Drift

Kısaca: Drift; "bir yöne doğru kayma, sapma" gibi anlamlara gelen İngilizce kökenli bir sözcüktür. ...devamı ☟

Drift Haritası

düzenle|Ağustos 2007

Drift aslında bir sürüş tekniğidir ve otomobil sporları arasında motorsporları içersinde anılır. Drift gerçek anlamda bir motorsporudur. Drift sporunda viraja, arkadan kayma açısının öne göre daha fazla olması ve sürücünün virajın açısına göre aracını ayarlaması sonucu oluşan, viraj içersinde ilerleyerek, gerektiğinde direksiyona ters kontralar vererek (örn. viraj sola ilerliyor ise direksiyonu sağa çevirerek) araç sürme tekniğidir.

Drift Teknikleri

Drift`te kullanılan bu teknikler, otomobilin yürüyen aksamına, otomobilin teknik altyapısına göre değişiklikler gösterir. Bunlar: Acemi Teknikleri, Ağırlık Tranferi Teknikleri ve Diğer Teknikler...

Acemi Teknikleri

Bu teknik ağırlık transferi tekniği değildir. Hala en iyiler tarafından kullanılsa da acemiler tarafından kullanılır. Bu yöntem, viraj içersinde motordan gelen gücü, arka tekerleri kilitlemesine zorlayarak ilerleme tekniğidir. Debriyajın, diferansiyeli yakalayamaması ile (sınırlı kaydırmalı diferansiyelin (LSD) otomobilde bulunması şartı ile) tekerlerin yarı şekilde kilitlenmesi ve bu şekilde yola devam edilmesi tekniğini kapsar.

El Freni Tekniği

Debriyaja basıldıktan sonra el freni, arka tarafın çekişini kontrol edebilmek amacıyla çekilir. Hemen sonra sürücü debriyajı bırakır ve hızlanmanın önüne geçilecek şekilde debriyajla oynayarak kontrol sağlamaya çalışır. Bu teknik yarışlarda geniş köşelerde drift yapmak veya yarış ortasında aracın çizgisini ayarlamak için kullanılır.

Ağırlık Tranferi Teknikleri

Bu teknik ağırlık dağılımını bozarak ilerleme yöntemidir. Araç öne doğru ağırlığını artırdığı zaman, arka tekerlerin, öne göre daha az tutunma sağlaması yüzünden, ağırlığın ilerlediği yönün tersine direksiyon kontraları vererek ilerleme tekniğini kapsar.

ekstrem sporlar

Kaynaklar

Vikipedi

Drift

1. anlamı (i). rüzgâr veya akıntının etkisiyle sürüklenme, çekilme; rüzgârın yığdığı kar; amaç, hedef, eğilim, temayül; sürüklenme, gayesiz olarak dolaşma; (jeol). birikinti, moren; (den). geminin akıntı veya rüzgâr ile sürüklenmesi, sürükleniş uzaklığı; (.
2. anlamı sürükleme. sürüklenme. sürüklenen şey. genel anlam. sürüklemek. sürüklenmek. (kar.kum.vb.) biriktirmek. yığmak. birikmek. yığılmak.

