Dünyevileşme

Kısaca: Dini inançlarla uygulamaları, yalnız kişisel değil, fakat toplumsal karar alma ve eylemde yol gösterici­ler olarak değerlendirmeme tavrı ya da sü­reci; dini düşünce, uygulama, inanç ve kuralların toplumsal anlam ve önemini yitir­mesi süreci; kentli toplum yapısıyla endüst­ri toplumunun gerçekleşme sürecinde orta­ya çıkan toplumsal değişmelerin sonucu olan genel durum. ...devamı ☟

Dini inançlarla uygulamaları, yalnız kişisel değil, fakat toplumsal karar alma ve eylemde yol gösterici­ler olarak değerlendirmeme tavrı ya da sü­reci; dini düşünce, uygulama, inanç ve kuralların toplumsal anlam ve önemini yitir­mesi süreci; kentli toplum yapısıyla endüst­ri toplumunun gerçekleşme sürecinde orta­ya çıkan toplumsal değişmelerin sonucu olan genel durum.

Toplumun modernizasyonunun doğurdu­ğu bir süreç ya da hali olarak dünyevileşme, her şeyden önce, dinin, toplumsal anlam ve öneminin çok büyük ölçekli olduğu bir altın çağının geçmişte yaşandığını kabul eder; fakat bir yandan da, bu çağın artık ge­ride kaldığını öne sürüp modern toplumda, rasyonel, laik ve kişisel inancın karakter ve önemini vurgular.

Dünyevileşme, siyasi ve felsefi temelleri olmakla birlikte, insana, belli bir yaşam bi­çimi ve eylem anlayışı sunmayı amaçladığı için, özü itibariyle ahlaki, fakat sunduğu yaşam tarzı ve eylem anlayışında, Tanrı dü­şüncesine, ölümsüzlük fikrine ya da öte dünya kavramına başvurmadığı dini hiçbir şekilde işe karıştırmadığı için dinden ba­ğımsız olmak durumunda olan bir hareketi ifade eder. Genel bir.hareket ya da düşünce olarak dünyevileşme, insanın her bakımdan gelişip iyileşmesinin koşullarını, yakın ve kolaylıkla elde edilebilir olduğu için maddi araçlarda bulurken, kişiye her alanda yol gösterecek bilgi türü olarak tecrübi bilgiye değer verir, ve dolayısıyla, deneyim yoluyla bilinebilir olmadığı için, öte dünya fikrine karşı kayıtsız kalır.

Dünyevileşme düşüncesi, hareket ya da süreci şu halde deneyim yoluyla kanıtlana­bilir tavırlar olmadıkları için, teizmden de ateizmden de uzak durduktan başka, dini işe hiç karıştırmadan yalnızca akla dayana­rak sağlam tutarlı ve insani mutluluğa götü­recek bir ahlak geliştirilebileceğini kabul eder, kişilerin ahlaka ve dini konulara iliş­kin inanç ve araştırmalarında, en az bilimsel araştırmada oldukları kadar Özgür olmaları gerektiğini savunur.

Din ve dünya işlerinin birbirinden ayrıl­ması anlamında dünyevileşmenin, politik ya da siyasi alandaki özel hali, laiklik olarak bilinir. Laiklik işte bu çerçeve içinde, siya­setle dinin devletle kilise ya da diyanetin birbirinden ayrılması, siyasi otoritenin yö­nettiği insanların inancına müdahale etme­mesi anlamına gelir.

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.