Güzel Bir Kompozisyon Nasıl Yazılır

misafir - 8 yıl önce
Başarılı ve güzel bir yazı yazmak için bilinmesi gerekenleri sırasıyla şöyle gösterebiliriz: 1. Bilgi birikimi 2. Konu seçme 3. Plân yapma 4. Başlık bulma 5. Paragraf bilgisi 6. Dilin kurallarını bilme 7. Yazma 8. Yazının okunması ve düzeltilmesi Şimdi bunları sırasıyla anlatalım: 1. BİLGİ BİRİKİMİ Üniversite eğitimiyle bir meslek için hazırlık yapılır o mesleğin gerektirdiği birikim aktarılmaya çalışılır. Aydın insanın bilmesi gerekenler ise sadece kendi mesleğiyle ilgi alanlarıyla çevresiyle ve dönemiyle sınırlanamaz. Kendisine yöneltilen hemen her soru için az çok söyleyecek sözlerinin olması beklenir. “Ben inşaat mühendisiyim ülke sorunlarından sosyal çevreden spor faaliyetlerinden trafikten ... hiç anlamam” demek aydın insana yakışmaz. Kişinin çevresine karşı duyduğu sorumluluk; onu araştırmaya incelemeye ve öğrenmeye yönlendirir. Böylece bilgi birikimi için ilk adımlar atılmış olur. Herhangi bir bilim veya sanat dalıyla ilgili özel araştırmalar ve deneyimler sonunda elde edilecek uzmanlık bilgisini saymazsak genel bir kültür sahibi olmak ve (sözlü veya yazılı) kompozisyonlar meydana getirmek için aşağıda sayılan etkinliklerin yapılmasında yarar vardır: a) Okuma Yazılı veya sözlü anlatım yeteneğini geliştirmenin en etkili ve en güzel yollarından biri çok okumaktır. İlgi duyulan alanlarla ilgili gazeteleri dergileri kitapları... okumak insanı hiç şüphesiz başkalarından daha bilgili kılacaktır. Bilhassa sanat değeri taşıyan okumaya değer klâsik kitapları yazıları okumakla yazarının bilgi birikiminden deneyimlerinden de yararlanmak mümkündür. Kişi ne kadar çok okursa dil ve anlatım yeteneği düşünme yeteneği bilgisi duygu ve hayâl gücü... o derecede gelişir. Okuyan insan doğruyu yanlıştan güzeli çirkinden iyiyi kötüden daha kolay ve isabetli ayırt eder; kendisini çevresini insanları dünyayı ... daha iyi tanır. b) Kütüphanelerden yararlanma Herhangi bir konuda ayrıntılı bilgiye sahip olmak; konuyu araştırmak incelemek öğrenmek kısacası kendimizi daha iyi yetiştirmek için gidilecek yerlerin başında kütüphaneler gelir. “Ulusların kalkınmasında iki önemli kaynak başta gelir: Bunlardan biri bilgi birikimlerinin toplandığı yer olan kütüphanelerdir; diğeri de yeni bilgilerin yöntemlerin araştırıldığı yer olan lâboratuvarlardır. Kütüphanelerin sayısı ne kadar çoksa içindeki kitapların sayısı duyulan gereksinmeyi tam olarak karşılayabiliyorsa daha da önemlisi oradan yararlananların sayısı ne kadar çok ise o ülke o ölçüde kalkınmıştır.”[1] Günümüzün imkânlarıyla kütüphanelerden değişik şekillerde yararlanmak mümkündür: Klâsik bir yol olarak kitabı okur işimiz bitince yerine koyarız veya kütüphaneye üye olarak kitapları ödünç alıp istediğimiz yerde okur süresi içinde geri veririz. Yeni bir yol olarak internet aracılığıyla kütüphanelerin web sayfalarına girerek bilgisayar ortamına aktarılan kitapları inceleyebilir yararlanılacak yerleri kendi bilgisayarımıza kopyalayabilir veya istediğimiz sayfaları yazdırabiliriz. Okuyucuya daha kolay ve daha iyi hizmet verebilmek için kütüphanelerde -imkânlar ölçüsünde- bilgisayarlardan ve bilgisayar programlarından yararlanılmaktadır. Bugün kütüphanelerde yavaş yavaş ayrı bölümler açılarak CD kütüphaneleri oluşturulmaya başlanmıştır. c) İnternetten yararlanma Akla gelebilecek hemen her alandaki ve her konudaki bilgiye internet sayesinde kolaylıkla ulaşmak mümkündür. Sanal kütüphaneler on-line araştırma dergileri internet ortamındaki kitaplar dergiler antoloji