Alman Elçiliği Binası

Kısaca: Alman Elçiliği Binası, (Alman İmparatorluk Sarayı olarak da tanınır), İstanbul, Beyoğlu'nda, Gümüşsuyu-İnönü Caddesi üzerinde yer alan, bugünkü adıyla Almanya Federal Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu (''Deutsches Generalkonsulat Istanbul'') binası olan yapı. ...devamı ☟

Alman Elçiliği Binası, (Alman İmparatorluk Sarayı olarak da tanınır), İstanbul, Beyoğlu'nda, Gümüşsuyu-İnönü Caddesi üzerinde yer alan, bugünkü adıyla Almanya Federal Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu (Deutsches Generalkonsulat Istanbul) binası olan yapı. Tarihçe Yapı, İkinci Alman İmparatorluğu döneminde inşa edilen ilk Alman elçilik binasıdır. Prusya Elçiliği'ni barındıran eski binanın ihtiyaçları karşılayamaz ve onarıma muhtaç duruma gelmesi üzerine yeni bir tasarımın oluşturulması ve uygulanması söz konusu olmuştur. Bu görevi üstlenen Kölnlü eyalet mimarı Hubert Goebbels, biri mevcut arsanın değerlendirilmesine, diğeri ise 1871 yangınında boşalan yakın çevredeki arazinin de dahil edilmesine dayanan iki proje geliştirmiştir. Bu arada yeni projenin, yapılaşmanın olmadığı yeni ve serbest bir çevrede inşa edilmesi düşüncesi de gündeme gelmiş ve bugünkü binanın işgal ettiği yerdeki ilk arazi satın alınarak zaman içinde genişletilmiştir. Galata Serdar-ı Ekrem Sokağı'ndaki (eski adıyla Yazıcı Sokağı) ilk arsada ise bugün Doğan Apartmanı yükselmektedir. Arazinin bir kısmını kaplayan mezarlıktan yalnızca Silahdar Ali Ağa ile ailesinin mezarları, anlaşma üzerine korunmuştur. Büyük bir yer edinme arayışında, Rusya, Fransa ve Britanya elçiliklerinin yerleştiği alanlardan daha küçüğüne razı olmayarak Almanya'nın prestijine uygun bir çözüme varılması isteği de rol oynamıştır. Sonuçta, başka koşullar için üretilen proje, değişikliklerle yeni bir duruma uyarlanmıştır. İnşaat 1874'te başlamış ve 1 Aralık 1877'de binanın açılışı gerçekleştirilmiştir. Almanya'nın yanında I. Dünya Savaşı'na giren Osmanlı Devleti savaşı kaybetmiş ve böylelikle de kendi sonunu hazırlamıştı. Türkiye, Mondros Ateşkes Antlaşması (30 Ekim 1918) neticesinde Almanya ile olan ilişkilerini kesmek zorunda bırakılmış ve İsveç Elçiliği, Almanya’nın koruyucu mümessili olarak binaya el koymuştur. Türkiye Cumhuriyeti'nin ilanı (29 Ekim 1923) ve büyükelçiliklerin yeni başkent Ankara'ya taşınmasıyla İstanbul’daki Alman Başkonsolosluğu 4 Temmuz 1931 tarihinde bu binada göreve başlamıştır. II. Dünya Savaşı'nın sonlarına doğru, 1944'te müttefikler isteği üzerine Türkiye'nin, Almanya ile olan ilişkilerini kesmesiyle bina İstanbul Defterdarlığı'na geçti. 1953'te Almanya Federal Cumhuriyeti (Batı Almanya) İstanbul Başkonsolosluğu olarak tekrar hizmet vermeye başladı. Bugün başkonsoloslukta 1989'da binaya yerleşen Alman Arkeoloji Enstitüsü'nün İstanbul şubesi de faaliyetini sürdürmektedir. Mimari Yapı malzemesinin bir kısmı başka ülkelerden gelmiştir. Ana korniş ve pencere silmelerinin taşları Arles'dan getirilmiş, tuğlalar da kısmen Livorno'da kısmen de yerel bir işletmede üretilmiştir. Bir ülkenin yabancı topraklarda tipik mimarisi ile temsil edilmesi ve zamanın uluslararası geçerli stil öğelerinin bağdaştırılması, mimarın tasarımdaki çıkış noktalardır. Ana bina, kısa kenarlarında birer çıkma bulunan büyük, dikdörtgen bir kütleden ibarettir. İçeride elçilik işlevinin gerektirdiği mekanlar ve bütün katlar yüksekliğinde, üstü açık, küçük bir peristyl yer almaktadır. Kütle ve cephe düzeninde neorönesans bir yaklaşım egemenken, yalın bir klasisizm ve özellikle cephede çıplak tuğla kullanımı Prusya mimari geleneğine bağlanmaktadır. İç mekanların tefriş edilmesinde de yine diğer bazı önemli elçiliklerin standardı gözetilmiş ve eldeki kısıtlı maddi olanağa rağmen öncelikle büyük kabul salonlarına değerli Türk halıları, abajurlar ve ampir üslubunda mobilyalar yerleştirilmiştir. Önemli salonlar ve geçiş mekanları, klasisizm içinde (kaset tavanlar, alçı-mermer duvar kaplamaları, nişler içinde heykeller) "Prusya görkemi"ni vurgulamaktadır. Özgün eşyanın çoğu, binaya zaman içinde iki kez el koyulduğu için kaybolmuştur. Başlıca bezeme öğelerinden olan sekiz adet ünlü çatı kartalı da I. Dünya Savaşı sırasında kaybolmuştur. İstanbul'da mimarisiyle kontrast içinde, fazla kütlesel bir etkiye sahip oluşu, bir ön bahçesi olmaksızın adeta doğrudan caddeye açılması, bazı önemli iç mekanların karanlıkta kalacak şekilde dışarıyla zayıf ilişkilendirilmesi zamanında eleştirilmiştir. Etrafında yer alan ahşap evler nedeniyle de plan ve mimari güzellikten yoksun bir yığın olarak tanımlanmıştır. Dönemin Alman gazeteleri, yeni elçilik binasından söz ederken "Almanya'nın birliği ve büyüklüğü", "Prusya ruhu", "Avrupa ve Asya'yı kucaklamak isteyen kartallar" gibi ifadelerle yapının tamsil ettiği imparatorluk imgesini vurgulamışlardır. Kaynakça

Kaynaklar

* Turgut Saner, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, İst, (1994), c. 1, s. 209-210 * F. O. Gaerte, "Das Deutsche Kaiserliche Palais in Istanbul", İst. Mitt., 35 (1985), s. 323-351 * Dokumentation - Kulturhistorische Bauten der Bundesrepublik Deutschland in İstanbul, Berlin, 1989 * C. Meyer-Schlichtmann, Von der Preussischen Gesandschaft zum Doğan Apartmanı, İst., 1992 Dış bağlantılar * Almanya Federal Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu

Kaynaklar

Vikipedi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.