David Copperfield (Roman)

Kısaca: ''David Copperfield'', İngiliz yazar Charles Dickens'ın klasikleşmiş bir romanıdır. İlk kez 1849 yılında yayımlanmıştır. ...devamı ☟

David Copperfield (roman)
David Copperfield (roman)

David Copperfield, İngiliz yazar Charles Dickens'ın klasikleşmiş bir romanıdır. İlk kez 1849 yılında yayımlanmıştır. Suffolk’ta, Blunderstone semtinde babamın ölümünden birkaç ay sonra doğmuşum. Bir Cuma gecesi doğduğum için ebe benim hayatta mutsuz olacağımı söylemiş. Büyük Halam Betsey Trotwood babamın annemle evlenmesini istemediği için annemi hiç görmemmiş. Babam ölünce eve gelip, benim kız olacağımı düşünerek beni yetiştirmek istemiş. Oğlan olduğumu görünce evi terk etmiş. Bir daha da hiç gelmedi. Hizmetçimiz Peggotty çok iyi, otoriter bir kadındı. Küçüklüğüm hep onunla geçti. Üçümüz çok iyi anlaşırdık. Anneme ilgi duyan Bay Murdstone bu aralar evimize sıkça gelmeye başladı. Bir gün beni atla gezintiye çıkardı. Deniz kenarındaki otelde tanımadığım iki adamla buluşup, anlamadığım şeyler konuştular. Bundan iki ay sonra Peggotty, Yarmouth’daki ağabeyini ziyarete gideceğini, beni de götürmek istediğini söyledi. Annemi yalnız bırakmak istemiyordum. Onun da 15 gün arkadaşına gideceğini söyleyince razı oldum. Peggotty’nin yeğeni Ham bizi karşıladı. Evleri ters çevrilmiş bir gemi hurdasıydı fakat çok temizdi. Bay Peggotty, öksüz yeğenlerine ve ölen arkadaşının dul karısına bakan çok iyi yürekli bir insandı. Küçük Emily ile çok güzel günler geçirdim. Evimize döndüğümüzde bizi yeni bir hizmetçi karşıladı. Annemin o adamla evlendiğini öğrendim. Yatak odam, ev, bahçe değişmiş; bir de köpek alınmıştı. İlk gecem ağlayarak geçti. Bay Murdstone annemi etkisi altına almıştı. Yalnızken beni de sorun çıkartmamam konusunda dayakla tehdit etti. Bir süre sonra ablası Jane Murdstone da eve geldi ve evin bütün idaresini ele aldı. Onların yüzünden derslerimde de başarısız oluyordum. Onlara göre bütün çocuklar zararlı yaratıklar olduğundan yaşıtlarımla da çok seyrek oynayabiliyordum. Bay Murdstone bir gün ders yüzünden beni çok fena dövdü. Ben de elini koparacak gibi ısırdım. Beş gün odamda kilitli kaldıktan sonra Londra’ya okula gönderileceğimi öğrendim. İki kardeş benim kötü ve yaramaz bir çocuk olduğuma annemi inandırmışlardı. Benim evden uzaklaştırılmamdan çok böyle bir çocuk olmama üzülüyordu. Arabayla Yarmouth’a, oradan Londra’ya gidecektim. Yolda Peggotty bana çörek ve para getirdi. Arabacı Barkis, ona yazacağım mektupta kendisinden söz etmemi rica etti. Handa posta arabasını beklerken gideceğim okulun gaddar bir yer olduğunu öğrendim. Beni Salem Öğrenci Yurdu öğretmenlerinden biri karşıladı. Onunla gittiğimiz fakir ve yaşlı bir kadının evindeki kahvaltıdan sonra okula gittik. Okul soğuk, boş bir binaydı. Ceza olsun diye tatil zamanı gönderilmiştim ve sırtıma “dikkat ısırır” diye bir levha asılmıştı. Bir ay kadar sonra okul müdürü Bay Creakle ve Baş Öğretmen Bay Sharp da okula döndü. İlk tanıdığım öğrenci okula ilk dönen Tommy