Atatürkün Türk Ordusuna Verdiği Önem

misafir - 8 yıl önce

Mustafa Kemal Atatürk ve Türk Ordusu

Vatanına, özgürlüğüne ve şerefine düşkün olan TürkMilleti'nin, milli varlığı ve bağımsızlığı uğruna gösteremeyeceği kudret ve fedakarlık yoktur. Kurtuluş Savaşı Türk'ün bu üstün seciyesinin tüm açıklığıyla ortaya konduğu çok şerefli bir mücadele olmuştur. Atatürk de dünyanın en donanımlı ordularına karşı Milli Mücadele'yi başlatırken Türk Milleti'ne olan güvenini sık sık dile getirmiş ve Türk Ordusunu en büyük destekçisi olarak görmüştür. Atatürk'ün bu konuyla ilgili bazı sözleri şu şekildedir: Ordu, Türk Ordusu, işte bütün milletin göğsünü itimat (güven), gurur duygularıyla kabartan şanlı adı. Ordumuz, Türk birliğinin, Türk kudret ve kabiliyetinin, Türk vatanseverliğinin çelikleşmiş bir ifadesidir. Ordumuz; Türk topraklarının ve Türkiye idealini tahakkuk ettirmek (gerçekleştirmek) için sarfetmekte olduğumuz sistemli çalışmaların yenilenmesi imkansız teminatıdır. Millet, kemal-i azimle içtimai ve fikrî tekâmülle çalışırken, onu bundan alıkoyacak dahilî ve haricî maniaların karşısında kuvvetli, kudretli ve büyük görevini müdrik kahraman Ordumuzun hazır bulunduğunu düşünerek müsterih olabilir. Sizin gibi kumandanları, subayları ve erleri olan bir millet için yâd elleri altında köle olmak mümkün değildir. Vatan evlatlarının vatanın bölünmez bütünlüğü için biraraya geldiği, mazisi şanlı, geleceği parlak Türk Ordusunu Atatürk şu sözleriyle tanımlamaktadır: Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin ordusu, istilalar yapmak veya saltanatlar kurmak için şunun bunun elinde ihtiras aleti olmaktan münezzehtir (şunun bunun elinde tutku aracı olmayacak kadar temizdir). İnsanca ve müstakil (bağımsız) yaşamaktan başka gayesi (amacı) olmayan milletin aynı ideale bağlı ve yalnız onun emrine tabi (onun emrinde) ve sadık öz evlatlarından mürekkep (oluşan) muhterem ve kuvvetli bir heyettir (saygın ve güçlü bir kuruluştur). Atatürk Türk Ordusuna her zaman çok büyük bir güven duymuş, Kurtuluş Savaşı'ndan büyük bir zafer ile çıkılacağını her fırsatta dile getirmiştir. Mustafa Kemal Atatürk bir konuşmasında bu düşüncelerini şu şekilde dile getirmiştir: "Ulusumuzun ve onun yönetimini üstlenmiş olan Büyük Millet Meclisi'nin, büyük savaşımda kesinlikle başarılı olacağına inanıyorum. Bu hususların sağlanması için etkin nedenler ve araçlar vardır. Burada yalnızca şunu belirtmek isterim; bu etmen ve nedenlerin başında en etkilisi, Ordumuzdur. Ordumuz, yaşam ve onur savaşında, ulusun ve ulusun amaçlarının tek dayanağıdır. Ordu kendisine düşen bu yüce görevinde, hakkıyla başarılı olabilmesi için, gereken niteliğin birincisi, demir gibi güvenliktir. Orduda güvenliğin tek oluşum aracı aydın, kahraman, özverili subaylardır. Bugün Ordumuzun subayları, saydığım niteliklere tamamen sahiptir. Fakat buna bir şey eklemek gerekir ki, bu içinde bulunduğumuz olağanüstü durumlar ve koşulların coşkularıyla, istekleriyle yetişecek olan genç subaylarımız, bize, gelecek için daha güçlü umutlar vereceklerdir." Atatürk'ün büyük bir güven ve saygı duyduğu, milli egemenliği tek amaç edinmiş Türk Ordusu, kanının son damlasına kadar vatan toprakları uğrunda mücadele etme azmi göstermiştir. Güvene ve övgüye layık olan kahraman Türk Ordusu, büyük bir zaferle düşmandan arındırıp, kanlarıyla suladığı Türk toprağını yüce Türk Milleti'ne armağan etmiştir. Başkomutan Atatürk kahraman Türk