Dereköy, Zonguldak

Kısaca: Dereköy, Zonguldak ilinin Merkez ilçesine bağlı bir köydür. ...devamı ☟

Dereköy, Zonguldak
Dereköy, Zonguldak

Bilgikutusu Türkiye köy |isim = Dereköy |harita2 = Zonguldak_Turkey_Provinces_locator.jpg |harita2 boyut = 250px |harita2 açıklama = Zonguldak |harita1 = |harita1 boyut = |harita1 açıklama =
|harita = 
|harita boyut = 
|harita açıklama = |lat_deg = |lat_min = |lat_sec = |lat_hem = K |lon_deg = |lon_min = |lon_sec = |lon_hem = D |rakım = |yüzölçümü = |nüfus = 381 |nüfus yoğunluğu = |nüfus_ref = [1] |nüfus_itibariyle = 2000 |alan kodu =0372 |posta kodu = 67000 |bölge = Karadeniz |il = Zonguldak |ilçe = Merkez
|Köy Muhtarı =
|websitesi = [2]


Dereköy, Zonguldak ilinin Merkez ilçesine bağlı bir köydür.

Dereköy tarihi yazilirken, bu alanda baska bir calismanin olmamasi, ne civar köyleri ne de Zonguldak´in kendi yerel tarihi hakkinda genis capli bir arastirmanin olmamasi bazi zaaflari beraberinde getirmektedir. Bunlar arastirmanin dayanaginin sadece kendisi olmasi ve bölge icerisinde ilk yazilan köy tarihi olmasidir. Dolayisiyla bu yazinin dayanaklarini öncelikle yetersizde olsa Osmanli Arsivleri, eski köy büyüklerinden aktardigimiz hatiralar, sifahi bilgiler yer ve köyün bizatihi kendisi (eski evler, ekonomik faaliyetler, hayat tarzi) olusturmaktadir. Fakat burada önümüze bir sorum cikmaktadir. Yazilmasi gereken yerin (Dereköyün) mi, yoksa tarihin nesnesi olan insanin (Dereköy halkinin) mi tarihidir? Cünkü ikisi birbirini burada az bir süreyle kapsamaktadir. O halde yapilmasi gereken köyü ve köy halkini beraberce yazip tarihlendirmektir. Köyün kendisi ve civari incelendiginde tarihi eser veya uzun bir tarihe ait diyebilecegimiz herhangibi bir yapit bulunmamaktadir. Sadece, hala ayakta duran acemice yapilmis bir kac ahsap ev. Bizim idiaamiz Dereköy halkinin buraya 1880´lerden sonra geldigidir. Bunun sebebi Köyün cok eski bir tarihi olmamasidir. Bunu anlamak icin sadece tarihi eserleri degil köy geleneklerin bile bakmak kafidir. Cünkü köy halkinin gelenekleri burasi ile tam alaka seklinde olmayip, bir eklenti gibi durmaktadir. Köylülerin bu cografyayi hoyratca ve tam kapasite ile kulanamamasi ise bir nevi hala bu cografyaya alismaktaki zorluklari, ve bir nevi dedelerinin karakterlerine devam ettirmeleridir. Tabi bütün bunlardan sonra insan Dereköylüler kimlerdir? Ve buraya (Dereköy´e) nasil gelmislerdir? Diye sormadan kendine alamiyor. Yapacagim sey Dereköylülerin bura sonradan geldikleri ve benim tezim göcebe (konar-göcer) olduklaridir. Bunlari tabiki sadece ninelerimizin sandiklarinda göcebe tarzi kusaklarina dayanarak söylemiyorum. Öncelikle Dereköyün eski ahsap evlerine baktigimizda mimaresindeki temel unsur pratik, basit ve korunma amacli (dogal olaylardan ve hayvanlardan) olmasidir. Mimarisinde herhangi bir estetik unsur yoktur, bu eski evlerin ahsaplarina sekil verenlerin bu iste acemi olduklari acikca bellidir. Sonradan yapilan bazi evlerde biraz estetik ilerlemede söz etmek mümkünsede bu temel yargimizin degismesine yetmemektedir. Cünkü köy halkini ahsabi islemesini burada ögrendigi ortadadir ve ormanla sinir sinira yasayan bir köyde bu sekildeki ahsap isciligi ancak sonradan cok gec tarihlerde buraya gelindigi ile aciklanabilir.