Traddles adında bir çocuk oldu. Beni okula her dönen çocukla tanıştırdı. Son dönen herkesin saydığı ve korktuğu Steerfoth adında bir çocuktu. O gece okul hakkında çok şey öğrendim. Bay Creakl öğretmenlerin en sertiymiş. Çocukları her gün kamçılarmış. Tahta bacaklı görevli ise Bay Tungay’mış. Bay Creak’ın sağ kolu ve onun adına kirli işlere karışan ispiyoncu, zalim birisiymiş. Bay Mell fena biri değilmiş. İlk hafta Peggotty’den mektup ve erzak geldi. Yiyeceklerimi Steerfoth’la paylaştım. Dayak ve korkudan okulda kimse bir şey öğrenemiyordu. Ben gururum, Steerfoth ve Bay Mell’in yardımıyla biraz sıyrıldım. Bay Mell’in annesinin fakirliğini Steerfoth’a anlatmıştım. Sınıfta Bay Mell’le yaptığı bir tartışma sonucunda bu durumu Bay Creakle’a anlattı. Bu olay Bay Mell’in okuldan atılmasına neden oldu. Çok üzülmüştüm. Okula ilk gelen ziyaretçim Bay Peggotty ve Ham oldu. Bana yiyecek de getirmişlerdi. Annemden ve Peggotty’den haberler aldım. Onlarla güzel vakit geçirmiştim. Okul günlerim dayak, gözyaşı içinde ; karanlık, soğuk çalışma odasında çalışarak, tatsız yemeklerle ağır ağır geçiyordu. Ayları, haftaları sayarak nihayet tatil günü geldi ve kendimi posta arabasında buldum. Eve geldiğimde annemin kucağında bir bebek vardı. Kardeşim olmuştu. Peggotty’le srılmamız on dakika sürdü. Murdsote’lar evde yoktu. Yemeği hep birlikte yedik ve bunun tadını çıkarttık. Yemekte Peggotty’e arabacı Barkis’in kendisiyle evlenmek istediğini anlattım. Çok güldü. Murdsone’lar gelmeden yattım. Evdeki varlığım bir huzursuzluk kaynağıydı. Annem bile huzursuzdu. Bir ay tatil çabuk bitti ve okula döndüm. Mart ayı geldi. Benim doğum ayımdır. Fakat bu ay hatıramda silinmez bir iz bırakmıştır. Sabah kahvaltıda Bay Sharp beni çağırdı. Bayan Creakle beni teselli etmeye çalışarak annemin öldüğünü söyledi. Kardeşim de çok hastaydı. Koskoca dünyada öksüz kaldığımı hissetmiştim. Durmadan ağladım. Hayalimde sessiz kalan evimizi ve küçük kardeşimi canlandırdım. Ertesi akşam cenazede bulunmak üzere eve dönecektim. Salem Öğrenci Yurdu’ndan ayrılırken buraya bir daha hiç dönemeyeceğimi düşünmemiştim. Cenaze levazımatçısı Bay Omar’ın dükkanında yas elbiselerimin ölçüsü alınırken kardeşimin de öldüğünü öğrendim. Beni Peggotty karşıladı. Murdstone’lar solondaydı. Kilisedeki tören, uzun uzun çalan çanlar ; sonra mezarlık. Anılarımda hala tazeliğini koruyor. Geri döndük. Karşımda güzel evimiz duruyor. İçinde annem ve kardeşimin olmadığı ev. Yas biter bitmez Bayan Jane Murdstone’un yaptığı ilk iş Peggotty’i kovmak oldu. Murdstone’larla yalnız kalmaktan korkuyordum. Çok geçmeden beni yanlarında tutmayı düşünmediklerini anladım. Peggotty, Yarmouth’a dönerken 15 günlüğüne ben, de götürdü. Bay Peggotty ve Ham bizi karşıladı. Evleri eskisi gibiydi. Emily büyümüş, güzelleşmişti. Onu görünce içimde garip bir duygu uyandı. Günler eskisi gibi geçiyordu. Emily de benden hoşlanıyordu. Buna kuşkum yoktu. Bay Barkis Peggotty’i sıkça ziyarete geliyordu. Bir gün Barkis, Peggotty, ben ve Emily’i