sayfaları... meraklıları için sadece birkaçıdır. d) Bilgisayar programları ve CD (VCD DVD)’lerden yararlanma Bilgisayar programları kullanılarak ciltlerlerce kitapta yer alan bilgi harita resim veya belgeseller filmler CD veya DVD’lere aktarılabilmektedir. Etkileşimli (interaktif) olarak hazırlanan eğitim programlarıyla daha çok bilgiye çok çabuk çok ekonomik ve çok keyifli bir şekilde ulaşmak mümkündür. e) Dinleme Bir dersi konferansı açık oturumu tartışmayı sohbeti vb. dinlerken de çok şeyler öğrenmek mümkündür. Özellikle bir amaca yönelik yapılan dinleme; dinlemeye hazır durumda dikkati konu üzerinde toplayıp kavramaya çalışarak duyguları kontrol edip not tutarak yapılacak olursa dinlemeden elde edilecek yarar daha da artacaktır. f) Gözlem yapma Başarılı bir kompozisyon oluşturmanın temel şartlarından biri de gözlemdir. Çevrede olup bitenleri varlıkları nesneleri tabiatı duyular aracılığıyla (bir anlamda) fark etmek bunlardan yararlı sonuçlar elde etmek ve deneyimler kazanmak iyi bir gözlemle mümkündür. Sanatçıları diğer insanlardan ayıran önemli özelliklerden biri bunların iyi bir gözlem yeteneğine sahip olmalarıdır. Onlar bizim göremediğimizi önemsemediğimizi fark etmediğimizi hemen görürler. Çünkü onlar bakma ile görmeyi birbirinden çok iyi ayırırlar. Üzerinde iyi gözlem yapmadığımız konuları veya eşyayı başkalarına anlatmak oldukça güçtür. Ömründe deniz görmemiş birine denizin ne olduğunu anlatabilmek ancak iyi bir gözlem sonunda mümkündür. Gözlem yoluyla hayattan dersler almak deneyimler kazanmak da ihmal edilmemelidir. Meselâ on dakika geciktiği için derse alınmayan arkadaşlarını gören öğrenciler bundan kendileri için bir ders çıkarabilmelidirler. g) Kesik (Kupür) biriktirme Kesik (kupür); gazete dergi vb. yerlerden kesilen yazılardır. Okunan gazetelerde dergilerde ilgi çeken daha sonra kaynak olarak kullanılabilecek türden haber makale fıkra vb. gibi yazılar kesilerek gereğinde konulara göre ayrı ayrı zarflarda veya dosyalarda biriktirilerek bir arşiv oluşturulabilir. “Ünlü bir yazara kendisini nasıl yetiştirdiğini sormuşlar şöyle açıklamış: Okuduğum bir kitaptan beğendiğim sözleri not eder bir zarfa koyarım; gazetelerden dergilerden kestiğim yazıları bir başka dosyada saklarım. Zamanla bir hazine ortaya çıkar. Yazmaya oturduğum zaman benim için her şey artık hazırdır.”[2] h) Şiir defteri tutma Şiir kitaplarındaki şiirler güzeldir. Ancak bazı şiirler vardır ki bize göre daha güzeldir en güzeldir. İşte bu şiirlerin bir defterde toplanmasıyla hem güzel yazılar yazarak yazma alıştırması yapılmış olacak hem de duyguları en güzel şekliyle ifade yolları konusunda birikim kazanılacaktır. ı) Günlük yazma Herhangi bir olay haber veya yorumla ilgili kişisel düşüncelerin sıcağı sıcağına günü gününe bir deftere veya ajandaya düzenli olarak yazılması anlatım yeteneğinin geliştirilmesinde etkili yollardan biridir. i) Özlü sözleri derleme Yazılı veya sözlü anlatımda sözü uzatmamak etkiyi artırmak örnek vermek... için özlü sözler başlığı altında topladığımız atasözleri ve özdeyişlerden yararlanılabilir. Bu sözlerde uzun yılların deneyimi ve birikimi en veciz şekliyle ifadesini bulmuştur. Özlü sözlerin derlendiği kitaplar okunup (istenirse konularına göre) seçme yapılarak bir deftere yazılabilir. Böylelikle hem düşünce ufku genişletilmiş hem de yazı veya konuşma için malzeme de toplanmış olur. 2. KONU SEÇME Yukarıda sıralanan yollarla ve bunlara ilâve edilebilecek değişik etkinliklerle birikim kazandıktan sonra sıra üzerinde söz söylenecek veya yazı yazılacak konuyu seçmeye gelir. Konunun araştırma yapmaya uygun bol kaynağı olan ve kişinin ilgi alanına giren sınırları belli olan bir konu olmasına özen gösterilir. 