Özellikle köyün ilk zamanlari kücükbashayvancilik ile mesgul olunmasi, yerlesikler icin degil daha cok göcebeler icin bir gecim kaynagidir. Cünkü yerlesikler, sabit bir yerde (evde) yasayanlar daha cok büyükbashayvanciligi ile gecimlerini saglarlar. Kücükbashayvanlar coklugundan dolayi sürekli otlak bölgelere götürülmesi icab ederki, bu yerlesikler icin pek mümkün degildir. Dereköy tarihine baktigimizda ise buraya yerlestikten sonra ilk zamanlar küyükbashayvancilik cok yaygin olarak yapilsada, daha sonra azalmis ve günümüzde köyde hicbir aile tarafindan yapilmamaktadir. Bununla beraber bugday, misir ve arpa ekimi, eski köy büyüklerinin yasami da göcebe kültürünü animsatmaktadir. Zonguldak civarina "Manav" denilmesi ise baska bir delildir. Manav, önceleri göcebe olup sonradan yerlesik hayata gecendir. Fakat buraya nereden ve nasil gelindi? Osmanli döneminde özelkle Bati Anadolu, Toroslar ve Orta Anadolu Türkmenlerin (göcebelerin) yogun olarak yerlestikleri yerlerdendi. Bu göcebeler kolay kolay yerlesik hayata gecmezler. Hatta Osmanli Imparatorlugu´nun yerlesik hayata gecirme baskilarina bayagi direnmislerdir. Bunlarin yerlesik hayata gecmesi, yerlesmeleri icin olaganüstü bir hal gerekirdi. Adet, töre, giyim-kusam acisindan benzerlik gösteren Orta Anadolu yörüklerinden olan Dereköy köylüleri de muhtemelen bu zor dönemlerden birinde buraya yerlesmislerdir. Bu gelis, yani Dereköy ilk yerlesenlerin köye gelisi -ki bu tarih yaklasik olarak 1880-1885´li yillardir- Osmanli Rus harbi ile ayni dönemdedir. 1878´de baslayan ve 93 harbi olarak anilan Osmanli ve Rusya arasindaki savasta Osmanli Devleti büyük bir maglubiyete ugramistir. Hem Balkanlar´dan hemde dogu taraflarindan Rus ordularin ilerlemesi ile cok sayida Türk Anadoluya, özellikle Bati Anadolu taraflarina gelerek yerlesmistir. Dereköylülerde iste bu kargasa esnasinda Orta Anadolu´dan kalkarak, baski olmayan ve diledigince yasayabilecekleri bu corafyaya (Dereköy´e) yerlesmisler veya yerlestirilmislerdir.

Ilk yerlesim yerleri Hasanbasoglu ile Muratlar mahallesindeki Asagiköy denilen yerdir. Köyün ilk nüvesini buralari teskil etmektedir. Ilk zamanlar Osmanlinin icinde bulundugu durum nedeniyle, özellikle erkeklerin savasa katilmalari nedeniyle bir gelisme ve artis görülmemistir. Ardindan 1914-1918 1. Dünya Harbi´nin baslamasiyla tüm Anadolu bir varolus ve istikal mücadelesine girmistir ki Dereköy´ün savastaki durumunu taniklarin azligi nedeniyle bilemiyoruz. Daha önce buralara bir cok devlet sahip olmustur. Baslangictan itibaren Hititler, Lidyalilar, Iyonlar, Romalilar (Bizanslilar), Selcuklular, Candarogullari ve Osmanlilarin hakimiyeti altinda kalmistir. Osmanli döneminde buralar Benderegli (Eregli) kazasina, orasida Bolu Sancagina bagliydi. Daha sonra 1848´den sonra Ereglide kömür madeninin isletilmeye baslanilmasiyla buralar gelismeye baslamistir. 1920´de bu civar Eregli dahil olmak üzere Kastamonu Mutasarrifligini baglanmistir. 1924´de ise Cumhuriyetin ilk ili olan Zonguldak´a baglanmistir. Zonguldak Cumhuriyet döneminde gelisen sehirlerdendir. Önceleri kücük ve sanayi gelismemis olup kömür madenleri ve santralleri ile hizli bir sanayi gelisimi göstermistir.