kırlara gezmeye götüreceğini söyledi. Yalnız kaldığımızda Emily’e kendisisni sevdiğimi söyledim ve ilk kez öptüm. O gezide Peggotty ile Barkis de evlenmeye karar vermişti. Kilisede evlendiler. Akşam Bay ve Bayan Barkis evlerine gittiğinde Peggotty’i kaybettiğimi hissettim ve hüzünlendim. Sabah içinde beni seven kimsenin olmadığı evime döndüm. Yapayalnızdım. Evde bana aldırmıyorlardı. Arkadaş edinmem yasaktı. Peggotty haftada bir beni görmeye geliyor, benim ona gitmeme izin vermiyorlardı. Sokakta amaçsıca yürürken Bay Murdstone ve arkadaşı Bay Quinion’a rastladım. O gece bizim evde kaldı. Sabah Bay Murdstone okula tekrar gitmeyeceğimi, Bay Quinion’un müdüdrü olduğu Murdstone ve Grinby şirketinde çalışmaya başlayacağımı söyledi. Bay Quinion ile çalışmak üzere Londra’ya gönderildim. Murdstone ve Grinby Şaraphanesi su kenarında, harap, pis, farelerle dolu bir binaydı. Bana şişelere etiket yapıştırıp, kasalara yerleştirme görevi verilmişti. Yaşça benden büyük iki çocuk beni işe alıştırdılar. Bay Murdston’un tavsiyesiyle Bay Micawber’in evine kiracı olarak yerleştim. Haftalığım 6 – 7 şilindi. Ancak karnımı doyurabiliyordum. Bay ve Bayan Micawber’lerin birisi ikiz, dört çocukları vardı. Bay Micawber çok sıkıntıdaydı ve buna üzülüyordum. Bu aileye tüm kalbimle bağlanmıştım. Kısa sürede Bay Micawber borçları yüzünden hapse atıldı. Evde satılmadık eşya kalmamıştı. Bay Micawber bir süre sonra afla hapishaneden kurtuldu. Londra’dan uzaklaşıp, tanınmadığı bir kente yerleşmek istiyordu. Ben de buradan kaçmaya karar verdim. Peggotty’e mektup yazıp Betsey halanın adresini ve yarım İngiliz Lirası borç istedim. Hemen istediklerimi gönderdi. Dover’a gitmek için yola çıkarken soyuldum. Paramı ve eşyamı kaybetmiştim. Cebimde 3,5 peniyle Dover’a yakın olan Greenwich’e doğru yürümeye başladım. Paltomu ve ceketimi satıp karnımı doyurarak 6 gün sonra yarı çıplak durumda Dover’a ulaştım. Halamı bulamıyordum. Parasız, aç, susuz ve çaresizdim. Bir arabacının yardımıyla Betsey Halamı buldum. Önce beni evden kovdu. Başımdan geçenleri bin bir güçlükle anlatıca beni eve alıp karnımı doyurdu. Yıkanıp temizlendim. Hizmetçisi Janet’e Bay Dick’i çağırtıp ne yapması gerektiği konusunda akıl danıştı. Beni evine almıştı. Halam, Bay Murdston’a mektupla durumumu bildirmişti. Bay Dick anılarını yazıyordu. Onunla dost olmuştuk. Ertesi günü Bay Murdston’lar geldi. Beni halama kötüleyerek götürmek istediler. Bay Dick’in yardımıyla halam bana sahip çıktı ve onları evden kovdu. Adımı da Trotwood olarak değiştirmişti. Halamla sevgi bağımız giderek güçleniyordu. Bana kısaca Trot diyordu. Bir süre sonra eğitimime devam etmem gerektiğini söyledi. Çok sevinmiştim. Centerbury’de halamın avukatı Bay Wickfield’in önerisiyle çok güzel bir okula yazıldım. Teyzem pansiyonları beğenmediğinden bir süre Bay Wickfield’in evinde kalacaktım. Kızı Agnes’le yaşıyordu. Okul müdürü Dr. Strong’un çok genç bir karısı vardı; Annie. Beni yeni sınıfıma götürdüler. Sınıf temsilcisi Adams yerimi