Drift

Drift İngilizce anlamı ve tanımı

Drift anlamları

  1. (noun) A passage driven or cut between shaft and shaft; a driftway; a small subterranean gallery; an adit or tunnel.
  2. (v. i.) To float or be driven along by, or as by, a current of water or air; as, the ship drifted astern; a raft drifted ashore; the balloon drifts slowly east.
  3. (noun) That which is driven, forced, or urged along
  4. (v. i.) To accumulate in heaps by the force of wind; to be driven into heaps; as, snow or sand drifts.
  5. (v. t.) To drive or carry, as currents do a floating body.
  6. (noun) A driving; a violent movement.
  7. (noun) The act or motion of drifting; the force which impels or drives; an overpowering influence or impulse.
  8. (v. i.) to make a drift; to examine a vein or ledge for the purpose of ascertaining the presence of metals or ores; to follow a vein; to prospect.
  9. (noun) Course or direction along which anything is driven; setting.
  10. (noun) Anything driven at random.
  11. (noun) A drove or flock, as of cattle, sheep, birds.
  12. (v. t.) To drive into heaps; as, a current of wind drifts snow or sand.
  13. (noun) A mass of matter which has been driven or forced onward together in a body, or thrown together in a heap, etc., esp. by wind or water; as, a drift of snow, of ice, of sand, and the like.
  14. (noun) The distance between the two blocks of a tackle.
  15. (noun) A collection of loose earth and rocks, or boulders, which have been distributed over large portions of the earth's surface, especially in latitudes north of forty degrees, by the agency of ice.
  16. (noun) In South Africa, a ford in a river.
  17. (noun) A deviation from the line of fire, peculiar to oblong projectiles.
  18. (v. t.) To enlarge or shape, as a hole, with a drift.
  19. (noun) The distance to which a vessel is carried off from her desired course by the wind, currents, or other causes.
  20. (noun) The tendency of an act, argument, course of conduct, or the like; object aimed at or intended; intention; hence, also, import or meaning of a sentence or discourse; aim.
  21. (a.) That causes drifting or that is drifted; movable by wind or currents; as, drift currents; drift ice; drift mud.
  22. (noun) A tool used in driving down compactly the composition contained in a rocket, or like firework.
  23. (noun) A slightly tapered tool of steel for enlarging or shaping a hole in metal, by being forced or driven into or through it; a broach.
  24. (noun) The distance through which a current flows in a given time.
  25. (noun) The horizontal thrust or pressure of an arch or vault upon the abutments.
  26. (noun) The angle which the line of a ship's motion makes with the meridian, in drifting.
  27. (noun) The place in a deep-waisted vessel where the sheer is raised and the rail is cut off, and usually terminated with a scroll, or driftpiece.
  28. (noun) The difference between the size of a bolt and the hole into which it is driven, or between the circumference of a hoop and that of the mast on which it is to be driven.
  29. (noun) The horizontal component of the pressure of the air on the sustaining surfaces of a flying machine. The lift is the corresponding vertical component, which sustains the machine in the air.
  30. (noun) One of the slower movements of oceanic circulation; a general tendency of the water, subject to occasional or frequent diversion or reversal by the wind; as, the easterly drift of the North Pacific.

Drift tanım:

Kelime: drift
Söyleniş: 'drift
İşlev: noun
Kökeni: Middle English; akin to Old English drIfan to drive -- more at DRIVE
1 a : the act of driving something along b : the flow or the velocity of the current of a river or ocean stream
2 : something driven, propelled, or urged along or drawn together in a clump by or as if by a natural agency: as a : wind-driven snow, rain, cloud, dust, or smoke usually at or near the ground surface b (1) : a mass of matter (as sand) deposited together by or as if by wind or water (2) : a helter-skelter accumulation c : DROVE, FLOCK d : something (as driftwood ) washed ashore e : rock debris deposited by natural agents; specifically : a deposit of clay, sand, gravel, and boulders transported by a glacier or by running water from a glacier
3 a : a general underlying design or tendency b : the underlying meaning, import, or purport of what is spoken or written
4 : something (as a tool) driven down upon or forced into a body
5 : the motion or action of drifting especially spatially and usually under external influence: as a : the lateral motion of an aircraft due to air currents b : an easy moderate more or less steady flow or sweep along a spatial course c : a gradual shift in attitude, opinion, or position d : an aimless course; especially : a foregoing of any attempt at direction or control e : a deviation from a true reproduction, representation, or reading
6 a : a nearly horizontal mine passageway driven on or parallel to the course of a vein or rock stratum b : a small crosscut in a mine connecting two larger tunnels
7 a : an assumed trend toward a general change in the structure of a language over a period of time b : GENETIC DRIFT c : a gradual change in the zero reading of an instrument or in any quantitative characteristic that is supposed to remain constant
synonym see TENDENCY
- drifty /'drif-tE/ adjective

Drift ile eşanlamlı (synonym) kelimeler

Blow, Cast, Err, Float, Freewheel, Gallery, Heading, Impetus, Impulsion, Movement, Purport, Ramble, Range, Roam, Rove, Stray, Swan, Tramp, Trend, Vagabond, Wander,

Drift

İngilizce Drift kelimesinin İspanyolca karşılığı.
s. sentido, trasfondo; deriva, propensidad, tendencia
v. ir a la deriva, caminar sin rumbo, derivar, irse al garete; sedimentarse