Artik Zonguldaka bagli olan Dereköyde Cumhuriyetin kurulmasiyla beraber, daha dogrusu savaslarin bitmesiyle nüfus gelismeye baslamistir. Hasanbasoglu ve Asagiköy genisleyerek Gostarlasi ve Meciköy gibi kücük yerlesim yerleri ile köy büyümeye baslamistir. Önceleri imkanlarin dar olmasi ve babadan gördükleri ciftcilik (rencberlik) ile gecimlerini saglamislardir. Fakat daha sonra acilan madenlerin isci acigini karsilamak icin 1950´den sonra Dereköyden de isci alimi yapilmistir. Bu durum bir yandan köye para ve refah getirirken, diyer yandan ciftciligi zamanla bitirme noktasina getirmistir. Artan gelir ve yeni teknikler ile köyde beton binalarin yapimi cok hizli bir sekilde artmistir. Bundan sonra Sakli, Kum, Kirence, Cay, Dibek gerisi gibi sokaklari ile Hasanbasoglu mahallesi; Kizlar mezarligi, Ortabölük, Sancakyani gibi sokaklari ile Muratlar mahallesi olusmus ve bugünkü Dereköy meydana gelmistir.

Yazar: Zafer Basar

Kültür

Köyün gelenek, görenek ve yemekleri hakkında bilgi yoktur.

Coğrafya

Zonguldak merkezine 32 km uzaklıktadır. Karadeniz iklimi etkisi altinda olan köyde genelde yazlar sicak, kislar ise soguk ve yagisli gecmektedir. Özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarinda köy bol yagis almaktatir. Fakat son yillarda tüm dünyada görülen klimal (iklimsel) bozukluklardan Dereköy´de nasibini almaktadir. Bu sebeble köyde bazen asiri kurakliklar görülebilmekte, bazende asiri yagislar olabilmektedir. Bitki Örtüsü olarak baktigimizda ana bitki örtüsünü kuzeyinde yer alan ormanlar olusturmaktadir. Bu ormanlar sadece köyün degil, tüm civarin akcigerleri konumundadir. Fakat son yillarda köy halkinin bilincsiz bir sekilde ihtiyac harici orman kullanimi, halkin bu konuda yeterince bilgilendirilmemesi ve yetkililer tarafindan gerekli önlemlerin alinmamasidan dolayi agac oraninda hizli bir azalma görülmüstür. Mese, palamut, gürgen ve kavak gibi agac türlerinin bulundugu ormanin yani sira köyün muhtelif yerlerinde koruluklar, fundalik ve caliliklar yer almaktadir. Bunlardan baska köy halkinin bireysel gayretleri ile olusturdugu meyve bahceleri ve kavak vs. dikim alanlari da bitki örtüsünde sayabilecegimiz suni cabalardir.

Köy arazisi genelde Karadeniz´de görülen engebeli bir yapiya sahiptir. Fakat dere kiyilarinda tarim icin düzlükler de yer almaktadir. Köyün güney ucunu bastan asagi dolasan Dereköy Deresi yer sekillerinde belirleyici olmaktadir. Ve bu dereyi besleyen kücük su akintilari ve yollarida arazi yapisina sekil vermektedir. En yüksek noktasi Tepetarla Tepesi, ikincisi ise Yüzcan tepesidir. Köy sinirlarina dahil edemiyecegimiz Asar tepesi ise bu civarin en yüksek noktasidir. Yüzcan tepesinin arkasindaki Karnibogazi ise genis düzlügü ile bir plato (yayla) görünümündedir. Cay ve Tepedüzü gibi ova kabiliginden sayabilecegimiz gelecek vadeden düzlüklerden baska genis düzlükler bulmak pek mümkün degildir.