gösterip, öğretmenlerle tanıştırdı. Bütün bildiklerimi unuttuğum için en küçük sınıfa alındım. Bay Wickfield’in yardımcısı Uriah Heep’le de tanıştım. Bu evde mutluydum. Onlar da benim bulunmamdan memnundu. Okulum kusursuzdu. Dr. Strong çok iyi bir insandı. Bayan Strong beni çok seviyordu. Peggotty’le mektuplaşıyorduk. Ondan aldığım borcu ödemiştim. Mektuplarından birinde Murdsone’ların evdeki eşyaları satıp, evi de satılığa çıkartıp gittiklerini yazmıştı. Annem ve babamla ilgili ne anı varsa hepsi silinmişti. Bu beni çok üzdü. Halam ve Bay Dick ara sıra beni ziyarete geliyordu. Bay Dick bir ziyaretinde tanımadığı bir adamın iki kez eve gelerek halamı korkuttuğundan bahsetti. Uriah’a söz verdiğim için fakir annesini ziyarete gittiğimde dönüşte büyük bir sürprizle Bay Micawber’e rastladım. Karısıyla bir otelde kalıyordu. Plymouth’da iş bulmuş, Londra’ya geri dönmüşler, sonra Centerbury’e gelmişler. Borçları yüzünden yine çok yer değiştirmişti. Burada kömür ticareti yapmak istiyordu ancak sermayesi yoktu. Ertesi günü ondan otel parasını ödeyemedikleri için Londra’ya kaçtıklarına dair bir mektup aldım. Agnes’in yardımıyla derslerim çok iyiydi. Son sınıfa gelmiştim. Sınıf temsilcisi olmuştum. Meslek seçmeme yardımcı olması için Halam beni bir aylığına Peggotty’nin yanına gönderdi. Gitmeden Agnes’le biraz dertleştik. Babası çok içiyordu ve Strong’un eşi Annie ile Agnes’in arkadaşlığından huzursuzdu. Uriah ise babasının bu durumundan faydalanıyor, sinsice davranıyordu. Yolda kaldığım handa Steerforth’a rastladım. Beni birkaç günlüğüne evine davet etti. Evleri çok güzeldi. Salem Yurdu’nu andık. Steerforth’u Peggotty’e davet ettim. Birlikte Yarmouth’a gittik. Peggotty ile kucaklaşmamız uzun sürdü. Bay Peggotty’i de ziyaretimiz evi çok mutlu etmişti. O gün Ham ile küçük Emily’nin evlenmeye karar verdiğini öğrendim. Steerforth onları çok sevmişti. Yardım olsun diye bir tekne alıp bakım için Bay Peggotty’e bıraktı. Halamdan meslek seçme kararımı konuşmak için Londra’da buluşmamız gerektiğini belirtir bir mektup aldım. Halamla hukukçu olmam üzerinde anlaştık. Adliye Sarayı’na giderken kötü kılıklı bir adam peşimizdeydi. Halam Korkmuştu. Dick’in anlattığı adam bu olmalıydı. Halam o adamla yarım saat bir yere gidip geldi. Bu konuda soru sordurmuyordu. Spenlow ve Jorkins’in hukuk bürosunda 1000 lira aylıkla işe başladım. Bay Spenlow eli ve kalbi açık, Bay Jorkins ciddi ve katıydı. Halam bana güzel bir ev tutmuştu. Agnes’in verdiği yemekte. Uriah Heep’in babasıyla ortak olmaya hazırlandığını öğrendim. Bu gelişme canımı sıktı. Yemekte Salem Yurdu’ndan arkadaşım Traddles de konuktu. Çok şaşırdım ve sevindim. Uriah Heep, Agnes’a aşıktı, bunu hissettim. Bay Spenlow beni evlerine davet ettiğinde kızı Dora ile tanıştım. Hayatım değişmişti. Dora’ya çılgınca aşık olmuştum. Yemekte Bayan Murdstone da vardı. Hiç şaşırmadım. Bana gizlice geçmişi unutup, bu insanların yanında birbirimize iyi davranmamızı önerdi. Ertesi günü Camden kasabasına Traddles’i görmeye