Sokratik Alay
Kısaca: Sokrates’in bildiğim bir şey var ise, o da hiçbir şey bilmediğimdir’ sözüyle ve sergilediği öğrenme ve bilgiye susamışlık haliyle, karşısına aldığı tartışmacılara, gerçekte bilgisiz olduklarına işaret etmek ve ahlâk alanındaki bu bilgisizliğin, yaşamın akışı içindeki tehlikesini ve ağırlığını hissettirmek üzere benimsediği, kendisini olduğundan farklı gösterme, bilgisini gizleme ve karşısındakine meydan okuma tavrı ...devamı ☟
Sokrates’in alayı, onun mantıksal çürütme yönteminin tamamlayıcı bir unsuru olarak ortaya çıkar. Zira o çıkarımın mantıksal sonucunu pekiştirmek veya güçlendirmek için bilinçli olarak alaya başvurur ya da ayrıca bir varoluşsal şok uygulamaya geçer. Buna göre, bilgisizlikleri gözler önüne serilen insanlar, herhangi bir konuda değil de, insan için en önemli olan konuda, yani ahlak alanında bilgisizlik içindedirler. Bu, onların eylemlerine yön veren bir bilgiden yoksun oldukları, yaşamlarının amacı üzerinde düşünmedikleri, kendilerini ve eylemlerini sorgulayamadıkları anlamına gelir. Çünkü, Sokrates’e göre, tüm insanlar iyi eşdeyişle ahlaklı bir biçimde yaşamak isterler ve hiçbir insan, iyi ve kötüye ilişkin bilgi olmadan iyi olamaz ve iyi bir biçimde yaşayamaz.
Sokrates, alayı işte duruma ve bu durumun vahametine işaret edebilmek için, kullanmıştır. Bilgi-bilgisizlik karşıtlığından doğan alayın bir parçası olarak Sokrates, kendisinin hiçbir şey bilmediğini söylerken karşısındaki tartışmacıyı yüceltir, onun bilgisinden yararlanmak istediğini belirtir. Tartışma ilerledikçe, Sokrates’in karşısındakinin tartışılan konudaki bilgisizliği ortaya çıkarken, o sorduğu sorularla, gerçekte sanki hiç de bilgisiz biri değilmiş izlenimi yaratır. O, böylelikle tartışmacının başlangıçtaki özgüvenini dağıtır ve bilgisizliğin bilincinde olmanın öğrenmeye giden yolda atılması gereken ilk adım olduğunu ve tartışılan konudaki bilgisizliğin, insanın bütün bir yaşamını sakatlayacak kadar önem taşıdığını göstererek, onu alayın da yardımıyla bilgi yoluna sokar.
Bu konuda henüz görüş yok.