3. PLÂN YAPMA Plânın olmadığı yerde düzensizlik dağınıklık zorluk zevksizlik ve kabalık kendini nasıl gösteriyorsa plânlanmadan ortaya konan yazılı veya sözlü kompozisyonda da benzer aksaklıklar hemen kendini gösterecektir. Esasen iyi bir yazı veya konuşma plânsız olmaz. 4. BAŞLIK BULMA Başlık yazının veya konuşma konusunun adıdır. Tabiatta adı olmayan ismi konmayan varlık olmadığına göre yazıya da bir isim konmalıdır. İyi bir başlık; · Kısa ve öz · Dikkat çekici ve merak uyandırıcı · Konuyla ilgili · Ana düşünceyi etkili bir biçimde anlatan · Kolay söylenebilen ve akılda kalıcı · Yazının içeriği hakkında fikir verici olmalıdır. Film adlarına kitap adlarına makale başlıklarına haber başlıklarına... dikkat edilirse bunların yukarıda sayılan nitelikleri taşıdığı görülür. Düşünce yazıları için konu konunun maddesi veya ana düşünce uygun başlıklar olarak seçilirken olay yazıları için daha geniş bir yelpazeden başlık seçmek mümkündür: Olayın geçtiği yer; olay kahramanı; olayın adı; olay kahramanı ve olayın yeri; olayın özü olan eylem gibi. Nelerin başlık olarak kullanılabileceği hakkında bir fikir vermek için başlıklardan bazı örnekler aşağıda sıralanmıştır: Bilim ve Teknik Yurt Duyguları Edebiyatımızın İçindenTürkçenin Sırları Osmancık Atatürk Şiirleri Antolojisi Türk Dili Çoban Çeşmesi İstanbul’u Dinliyorum Bizim Duvarlar Çile Suç ve Ceza Silâhlara Veda Cemile Kılıbık Otuz Beş Yaş Duvar Küçük Kız Mihriban Düşünmek Üç Nasihat Kurumuş Ağaçlar Bayrak Karadeniz Memleket Türküsü Güle Yel Değdi Sinekli Bakkal Acımak Sarnıç Yaprak Dökümü Türkçe Bilen Aranıyor. Bölüm başlıkları ve ana başlıklar satırı ortalayacak şekilde büyük harflerle yazılır ve (ünlem veya soru ifadesi yoksa) sonuna herhangi bir noktalama işareti konmaz. Alt bölümlere ait başlıklar ise küçük harflerle yazılır. Önce başlık konup yazının buna göre geliştirilebileceği gibi yazıyı tamamladıktan sonra da uygun bir başlık seçilebilir. 5. PARAGRAF BİLGİSİ Herhangi bir yazının bir satır başından öteki satır başına kadar olan bölümüne paragraf denir. Paragraf geniş bir konunun belli bir bölümünü ifade eden düşünce birimidir. Paragraflar bütün bir konunun ayrı ayrı bölümlerini ifade eden kendi içinde de bütünlüğü olan birimlerdir. Bu bakımdan iyi düzenlenmiş bir paragrafta cümlelerin açık etkili ve birbirine bağlı olması gereklidir. Uzun bir yazının bölümlere ayrılmaması okuyucuyu yoracağı için yazıdaki çeşitli ana fikirlerin birbirinden ayrılması paragraflarla mümkün olur. Böylelikle yazının kolay okunması ve anlaşılması sağlanır. Yazıda ilk satırın biraz içeriden başlaması (paragraf şekli) bir düşüncenin veya konunun bir bölümünün tamamlanıp diğer bir bölümüne geçildiğini gösterir. Böylelikle okuyucunun ilgisi devam ettirilir yazının daha kolay kavranması da sağlanır. İyi bir paragrafın özellikleri İyi bir paragrafta; a) Temel cümle b) Yan cümleler (yardımcı fikirler) c) Birlik d) Düzen e) Ölçü bulunur. a) Temel cümle Paragrafta işlenecek düşüncenin özünü oluşturan bir cümle (temel cümle) mutlaka bulunur. Bu cümle üzerinde durulacak temel düşünceyi açıkça veya dolaylı yoldan ifade eden bir cümle olabilir. Bu cümle paragrafın özeti olarak değerlendirilebilir; ancak paragraftaki diğer cümlelerde bulunan düşüncelerin hepsini kapsamaz. Temel cümle yazarın üslûbuna göre paragrafta değişik yerlerde bulunabilir: Önce temel cümle yazılıp