Ordusunun büyük zaferini şu sözleriyle Türk halkına müjdelemiştir: "Büyük Türk Milleti, Ordularımızın kabiliyet ve kudreti, düşmanlarımıza dehşet, dostlarımıza güven verecek bir mükemmelliyetteydi. Millet orduları on dört gün içinde büyük bir düşman ordusunu yok etti. Dört yüz kilometre aralıksız bir takip yaptı. Anadolu'daki işgal edilmiş bütün topraklarımızı geri aldı." Türk Ordusunun, düşman süngüsüne gözünü kırpmadan, vatan uğruna göğüs gererek kahramanca savaşmasından duyduğu büyük gururu ise Atatürk şöyle ifade etmiştir: "Tarihte, bütün bir vatanı, çok üstün düşman kuvvetleri karşısında son toprak parçasına kadar karış karış kahramanca ve namuskarane müdafaa etmiş ve yine varlığını koruyabilmiş ordular görülmüştür. Türk Ordusu, o cevherde böyle bir ordudur. Yeter ki, ona kumanda edenler, kumanda edebilmek evsafına haiz bulunsun. Kahraman Türk Ordularının kazandıkları büyük zaferlerden, şahsıma düşmüş olan vazifeleri yapabilmişsem çok bahtiyarım. Yalnız bu noktada bir gerçeği açıklamak için söylemeliyim ki: Benim ordularımı ve sevk ve tevcih ettiğim (gönderdiğim ve yöneltiğim) hedefler, esasen ordularımın her erinin, bütün subaylarının ve kumandanlarının görüşlerinin, vicdanlarının, azimlerinin, mefkurelerinin (ülkülerinin) yönelmiş olduğu hedefler idi." Mustafa Kemal Atatürk'ün Başkomutanlığını yaptığı Kurtuluş Savaşı zaferinin tek sahibi olarak Türk Ordusunu gösteren Atatürk, Türk erinden duyduğu memnuniyet ve güveni şu sözleriyle dile getirmiştir: "TSize Bombasırtı vakasını anlatmadan geçemeyeceğim. Karşılıklı siperlerimiz arasında mesafemiz sekiz metre, yani ölüm muhakkak, muhakkak... Birinci siperlerdekiler hiçbiri kurtulamamacasına tamamen düşüyor, ikincidekiler onların yerine gidiyor. Fakat ne kadar gıptaşayan bir itidal ve tevekkülle biliyor musunuz? Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, en ufak bir fütur bile göstermiyor, sarsılmak yok. Okumak bilenler ellerinde Kur'anı Kerim, Cennete girmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler, Kelime-i Şahadet çekerek yürüyorlar. Bu Türk askerlerindeki ruh kuvvetini gösteren şaşılacak ve övülecek bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale Muharebesini kazandıran bu yüksek ruhtur." Atatürk, Türk askerinin, vatan sevgisini ve imanını anlatarak, eşsiz özelliklerin tarifini bu sözlerinde yapmıştır. Türk askerlerinin birlik olup oluşturduğu üstün gücü ise şöyle tarif etmiştir: "Benim için Ordumuzun kıymetini ifadede ölçü şudur: Türk Ordusunun bir kıtası muadilini behemahal mağlup eder. İki mislini durdurur ve tespit eder (ve yerine çiviler)." Vatanın her yerinde destanlar yazan, şanını tüm uluslara duyuran büyük Türk Ordusuna Atatürk şu sözlerle hitap etmiştir: "Türk Ordusu! Dünyanın hiçbir ordusunda yüreği seninkinden daha temiz, daha sağlam askere rastgelinmemiştir. Her zaferin mayası sendedir. Her zaferin en büyük payı senindir. Kanaatinle, imanınla, itaatinle hiçbir korkunun yıldırmadığı demir gibi temiz kalbinle düşmanı sonunda alt eden büyük gayretin için gönül borcumu ve teşekkürümü söylemeyi kendime aziz bir borç bilirim." Atatürk her zaferin altındaki imzanın Türk Milleti'ne ve Türk Ordusuna ait olduğunu çok iyi biliyor ve her konuşmasında bunu mutlaka vurguluyordu. 