Depredator

Depredator

1. anlamı soyguncu. yagmaci.

Depredator

Depredator İngilizce anlamı ve tanımı

Depredator anlamları

  1. (noun) One who plunders or pillages; a spoiler; a robber.

Depredator tanım:

Kelime: dep·re·date
Söyleniş: 'de-pr&-"dAt
İşlev: verb
Türleri: -dat·ed; -dat·ing
Kökeni: Late Latin depraedatus, past participle of depraedari, from Latin de- praedari to plunder -- more at PREY
transitive senses : to lay waste : PLUNDER, RAVAGE
intransitive senses : to engage in plunder
- dep·re·da·tion /"de-pr&-'dA-sh&n/ noun
- de·pre·da·tor /'de-pr&-"dA-t&r, di-'pre-d&-/ noun
- de·pre·da·to·ry /di-'pre-d&-"tOr-E, 'de-pri-d&-, -"tor-/ adjective

Depredator

İngilizce Depredator kelimesinin İspanyolca karşılığı.
s. depredador

Depredator

İngilizce Depredator kelimesinin Fransızca karşılığı.
n. déprédateur, pilleur, dévastateur

Depredator

İngilizce Depredator kelimesinin Almanca karşılığı.
n. Plünderer, Unterdrücker, Zerstörer

Depredator

İngilizce Depredator kelimesinin İtalyanca karşılığı.
s. saccheggiatore, predone

Depredator

İngilizce Depredator kelimesinin Portekizce karşılığı.
s. depredador, destruidor, detroçador

Depredator

i. yağmacı, soyguncu, çapulcu

Depredator

İngilizce Depredator kelimesinin Flemenkçe karşılığı.
zn. rover, plunderaar, verwoester

Depredator

n. one that ravages; one that plunders and pillages, destroyer

misafir - 8 yıl önce
Daha 19. yüzyılın ortalarına doğru, Osmanlı müziğinde Batı etkileri görülmeye başlanmış, yüzyılın sonlarına doğru ise bu etkiler oldukça güçlenerek, genelde teksesli (monodik) yapıdaki Osmanlı müziğini çoksesli (polifonik) hale dönüştürmeye yönelik çalışmalara olanak sağlamıştı. 1923'te Cumhuriyetin ilanı üzerine, o sıralarda Avrupa'da müzik eğitimi gören Cemal Reşid Rey Türkiye'ye dönmüş ve İstanbul'da kurulan müzik okulunda hocalığa başlamıştı. Bu arada, bazı yetenekli gençler de, Cumhuriyet yönetimi tarafından, müzik eğitimi almak üzere Avrupa'nın çeşitli kentlerine gönderildiler. Bu gençler yurda döndükten sonra Çağdaş Çoksesli Türk Müziğinin temellerini atan ve sonraları Türk Beşleri olarak adlandırılan grup oluştu. Bu grubun ortak amacı, geleneksel Türk Müziği temalarını kullanarak eğitimini aldıkları Batı Sanat Müziği değerleri içinde çağdaş çoksesli yeni yapı ortaya çıkarmaktı. Sonraki aşamalarda, daha özgür çağrışımları hedefleyen her besteci, halk ezgilerinin renklerini ve gizemini kendine özgü bir yolla yorumlamış ve giderek bilinen halk ezgilerini doğrudan ele almak yerine, soyutlama yöntemleri ile farklı sentezlere ulaşmaya çalışmıştır. Türk beşleri olarak bilinen kadro; Cemal Reşit REY, Ulvi Cemal ERKİN, Hasan Ferit ALNAR, Ahmet Adnan SAYGUN ve Necil Kazım AKSES'den oluşmaktadır. Türk beşlerinden sonra bu alanda, Nuri Sami KORAL, Kemal İLERİCİ, Ekrem Zeki ÜN, Bülent TARCAN, v.d. ikinci; Sabahattin KALENDER, Nevit KODALLI, Ferit TÜZÜN, İlhan USMANBAŞ, Bülent AREL, İlhan MIMAROĞLU, v.d. üçüncü; Muammer SUN, Cenan AKIN, Cengiz TANÇ, Kemal SÜNDER, İlhan BARAN, Yalçın TURA, Ali Doğan SİNANGİL, v.d. dördüncü kuşak olarak bu alanda ürünler vermişler ya da vermeye devam etmektedirler. Bu kuşaktan sonra da yine bu alanda, giderek artan oranda bir çok besteci ürün vermeye devam etmektedir. Günümüzde ise bu alanındaki besteci sayısı 60'a yaklaşmıştır.