Drift

İngilizce Drift kelimesinin Fransızca karşılığı.
n. mouvement, direction, section; dérive; sédiment, alluvions
v. flotter, être entraîné, dériver; emporter, balayer

Drift

İngilizce Drift kelimesinin Almanca karşılığı.
n. Bewegung, Richtung, Tendenz; Erosion
v. mit dem Strom treiben; erodieren

Drift

İngilizce Drift kelimesinin İtalyanca karşılığı.
s. movimento, moto; il fluire, lento spostamento; (Mar, Aer) deriva; (Geog) corrente; (Mar) portata di una corrente; turbine, vortice; cumulo, banco, ammasso; materiale trascinato dalle correnti
v. essere trascinato dalla corrente, andare alla deriva; vagare, vagabondare, girovagare; spostarsi lentamente; ammucchiarsi, accumularsi, ammassarsi; (Rad, TV) deviare

Drift

İngilizce Drift kelimesinin Portekizce karşılığı.
s. movimento, direção, tendência; fluxo ou velocidade da corrente de um rio; depósito (por exemplo um depósito de areia formado pela corrente de um rio, do mar ou outro agente natural)
v. ser levado pela corrente

Drift

f. sürüklenmek, kendini koyvermek, hayatın akışına bırakmak, gayesiz yaşamak, yığılmak, toplanmak, sürüklemek, yığmak
i. sürüklenme, göç, akıntıya kapılma, sapma, eğilim, gidişat, erek, amaç, düşünme, anlama, akıntı, etki, belirsizlik

Drift

Fransızca Drift kelimesinin İngilizce karşılığı.
(m) n. drift, something which has accumulated due to the force of wind or water

Drift

Almanca Drift kelimesinin İngilizce karşılığı.
v. float along with the current; wash away, carry away

Drift

Flemenkçe Drift kelimesinin İngilizce karşılığı.
n. temper, fit of anger, sulky fit; drift, tendency

Drift

İngilizce Drift kelimesinin Flemenkçe karşılığı.
zn. beweging, richting, tendens; erosie, afdrijving
ww. met de stroom meegaan; meeslepen

Drift

n. movement, direction, tendency; something which has accumulated due to the force of wind or water
v. float along with the current; wash away, carry away
n. current, drift, flow

Drift

Flemenkçe Drift kelimesinin Fransızca karşılığı.
(nautisch) dérive (f)

Drift

Almanca Drift kelimesinin Flemenkçe karşılığı.
drift

Drift

Almanca Drift kelimesinin İtalyanca karşılığı.
n. corrente di deriva (f), deriva (f)

misafir - 8 yıl önce
Merhaba, Öncelikle düzeltme yapmam gerekir. Telefon, TElgraf, Telefon ve faks doğrudan bir kitle iletişim aracı değildir. Halkı yanlış bilgilendirmeyiniz... Kitle iletişimi mesajın insanlar arasında çoğaltılmasıdır. Genellikle tek taraflıdır. Dolaylı Bir iletişim söz konusudur. Telefon kişiler arası iletişim aracıdır. Kitle iletişim aracı değildir. Ancak özel tekniklerle kitle iletişim aracına çevirilebilir... Özelliklerini yazmışsınız ve çelişiyorsunuz... Ayrıca kaynağı da vermemişsiniz. Kısa zamanda düzeltme yapınız... Teşekküğr ederim

misafir - 8 yıl önce
SİZE KATILMIYORUM. BEN TELEFONOMDAN İNTERNETİ KULLANIYORUM HABERLERİ İZLİYORUM. TELEVİZYON ARTIK CEP TELEFONUMUN İÇİNDE. BU KİTLEYİ OLUŞTURMUYOR MU

