Banyo

Kısaca: BANYO Alm. Bad, Fr. Salle de bain, İng. Bathroom, Bath. Yıkanma, temizlik için ayrılmış yer, gusülhane. Temizlik, sıhhatli olmanın önemli şartlarındandır. Deri üzerinde toplanan mikroplardan kurtulmak, yıkanma ile mümkün olur. Ayrıca derideki gözenekler ile yapılan solunum vücut temiz olunca rahatlık kazanır. Deri altında kılcal damarlar, ince sinir uçları ve ter bezleri vardır. Bunların gerektiği gibi faydalı olabilmeleri için deri üzerindeki gözenekl ...devamı ☟

Banyo
Banyo

Alm. Bad, Fr. Salle de bain, İng. Bathroom, Bath. Yıkanma, temizlik için ayrılmış yer, gusülhane. Temizlik, sıhhatli olmanın önemli şartlarındandır. Deri üzerinde toplanan mikroplardan kurtulmak, yıkanma ile mümkün olur. Ayrıca derideki gözenekler ile yapılan solunum vücut temiz olunca rahatlık kazanır. Deri altında kılcal damarlar, ince sinir uçları ve ter bezleri vardır. Bunların gerektiği gibi faydalı olabilmeleri için deri üzerindeki gözeneklerin açık olması icab eder. Bu gözenekler ter, toz, yağ gibi maddeler ile kapanınca solunum kısmen zarar görür. Mikroplar, kirler ile karışınca deri üzerinde önce sivilceler, sonra yaralar meydana gelir. Bu bakımdan sık sık banyo yaparak buna meydan verilmemelidir. İnsan vücudunun açık yerleri kapalı kısımlarına nazaran daha çok kirlenir. Namaz kılanlar günde beş vakit abdest almak suretiyle bu temizliği yerli yerince yaparlar.

Türklerde temizlik ve bunun vasıtası olan suya sevgi çok eski zamanlarda başlar. Bu, İslam dininin yayılması ile daha düzenli hale gelmiştir. Türk-İslam cemiyetlerinde, dini emirlerin icabı olarak sağlığın korunması üzerinde önemle durulmuştur. Banyonun beden ve ruh temizliği için insana rahatlık ve zindelik verdiği, belli zamanlarda yapılmasının lüzumu, kaideler halinde cemiyetlere yerleşmiştir.

Gusül abdesti, günde beş vakit namaz için abdestli olma mecburiyeti, ruhça ve bedence insanların temiz olmasını sağlayan dini emirlerdir. Eski hamamların yapılış tarzı bugün pekçok banyonun yaptığı vazifeyi yapacak şekildeydi. Tarihi hamamlarda sıcak hava, buhar, bol mikdarda sudan faydalanılırdı. Burada insan hem yıkanır, hem keselenir, hem de vücudunu dinlendirirdi. Avrupalıların yıkanmak nedir bilmediği karanlık ortaçağda, Osmanlı Türklerinin evlerinde banyo vardı. Gittikleri bütün ülkelere adaletin yanında temizliği ve meşhur Türk hamamlarını da götürmüşlerdi (Bkz. Hamamlar). Zira Peygamber efendimiz; “Temizlik imanın yarısıdır.” buyurmuştur.

Çok sıcak su ile banyo yapmak damarların genişlemesine yol açar. Kan akışını hızlandırıp, kalb atışı ile solunumu yükseltir. Bu sebepten tansiyonu yüksek olanlar ile kalb hastaları için zararlıdır. Soğuk su banyolarında ise durum bunun tam tersidir. Ufak bir üşütme insanı hasta yapar. Banyo yaptıktan sonra çok iyi kurulanmalıdır. Vücut ısısı yükseldiğinden, bir müddet korunmalı, ani sıcaklık değişikliği olabilecek şeylerden kaçınmalıdır. Hiç olmazsa banyo yaptıktan sonra bir saat kadar dışarı çıkmamalıdır. Bu durumda ceryanda kalmak insanı hasta eder. Banyo ihtiyaç olduğu zaman, mevsimlere göre ne kadar çok yapılırsa o kadar faydalıdır.

Yaşlı ve rahatsız olanlar kendilerine dokunmayacak şekilde hareket etmelidirler. Temizlik yapılan banyoların tertemiz ve muhafazalı olması aranır. Tertipsiz, muhafazasız bir banyo insana fayda yerine zarar verir.

