aksatmak
Türkçe aksatmak kelimesinin İngilizce karşılığı.n. cast a damp over v. limp, make limp, disturb, paralyse, hamper, hamstring, hinder, paralyze
kiracıya verilir. Yeni kiracı evi çok kötü kullanmaktadır ve kirayı da aksatmaktadır. Mahallelinin yine işine karışmasına kızan ev sahibi, eski kiracısını...
Türkiye Bibliyografyası gibi üç ayda bir yayımlanmakta bazen yayınını aksatmaktadır. Bibliyografyalar çeşitli açılardan ele alınır: Mahiyetleri bakımından:...
Bibliyografya, 1935, Bülent Ağaoğlu, Eski Yunanca, Katalog, Katip Çelebi, Kitap, Makale, Türkiye, Türker Acaroğlu, Muzaffer Gökmançünkü olağan dışı bir şekilde artan polis baskısı onların da işlerini aksatmaktadır. Organize suç örgütleri dilencilerin de yardımı ile katilin peşine düşerler...
Maria sürekli olarak sabah dualarını kaçırmakta, manastırdaki işlerini aksatmaktadır. Baş rahibe Abbess (Peggy Wood) yemin edip bir rahibe olmadan önce gerçek...
kalesi devamlı olarak Prens Louis ile Fransa arasındaki bağlantıları aksatmakta idi. Prens Louis Fransa'dan takviyelerle dönmekte iken Döver kalesinin...
kentin varoşlarında yüksek araziler şehir planının bu düzgünlüğünü aksatmaktadır. Rochedale'ın yapılı çevresinin çoğunluğu şehrin merkezsel ticaret;...
veya ağ üzerindeki diğer makinelerde zarara yol açmak veya çalışmalarını aksatmak amacıyla hazırlanmış yazılımların genel adıdır. İnternetin yaygınlaşması...
Kötücül yazılım (malware), Bilgisayar virüsü, Casus yazılım (spyware), Kök kullanıcı takımı, Truva atı (bilgisayar), Yığın ileti, Telefon çevirici, Korunmasızlık sömürücü, Klavye dinleme sistemi, Tarayıcı soyma, Mesaj sağnağıetmektedir. Tüm bunların dışında yalnızca vücudu eğiterek, zihin eğitimini aksatmaktan kaçınılmalıdır. Sokrates'e göre devlet yönetimi ancak uzun bir zaman...
Devlet (kitap), Devlet (anlam ayrım), Kitap, Magnum opus, Platon, Taslak