Atatürk'ün Samsun'a Gidişinin Nedeni? Atatürk Neden Samsuna Gitmiştir?
Refet Bele
2 yıl öncebirlikte Bandırma Vapuru'na binerek Samsun'a gitti. Bu yolculuğa katılmasını Mustafa Kemal Paşa istemişti. Gidiş izni yoktu ancak 15 Mayıs 1919 tarihinde...
Kurtuluş Savaşı, İstanbul'un kurtuluşu, Ankara, Osmanlı Devleti, Türkiye Cumhuriyeti12 Eylül Darbesi
2 yıl öncekonuşmayla Atatürk Yılı kutlamalara açıldı. Yıl boyunca yapılan etkinliklerle Atatürk'ün doğumunun yüzüncü yılı kutlandı. Yeni anıtlar, Atatürk'ün adının...
Darbe, 12 mart muhtırası, Cunta, 27 Mayıs darbesi, TSK, Türkiye Cumhuriyeti, Ergenekon Terör Örgütü, 28 şubatSamsunspor 2013-14 sezonu
6 yıl öncekarşılaşması oynanmıştır. Bolu'dan ayrılan Samsunspor son etap çalışmalar için Samsun'a dönmüş ve 1 Ağustos günü Nuri Asan Tesisleri'nde toplanarak çalışmalara...
Samsunspor 2012-13 sezonu
2 yıl öncearşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ocak 2013. ^ a b c d "Hakan Sivas'a, Abdulkadir Samsun'a!". ajansspor.com. 4 Ocak 2013. 13 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi...
Uşak (il)
2 yıl öncekonulardan biri de Yunan başkomutanı Nikolaos Trikupis'in, Eylül 1922'de Atatürk'ün komutasında bulunan Kafkas Tümen Komutanı Halit Bey tarafından Uşak'ta...
Uşak (il), Adana (il), Adıyaman (il), Afyon, Afyonkarahisar (il), Aksaray (il), Amasya (il), Ankara (il), Antalya (il), Ardahan (il), Artvin (il)2010-11 1. Lig
6 yıl öncearşivlendi. Erişim tarihi: 21 Aralık 2010. ^ "Adana'da şok: Kemal Kılıç gitti!". 8 Eylül 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Aralık...
misafir - 8 yıl önce
Atatürk'ün Samsun'a gidişinin nedeni
Dönemin şartları içinde Samsun ve dolayları mütareke Türkiye'sinin en çapraşık çete faaliyetlerine sahne olan ilimizdi. Mevcut çete faaliyetlerinin çoğunluğunu Pontusçu Rumlar oluşturmaktaydı. Mustafa Kemal Paşa'nın, IX. Ordu müfettişliğine atanmasının başlıca nedeni de bu yöredeki Rumları, orada yaşayan Türklere karşı korumak ve Anadolu'da kurulmakta olan milli cemiyetleri dağıtmaktı. Onun bu göreve atanmasındaki isabetlilik, şahsi kaygı ve korkuların bariz şekilde ön plana çıktığı günlerde "Milli Mukavemet" fikrini en üst düzeyde düşünen ve bunun uygulaması için çaba gösteren kişi olmasından kaynaklanmaktaydı. O daha İstanbul'a gelmeden önce sahip olduğu bu düşüncesini bir sır gibi vicdanında saklamış; Anadolu topraklarına ayak basar basmaz bu düşüncesini uygulamaya başlamıştır. Öte yandan Samsun'un Milli Mücadeledeki diğer önemli tarafı, Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'a ilişkin görevinin belirlenmesinde Osmanlı Hükûmeti'nin ne derece etkili olduğu hususudur. Çünkü Samsun'a gidiş, başlangıçta mevcut hükûmete karşı bir tavır değil bilakis İstanbul Hükûmeti'nin zaruri gördüğü askeri ve idari bir sorumluluktur. Ancak gerek olayların seyri gerekse Atatürk'ün bizzat kendisinin dile getirdiği hatıralarından anlaşılan, İstanbul Hükûmeti'nin Mustafa Kemal Paşa'yı bu göreve getirişinde aynı düşüncelere ve hedeflere ulaşmak isteğinin olmamasıdır. Nitekim, Mustafa Kemal Paşa Sivas'ta, Heyet-i Temsiliye Karargahında Samsun'a gidişini Kılıç Ali'ye şöyle anlatmıştır (Ekim 1919); "... Ben tasarladığım programımı Şişli'deki evimin bir köşesinde oturarak ve birtakım pestenkerani anasırla