misafir - 8 yıl önce
İletişim tarihi, insanlık tarihi kadar eskidir. İnsanın varolması ile ortaya çıkan iletişim olgusunun temelinde, paylaşma ihtiyacının giderilmesi gerçeği yatmaktadır. İlk çağ insanının bir av öyküsünü başkalarına anlatmak için mağara duvarlarına çizdiği resimler, başarılı geçen bir avdan sonra ateşin çevresinde yapılan danslar, komşu kabilelerle haberleşmek için belki de yeni reisin seçiminden duyulan mutluluğu paylaşmak amacıyla göğe gönderilen renkli dumanlar, gemicilere yol gösteren fenerler, ressamın tuvaline yansıttığı renkler ve çizgiler, bestecinin notalarla kurduğu ortaklığın neticesinde doğan besteler, sinemacının fikrini belgeleyen filmleri, balerinin duygularını yansıttığı hareketleri, pandomimcinin biraz da esrar perdesiyle gölgelendirdiği jest ve mimikleri; hepsi, paylaşma ihtiyacının giderilmesi için başvurulan iletişim yollarıdır. Yaşamak da başlı başına iletişim faaliyetlerini kapsayan bir olgudur. Doğduğumuz andan itibaren çevremizle sürekli iletişim, etkileşim içine gireriz. Bilinçsizce çevremizi etkilemeye, değiştirmeye; yine bilinçsizce etkilenmeye, değişerek çevremize uyarlanmaya başlarız. Bu çift yönlü etkileşim, hayat boyu sürer gider. Yaşadığımız sürece zekamızı, kültür ve birikimimizi, kişiliğimizi iletişim alışkanlıklarımız ve iletişim çabalarımızla ortaya koyarız. Duygu ve düşüncelerimizi başkalarıyla yine iletişim yoluyla paylaşırız. Anlamak, anlatmak, öğrenmek, başkalarına ulaşabilmek için de iletişime başvururuz. Denilebilir ki iletişim, beşikten mezara kadar hep bizimledir ve bizim için hava kadar hayatî bir ihtiyaçtır. İletişimi, temel prensibi paylaşım, etkileşim ve ortaklık kurmak olan, çeşitli semboller ve araçlarla dünyayı daha yaşanılır kılan, ileti alışverişine dayalı sosyal bir süreçtir, diye tanımlayabiliriz. İnsanoğlu, varolduğu günden bugüne dek iletişim kurmak için çeşitli araçlara başvurmuştur. Kendi gelişimine paralel olarak kullandığı araçlar da gelişmiş; sürekli gelişen iletişim araçları birbirini tamamlamış; ancak birisi, diğerinin yerini alamamıştır. İletişimin en yalın, en ilkel araçlarından biri kabul edilen işaretlere, kelimelere dayalı olan yazı ve konuşma dilinin yanı sıra, beden dili ile sözsüz anlatımlar (jestler, mimikler, dokunma, cevap vermeme, sessiz kalma gibi davranış ve tutumlar; dans, resim, v.b.) da yüzyıllar boyunca kullanıla gelmiştir. Teknolojik gelişimin tabiî sonucu olarak gelişen ve elektronikleşen iletişim araçları, iletişime sürat ve kolaylık sağlamakla kalmamış; aynı zamanda iletişimi, kitle iletişimine çevirmiştir. Günümüzde posta, telgraf, telefon, faks gibi haberleşme araçları; gazete, radyo, televizyon gibi kitle iletişim araçları; uydular, bilgisayarlar (İnternet ve e-mail) birer iletişim aracı olarak iletişimin ayrılmaz parçaları durumuna gelmiştir. Bu elektronik iletişim araçları, günümüzde, kurduğu haberleşme ağıyla kültürü de yaygınlaştırmış; dünyamızı Mc.LUHAN�ın deyimiyle "küresel bir köy"e dönüştürmüştür. Kitle iletişim araçları, genel bir tanımla "kitlesel bir boyutta ileti dağıtabilen araçlar" (ÖZKÖK, 1985:93) olarak tanımlanabilir. Tarihî açıdan bakıldığında kitle iletişim araçları, tiyatro; gazete, kitap, dergi, broşür gibi yazılı basın; sinema, film, radyo, televizyon, plak, kaset, CD, bilgisayar gibi iletişim teknolojisindeki gelişmelerin ürünü olan araçlar, günümüze gelinceye değin hızlı bir gelişim göstermişlerdir. Günümüzde toplumsal varoluşu gerçekleştirerek ortaklık yaratmak, bu varoluşu ve ortaklığı sürdürebilmek için kitle iletişimine; dolayısıyla kitle iletişim araçlarına ihtiyaç vardır. Çünkü kitle iletişim araçları, uzmanların ortak bir noktada birleştikleri üzere, sahip olduğu özellikleriyle alıcı kitlesi üzerinde yarattığı etki ve etkileşim süreci sonunda toplumsallaştırmayı gerçekleştirmeye muktedir araçlardır. Kitle iletişim araçlarının özelliklerini şöyle sıralayabiliriz: Kitle iletişim