misafir - 8 yıl önce
Çoksesli Türk Müziğinin temellerini atan ve sonraları Türk Beşleri olarak adlandırılan grup oluştu. Bu grubun ortak amacı, geleneksel Türk Müziği temalarını kullanarak eğitimini aldıkları Batı Sanat Müziği değerleri içinde çağdaş çoksesli yeni yapı ortaya çıkarmaktı. Sonraki aşamalarda, daha özgür çağrışımları hedefleyen her besteci, halk ezgilerinin renklerini ve gizemini kendine özgü bir yolla yorumlamış ve giderek bilinen halk ezgilerini doğrudan ele almak yerine, soyutlama yöntemleri ile farklı sentezlere ulaşmaya çalışmıştır.

misafir - 8 yıl önce
Daha 19. yüzyılın ortalarına doğru, Osmanlı müziğinde Batı etkileri görülmeye başlanmış, yüzyılın sonlarına doğru ise bu etkiler oldukça güçlenerek, genelde teksesli (monodik) yapıdaki Osmanlı müziğini çoksesli (polifonik) hale dönüştürmeye yönelik çalışmalara olanak sağlamıştı. 1923'te Cumhuriyetin ilanı üzerine, o sıralarda Avrupa'da müzik eğitimi gören Cemal Reşid Rey Türkiye'ye dönmüş ve İstanbul'da kurulan müzik okulunda hocalığa başlamıştı. Bu arada, bazı yetenekli gençler de, Cumhuriyet yönetimi tarafından, müzik eğitimi almak üzere Avrupa'nın çeşitli kentlerine gönderildiler. Bu gençler yurda döndükten sonra Çağdaş Çoksesli Türk Müziğinin temellerini atan ve sonraları Türk Beşleri olarak adlandırılan grup oluştu. Bu grubun ortak amacı, geleneksel Türk Müziği temalarını kullanarak eğitimini aldıkları Batı Sanat Müziği değerleri içinde çağdaş çoksesli yeni yapı ortaya çıkarmaktı. Sonraki aşamalarda, daha özgür çağrışımları hedefleyen her besteci, halk ezgilerinin renklerini ve gizemini kendine özgü bir yolla yorumlamış ve giderek bilinen halk ezgilerini doğrudan ele almak yerine, soyutlama yöntemleri ile farklı sentezlere ulaşmaya çalışmıştır. Türk beşleri olarak bilinen kadro; Cemal Reşit REY, Ulvi Cemal ERKİN, Hasan Ferit ALNAR, Ahmet Adnan SAYGUN ve Necil Kazım AKSES'den oluşmaktadır. Türk beşlerinden sonra bu alanda, Nuri Sami KORAL, Kemal İLERİCİ, Ekrem Zeki ÜN, Bülent TARCAN, v.d. ikinci; Sabahattin KALENDER, Nevit KODALLI, Ferit TÜZÜN, İlhan USMANBAŞ, Bülent AREL, İlhan MIMAROĞLU, v.d. üçüncü; Muammer SUN, Cenan AKIN, Cengiz TANÇ, Kemal SÜNDER, İlhan BARAN, Yalçın TURA, Ali Doğan SİNANGİL, v.d. dördüncü kuşak olarak bu alanda ürünler vermişler ya da vermeye devam etmektedirler. Bu kuşaktan sonra da yine bu alanda, giderek artan oranda bir çok besteci ürün vermeye devam etmektedir. Günümüzde ise bu alanındaki besteci sayısı 60'a yaklaşmıştır.