görüşerek tatbik edebileceğime kani olmadığım içindir ki doğrudan doğruya milletle temasa gelmek istedim. Cevherini çok ala bildiğim ve çok sevdiğim milletimin içinde ve onunla birlikte hareket etmeyi daha faydalı, hatta çok lüzumlu gördüm. Senelerden beri ıstırap içinde bulunan Anadolu'nun derhal varlığına karışmak elbette ki daha salim bir düşünce idi. Bundan dolayı 3.Ordu Müfettişliğine tayinimi temin ettim ve Seyrisefainin küçük bir vapuruna binerek karargahımla birlikte alelacele yola çıktım. Bazı dostlarım bana İngilizlerin yolda gemiyi batırması ihtimali olduğunu söyledikleri halde kulak asmadım, kıymet vermedim...". Mustafa Kemal Paşa İstanbul'dan Anadolu'ya geçişini anlatırken gözleri parlayarak bütün heybetiyle memleket için yegane kurtuluş çaresinin, milli birliğin muhafazası olduğunu ve içinde yaşanılan felaketlere birlikte mukavemet edilerek milletin ancak bu sayede kurtulabileceğini, milletle beraber behemehal ve mutlaka bu gayeye varacağı kanaatini izhar ediyordu" demiştir. "Mustafa Kemal Paşa 'nın 9. Ordu Müfettişliğine tayini, Ali Fuad (Cebesoy) Paşa'dan başlayıp zamanın dahiliye nazırı Mehmet Ali Bey Sadrazam Damad Ferid Paşa ve Sultan Vahideddin'e kadar uzanan bir tavsiye zinciri sonucunda gerçekleşmiştir. Mehmet Ali Bey'in Ali Fuat Paşa'nın ailesi ile dünür olması ve bu arada Ali Fuat Paşa'nın rahatsızlığı dolayısıyla Ankara'dan İstanbul'a gelmesi sırasında ona bu tavsiyede bulunmakla kalmamış, aynı zamanda onun İttihatçı olmadığına Mehmet Ali Bey'i ikna etmiştir. Öte yandan Samsun ve havalisinde asayişsizlik durumu ortaya çıkınca Mehmet Ali Bey Sadrazam Damad Ferit Paşa'ya meselenin halli için bölgeye Mustafa Kemal Paşa'nın gönderilmesini teklif etmiş ve ayrıca onu bu hususta ikna etmeyi de başarmıştır. Damad Ferit Paşa meseleyi Padişah'a arz ederken göreve Mustafa Kemal Paşa'nın tayini için ayrıca Vahideddin'i ikna etmesi gerekmemiştir. Zira Sultan Vahidettin Mustafa Kemal Paşa'yı çok iyi tanımakta olup şahsi kabiliyetini takdir etmekte ve değerini bilmektedir. Mustafa Kemal Paşanın 9. Ordu müfettişliğine tayininde başta Sultan Vahidettin olmak üzere zamanın sadrazamı Damad Ferid Paşa, Dahiliye nazırı Mehmed Ali Bey, Harbiye Nazırı Şakir Paşa, Erkan-ı Harbiye-yi Umumiye Reisi Cevad (Çobanlı)Paşa ve Erkan-ı Harbiye-i Umumiye İkinci reisi Diyarbekirli Kazım Paşa gibi büyük devlet erkanından bazıları şahsi kaygılarını bazıları da milli menfaatleri gözeterek bu tayin üzerinde hepsi de etkili rol oynamışlardır. Her ne sebeple olursa olsun Mustafa Kemal Paşa'nın tayini meselesi başlangıçta normal bir idari-askeri karar gibi gözükmüş fakat sonuçları itibariyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan bir milletin istiklal mücadelesinde hareket noktasını oluşturmuştur. Atatürk, Nutuk'ta memleketin kurtuluşuyla ilgili o gün varolan birkaç çareyi izahtan sonra kendi kararını "ciddi ve hakiki karar olarak telakki etmekte ve bunu "Efendiler, bu vaziyet karşısında bir tek karar vardı. O da hakimiyeti milliyeye müstenit, bilakaydüşart müstakil yeni bir Türk Devleti tesis etmek! " olarak açıkladıktan sonra "İşte daha İstanbul'dan çıkmadan evvel düşündüğümüz ve Samsun'da Anadolu topraklarına ayak basar basmaz tatbikatına başladığımız karar, bu karar olmuştur." demektedir.Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'daki Faaliyetleri