Yazar: Zafer Basar

Nüfus

|- 
Yıllara göre köy nüfus verileri
2007 ~500
2000 381 1997 393
Nüfusu yaklasik 500 civarindadir. Nüfus cogunlugunu daha cok yaslilar ve kadinlar olusmaktadir. Cünkü genc nüfusun cogunlugu gecim kaygisi ve sehir özentisi gibi nedenlerle solugu sehirlerde almaktadir. Köy nüfusunda önemli bir düsüse yol acan bu göcler hem köyü kalkindiracak ve hemde imar edecek genc nüfusun gitmesiyle köyün ekonomik ve kalkinma gücüne büyük bir darbe vurmaktadir. Eger bu sorun önlem alinmazsa hem bugün hemde gelecekte köyü negatif yönde derinden etkileyecegi asikardir. Köyde gecinemeyen veya sehre özenen genc nüfus basta Kozlu ve Zonguldak sehir merkezleri olmak üzere Istanbul, Adapazari ve Bursa gibi büyük sehirlere göc etmektedir. Daimi göclerin yani sira mevsimlik göclerde göze carpmaktadir. Aslinda ilk göc dalgasi 1961´de Almanyanin Türkiye´den isci istegiyle özellikle Zonguldak maden havzasi gibi bölgelerden isci alimi ile baslamis ve Dereköy´den de muhtelif tarihlerde göc olmustur. Almanyada özellikle Ruhr Maden bölgesine yerlesen bu gurbetciler bugün ikinci ve ücüncü kusakla beraber önemli bir rakama ulasmislardir. Tipik Karadeniz daginik yerlesme modelinde görülen köy, cevre köylere nazara bayagi bir daginiklik arz etmektedir. Aslinda bu daginiklik hem arazinin genisligine hemde Dereköy halkinin tarihsel kökenlerine baglanabilir. Köy Yüzcan ve Tepetarla tepelerinin eteklerinde derenin ise yukarinda´ki yamacta kurulmustur.

Yazar: Zafer Basar

Ekonomi

Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.

Muhtarlık

Yerleşim yerinin köy tüzel kişiliği alması ile birlikte köyün tüzel kişiliğini temsil etmesi için köy muhtarlık seçimleri de yapılmaktadır.

Seçildikleri yıllara göre köy muhtarları:
2004 - Muhammet Basar
1999 -
1994 -
1989 -


Altyapı bilgileri

Köyde ilköğretim okulu vardır. Köyün içme suyu şebekesi vardır ancak kanalizasyon şebekesi yoktur. Ptt şubesi ve ptt acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Köye ayrıca ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.

Linkler



köy-taslak Zonguldak merkez belde ve köyleri

Kaynaklar

Vikipedi

misafir - 8 yıl önce
aslında en güzel köylerden biridir.özellikle doğa görünümü bakımından çok güzel bir görünüme sahiptir,temiz havası,yazı ve kışı gayet hoştur.köye yakın olan diğer köylerin yollarıda iyi ve kullanımı rahat olsa daha güzel olacak.muhtarlara çok görev düşüyor.

Serkan Başar - 5 yıl önce

Yerleşme 1830 önceside var Dereköy 22 hane ,Bozca ve Katırlı mahallesiyle beraber Dereköy divanı olarak geçiyor.Tahmini ilk Muratoğulları köye yereşen sebep ise 1830 da çoğunlukta olmaları. Mehci (Mehcir) muhacir demek.İlk cami 1864'te yapılıyor. Hasanbaşoğlu sülale ismini takip ettiğimizde Artvin'den Adapazarı'na kadar 20 köyde kayıt bulunuyor .En erken 1684 tarihi Giresun-Gümüşhane bölgesi.(Rize'dekilerle temas kurduğumda teyitliyorlar ama akrabalık araştırılması gereken bir konu).İsteyen varsa facebook adresimde 1830 nüfus kayıları var.
Köyde 200-2500 yıl önceside yaşam olduğuna dair izler var.Bölgede yapılan araştırmalar 5000 yıllık bir tarih veriyorlar aydın çayı etrafına . Daha fazla yağma yapılmadan mutlaka arkeoloik araştırma yapılması gerekiyor.


m.haşim aka - 4 yıl önce
selamlar yorum yazan serkan başar kardeşim eline sağlık benim kökende hasanbaşoğlu olup bizde ordu perşembeden gelmişiz adapazarına orda baş soyadı olanlar akraba diye duydum ama irtibat kuramadım bu hakkında bilgilerinize ihtiyacım var yarımcı olursanız sevinirim. [email protected] mail adresim cevabınızı bekliyorum.iyi geceler.

Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.