Fethullah Gülen'in Düşünce Yapısı ve Eleştirisi

Kısaca: İnanç ve mitoloji; Gülenin anlatımlarında, peygamberler tarihi, Ahmediyye, Muhammediyye gibi siyer kitaplarından alınmış, doğaüstü hikayelere, şeytan, cin, melek gibi ruhanilere ve Ashab-ı kehf, Hızır, Lokman, Adem, Havva, Nuh gibi efsane karakterlere yer verilir. Bu anlatımlarda eleştirellikten uzak, onlara gerçeklik atfeden, tam bir inanmışlık ve adanmışlığın izleri görülür. ...devamı ☟

İnanç ve mitoloji; Gülenin anlatımlarında, peygamberler tarihi, Ahmediyye, Muhammediyye gibi siyer kitaplarından alınmış, doğaüstü hikayelere, şeytan, cin, melek gibi ruhanilere ve Ashab-ı kehf, Hızır, Lokman, Adem, Havva, Nuh gibi efsane karakterlere yer verilir. Bu anlatımlarda eleştirellikten uzak, onlara gerçeklik atfeden, tam bir inanmışlık ve adanmışlığın izleri görülür. Mistik eğilimler, Bazı dini-tarihi kişiliklere özel anlam ve metafizik güçler atfedilmesi; Muhammed'in rüyada görüldüğü zaman bunun kendisinin aynısı olduğuna inanması ve Muhammed'in amcası Hamza'nın darda kalmışlar dua ettiğinde yardıma geldiğine inanması gibi örnekler Fethullah Gülen'in iç dünyasını anlama açısından önemlidir. Bazı yazarlara göre Hint panteizmini Vahdet-i vücud ismiyle İslama ithal eden ve bu sebeple ilahiyat çevrelerinde eleştirilen Muhyiddin Arabi F.Gülen'e göre sadece hak konuşan, hilaf'ı hakikat beyanda bulunması imkansız bir kişidir. Şeriat ve laiklik; Tarihteki ve günümüzdeki şeriat uygulamaları konusunda hiçbir eleştirel ifade kullanmayan Gülene göre, din, İslam ve şeriat kelimeleri eş anlamlı olarak kullanılmaktadır. Fethullah Gülen kendisinin hiçbir zaman laiklik aleyhine konuşmadığını, laik sistem içerisinde dinin %95'inin yaşanabileceğini, geriye kalan %5lik kısım için kavga çıkartılıp insanların dinden ürkütülmemesini söyler. Fethullah Gülen'in Nurcu bir lider olarak, genelde Said Nursinin Risale-i Nur'larda ifade ettiği düşünce sistematiği içerisinde kaldığı, bazı ayrıntılarda ise O'ndan ayrıldığı görülür. Örneğin Said Nursi’nin bazı araştırmacılara göre uydurma bir karakter olan Süfyan deccalını M.Kemal Atatürk ile özdeşleştirilmesine karşın, kendisi Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili konularda olumsuz ifadelerden kaçınır. Yaratılışçılık; Yaratıcıya inanç, tevhid ve O'nun bilinmesi Fethullah Gülen’e göre insan olarak var olmanın biricik gayesi ve anlamıdır. Bu inancı çürüten karşıt bir teori olarak gördüğü evrim O'na göre Darwin'in safsatasından ibarettir. Gülen'e göre bazı hadislerde 7000 yıl öncesine tarihlendirilen Adem ve O'nun eğe kemiğinden Havva'nın yaratılması gibi hikayeler sebep-sonuç ilişkisi kapsamında ele alınmaması gereken mucize yaratılışlardır. Ayrıca değişik yerlerde kendisinin, rivayetlerdeki "yasak meyve" gibi bazı ifadeleri metaforik imgeler olarak değerlendirdiği görülebilmektedir. Fethullah Gülenin kullandığı bazı ifadeler, inanç ve uygulamalar Bahailer kendisi arasında benzerlik ve bağlantılar bulunduğu yorumlarına yol açmıştır.