Mustafa Kemal Paşa, Samsun'a gelir gelmez müfettişliğin kendisine yüklediği vazifeleri yerine getirmek amacıyla Samsun'da kaldığı beş-altı gün içinde durumu incelemiş, ve beraberinde gelen arkadaşlarından Refet (Bele) Beyi Samsun (Canik Sancağı)'a mutasarrıf atamış, daha sonra da Erzurum'da bulunan XV. Kolordu komutanı Kazım Karabekir ve Ankara'da bulunan XX. Kolordu Komutanı Ali Fuat (Cebesoy) Paşalara telgraf çekerek, Samsun'a geldiğini bildirmiş ve kendisiyle ilişki kurmalarını istemiştir. 22 Mayıs 1919 tarihinde hazırlamış olduğu rapor, birçok noktalarda, Ordu Müfettişliği talimatının sınırlarını aşarak, bütün memleketin kaderi ile ciddi bir şekilde uğraşmış olduğunu göstermektedir. Milli Mücadelenin ilk ana programını teşkil eden rapor, özetle şu fikirleri kapsamaktaydı: 1. Samsun bölgesi Rumları siyasi emellerinden vazgeçerlerse, asayiş kendiliğinden düzelir. 2. Türklüğün yabancı mandasına ve kontrolüne tahammülü yoktur. 3. Yunanlıların İzmir'de hakları yoktur. İşgal geçicidir. 4. Millet, milli hakimiyet esasını ve Türk milliyetçiliğini kabul etmiştir. Bunu gerçekleştirmeye çalışacaktır. Bu rapor, 19 Mayıs Ruhunun dayandığı temelleri tespit etmesi bakımından önemlidir. Raporda, Rum azınlığın faaliyetlerine, Yunanlıların İzmir'i işgal faaliyetlerine açıkça karşı çıkış vardır. Bununla birlikte Türklüğün yabancı mandasına tahammülü olamayacağının açıkça ilan edilmesi ve milli mücadele hareketinin referanslarını Türk Milliyetçiliği fikriyatına bağlanması fevkalade önemlidir. Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'a gelmesiyle ilgili 1927 yılına ait bir yazıda şunlar yazılmıştır: "Ordu müfettişi namı altında memleketimize ayak basan bu simadan o zaman kimse bir şey anlamamıştı... Çünkü o zaman memleket kafası yerinde anlayacak vaziyette değildi. Muhtelif ve mütteza kavgaların hasıl ettiği hay-huy içinde kendinden geçmiş gibi idi. O büyüksima, burada bir hafta sessiz durdu. Etraf ve eknahı dinledikten sonra mekanı Anadolu içlerine nakletti. İşte o zaman o büyük simadan bir şeyler okunmağa başladı. Meğer o sima, o zat, o zeka ordu müfettişi değil, bir vatan mübeşşiri imiş...üç sene sonra vatanın nail olacağı şerefli istiklalini müjdeliğe gelmiş. Pek sarih olarak malûmdur ki böyle bir nasib davasındaki hakkımızın mertebesi yüksekti. Belki de birincidir. Çünkü Anadolu'yu kurtarmağa gelen o büyük Türk, Anadolu toprağı olarak ilk adımını Samsun iskelesine atmıştır." Mustafa Kemal Paşa, Samsun'da güvenliğin korunmasını sağlayacak tedbirleri aldıktan ve ordu ile ilk teması kurduktan sonra hem daha sakin bir çevrede çalışmak ve Anadolu'nun içlerine doğru biraz daha ilerlemek hem de Samsun'un İngiliz işgalinde ve kıyıda bulunması ve civarındaki Rum çetelerinin faaliyetinden ötürü karargahının içerde daha emin bir yere naklini gerekli gördüğünden 25 Mayıs 1919 günü "Gençlik Marşı"nı söyleyerek 80 km içerideki küçük bir kaplıca kasabası olan Havza'ya gelerek halkı milli mücadele fikri etrafında toplamaya ve hazırlamaya başlamıştır. Milli Mücadelenin ilk yıllarındaki harekatın ordudan çok "Kuva-yı Milliye"ye dayanması da ihtilali halka mal etmek amacına hizmet etmiştir.misafir - 8 yıl önce
misafir - 8 yıl önce