gittim. Nişanlanmıştı. Nişanlısını çok seviyordu. Micawber’lerle komşu olduğunu öğrenince çok sevindim. Yine karşılaşmıştık. Steerforth da orayageldi. Yartmouth’a uğramış, Peggotty’den mektup getirmiş. Barkis ölümcül hastaymış. Micawber yine zor durumda ve çok borçluydu. Barkis’i görmeye Yarmouth’a gittim. Çok kötüydü ve kısa sürede öldü. Annemin yanına gömdük. O gece küçük Emily’in bir mektup bırakarak Steerforth’la kaçtığını öğrendik. Evlenme hazırlığındaki Ham yıkılmıştı. Dadım ve Bay Peggotty ile Londra’ya döndük. Bayan Steerforth’la durumu konuştuk. Oğlunu onaylamıyordu. Bay Peggotty yeğenini aramak için gitti. Dadım benimle kalacaktı. Bay Spenlow beni kızı Dora’nın yaş günü partisine çağırdı. Gittiğimde arkadaşı Julia ile beraberdiler. Çok güzel bir günün ardından Julia; Dora’nın birkaç günlüğüne kendilerine gideceğini, benim de ziyarete gelebileceğimi söyledi. Julia’nın evine gittiğimde bizi yalnız bıraktı. Dora’ya bir anda sevgimi anlatıverdim. Kısa sürede aramızda nişanlandık. Bunu ilk Agnes’e mektupla bildirdim. Dadımla, Bay Micawbwr’in borcundan dolayı hacizde olan Traddles’in evlilik için aldığı eşyalarını kurtarıp eve döndüğümüzde Betsey Halam ve Bay Dick’i birçok bavulla evde buldum. İflas etmiş, evi hariç her şeyi gitmişti. Onu da kiraya vermişti. Gece artık ne yapacağımı düşünerek uyuyamadım. Ek olarak Dr. Strong’un yanında da çalışmaya başladım. Bayan Murdstone, Bay Spanlow’un kızı Dora ‘yla olan ilişkimi nasılsa öğrenmiş ve babasına anlatmıştı. Bay Spanlow çok sinirlendi. O gece bir kriz sonucu öldü. Dora cenazeden sonra bana haber vermeden halalarıyla Putney’e gitmiş. Kafamı biraz dağıtmam için Halam beni Dover’a Kiradaki evini kontrole gönderdi. Oradan Centerbury’e geçtim. Bay Micawber, Bay Wickfield ve Uriah Heep’in yanında çalışmaya başlamış. Agnes’le uzun uzun dertleştik. Ona her şeyi anlattım. Ertesi gün Uriah bana Agnes’i sevdiğini ve beni kendisine rakip gördüğünü söyledi. Onu tersledim ve Agnes’e layık olmadığını söyledim. Akşam yemeğinde içkinin de tesiriyle Agnes’le evlenmek istediğini söyledi. Bay Wickfield çok kötü olmuştu. Eve dönünce Dora’nın halalarına mektup yazıp beklemeye başladım. Ziyaretime izin verdiler. Gidip gelemeye başladı. Halamı ve Agnes’i de onunla tanıştırdım. Bu arada steno öğrenip, bir gazetenin Meclis muhabiri de oldum. Artık yazılarım da bir dergide yayınlanıyordu. Durumum iyiydi. Yeni ve güzel bir eve taşındım. Dora ile hemen evlendik. Hayalde gibiydi. Balayı bitince bir de roman yazmaya başladım. Steerforth’un annesi, Emily’nin Steerforth’dan da kaçtığını anlattı. Peggotty ile Emily’i aramaya başladık. Onu bulmalıydık. Tesadüfen yine o adamı halamın evinde gördüm. Adama para veriyordu. Anlatmak zorunda kaldı. Adam eski kocasıymış. Kumarbaz ve alkolik. Ona acıdığı için sürekli para veriyor, bakıyordu. Romanım bitmiş ve çok beğenilmişti. Evleneli 1,5 yıl geçmişti. Dopra hastalandı. Hastalığı giderek ilerledi ve yataktan çıkamaz oldu. Ona Betsey halam bakıyordu. Aldığımız bir haber