Referansları ve özgün yorumları

Fethullah Gülen, Ortodoks Sünni İslam anlayışına göre, mutlak doğruların kaynağı olarak gördüğü Kur’an ve hadisleri geleneksel ulemanın ve "asrın beyin yapıcısı" şeklinde bahsettiği Said Nursi'nin yorumları çerçevesinde referans alır, sohbetlerinde de ağırlıklı olarak O'nun anlatımlarını kullanır. Gülen’e göre Kur'an ve hadis zaman zaman yanlış yorumlanmış, doğru anlaşılması durumunda mutlak doğruya ulaştıran kaynaklardır. Hadislere bakışı da, hadis ehlini olağanüstü sıfatlarla yücelten, ve hadislere büyük değer atfeden muhafazakar bir yaklaşımdır. Bu anlayış içerisinde, bu iki kaynakta yer alan, ancak günümüzde ulaşılan bilgi birikimi ile tenkit konusu olabilecek ifadelere yeni yorum getirmiştir; Kendisi tarafından, İbrahim'in karısı Sara için kullandığı “O benim kız kardeşimdir” ifadesi ile bazı Hırıstiyan çevrelerinden eleştiri alan, Meryem için kullanılan “Harun’un kız kardeşi” şeklindeki Kur'an ifadeleri mecazi alana çekilmiş, ancak aynı kapsamda Al-i İmran suresindeki Meryem’in İmran’ın kızı olduğu ifadelerine açıklık getirilmemiştir.

Eğitim-bilim anlayışı

Gülen'e göre evren bir amacı ve maksadı olan yaratma fiilinin eseridir ve varolmanın gayesi Allah'ı bilmektir. Eğitim ve bilim bu amaca hizmet eden bir araç olarak değer kazanır. İnancı ve bu amaca hizmet eden eğitimi birinci derecede öncelikli konu olarak gören Fethullah Gülen'in dünyasında evrim gibi yaratılış inancına karşıt görüşlere ihtimal vermek yıkıcı bir vesvesedir. Gülen'e göre evrim bir Darwin safsatasından ibarettir. Kendisi açısından hayati öneme sahip olan bu konuda konuşma, konferans, vaaz, önsöz gibi çalışmalarıbulunur. "Vesveseye esas teşkil edecek hususların doğmaması için, çok iyi beyin yıkamanın lüzumuna inanıyorum. Baştan vesvese hiç doğmamalı. Veya doğarken hemen ölmeli. Bu mevzuda insanlar şartlandırılmalı. İman şartlandırma demek değildir. Fakat imandan sonra bu şartlandırma mutlaka yapılmalıdır. Fertler, inanca ters olan düşüncelere zerre kadar dahi ihtimal vermemeliler. Her fert böyle şartlandırılmalıır. Ve ben bunun lüzumuna inanıyorum..." sözleri ve kitlesel algıları yönetmede kendisine bağlı eğitim kurumları ve medya organlarıın faaliyetleri dikkatleri çekecek düzeydedir.

Osmanlı hayranlığı

Osmanlı'nın bir dönem İslam'ın bayraktarlığını yaptığı düşüncesi kendisinin Osmanlı hanedanına dönük eleştiriler ve eylemlere duygusal tepkiler vermesine yol açmıştır; Ona göre bazı kesimlerin despotik bulduğu ve "kızıl sultan" ismini verdiği 2. Abdülhamit cennetmekan, yüce bir evliyadır. Kendisinin, peçe kullanmayarak yüzlerini açan kadınlara karşı Abdülhamid'in asit attırma girişimlerini anlattığı "1977 Bornova Merkez Camii tesettür vaazı"nda da bu sıfatları kullanması ayrıca dikkate değerdir. Muhteşem yüzyıl isimli dizinin senaryosuna şiddetle tepki göstermiş ve Kanuni Sultan Süleyman'ın 46 yıllık iktidarında din ve cihat için çalıştığını, sadece 1.5 yıl sarayda kaldığını ifade etmiştir.

