Film

Kısaca: Alm. Film (m), Fr. Film (m), İng. Film. Fotoğrafçılık, sinema, röntgen ve radyografide görüntüyü tesbit etmeye yarayan yarı saydam plastik şerit. Esâsını bir plastik şerit üzerine emilsüyon hâlinde sürülüp kurutulmuş ince, ışığa duyarlı bir tabaka teşkil eder. ...devamı ☟

Film
Film

Sözlük anlamı

Dilimize İngilizce'den gelmiştir.

  1. Fotoğrafçılıkta, radyografide ve sinemacılıkta resim çekmek için kullanılan, selülozdan, saydam, bükülebilir şerit.
  2. Sinemacılıkta, bir oyunun bütününü taşıyan şerit veya şeritlerin bütünü.
  3. Sinema makinesiyle gösterilen eser.
  4. Camlara yapıştırılarak içerinin görünmesini engelleyen bir tür ince yaprak.


Alm. Film (m), Fr. Film (m), İng. Film. Fotoğrafçılık, sinema, röntgen ve radyografide görüntüyü tesbit etmeye yarayan yarı saydam plastik şerit. Esasını bir plastik şerit üzerine emilsüyon halinde sürülüp kurutulmuş ince, ışığa duyarlı bir tabaka teşkil eder.

Fotoğrafçılığın başladığı ilk yıllarda, plastik şerit yerine cam kullanılırdı. Sonradan eğilip bükülebilen “nitroselüloz”dan yapılmış filmler kullanılmaya başlandı. Fakat bunlar yanıcı olduğundan, terk edilip, yanıcı olmayan, esnekliğini uzun zaman muhafaza eden ve yıkama işlemleri sırasında boyutları değişmeyen “asetilselüloz” esaslı filmler yapıldı. Işığa duyarlı tabakayı meydana getiren emülsiyonun esasını, ışık görünce değişen gümüş tuzları(gümüş klorür, gümüş iyodür, gümüş bromür) teşkil eder. İlk zamanlar gümüş tuzları kolodyum denilen çözelti içine çöktürülerek plastik film şeridinin üzerine sürülürdü. Kolodyum kuruyunca, filmin banyo işlemini zorlaştırdığından, bunun yerine jelatin kullanılmaya başlandı. Gümüş tuzları jelatin içinde billur veya tanecikler halinde yayılmış haldedir. Jelatin çözeltisine, gümüş nitrat ve sodyum veya potasyum tuzlarını katmak suretiyle elde edilen emülsiyon, filmin üzerine bir yarıktan geçirilerek yayılır. Soğutulduğunda jelatin kuruyarak sertleşir. Meydana gelen kaplama tabakasının kalınlığı onda bir milimetre kadardır. Röntgen filmlerinin iki yüzü de kalın bir tabakayla kaplanır. Renkli fotoğraf filmleri kat kat değişik gayeleri için tabakalarla kaplanırlar. Eni ve boyu çok büyük olan film topları istenilen en ve boyda kesilerek makaralara sarılır. Sinema filmleri gibi kabın da kenarlarına delik açılır.

Film üzerindeki jelatinli tabakaya ışık düşünce burada bulunan gümüş tuzları, gümüşe veya tabakanın diğer maddeleriyle reaksiyona girebilen bir halojene dönüşür. Meydana gelen gümüş çok az olduğundan görüntü gizlidir.

Bu gizli görüntü developman işlemiyle (Bkz. Fotoğraf ve Fotoğrafçılık) belirgin hale getirilir. Bu işlemin temelini gümüş tuzlarını gümüşe dönüştüren kimyasal maddeler meydana getirir. Işık görmüş gümüş tuzları tanecikleri, bu kimyasal maddelerden daha çabuk etkilenerek gümüşe dönüşür. Işık görmemişler ise bu maddelerden etkilenmezler. Görüntüdeki ara tonlar, taneciklerin bir kısmının etkilenip, bir kısmının etkilenmemesinden ileri gelir. Görüntüler bu yüzden taneli bir yapıya sahiptir. Tanecikler ne kadar büyükse, resmin taneli yapısı da o kadar belirgin hale gelir. Ayrıntıları görüntülemek güçleşir.