üzerine Emily’i kötü bir odada bitkin halde bulduk. Bay Peggotty onu hemen götürdü. Ertesi günü Emily’i alıp Avustralya’ya götürmeye, yeni bir hayat kurmaya karar verdiğini söyledi. Bay Micawber’in çağrısıyla Wickfield’lere gittik. Uriah’ın bütün hırsızlıklarını ve ihanetlerini belgelemişti. Bütün yaptıklarını hepimizin yanında yüzüne söyledi. Betsey halamın iflası da onun yüzündendi. Bay Wickfield Uriah’dan kurtulmuştu. Dora iyice kötüledi ve onu kaybettim. Ölümünde Agnes yanındaydı ve ölürken ona benden gizli bir şeyler söylemişti. Onun ölümü beni çok sarstı. Micawber’ler de Avustralya ya göçmen gitmeye, Agnes ise bir okul açmaya karar vermişti. Betsey halamın ayyaş kocası da ölmüştü. Onu halamla birlikte gömdük. Ham, fırtınada batan bir gemidekileri kurtarmak isterken kahramanca ölmüştü. Belki de bu ölümü kendisi istedi. Rastlantıya bakın ki o gemide Emily’i Ham’ın elinden kaçıran Steerforth da yolcuydu ve ölenlerden birisi de oydu. Annesini ziyaret ederek durumu anlattım. Ertesi günü Emily, Bay Peggotty, Bayan Gummidge ve Micawber’leri Avustralya’ya uğurladık. Ham’ın ölümünü zamanı gelice söylemek üzere onlardan sakladım. Kendimi toplamak için geziye çıktım. Önce İtalya’ya, oradan İsviçre’ye gittim. Agnes’in mektupları bana teselli oluyordu. Bir yıla yakın burada kaldım. Artık yazmaya başladım. Başımdan geçenlerle ilgili bir hikaye yazdım. Traddles bunu büyük bir dergide yayınlattı. Bir anda üne kavuştum. Üç yıl sonra Londra’ya döndüm. Halam Dover’daki eski evine yerleşmiş, Traddles avukat olmuştu. Nişanlısıyla evliliğe hazırlanıyordu. İlk iş Traddles’i ziyaret ettim. Nişanlısı Sophy’le evlenmişti, çok mutluydu. Sohy’nin 6 kızkardeşi ile birlikte oturuyorlardı. Otelde , doğumumu yapan Dr. Chilip’i gördüm. Ondan üvey babamın zengin bir kadınla evlendiğini öğrendim. Yine parasını yiyeceği birisini bulmuşlardı. İki kardeş hala çok insafsızdılar. Ertesi günü Daver’e Halama gittim. Halam, Dick ve Peggotty ile hasretle kucaklaştık. Sabah Centerbury'e Agnes'i ’örmeye gittim. Dakikalarca sarıldık. Uriah’dan sonra her şey yoluna girmişti. O artyık çıkmamak üzere hakkettiği yerde, hapishanedeydi. Yazdığım kitabı tamamlamak için birkaç ay Hallamın yanında kalmaya karar verdim. Geleli iki ayı geçmişti. Halamdan Agnes’in evleneceğini duydum. İçim acımıştı. Hemen Agnes’e koştum. Ona yıllar süren sevgimi anlattım. O da beni başından beri seviyordu. Bana Dora’nın ölürken beni kendisine emanet ettiğini söyledi. Agnes’le Halama gidip evleneceğimizi söyledik. Sevinçten bayılmıştı. Agnes’le çok mutluydum. Bir gün Bay Peggotty çıkageldi. Avustralya’da durumu çok iyiymiş. Emily de mutluymuş. Bay Micawber yargıç ve yazar olmuş. Ham’ın ölümünü duymuş ve onu ziyarete gitti. Çevremdeki eski dostlar da iyiydi. Agnes’le evleneli on yılı geçmişti. Mutluluğumuzu üç çocukla süslemiştik. Her şeyimi hayatımda bana hep destek olan Agnes’e borçluydum. Dilerim hayatımın son anına kadar yanımda olur... Dış bağlantılar * David Copperfield - full text with audio.