Kaynak: Rehber Ansiklopedisi

Banyo

İspanyolca Banyo kelimesinin İngilizce karşılığı.
n. banjo, musical instrument in the guitar family (Latin America)

Banyo

Türkçe Banyo kelimesinin İngilizce karşılığı.
[Banyo] n. banjo, musical instrument in the guitar family (Latin America)
n. bath, bathroom

Banyo

yapılarda, içinde yıkanılan bölüm, hamam; sağaltım amacıyla hazırlanan ilaçlı su.
vücudun bir bölümünü ya da bütününü, fiziksel ya da kimyasal bir etki altında bir süre bulundurma işlemi.
banyo küvetinde yıkanma; duyarlı yüzeylerin işlenmesinde belirli bir işlemin gerektirdiği maddeyi erimiş olarak içinde bulunduran bir sıvıdan geçirme işlemi.

Banyo

Türkçe Banyo kelimesinin Fransızca karşılığı.
bain [le], baignade [la], tub [le]; salle de bains; virage [le]

Banyo

Türkçe Banyo kelimesinin Almanca karşılığı.
n. Bad, Wässerung

Banyo

1 . Yapılarda, içinde yıkanılan bölüm.
2 . Banyo küvetinde yıkanma işi.
3 . Tedavi amacı ile hazırlanan ilaçlı su:
"Doktorlar hap, banyo ve perhiz tavsiye etmiş."- B. Felek.
4 . Vücudun bir bölümünü veya bütününü, fiziksel veya kimyasal bir etki altında bir süre bulundurma işlemi:
"Güneş banyosu. Kükürt banyosu. Çamur banyosu."-
5 . Fotoğrafçılıkta ve filmcilikte duyarlı yüzeylerin işlenmesinde belirli bir işlemin gerektirdiği maddeyi erimiş olarak içinde bulunduran sıvı:
"Fotoğraf banyosu."-
6 . Film ve fotoğraf kâğıdını bu sıvıya batırma.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
banyo almak , banyo yapmak

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

Banyo Resimleri

Banyo (film)
2 yıl önce

Banyo; yapımcılığını, senaristliğini ve yönetmenliğini Mustafa Altıoklar'ın üstlendiği sinema filmi. Film üç banyoda geçmektedir. Bu banyolar yan yana...

Banyosunda Betşeba
6 yıl önce

Banyosunda Betşeba, Rembrandt'ın 1654 yılında yaptığı yağlı boya tablosu. Eserde poz veren model aynı zamanda ressamın sevgilisi olan Hendrickje Stoffels'tir...

Zeuksippos Banyoları
2 yıl önce

Zeuksippos Banyoları Zeuksippos Banyoları (Yunanca: Θέρμες του Ζευξίππου Thermes tou Zeuxippou), 100 ile 200 yılları arasında inşa edilmiş, şehrin merkezindeki...

Küvet
2 yıl önce

kullanılan tekne şeklinde bir gereçtir. Genellikle banyolarda duşun altında bulunur. Modern banyo küvetleri akrilik ve fiberglas malzemeden yapılmaya...

Küvet, Ahşap, Akrilik, Banyo, Fiberglas, Tekne, Emaye, Duş
Mustafa Altıoklar
2 yıl önce

Ç. Bir Ankara Polisiyesi Kelebek Çıkmazı Yasak Elma Beyza'nın Kadınları Banyo Üçüncü Türden Yakın İlişkiler Çınaraltı 3. Tür Lise Defteri O Şimdi Asker...

Mustafa Altıoklar, 1958, Asansör, Ayak Sesleri, Ağır Roman, Banyo, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, O Şimdi Asker, Ordu, Türk, Yönetmen
Gül Abus Semerci
2 yıl önce

Sanatlar Fakültesi Tiyatro ve Yazarlık Bölümü'nden mezun oldu. Yazdığı Banyo adlı tiyatro oyunu, 2005 yılında Mustafa Altıoklar tarafından sinemaya uyarlandı...

Film (fotoğrafçılık)
2 yıl önce

çöktürülerek plastik film şeridinin üzerine sürülürdü. Kolodyum kuruyunca, filmin banyo işlemini zorlaştırdığından, bunun yerine jelatin kullanılmaya başlandı....

Film (fotoğrafçılık), 1787, 1840, 1847, 1851, 1870, Billur, DIN, Emülsiyon, Film, Film (sinema)
Gren (fotoğrafçılık)
6 yıl önce

çalışırlar. Banyo müddeti, banyoda kullanılan eczalar, banyo harareti (Anolog): Daha seyreltik çözeltiler daha ince gren oluşturur. Banyo süresi kısaldıkça...