araçları, sosyal statüsüne göre herhangi bir farklı yaklaşım oluşturmadan çok sayıda insana aynı iletiyi, aynı anda ulaştırabilmektedir. Kitle iletişim araçları, yayınları ile belirli bir süreklilik ve düzenlilik (yayın periyodu) gösterir. Kitle iletişim araçları, sürekli ve düzenli yayınları ile toplumda kendilerine karşı bir talebin oluşmasına neden olurlar; bu talep, zamanla alışkanlığa, hatta ihtiyaca dönüşür. Kitle iletişim araçları ile aktarılan iletiler, belge niteliği ve değeri taşıdığı için inandırıcılık ve alıcıyı ikna etme özelliğini de kazanmaktadır. Özellikle radyo ve televizyon, iletiyi olay anında aktarabilme özelliğine sahiptir. Kitle iletişim araçları ile gerçekleşen iletişim sürecinde, geri besleme imkânı yoktur; bu nedenle, alıcının tepkisi anında ölçülememektedir. Kitle iletişim araçlarının fonksiyonları üzerinde ilk kez duran LASWELL (1960), bilgi verme, ikna etme ve toplumsallaştırma fonksiyonlarından söz etmektedir. Charles WRIGHT (1961), kitle iletişim araçlarının bu fonksiyonlarına eğlendirme fonksiyonunu eklemiş; Kenneth BOULDING (1962) ise bu fonksiyonların yanı sıra, malları tanıtma fonksiyonunun önemini vurgulamıştır (AZİZ, 1982:2). Aysel AZİZ (1982:2), William RIWERS ve Wilbur SCHRAMM�ın (1969) görüşlerine katılarak kitle iletişim araçlarının fonksiyonlarını; "Haber verme, eğitme, eğlendirme, Dış dünyayı görmemizi sağlama, Kültürün toplumumuzdan, bizden sonraki toplumlara ve nesilden nesile geçişini sağlama, Eşya ve hizmetlerin tanıtılmasına, satılmasına yardım etme, Dışımızda oluşan fırsat ve çağrılara karşılık verme ile sosyal hareketlerde genel rızaya ulaşma arasında bağ kurmamıza yardım etme" olarak sınıflandırmıştır. Kitle iletişim araçları, bu fonksiyonları gerçekleştirirken doğal olarak alıcı üzerinde de bir etki yaratır. İletişim, her şeyden önce bir bilgi alışverişidir. Bu alışverişten amaçlanan da anlamak, anlatmak, öğrenmek ve eğitim görmek ihtiyaçlarının giderilmesidir. Bu ihtiyaçların giderilmesi amacıyla başlatılan iletişim sürecinin sonunda yaşanan olgu, etkileme ve etkilenme; yani etkileşimdir. Araştırmacılar, kitle iletişim araçlarının etki alanlarını; "Fert, grup ya da örgüt düzeyinde etkilenme, Sosyal kurum düzeyinde etkilenme, Toplum düzeyinde etkilenme, Kültür düzeyinde etkilenme" olarak gruplandırmaktadır. Kitle iletişim araçlarının etkileri fert açısından ele alındığında ise; "Bilgi ya da görüşü kapsayan etkiler, Tavır ya da duyguyu kapsayan etkiler, Davranış üzerine etkiler" olarak üç ana başlık altında inceleniyor.(USLUATA, 1994:84) Kitle iletişim araçlarının etki türleri; "Tavır ile düşünce değişiklikleri, Ferdî ve toplu tepkiler, Gündem belirleme, Toplumsallaştırma, Denetim, Gerçeği tanımlama, Egemen ideolojinin sürdürülmesi" olarak sınıflandırılmaktadır. (USLUATA, 1994:84) Kuramcılar kitle iletişim araçlarının etkilerinin fert ve toplum açısından ne yönde olduğu konusunda ortak bir görüşe sahip değiller; konu ile ilgili tartışmalar, günümüzde de sürmektedir. Kimi araştırmacılar kitle iletişim araçlarının fert ve toplum açısından etkilerinin olumlu olduğunu savunurken kimi olumsuz olduğunu, kimileri ise sınırlı olduğunu savunmaktadırlar. Araştırmacılar, hangi görüşü savunurlarsa savunsunlar sentez olarak ortaya çıkan ortak bir görüş var: Kitle iletişim araçları, bilgi, görüş ve düşüncelerin paylaşılmasını sağlayan; sosyal örgütlenmeyi güçlendiren; kamuoyu oluşturan; insanın anlama, anlatma, öğrenme ve eğitim görme gibi temel ihtiyaçlarını karşılayan; insan ilişkilerini değiştirip geliştiren; yeni davranış ve tutum kalıplarını, görüş ve düşünce akımlarını yaygınlaştıran en etkin iletişim araçlarıdır. AZİZ, Aysel,Toplumsallaşma ve Kitlesel İletişim, Ankara, A.Ü.B.Y.Y.O. Yayınları, 1982, No:2., S: 2 ÖZKÖK, Ertuğrul,İletişim Kuramları Açısından Kitlelerin Çözülüşü, Ankara, Tan Yayınları, 1985, S: 93 USLUATA, Ayseli,İletişim, İstanbul, İletişim Yayınları, 1984, S: 84