Kaynaklar

Vikipedi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

David Copperfield (TV, 1969)
6 yıl önce

David Copperfield Charles Dickens'ın aynı adlı romanından 1969 yılında uyarlanan bir filmdir. En iyi performans dalında Emmy adaylığı bulunmaktadır. IMDb'de...

David Copperfield (TV, 1969), Birleşik Krallık ülke bayrağı, Birleşik Krallık, 15 Mart, 1969, 1970, ABD, Birleşik Krallık, Charles Dickens, Delbert Mann, Dram
Bildungsroman
2 yıl önce

Brontë (1847) Pendennis, William Makepeace Thackeray (1848–1850) David Copperfield, Charles Dickens (1850) Green Henry, Gottfried Keller (1855) Great...

Charles Dickens
2 yıl önce

Şarkısı (1843) Martin Chuzzlewit (1844) Dombey ve Oğlu (1846-1848) David Copperfield (1850) Kasvetli Ev (1853) Zor Yıllar (1854) Küçük Dorrit (1855-1857)...

Charles Dickens, 1812, 1835, 1837, 1840, 1858, 1870, 7 ޞubat, 9 Haziran, Antikacı Dükkanı, Bay Pikvik’in Serüvenleri
Künstlerroman
2 yıl önce

Anne Brontë'nin The Tenant of Wildfell Hall 1850 Charles Dickens'ın David Copperfield 1852 Herman Melville'in Pierre: or, The Ambiguities 1856 Elizabeth...

Daniel Radcliffe
2 yıl önce

Aralık ayında ilk oyunculuk deneyimini, Charles Dickens'ın bir romanı olan David Copperfield'ın uyarlamasında genç bir çocuğu canlandırarak yaşamıştır. Film...

Daniel Radcliffe, Ansiklopedi, ,
Jack Cardiff
2 yıl önce

Conan the Destroyer (1984) Rambo: First Blood Part II (1985) 1934 - David Copperfield (Yönetmen: George Cukor) siyah-beyaz; 1936 - The Man Who Could Work...

Hugh Laurie
6 yıl önce

ve en iyi erkek drama oyuncusu ödülünü kazanmıştır. Hugh Laurie iki adet roman yazdı. İlki The Gun Seller, ikincisi ise 2009 yılında yayınlanmış olan The...

Hugh Laurie, 11 Haziran, 1959, 2005, 2006, 2007, Aktris, Aktör, Altın Küre, Avustralya, Emma Thompson