Filmlerin duyarlılığını ölçmek için DIN ve ASA olmak üzere iki sistem kullanılır. Az duyarlı yavaş filmler küçük sayılarla, çok duyarlı hızlı filmler ise büyük sayılarla belirtilir. ASA sisteminde duyarlık iki katına çıkınca, sayı da iki katına çıkar. DIN sisteminde ise duyarlıktaki artış sayıya 3 eklenerek belirtilir.

Renkli filmlerde mavi, yeşil, kırmızı ışıklara duyarlı kat kat tabakalar bulunur. Diğer renkler bu tabakaların etkilenme derecelerine göre tesbit edilirler. Bu tabakalarda gümüş tuzları yanında renk maddeleri de bulunur. Siyah-beyaz filmlerde görüntüyü gümüş meydana getirdiği halde, renkli filmlerde gümüş temizlenerek atılır. Görüntüyü ise developman işlemi için katılan kimyasal maddelerin yükseltgenmiş halinin renk maddeleriyle reaksiyona girmesi meydana getirir. Doğrudan pozitif görüntü veren renkli filmlerin yapısı aynıdır. Farklılık, banyo işlemlerinden ileri gelir.

Tarihçesi: Filmin kimyasal esası 1787’de Alman Johann Heinrich Schulze tarafından keşfedilmiştir. Schulze, tebeşir ve gümüş nitrat karışımını bir cam şişe üzerine sürmüş ve bir kısmını kapatarak güneşte bırakmıştır. Üstü kapanmayan kısmın güneş ışığı ile siyaha döndüğünü belirlemiştir.

1840’ta İngiliz William Henry Fox Talbot, gümüş iyot ile kaplanmış bir kağıttan negatif ve pozitif kısımlar elde edileceğini göstermiştir. Yarım dakikalık bir ışıkta kalmadan sonra, negatif gallik asit ve gümüş nitratlı banyodan geçirilmekteydi. Işık görmeyen gümüş iyodun sodyum tiosulfate veya hipoya geçmesiyle resim tesbit edilebiliyordu. 1847’de Fransız Niepce de Saint-Victor, ışığa hassas maddeleri toplayıp cama sürerek daha ileri gelişme sağladı. İngiliz Frederick Scott Archer, 1851’de kolodyum ve banyo için pirogallik asit kullandı. Kolodyumu kullanmadan hemen önce cama sürülmesi ve yaş olarak banyodan geçirilmesi önemli bir zorluk çıkarmaktaydı. Ancak bu yolla binlerce resim elde edilmiştir.

Modern film 1870’te jelatin emülsiyonun kullanılmasıyla başladı. Bu madde ışığa hassas gümüşü alta bağlıyor ve ışığa hassaslığı artırıyordu. Kullanımdan önce sürülebilmesi ve resmi negatifte uzun zaman tutup, banyoyu istenilen zamanda yapma imkanı vermesi çok büyük kolaylık sağlıyordu.

Film

1. anlamı Fotoğrafçılıkta, radyografide ve sinemacılıkta resim çekmek için kullanılan, selülozdan, saydam, bükülebilir şerit. Sinemacılıkta, bir oyunun bütününü taşıyan şerit veya şeritlerin bütünü. Sinema makinesiyle gösterilen eser. Camlara yapıştırılarak içerinin görünmesini engelleyen bir tür ince yaprak.
2. anlamı (i)., (f). zar; ince örtü, ince tabaka; ince tel, lif; (f). zar veya ince bir örtü ile kaplamak; zar bağlamak. filminess (i). zarla veya ince bir tabaka ile kaplı olma. filmy (s). zarlı, ince bir tabaka ile kaplı.,film,xyz film ol/film çek.
3. anlamı ince tabaka. ince örtü. ince deri. zar. film. film çekmek. filme almak.
4. film.

Film

Film İngilizce anlamı ve tanımı

Film anlamları

  1. (noun) A thin skin; a pellicle; a membranous covering, causing opacity; hence, any thin, slight covering.
  2. (v. t.) To cover with a thin skin or pellicle.
  3. (noun) A slender thread, as that of a cobweb.
  4. (noun) The layer, usually of gelatin or collodion, containing the sensitive salts of photographic plates; also, the flexible sheet of celluloid or the like on which this layer is sometimes mounted.