misafir - 8 yıl önce
Kitle iletişim araçları - Posta - Telgraf - Telefon - Faks - Gazete - Radyo - Televizyon - Uydular - Bilgisayarlar (İnternet ve e-posta

misafir - 8 yıl önce
iletişim olgusunun temelinde, paylaşma ihtiyacının giderilmesi gerçeği yatmaktadır. İlk çağ insanının bir av öyküsünü başkalarına anlatmak için mağara duvarlarına çizdiği resimler, başarılı geçen bir avdan sonra ateşin çevresinde yapılan danslar, komşu kabilelerle haberleşmek için belki de yeni reisin seçiminden duyulan mutluluğu paylaşmak amacıyla göğe gönderilen renkli dumanlar, gemicilere yol gösteren fenerler, ressamın tuvaline yansıttığı renkler ve çizgiler, bestecinin notalarla kurduğu ortaklığın neticesinde doğan besteler, sinemacının fikrini belgeleyen filmleri, balerinin duygularını yansıttığı hareketleri, pandomimcinin biraz da esrar perdesiyle gölgelendirdiği jest ve mimikleri; hepsi, paylaşma ihtiyacının giderilmesi için başvurulan iletişim yollarıdır. Yaşamak da başlı başına iletişim faaliyetlerini kapsayan bir olgudur. Doğduğumuz andan itibaren çevremizle sürekli iletişim, etkileşim içine gireriz. Bilinçsizce çevremizi etkilemeye, değiştirmeye; yine bilinçsizce etkilenmeye, değişerek çevremize uyarlanmaya başlarız. Bu çift yönlü etkileşim, hayat boyu sürer gider. Yaşadığımız sürece zekamızı, kültür ve birikimimizi, kişiliğimizi iletişim alışkanlıklarımız ve iletişim çabalarımızla ortaya koyarız. Duygu ve düşüncelerimizi başkalarıyla yine iletişim yoluyla paylaşırız. Anlamak, anlatmak, öğrenmek, başkalarına ulaşabilmek için de iletişime başvururuz. Denilebilir ki iletişim, beşikten mezara kadar hep bizimledir ve bizim için hava kadar hayatî bir ihtiyaçtır. İletişimi, temel prensibi paylaşım, etkileşim ve ortaklık kurmak olan, çeşitli semboller ve araçlarla dünyayı daha yaşanılır kılan, ileti alışverişine dayalı sosyal bir süreçtir, diye tanımlayabiliriz. İnsanoğlu, varolduğu günden bugüne dek iletişim kurmak için çeşitli araçlara başvurmuştur. Kendi gelişimine paralel olarak kullandığı araçlar da gelişmiş; sürekli gelişen iletişim araçları birbirini tamamlamış; ancak birisi, diğerinin yerini alamamıştır. İletişimin en yalın, en ilkel araçlarından biri kabul edilen işaretlere, kelimelere dayalı olan yazı ve konuşma dilinin yanı sıra, beden dili ile sözsüz anlatımlar (jestler, mimikler, dokunma, cevap vermeme, sessiz kalma gibi davranış ve tutumlar; dans, resim, v.b.) da yüzyıllar boyunca kullanıla gelmiştir. Teknolojik gelişimin tabiî sonucu olarak gelişen ve elektronikleşen iletişim araçları, iletişime sürat ve kolaylık sağlamakla kalmamış; aynı zamanda iletişimi, kitle iletişimine çevirmiştir. Günümüzde posta, telgraf, telefon, faks gibi haberleşme araçları; gazete, radyo, televizyon gibi kitle iletişim araçları; uydular, bilgisayarlar (İnternet ve e-mail) birer iletişim aracı olarak iletişimin ayrılmaz parçaları durumuna gelmiştir. Bu elektronik iletişim araçları, günümüzde, kurduğu haberleşme ağıyla kültürü de yaygınlaştırmış; dünyamızı Mc.LUHAN'ın deyimiyle "küresel bir köy"e dönüştürmüştür. Kitle iletişim araçları, genel bir tanımla "kitlesel bir boyutta ileti dağıtabilen araçlar" (ÖZKÖK, 1985:93) olarak tanımlanabilir. Tarihî açıdan bakıldığında kitle iletişim araçları, tiyatro; gazete, kitap, dergi, broşür gibi yazılı basın; sinema, film, radyo, televizyon, plak, kaset, CD, bilgisayar gibi iletişim teknolojisindeki gelişmelerin ürünü olan araçlar, günümüze gelinceye değin hızlı bir gelişim göstermişlerdir. Günümüzde toplumsal varoluşu gerçekleştirerek ortaklık yaratmak, bu varoluşu ve ortaklığı sürdürebilmek için kitle iletişimine; dolayısıyla kitle iletişim araçlarına ihtiyaç vardır. Çünkü kitle iletişim araçları, uzmanların ortak bir noktada birleştikleri üzere, sahip olduğu özellikleriyle alıcı kitlesi üzerinde yarattığı etki ve etkileşim süreci sonunda toplumsallaştırmayı gerçekleştirmeye muktedir araçlardır.

