bir ses kataloğunda yer alan bilgilere göre, Seyyan Hanım, 1913 yılında İstanbul`da doğdu. İlk öğreniminin ardından İstanbul Konservatuarı`na devam etti ve orada Talariko Bey`den dersler aldı. Konserlerinde gösterdiği üstün ses rengi ve gücü ile parlak başarılar elde etti.

Konservatuar yıllarında yabancı dillerde (İtalyanca-Fransızca) söylediği şarkıları bir süre sonra Kadiköy Opereti`nde (Şimdiki Süreyya Sinemasının olduğu bina) söylemeye başladığında daha 16 yaşındaydı.

Yabancı kökenli şarkılar yanında "Efem", "Çoban Yıldızı (Pole Star), "Akşam Garipliği (Night Gloomy)", "Zavallı Aşk (Poor Love)" gibi özgün Türk müziği örneklerini de icra etti. 1914 - 1920 yılları arasında söylediklerinin bazıları hocası Kaptanzade Ali Riza Bey ve Columbia tarafından kayıt edilmiş ve günümüze ulaşmaları sağlanmıştır.

İlk Türk tangosu "Mazi Kalbimde Bir Yaradır" Necip Celal tarafından bestelendikten hemen sonra onun sesiyle dinleyicisi ile buluşmuştur. Bu sırada İstanbul`da Moulin Rouge (Kırmızı Değirmen)`de şarkılarını icra etmektedir (1930-1932).

Teğmen Sait Oskay ile evlenerek Oskay soyadını aldıktan sonra eşinin görevi dolayısıyla Anadolu`nun birçok farklı ilinde yaşadı. Bu dönemde ancak uzun ve yorucu seyahatlerden sonra İstanbul`a gelerek ses ve müzik çalışmalarını devam ettirdi.

Elliyi aşkın uzunçalardan en çok söylediği tangolarla ün kazanmıştır. Bu yüzden gizli kalmış ilk Türk tangocusu denilebilir. Katıldığı birkaç radyo programı da vardır.

16 Mayıs 1989`da Maltepe`deki evinde 76 yaşında hayatını kaybetmiştir.

Kendi Sözlerinden Hayatı

``"Ben aslında ilk değil ama ilklerdenim. Benden önce, Fikriye Hanım ve Afife Hanım vardı".``

``"Kırmızı Değirmende" tanıştım Fikriye Hanım`la. Benden hem yaş hem cüssece büyüktü. Necip Andel şarkıları için sesi çok uygun değildi. O da mesela Muhlis Sabahattin Bey`in şarkılarından "Ayşe" gibi şarkıları söylüyordu.. Sabahattin Bey`de istedi şarkılarını söylememi ama kabul etmedim. O başka bir hayat tarzı gerektiriyordu."``

``"Ben orada söylerken kimse dans etmezdi. Sadece konser dinlemeye gelmişler gibi dinlerlerdi. Annemle giderdik sonra onunla beraber dönerdik."``

``"Oradan beni ayıran mekan değil, orada ki hayat tarzına ayak uyduramayışımdı."``

Kaynaklar

Vikipedi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.