Film tanım:

Kelime: film
Söyleniş: 'film, Southern also 'fi(&)m
İşlev: noun
Usage: often attributive
Kökeni: Middle English filme, from Old English filmen; akin to Greek pelma sole of the foot, Old English fell skin -- more at FELL
1 a : a thin skin or membranous covering : PELLICLE b : an abnormal growth on or in the eye
2 : a thin covering or coating a film of ice
3 a : an exceedingly thin layer : LAMINA b (1) : a thin flexible transparent sheet (as of plastic) used especially as a wrapping (2) : such a sheet of cellulose acetate or nitrocellulose coated with a radiation-sensitive emulsion for taking photographs
4 : MOTION PICTURE

Film ile eşanlamlı (synonym) kelimeler

Celluloid, Flick, Motion picture, Movie, Moving picture, Pic, Picture, Shoot, Take,

Film

İngilizce Film kelimesinin İspanyolca karşılığı.
s. película, cinta, film, filme, largometraje; capa
v. filmar, cinematografiar, fotografiar, rodar; rodar una película

Film

İngilizce Film kelimesinin Fransızca karşılığı.
n. film; pellicule; pellicule (photo, ciné); couche; film protecteur
v. filmer, tourner; couvrir; se couvrir; être photogénique

Film

İngilizce Film kelimesinin Almanca karşılığı.
n. Film; Schicht; Schleier; Belag
v. filmen, Film drehen; verfilmen; verschleiern; beschichten

Film

İngilizce Film kelimesinin İtalyanca karşılığı.
s. pellicola, strato sottile; rullino, rotolo; (Cin) film; (Mecc) membrana; filamento; velo, patina
v. filmare, fare l'adattamento cinematrografico; coprire di un velo

Film

İngilizce Film kelimesinin Portekizce karşılığı.
s. filme (fotografia); filme de cinema; película, membrana
v. filmar; cobrir com filme

Film

f. filme çekmek, ince bir tabaka ile kaplamak, kaplamak (zar vb.), film çekmek
i. ince tabaka, zar, film, lif, ölünün gözündeki donukluk

Film

Fransızca Film kelimesinin İngilizce karşılığı.
(m) n. film, picture, movie, moving picture, cinema, motion picture

Film

Almanca Film kelimesinin İngilizce karşılığı.
v. cover with a thin layer; be covered with a thin layer; record a motion picture

Film

İtalyanca Film kelimesinin İngilizce karşılığı.
n. movie, movies, (British) film, picture, motion picture

Film

İspanyolca Film kelimesinin İngilizce karşılığı.
n. film, picture, movie

Film

Türkçe Film kelimesinin İngilizce karşılığı.
n. thin coating, thin layer; membrane; thin flexible material coated with light sensitive emulsion (Photography); motion picture, movie; material on which motion pictures are recorded
v. cover with a thin layer; be covered with a thin layer; record a motion picture
n. film, thin flexible material coated with light sensitive emulsion (Photography); motion picture, movie; film, material on which motion pictures are recorded; camera film, strip of photographic material used to take photographs which a camera

Film

Flemenkçe Film kelimesinin İngilizce karşılığı.
n. film, movie, moving pictures, motion picture, dicture: the dictures

Film

İngilizce Film kelimesinin Flemenkçe karşılığı.
zn. film; speelfilm; vlies, laagje; waas
ww. filmen; verfilmen; zich met een vlies of waas bedekken

Film

n. thin coating, thin layer; membrane; thin flexible material coated with light sensitive emulsion (Photography); motion picture, movie; material on which motion pictures are recorded
v. cover with a thin layer; be covered with a thin layer; record a motion picture
n. film, thin flexible material coated with light sensitive emulsion (Photography); motion picture, movie; film, material on which motion pictures are recorded; camera film, strip of photographic material used to take photographs which a camera

Film

Flemenkçe Film kelimesinin Fransızca karşılığı.
1. (filmkunst) film (m)
2. (fotografie) pellicule (f); film (m)
3. (dunne laag) pellicule (f); couche (f)

Film

Fransızca Film kelimesinin Flemenkçe karşılığı.
1. (cinématographie) film (m); speelfilm (m)
2. (photographie) film (m)

Film

Almanca Film kelimesinin Flemenkçe karşılığı.
film ,rolprent ,vlies

Film

fotoğrafçılıkta, radyografide ve sinemacılıkta resim çekmek için kullanılan, selülozdan, saydam, bükülebilir şerit; camlara yapıştırılarak içerinin görünmesini engelleyen bir tür ince yaprak.
sinemacılıkta bir oyunun bütününü taşıyan şerit ya da şeritlerin tümü.
sinema makinesiyle gösterilen yapıt.