Büyük günahlar

Büyük günah kavramı, dini terminolojide işleyenlerin fasık olarak vasıflandırıldığı, şeriata göre müstakil cezaları olabilen, ancak en azından şahitliklerinin reddi ve toplumsal dışlanma gibi yaptırımlar öngörülen durumları ifade eder. F. Gülen Web sitesinde sayılanlardan bazıları; namazı terk etmek, zekat vermemek, faiz alıp-vermek, hadis uydurmak, özürsüz Ramazan orucu bozmak, içki içmek, kadınların erkeklere erkeklerin kadınlara benzemeleri, domuz eti yemek, kaderi inkar etmek, sınır ve insanlara yol gösteren levhaların yerini değiştirmek veya sökmek, hak'tan saparak münakaşa tarzında tartışmak, iyilik yapana nankörlük etmek, kumar oynamak... Kendisi başını açarak gezen kadının her an büyük günah işlediğini de ifade eder.(Görsel kaynak [1])

Değişimler

F.Gülen ve cemaatinin tutumları zaman içerisinde bazı değişimler göstermiştir. ""Tesettür anlayışı""; F.Gülen'in ilk dönemlerinden itibaren takip edenlerin çok iyi bildiği ve anladığı şekliyle Gülen İslami tesettürü hiçbir zaman salt başörtüsü şeklinde anlamamış, tesettürden kadının yüz ve gözlerini de kapsayan total tesettürü anlamış ve ifade etmiştir. Kendisinin konuyu halk ozanlarının şiirleri, sahabe ve fakihlerin anlayışlarıyla uzun uzadıya anlattığı 20.10.1977 tarihli Bornova Merkez Camii vaazı tesettür vaazı ve telkinleri cemaatin hafızasında yerini korumaktadır. Daha sonraki devirlerde ise tesettür başörtüsüne doğru evrilmekte ve baş örtüsü Kur'anın açık emri ve saçın bir telinin bile açılması bir büyük günah olarak ele alınmaktadır. En son konuşmalarında ise başörtüsü bir füruat olarak değerlendirilmekte, iman ön plana çıkarılmaktadır. Diğer benzer değişimler basın - yayın, bankacılık (Bank Asya örneği) ve faiz gibi alanlardan kadınlara yönelik tutuma (seksizm) kadar geniş bir alanda izlenebilmektedir; Cemaatin ilk dönem yayınlarından olan Sızıntı dergisinde'nde fotoğrafın günah sayılması sebebiyle canlı fotoğraflarının boyunlarından bir küçük çizgiyle kesilmiş olarak çıkması anlayışı, yerini Samanyolu Yayın Grubu olarak, cemaatin görsel medya organlarını oluşturan, içinde dizi filmlerin de oynatıldığı, cemaat değer yargılarının telkininde önemli bir enstrüman haline dönüşen medya gurubuna bırakmıştır. Gurubun yayınlarında bilimsel konuların işlendiği, ancak evrim, ve biyolojik antropoloji konularında keskin seçicilik içeren bir yayın politikası izlenebilir. Diğer bir seçicilik eğlenceden ve özellikle kadınların seslendirdiği müzik yayınlarından uzak durma olarak göze çarpar.