misafir - 8 yıl önce
KİTLE İLETİŞİM ARÇLARI NELERDİR televizyon bilgisayar ve internet gazete kitap uydular telgraf faks posta

Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

Drift (motor sporları)
6 yıl önce

Drift, aslında bir sürüş tekniğidir ve otomobil sporları arasında, motor sporları içerisinde anılır. Drift, gerçek anlamda bir motor sporudur. Drift sporunda...

Hızlı ve Öfkeli: Tokyo Yarışı
2 yıl önce

Öfkeli: Tokyo Yarışı (İngilizce orijinal adı: The Fast and the Furious: Tokyo Drift), 16 Haziran 2006 tarihinde vizyona giren, yönetmenliğini Justin Lin’in...

Keiichi Tsuchiya
2 yıl önce

drift bulunmayan yarışlarda alışılmışın dışında drift teknikleri kullanmasından ve driftin bir motorsporu olarak ünlenmesinde rolü nedeniyle Drift King...

Teriyaki Boyz
2 yıl önce

parçası olan Tokyo Drift ve daha önce ilk albümlerinde yayınlanan Pharrell'ın yer aldığı "Cho L A R G E" The Fast and the Furious: Tokyo Drift filminin müzikleri...

Buz Devri 4: Kıtalar Ayrılıyor
6 yıl önce

Ağustos 2011). "'Glee's' Heather Morris to Star in 'Ice Age: Continental Drift'". JSYK. 27 Mayıs 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi:...

Initial D
2 yıl önce

dünyasına odaklanmaktadır ve özellikle drift yarış tarzına vurgu yapılmaktadır. Seriye, profesyonel otomobil yarışçısı ve drift kralı Keiichi Tsuchiya editoryal...

Need For Speed: ProStreet
6 yıl önce

Drift, Drag ve Speed Challenge olmak üzere 4 ana yarış türü ve bunların alt türleri bulunur. Önden çekişli ve 4 tekerlekten çekişli araçlar drift yarışlarında...

Burun (coğrafya)
2 yıl önce

Landforms (2nd ed.). Prentice Hall. "Landforms, Erosion, and Longshore Drift". 2001. Retrieved 9 October, 2012. Schwartz, M. (2005). "Encyclopedia of...

Burun (coğrafya), Burun, Coğrafya, Deniz, Kara, Taslak