gevelemek
1 . Bir şeyi çiğnemeden ağız içinde evirip çevirmek:
"Kirli suratlı üç çocuk, ellerindeki birer dilim ekmeği geveleyip duruyorlar."- H. R. Gürpınar.
2 . mecaz Bir sözü tam olarak ve açıkça söylememek:
"Saatlerce asıl maksadımı ağzımın içinde gevelemekle kalıyordum."- Y. K. Karaosmanoğlu.
gevelemek
Türkçe gevelemek kelimesinin İngilizce karşılığı.
v. mumble, hum and haw, stutter, waffle
gevelemek
çiğnemeden ağız içinde evirip çevirmek.
bir sözü tam olarak ve açıkça söylememek, anlaşılmaz konuşmak.
gevelemek
Türkçe gevelemek kelimesinin Fransızca karşılığı.
bégayer, mâchonner
gevelemek
Türkçe gevelemek kelimesinin Almanca karşılığı.
v. mummeln