1925 yılındaki bir konuşması onun üstün kişiliğinin, tevazusunun ve Türk Milleti'ne olan güçlü sevgisinin de bir ifadesi niteliğindedir: "Bu defa Büyük Millet Meclisi'nin, hakkımda yeni bir rütbe ve ünvanıyla tecelli eden iltifat ve teveccühü doğrudan doğruya size râcidir. Milletin verdiği bu rütbe ile yükselen ordu, en ulu bir gazâ ile mümtaz olan yeni bir ordudur. Sizin kahramanlığınızla, sizin gösterdiğiniz nihayetsiz fedakârlık pahasına kazanılan büyük muvaffakiyetin millet tarafından takdirine delâlet eden bu rütbe ve ünvanı, ancak izafe ederek büyük askerlik hayatımın en büyük iftihar sermayesi olarak taşıyacağım. Cenab-ı Hak, giriştiğimiz kurtuluş mücadelesinde şerefli silah arkadaşlarıma kendilerini temyiz eden asaletin, civanmertliğin, kahramanlığın hakkı olan kati kurtuluşu nasip etsin." Atatürk'ün, memleketin büyük bir sıkıntı içinde olduğu dönemde bile büyük bir zafer kazanan Türk Ordusundan, Türk Milleti adına bir de beklentisi vardır. Bu beklenti, zor zamanlarda gösterilen çabanın Cumhuriyetin hakim olduğu dönemde de sürdürülmesidir. Atatürk, ileri görüşlü bir lider olarak, geleceği düşünerek, Türk Hava Kuvvetleri ve Donanması ile ilgili şu görüşlerini dile getirmiştir: "Pilotlar, şunu unutmayınız ki, yarının en büyük tehlikeleri semalardan gelecektir. Bu sebeple sizler ani gelebilecek tehlikelere karşı koymak için daima hazır bulunmaya ve o şekilde yetişmeye gayret edeceksiniz. Hudutlarının mühim ve büyük aksamı deniz olan Türk Devleti'nin donanmasının da mühim ve büyük olması gerekir. O zaman Türkiye Cumhuriyeti daha müsterih ve emin olacaktır". Vatanın bölünmez bütünlüğünün korunmasına, halkın her türlü kargaşa ve anarşiden uzak, refah içinde yaşamasına yönelik gösterilecek bu çabayı, Atatürk, Cumhuriyetin 15. yıldönümü nedeniyle yaptığı konuşma sırasında şöyle ifade etmektedir: "Zaferleri ve mazisi insanlık tarihi ile başlayan, her zaman zaferle beraber medeniyet nurlarını taşıyan kahraman Türk Ordusu! Memleketi, en buhranlı ve müşkül anlarda zulümden, felaket ve musibetlerden ve düşman çizmelerinden nasıl korumuş ve kurtarmışsan, Cumhuriyetin bugünkü verimli devrinde de askerlik tekniğinin bütün çağdaş silah ve araçlarıyla donanmış olarak görevini aynı başarılılıkla yapacağına hiç kuşkum yoktur. Bugün, Cumhuriyetin on beşinci yılını mütemadiyen artan büyük bir refah ve kudret içinde idrak eden büyük Türk Milleti'nin huzurunda kahraman ordu, sana kalbi şükranlarımı beyan ve ifade ederken büyük ulusumuzun iftihar hislerine de tercüman oluyorum. Türk vatanının ve Türk camiasının şan ve şerefini, dahili ve harici her türlü tehlikelere karşı korumaktan ibaret olan vazifeni her an ifaya hazır ve amade olduğuna benim ve büyük ulusumuzun tam inanç ve itimadımız vardır. Büyük ulusumuzun orduya bahşettiği en son sistem fabrikalar ve silahlar ile bir kat daha kuvvetlenerek büyük bir feragati nefs ve istihkari hayat ile her türlü vazifeyi ifaya muhayya olduğuna eminim. Bu kanaat ile Kara, Deniz ve Hava Ordularımızın kahraman ve tecrübeli komutanları ile subay ve eratini selamlar ve takdirlerimi bütün ulus muvacehesinde beyan ederim." Hiç şüphesiz şanlı Ordumuz, Mustafa Kemal'in bu isteğini, halkına verdiği güven ve gururla yerine getirerek, dünyada Türk Silahlı Kuvvetleri olarak şanlı tarihiyle yerini almaktadır. Büyük bir görev aşkıyla bu emaneti alan Türk Silahlı Kuvvetleri, Atatürk'ün çizdiği yolda emin adımlarla taviz vermeden şerefle yürümekte, Türk Milleti'nin bekasına ve bağımsızlığına karşı gelişen, gizli ve açık her türlü tehditle mücadele etmektedir. kaynak:dogus.k12.tr/ataturk/orduya.htm

Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

Mustafa Kemal Atatürk
2 yıl önce

Kemal Atatürk (1881 - 10 Kasım 1938), Türk asker, devlet adamı ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusudur. Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı ordusunda görev...

Atatürk, Birinci Dünya Savaşı, Türkiye, Türk Kurtuluş Savaşı, Osmanlı Devleti, 19 Mayıs, Sivas Kongresi, Erzurum Kongresi, Ankara, Selanik, Sultan Abdülhamit, Zübeyde Hanım
Türk Kurtuluş Savaşı
2 yıl önce

Anadolu'da İtilaf Devletleri'nin harekete geçirdikleri Yunan ordusuna, güneyde Fransız ordusuna, doğuda yeni Kafkas devletlerinden Ermenistan'ın kuvvetlerine...

Kurtuluş Savaşı, Türkiye, Türkiye tarihi, Mustafa Kemal Atatürk, Ankara, Ankara Hükümeti, İstanbul hükümeti, İstanbul'un işgali, İnönü Savaşı, Büyük Taarruz, Kazım Karaberki, Osmanlı Devleti
Hasan Tahsin Uzer
2 yıl önce

dumura uğrattığı idari mekanizmayı yeniden düzenlemeye, rüşvetle mücadeleye önem verdi, devlet dairelerinin halka açık olmasını sağladı. 19 Ocak 1919'da İzmir...

Hasan Tahsin Uzer, 10 Aralık, 15 Mayıs, 1878, 1897, 1902, 1913, 1914, 1916, 1918, 1919
Kenan Evren
2 yıl önce

kurucularındandır. 1998 yılında "Atatürk" adlı yağlı boya tablosunun 105 milyar liraya satılmasıyla dönemin yaşayan en pahalı Türk ressamı olmuştur. Maltepe...

Orgeneral, TSK, Darbeci, 12 Eylül Darbesi, Demokrasi, Ordu, Türk Silahlı Kuvvetleri, Marmaris, Resim, Yargı, Hükümet
Tanzimat edebiyatı
2 yıl önce

teoride kalmıştır. Dönem sanatçıları içeriğe önem vermişlerdir. Bu dönem sanatçılarından İbrahim Şinasi Türk edebiyatında noktalama işaretlerini ilk kullanan...

Edebiyat, Türk Edebiyatı, Türkiye Cumhuriyeti, Edebiyat Tarihi
Ankara Muharebesi
2 yıl önce

sol cenahında muharebeye başlayan Kara Tatarlar saf değiştirerek Timur ordusuna geçtiler. Daha sonra Anadolu beylerine bağlı eyalet askerleri de saf değiştirdiler...

Karabük (il)
2 yıl önce

bilinmektedir. İlkçağın son Devleti olan Roma, MÖ 1. yüzyılda Anadolu'ya girince önem verdiği yerlerden birisi de Batı Karadeniz Bölgesi olmuş, bölgenin ormanları...

Karabük (il), 1937, 1995, 2000, 3 Nisan, 6 Haziran, Adana (il), Adıyaman (il), Afyonkarahisar (il), Aksaray (il), Amasya (il)
Sarıkamış Harekâtı
2 yıl önce

Kafkasya ordusundaki toplam top sayısı 256 (Türk ordusunun karşısında bulunan birliğin top sayısı, Türk ordusuna hemen hemen eşit) – Başkumandanı General...

Sarıkamış Harekâtı, 1914, 1915, 22 Aralık, 2 Ocak, 93 Harbi, Afrika Cephesi (Birinci Dünya Savaşı), Alman Askeri Misyonu (Osmanlı), Anadolu, Ankara Savaşı, Arap Ayaklanması