Geçici
1 . Çok sürmeyen:
"Bunu evvela gençliğe mahsus geçici bir heves zannettim."- P. Safa.
2 . Kısa ve belli bir süre için olan, muvakkat, palyatif, kalıcı karşıtı:
"Eğer yazmaktan para ve ün gibi iki geçici kıymet ve zevk elde edemezsem acaba yazı yazar mıydım?"- H. E. Adıvar.
3 . Bulaşan, bulaşıcı.
4 . isimYaya, yoldan veya karşıdan karşıya geçen kimse, yolcu:
"Onları sokakta gördüğünüz zaman adi bir geçiciden farklı bulmazsınız, sanırsınız ki bir yazıcı ticarethanesine gidiyor."- C. Şehabettin.
Geçici
Türkçe Geçici kelimesinin İngilizce karşılığı.
adj. interlocutory, temporary, transient, provisional, pro forma, ad interim, Band-aid, casual, curable, deciduous, ephemeral, extrinsic, fading, flying, fortuitous, fugacious, fugitive, impermanent, interim, jury, makeshift, momentary, palliative
adv. ad interim
Geçici
çok sürmeyen, kısa süren.
kısa ve belli bir süre için olan, geçeğen, muvakkat, palyatif.
bulaşan, bulaşıcı (hastalık), sari.
Geçici
Türkçe Geçici kelimesinin Fransızca karşılığı.
de transition, passager/ère, temporaire, temporel/le, transitoire, provisoire, intérimaire, momentané/e, périssable, prompt/e
Geçici
Türkçe Geçici kelimesinin Almanca karşılığı.
adj. augenblicklich, behelfsmäßig, einstweilig, ephemer, interimistisch, kommissarisch, provisorisch, temporär, vergänglich, vorläufig, zeitlich
adv. momentan