Gülen eleştirileri

İhsan Eliaçık eleştirileri: “… Fethullah Hoca’nın zihninde oluşan dini düşünce bana sorgulanmış, yüzleşilmiş gelmiyor. …Yani onu sorgulayıp, doğru olanlarını sürdürüp yanlış olanlarını geride bırakarak yeniden inşa değil; geçmişte ne varsa olduğu gibi alıp, onu tekrar diriltip insanlara yeni bir dille sunma yolu tercih edilmiş.” Edip Yüksel eleştirileri: Yüksel'e göre, Gülen'in yaklaşımlarının diğer standart din alimlerinden pek bir farkı yoktur, bunu Fethullah Gülen'e 19 soru isimli yazısında bahsetmiştir. Ona göre Fethullah Gülen’in batıl düşünceleri; Bidat ve hurafelerin dinden ayıklanması konusunun Fethullah Gülen tarafından yıkıcı bir çaba olarak ele alınması, Hakikat’i Muhammediyye inancı, Muhammed’in "Meryem’i bana nikahladılar" şeklindeki hadise itibar etmesi, Kabe’de peygamberlerin mezarının bulunduğu ifadesi, Sahih rivayetleri yetersiz bulup uydurma rivayetlerle vaaz etmesi, güzel bidatler inancı, bazı kişilerin kendilerinden asırlarca önce yaşamış olan bir kişi olan Muhammed ile uyanık olarak görüşebildiği inancı, taklit ve şii uydurması olan cevşen’i kabulü, ölmüş kişilerin yardıma geldiği ve kendilerini koruduğu inancı ve benzerleridir. Nurettin Veren kendisinin cemaat tarafından afaroz edildiğini, ölüm tehditleri aldığını ve Fethullah Gülen'in yakın çevresine şiddet uyguladığını iddia eder. Nurettin Veren'in eleştirileri: Cemaatin ve F. Gülen'in ilk yıllarında daha yoğun görülen seksist yaklaşımlar ve bazı dönüşümlerle ilgilidir;

Değişimler

in örneği cemaatin bir duası olan ve sabah akşam 3 er kere tekrarlanan kadınların şerrinden Allah’a sığınma duası ile ilgili yorumlarda ve kadınlarla ilgili anlatımlarda görülebilmektedir. Ayrıca, ilk dönem vaaz ve konferanslarında görülen, kadının yüzünün örtülmesini de kapsayan mutlak hicab ve tesettür kurallarına uyması gerektiği telkinleri zaman içerisinde islamın aslında kadını eve kapatmadığı ve başörtüsünün bir farz değil bir fürüat meselesi olduğu ifadelerine dönüşen anlatımlarda görülebilmektedir. Cemaatin ilk dönem yayınlarından olan Sızıntı dergisinde'nde fotoğrafın günah sayılması sebebiyle canlı fotoğraflarının boyunlarından bir küçük çizgiyle kesilmiş olarak çıkması ve görsel medya olarak televizyonun popüler kültürün yozlaştırma ve dejenerasyon aracı olarak görülmesine karşın, cemaatin görsel medya organlarını oluşturan Samanyolu Yayın Grubu, içinde dizi filmlerin de oynatıldığı, cemaat değer yargılarının telkininde önemli bir enstrüman haline getirilmiştir. Aynı değişim faiz ve Bank Asya örneğinde bankacılık ile ilgili tutumlarda da görülebilir. Fethullah Gülen'in diyalogçu ve toleranslı imajına rağmen heterodoks islami guruplara karşı tutum ve sözleri saldırgan olarak değerlendirilmiştir. F.Gülen hakkında "Hocanın İlmi" ismiyle eleştirel bir kitap yazan Ender Helvacıoğlu, F.Gülen'i bilimsellik, gerçeküstücülük, cincilik, şifacılık vb. yönleriyle değerlendirir. Dış bağlantılar * Fethullah Gülen resmi sitesi * Fethullah Gülen konferansları resmi sitesi * Reuters: Turkish Islamic preacher - threat or benefactor?, İngilizce. * Gulen Movement News Portal Fethullah Gulen ve Hizmet Hareketi hakkinda Ingilizce haber sitesi * GulenMovement.us Fethullah Gulen ve Hizmet hakkinda akademik bilgi, İngilizce

Kaynaklar

Vikipedi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.