Atatürkün Çocukluğunu Selanikte Geçirmesinin Ona Katkıları Nelerdir?

misafir - 8 yıl önce
Mustafa kemal zaten selanik te doğumuş ancak babasının vefatı üzerine annesi zübeyde hanım ve kız kardeşi makbule hanım ile beraber yaklaşık 3 sene dayısının yanına lagazada kaldı. Hatta ilk okula selanikte başlamıştır. Ancak Lagaza kucuk ve okulu olmayan bir yer olduğu için zubeyde hanım oğlu mustafaya dayanamayıp onun eğitim ve öğretim hayatına devam etmesi için önce halasının yanına yollamış atatürk ün halasından memnun kalmaması üzerine bizzat kendisi tekrar selanike yerleşmiştir. Burada Askeri rüştiye sınavına girmiş ve sınavı kazanarak askeri rüştiye de okuma isteğini elde ederek okulu başarılı bir şekilde bitirmiştir. Tabi böylece selanike de veda etmek durumunda kalmıştır. Selanik Mustafa Kemal için bir basamk niteliği taşımaktadır. Çünkü Dayısının ve annesinin de evlenmeden önce ikamet ettiği Lagaza yerleşim yeri eğitim ve öğretim yeri sadece klise tarafında veriliyordu ancak bunuda Atatürk istemiyordu. Mustafa kemal atatürk Selanik te yaşamaya başlamasıyla beraber hem okuluna başladı hemde içindeki asker olma düşüncesinide gerçekleştirmeye fırsatı oldu. O fırsat Selanikteki askeri okuldu. Yaklaşık 15 yaşına kadar 3 ila 4 yılı hariç olmak la beraber yaşamının ve çocukluğunun bir bölümünü Selanikte geçirmiş olan Atatürk böylece Asker olmasına neden olacak olan askeri rüytiye ye yani askeri okula başlamış oldu. Selanikte yaşamanın atatürk e en büyük katkısı ve yararı budur.

misafir - 8 yıl önce
Mustafa kemal zaten selanik te doğumuş ancak babasının vefatı üzerine annesi zübeyde hanım ve kız kardeşi makbule hanım ile beraber yaklaşık 3 sene dayısının yanına lagazada kaldı. Hatta ilk okula selanikte başlamıştır. Ancak Lagaza kucuk ve okulu olmayan bir yer olduğu için zubeyde hanım oğlu mustafaya dayanamayıp onun eğitim ve öğretim hayatına devam etmesi için önce halasının yanına yollamış atatürk ün halasından memnun kalmaması üzerine bizzat kendisi tekrar selanike yerleşmiştir. Burada Askeri rüştiye sınavına girmiş ve sınavı kazanarak askeri rüştiye de okuma isteğini elde ederek okulu başarılı bir şekilde bitirmiştir. Tabi böylece selanike de veda etmek durumunda kalmıştır. Selanik Mustafa Kemal için bir basamk niteliği taşımaktadır. Çünkü Dayısının ve annesinin de evlenmeden önce ikamet ettiği Lagaza yerleşim yeri eğitim ve öğretim yeri sadece klise tarafında veriliyordu ancak bunuda Atatürk istemiyordu. Mustafa kemal atatürk Selanik te yaşamaya başlamasıyla beraber hem okuluna başladı hemde içindeki asker olma düşüncesinide gerçekleştirmeye fırsatı oldu. O fırsat Selanikteki askeri okuldu. Yaklaşık 15 yaşına kadar 3 ila 4 yılı hariç olmak la beraber yaşamının ve çocukluğunun bir bölümünü Selanikte geçirmiş olan Atatürk böylece Asker olmasına neden olacak olan askeri rüytiye ye yani askeri okula başlamış oldu. Selanikte yaşamanın atatürk e en büyük katkısı ve yararı budur.