Film

Fransızca Film kelimesinin Almanca karşılığı.
n. film, kinofilm, spielfilm, streifen

Film

Fransızca Film kelimesinin İtalyanca karşılığı.
1. (cinématographie) film (m)
2. (photographie) pellicola (f)

Film

Fransızca Film kelimesinin Portekizce karşılığı.
1. (cinématographie) filme (m); fita (f)
2. (photographie) filme (m)

Film

Fransızca Film kelimesinin İspanyolca karşılığı.
1. (cinématographie) película (f); filme (m); film (m)
2. (photographie) película (f)

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

Ankara Uluslararası Film Festivali
6 yıl önce

Uluslararası Film Festivali veya Ankara Film Festivali, Ankara'da her yıl düzenlenen uluslararası bir film festivalidir. Türkiye'nin en köklü film festivallerinden...

Ankara Uluslararası Film Festivali, Ankara, Belgesel, Kültür, Kısa film, Taslak, Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı
Kara film
2 yıl önce

Kara film (Fransızca: film noir), öncelikle, kahramanlarını çürümüş ve itici algılanabilecek bir dünyanın içine yerleştiren Hollywood suç filmlerini tanımlamak...

Kara film, 1941, Akira Kurosawa, Alfred Hitchcock, Amerika Birleşik Devletleri, Amnezi, Billy Wilder, Büyük Bunalım, David Fincher, David Lynch, Femme fatale
Cannes Film Festivali
2 yıl önce

film festivalidir. Fesitivale dünyanın her yanından ve her türden yeni filmler katılır. Festivalin en prestijli ödülü Altın Palmiye'dir. Cannes Film Festivali...

Cannes Film Festivali, Fransızca, Sinema, Taslak, Cannes
Kısa Film
2 yıl önce

Kısa film ya da kısa metrajlı film, uzun metrajlı film kriterlerini karşılayacak uzunlukta olmayan film. Tanımı üzerinde evrensel bir uzlaşma yoktur. Oskar...

Kısa film, 1910, 1930, 1960, Animasyon, Buster Keaton, Charlie Chaplin, Fil Mizi Kısa Film Grubu, Sinema Portalı, İstanbul Lisesi Liselerarası Kısa Film Yarışması, Uzun film
Film yönetmeni
2 yıl önce

Film yönetmeni veya yönetmen, herhangi bir kuruluş veya oluşumu, sinema ya da diziyi yöneten kimse anlamına gelir. Bir tiyatro veya film yönetmeni, Türk...

Film yönetmeni, Film, Kültür, Senaryo, Sinema, Sinema Portalı, Taslak, Tiyatro, Türk Dil Kurumu
Amerikan Film Enstitüsü
2 yıl önce

Amerikan Film Enstitüsü (İngilizce American Film Institute) (AFI) bağımsız, kâr amacı gütmeyen bir film kurumudur. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı...

Amerikan Film Enstitüsü, 1967, 1980, Lyndon Johnson, Sinema, Taslak, Jean Picker Firstenberg, George Stevens, Jr.
Titanik (film)
2 yıl önce

romantizm temalı sinema filmi. RMS Titanic'in batışı üzerine kurgulanan filmin başrollerini, geminin felaketle sonuçlanan ilk seyahati sırasında birbirine...

Titanik (film), 1997, 20th Century Fox, ABD, Akademi í–dülleri, Akademi í–dülü, Aliens, All About Eve, Altın Küre í–dülleri, Ben Hur, Braveheart
Antalya Altın Portakal Film Festivali
2 yıl önce

Antalya Altın Portakal Film Festivali, 1964 yılından bu yana Türkiye'nin Antalya ilinde düzenlenen film festivalidir. Direktörlüğünü Ahmet Boyacıoğlu'nun...