Tekirdağ Tarihi

Kısaca: Tekirdağ il toprakları çok eski çağlardan bu yana bir yerleşim merkezi olarak eski bir târihe sâhiptir. Anadolu’da ilk siyasî birliği kuran Hititler, Marmara Denizinin ötesini geçmemiş olup bu bölge Hititlerin sınırları dışında kaldı.Trakya’ya adını veren Orta Asya menşeli Trak Türkleri uzun müddet bu toprakları ellerinde bulundurdular. ...devamı ☟

Tekirdağ il toprakları çok eski çağlardan bu yana bir yerleşim merkezi olarak eski bir tarihe sahiptir. Anadolu’da ilk siyasi birliği kuran Hititler, Marmara Denizinin ötesini geçmemiş olup bu bölge Hititlerin sınırları dışında kaldı.

Trakya’ya adını veren Orta Asya menşeli Trak Türkleri uzun müddet bu toprakları ellerinde bulundurdular. M.Ö. 1200 tarihlerinde Frigler bu bölgeyi ve Trakya’yı ele geçirdiler. Anadolu’ya geçerek Frigya Devletini kurdular. Frigleri yıkan ve Anadolu’da hakim olan Lidyalılar bilahare M.Ö. 6. asırda Pers Kralı Dara’ya yenilince Anadolu’nun mühim bir kısmı ve Trakya, Perslerin eline geçti. M.Ö. 4. asırda Makedonya Kralı İskender, Pers Devletini yenerek ortadan kaldırınca Trakya, Anadolu ve İran topraklarına katıldı. İyonlar devrinden beri bu bölgeye ve Yunanistan’a gelen göçmenler, sahillerde küçük siteler, koloni şehirler kurdular. M.S. 46’da Romaİmparatorluğu bu bölgeyi kendi topraklarına kattı. 395’te Roma ikiye bölününce bölge Anadolu ve Trakya gibi Doğu Roma (Bizans) payına düştü.

Balkanlardan, kuzeyden, Orta ve Doğu Avrupa’dan zaman zaman bu topraklara akınlar yapıldı. Bu akınların çoğu muhtelif Türk kavimleri tarafından düzenlendi. Beşinci asırda Attila emrindeki Hunlar, Avar Türkleri ve Peçenek Türkleri bunların başlıcalarıdır. Gotlar, Moğollar, Slavlaşmamış Bulgar Türkleri ve Latinlerin bu bölgeye akınları oldu. Bölgeye İslam akıncıları da akınlar yaptılar, fakat feth edilen yerleri uzun müddet ellerinde tutamadılar.

Rumeli Fatihi ünvanıyla anılan Şehzade Gazi Süleyman Paşa(Orhan Gazinin büyük oğlu) Gelibolu’yu fethettikten sonra 1356’da Şarköy ve Malkara’yı alarak Tekirdağ topraklarınıOsmanlı sınırına yaklaştırdı. Gazi Süleyman Paşanın vefatından sonra Bizanslılar bölgeyi geri aldılarsa da, Sultan Birinci Murad Hüdavendigar tahta çıkar çıkmaz 1362’de, bu toprakları yeniden, aynı tarihte Gazi Evrenos Bey de Malkara’yı fethetti. Bizanslıların Çorlu’yu geri alma teşebbüsü başarısızlıkla neticelendi.

1402 Ankara Savaşından sonra Sultan Yıldırım Bayezid Hanın Timur Han karşısında yenilmesiyle Osmanlı Devleti sarsıntı geçirdi. Osmanlı Devleti yeniden birliği temin ve kaybedilen toprakları geri almak için geçen devrede bölge ve Trakya’ya sırasıyla Süleyman, Musa ve Mustafa Çelebi hakim oldular.

Sultan Birinci Mehmed (Çelebi) Hanla oğlu Sultan İkinci Murad Han, Osmanlı Devletinin bütünlüğünü ve otorite birliğini yeniden tesis ettiler. Fatih Sultan Mehmed Hanın 1453’te İstanbul’u fethiyle Tekirdağ bir iç şehir haline geldi. Bu bölgeyi Türkleştirmek için Anadolu’dan Yörük Türkleri getirilerek yerleştirildi.

Osmanlı devrinde Tekirdağ, şimdi Kırklareli sınırlarında bulunan Vize’ye bağlı bir sancaktı. Bu sancak merkezi Sofya’da bulunan oldukça geniş Rumeli Beylerbeyliğinin (eyaletinin) 26 sancağından birini teşkil ediyordu. Tanzimattan sonra Tekirdağ, Edirne eyaletinin (vilayetinin) altı sancağından birine merkez oldu. Dört kazası vardı. Cumhuriyet devrinde Sancaklar (mutasarrıflıklar) il (vilayet) olunca, Tekirdağ da il oldu.

Balkan Harbinde Bulgarlar Tekirdağ’ın büyük bir bölümünü işgal ettiler. Nesillerden nesillere anlatılacak tüyler ürpertici büyük cinayetler işlediler. İhtiyar, çocuk, kadın demeden binlerce masum insanı şehit ettiler. Annelerin gözleri önünde küçük çocukları süngülere takmaktan, fırına atmaktan büyük zevk duydular. Eski Bahriye Nazırı Ferik (Korgeneral) Hurşit Paşa, Tekirdağ’ı tamamen Bulgarlardan kurtarmak için Marmara’dan bir kolorduyla çıkarma yaptı. Şarköy’ü aldı. Fakat Tekirdağ’ı kurtaramadan geri döndü.

Birinci Dünya Harbi sonunda Osmanlı Devleti toprakları muhtelif devletler tarafından işgal edilince, Tekirdağ Yunanlıların istilasına uğradı. 1922 sonlarına kadar burada kalan Yunanlılar en az Bulgarlar kadar masum halka zulmettiler. İstiklal Harbi sonunda diğer yerlerden olduğu gibi buradan da çekilmek mecburiyetinde kaldılar. Lozan Antlaşmasıyla buradaki Rumlar Yunanistan’daki Türklerle mübadele edildi.

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.