misafir - 8 yıl önce
19.Yüzyılın ortasında Osmanlı müziğinde batılaşma etkileri görülmeye başlanmıştı. 19. yüzyılın sonlarına doğru ise bu batılılaşma güçlenmiş ve genelde tek sesli olan osmanlı müziği çok sesli hale dönüşmeye başlamıştır. 1923 Yılında Cumhuryetin ilanından sonra o sıralarda Avrupada müzik dersi gören Cemal Reşid Rey Türkiye'ye geri gelmiş ve İstanbul'da kurulmuş olan müzik kursunda öğretmenliğe başlamıştır. Bu öğretmenliğinde yetenekli gençler keşfetmiştir. Bu gençler cumhuriyet yönetimi tarafından müzik eğitimi almaları için Avrupaya gönderildi. Bu gençler avrupadan geldikten sonra çağdaş çoksesli Türk müziğinin temelini attılar ve Türk beşleri olarak sınıflandırılan grubu oluşturdular. Bu grubun amacı geleneksel olan Türk müziğinin temeaları kullanıp eğitim almış oldukları batı sanat müziğinin değerleri içerisinde çağdaş çok sesli Türk müziği adında yeni bir yapı ortaya çıkarmaktı. Türk beşleri olarak bilinen kadro; Cemal Reşit REY, Ulvi Cemal ERKİN, Hasan Ferit ALNAR, Ahmet Adnan SAYGUN ve Necil Kazım AKSES'den oluşmaktadır. Türk beşlerinden sonra bu alanda, Nuri Sami KORAL, Kemal İLERİCİ, Ekrem Zeki ÜN, Bülent TARCAN, v.d. ikinci; Sabahattin KALENDER, Nevit KODALLI, Ferit TÜZÜN, İlhan USMANBAŞ, Bülent AREL, İlhan MIMAROĞLU, v.d. üçüncü; Muammer SUN, Cenan AKIN, Cengiz TANÇ, Kemal SÜNDER, İlhan BARAN, Yalçın TURA, Ali Doğan SİNANGİL, v.d. dördüncü kuşak olarak bu alanda ürünler vermişler ya da vermeye devam etmektedirler. Bu kuşaktan sonra da yine bu alanda, giderek artan oranda bir çok besteci ürün vermeye devam etmektedir. Günümüzde ise bu alanındaki besteci sayısı 60'a yaklaşmıştır.

misafir - 8 yıl önce
Daha 19. yüzyılın ortalarına doğru, Osmanlı müziğinde Batı etkileri görülmeye başlanmış, yüzyılın sonlarına doğru ise bu etkiler oldukça güçlenerek, genelde teksesli (monodik) yapıdaki Osmanlı müziğini çoksesli (polifonik) hale dönüştürmeye yönelik çalışmalara olanak sağlamıştı. 1923'te Cumhuriyetin ilanı üzerine, o sıralarda Avrupa'da müzik eğitimi gören Cemal Reşid Rey Türkiye'ye dönmüş ve İstanbul'da kurulan müzik okulunda hocalığa başlamıştı. Bu arada, bazı yetenekli gençler de, Cumhuriyet yönetimi tarafından, müzik eğitimi almak üzere Avrupa'nın çeşitli kentlerine gönderildiler. Bu gençler yurda döndükten sonra Çağdaş Çoksesli Türk Müziğinin temellerini atan ve sonraları Türk Beşleri olarak adlandırılan grup oluştu. Bu grubun ortak amacı, geleneksel Türk Müziği temalarını kullanarak eğitimini aldıkları Batı Sanat Müziği değerleri içinde çağdaş çoksesli yeni yapı ortaya çıkarmaktı. Sonraki aşamalarda, daha özgür çağrışımları hedefleyen her besteci, halk ezgilerinin renklerini ve gizemini kendine özgü bir yolla yorumlamış ve giderek bilinen halk ezgilerini doğrudan ele almak yerine, soyutlama yöntemleri ile farklı sentezlere ulaşmaya çalışmıştır. Türk beşleri olarak bilinen kadro; Cemal Reşit REY, Ulvi Cemal ERKİN, Hasan Ferit ALNAR, Ahmet Adnan SAYGUN ve Necil Kazım AKSES'den oluşmaktadır. Türk beşlerinden sonra bu alanda, Nuri Sami KORAL, Kemal İLERİCİ, Ekrem Zeki ÜN, Bülent TARCAN, v.d. ikinci; Sabahattin KALENDER, Nevit KODALLI, Ferit TÜZÜN, İlhan USMANBAŞ, Bülent AREL, İlhan MIMAROĞLU, v.d. üçüncü; Muammer SUN, Cenan AKIN, Cengiz TANÇ, Kemal SÜNDER, İlhan BARAN, Yalçın TURA, Ali Doğan SİNANGİL, v.d. dördüncü kuşak olarak bu alanda ürünler vermişler ya da vermeye devam etmektedirler. Bu kuşaktan sonra da yine bu alanda, giderek artan oranda bir çok besteci ürün vermeye devam etmektedir. Günümüzde ise bu alanındaki besteci sayısı 60'a yaklaşmıştır.

Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.