Serdar Yıldırım - 2 yıl önce
ATATÜRK'ÜN ÇOCUKLUK ANISI: KARANLIKTAN KORKMAM On beş yaşlarındaydım. Manastır Askeri İdadisi'ne gidiyordum. (O zamanın lisesi) Yaz tatilinde dayımın çiftliğine gitmiştik. Komşunun oğlu Enver'le çok iyi arkadaştık. Ara sıra birlikte gezerdik. Bir gün Enver, bizim bağa gidip üzüm yiyelim, dedi. Ben de olur dedim. Annelerimizden izin alıp yola çıktık. Sağda solda fazla eğlendiğimiz için, karanlığa kaldık. Enver: "İstersen dönelim. Sen şehir çocuğu olduğun için, karanlıktan korkarsın. Böyle durumlara alışık değilsin" dedi. Ben karanlıktan korkmadığımı söyledim. Yola devam edelim dedim. Tarla kenarı, patika yol, ağaçlık alan derken, karanlık iyice çöktü. Yanımdaki Enver'i zor seçer oldum. Bir saat önce dağların kartalıyım diyen Enver, gel Mustafa dönelim, az kalmıştı ya, yarın gündüz geliriz, demeye başladı. Neyse ki sonunda bağa vardık ve birer salkım üzüm kopardık. Üzüm yiyerek çiftliğe döndük. Öğretmenim Atatürk - Bilgi Yayınevi - Sayfa: 47 ATATÜRK'ÜN ÇOCUKLUK ANISI: İLK ANDA CANIM SIKILMIŞTI Bakla tarlasında yalnız başıma bekçilik yaptığım günlerden birinde öğle vakti kulübenin önündeki çardak altında uyuya kalmışım. Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum, annemin sesine uyandım. Annem: ” Dayısı şuna bak, Mustafa uyuya kalmış. Makbule dün pınardan soğuk su içince hastalandı ya, Mustafa bütün gece başında bekledi. Ondan uykusunu alamadı. Neyse ki Makbule’ye ballı ıhlamur içirdim de iyileşti ” dedi. Dayım: ” Bırak canım uyusun. Benim en sevdiğim şeydir burada uyumak. Bu öğle sıcağında karga falan uğramaz. Bir yatsam iki saatten önce top atsan uyanmam ” dedi. Bu konuşmaları duyunca ayağa fırladım. Uykuda yakalandım diye ilk anda canım sıkılmıştı ama Makbule’nin iyileştiğini duyunca rahatladım. Bir Öğretmenin Kaleminden ATATÜRK - Doğan Egmont - Sayfa: 18 NACİYE KAYBOLDU Dayımın bakla tarlasına Makbule ile giderdik. Bir gün Naciye de bizimle gelmek istedi. İlk defa benden bir şey istediği için olmaz diyemedim. Annemden izin çıkınca o gün üç kardeş tarlaya gittik. Naciye eline bir sopa aldı ve kargaların ardından koşturdu durdu. Bir ara Makbule ile uzun süren bir konuşmamız oldu. Tarlanın ortasındaki kulübenin önüne oturduk ve yemeğe başlayacaktık ki, Naciye’nin yanımızda olmadığını fark ettik. Sağa baktık, sola baktık, Naciye neredesin diye bağırdık, Naciye yok. Neden sonra Naciye çıkageldi. Meğer karga peşinde koşarken çok yorulan Naciye kulübeye girmiş ve döşeğe yatıp uyumuş. Naciye’nin ortaya çıkmasıyla birlikte rahatladık ve yemeklerimizi yedik. BAHÇEDEKİ KUYU Ben yedi yaşındayken, babamı kısa süren bir hastalığın ardından kaybettik. O tarihlerde kadınlar bir işte çalışamadıkları için maddi sıkıntı içine düşmüştük. Onun için evimizin yanında bulunan küçük bir eve taşındık. Ertesi gün yeni evin bahçesine teftişe çıktım. Otların arasından yürüdüm. Sağda solda dut, erik, armut ağaçları vardı. Armut ağacının ilerisinde bir kuyu olduğunu gördüm. Kuyunun yanına sokulduğumda hayretler içerisinde kaldım. Yer seviyesinde olan kuyunun üstü açıktı. Annemi durumdan haberdar ettim. Annem komşumuz Ali Usta'yı çağırdı. Ali Usta kuyunun üstüne tahtadan bir kapak yaptı. Kilidi taktı. Anahtarı anneme verdi. Böylece kötü bir olay yaşanmadan kuyunun üstü kapatılmış oldu. ATATÜRK'ÜN ÇOCUKLUK ANISI: BENİ KOMUTAN SEÇERLERDİ Yeni evimiz küçüktü ama bahçesi büyüktü. Bu bahçede komşu çocuklarıyla askercilik oynardık. Askercilik oynarken, beni komutan seçerlerdi. Ben de karşımda hazır ola geçmiş arkadaşlara çeşitli görevler verirdim. Onlar da, emredersin komutanım deyip koşarak uzaklaşırlardı. Üç beş dakika sonra geri gelerek görevi tamamladıklarını söylerlerdi. Daha sonra onları sıraya sokar, uygun adım yürütürdüm. Bir gün bize tahtadan tüfekler hazırlayan marangoz Celal Amca oyunumuzu seyretmiş ve anneme: " Zübeyde Hanım, Mustafa'yı askeri okula göndermelisiniz. Kendisi iyi bir komutan adayıdır. " demiş. Atatürk'ün Çocukluğu - Ezgi Yayınları - Yayın Yılı: Aralık 1994

Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.