yardımcı fikirlerle geliştirilebileceği gibi açıklamalar yapıldıktan sonra “işte buradan çıkarılacak sonuç budur” dercesine paragrafın sonuna yazılabilir veya bir başka yol olarak temel cümle paragrafta doğrudan doğruya yer almaz yazar bunu bizim bulmamızı ister. b) Yan cümleler (Yardımcı fikirler) Temel cümle yardımcı fikirlerle uygun bir tarzda değişik metotlarla açılarak geliştirilir. (Böyle olmasa bütün paragrafların birer cümleden ibaret olması gerekirdi.) Paragrafta; ortaya atılan temel düşünceyi aynı doğrultuda destekleyen yardımcı fikirlerle konu ve düşünce bütünlüğü sağlanır. Paragrafta işlenen konunun düşüncenin özelliğine göre ana düşünceyi açmak geliştirmek için aşağıda sıralanan metotlar kullanılabilir. Bu metotlara düşünceyi geliştirme yolları da denir. Bir paragrafta bunlardan sadece biri kullanılabileceği gibi birkaçı aynı anda kullanılabilir: · Tanımlama: Bir kavramın veya nesnenin ne olduğunu ne işe yaradığını; belirleyici özellikleriyle anlatmaktır. Makale gibi fikir yazılarında ve giriş paragraflarında daha çok kullanılır. Tanımlama kimdir nedir sorusunun cevabıdır. “Yazıcılar klavye veya daha değişik giriş aygıtlarıyla bilgisayara girilen bilgileri veya yazıları kâğıt üzerine aktarmaya yarayan aygıtlardır.” örneğindeki gibi. · Örnekleme: Soyut niteliği olan düşünceyi (veya görüşü) okuyanın veya dinleyenin zihninde canlandırmak onun kolay kavranmasını sağlamak için yapılan somutlaştırmadır. · Karşılaştırma: Birbiri arasında benzer veya farklı yönler bulunan iki kavram veya nesnenin ortak ya da farklı yönlerini incelemeye karşılaştırma denir. Sık kullanılan metotlardan biridir. Roman ve hikâye olay yazıları olduğu için benzer yönleri çoktur. Hikâyede olay romanda olaylar vardır. Kahramanların ve çevrenin tanıtımına romanda çok yer verildiği hâlde hikâyede ayrıntıya girilmez... · Tanık gösterme: Fikir yazılarında ortaya atılan düşünceye okuyanı inandırmak için tanınmış kişilerin görüşlerinden yararlanmaya tanık gösterme denir. Okuyucuya veya dinleyiciye “ben bu konuda böyle düşünüyorum ama bu alanın uzmanı ve sizin de tanıdığınız itimat ettiğiniz falanca da aynı kanaattedir” mesajı verilerek inandırıcılık artırılmaya çalışılır. · Benzetme: Anlatıma güç kazandırmak için aralarında benzerlik ilgisi bulunan iki kavram veya nesneden zayıf olanı kuvvetliye benzetmedir. “Şimdi buz gibi soğuk su içmek istiyorum.” cümlesinde su soğukluğu yönüyle buza benzetilmiştir. · Tasvir: Anlatılmak isteneni okuyucuların gözü önünde canlandırmak gerektiği zaman başvurulan yollardan biri tasvirdir. “Bu balçıktan insanlar aralarında hiç konuşmadan yürürler. Kiminin sırtında bir tutam çalı kiminin bir çuval saman vardır. Kimi bir keçi yavrusunu kucağına almıştır; kimi bir mandayı dürtüşleyerek önüne katmıştır. Boz eşek İsmail’in ardından başını önüne eğmiş küçücük küçücük adımlarla yürür.” ( Y. K. Karaosmanoğlu Yaban) Temel cümle zıt fikirlerle de açılabilir. Bu metotta önce karşıt düşünceler yazılır sonra bunların yanlışlığı belgelerle ortaya konur. c) Birlik Paragrafta üzerinde durulan temel düşünceden işlenen konudan uzaklaşmamaya birlik denir. Her paragrafta konunun sadece bir yönü ele alınmalı diğer bir yönüne geçileceği zaman yeni bir paragrafa başlanmalıdır. Bağımsız olarak düşünüldüğünde her biri işlediği konuyu mükemmel olarak ifade eden cümleler arada ilgi olmadan bir paragrafta toplanırsa paragrafın konu bütünlüğü birliği bozulmuş olur. Her cümlenin bir yönüyle temel cümleye bağlanmasıyla paragrafın birliği sağlanmış olur. Meselâ bir yazıda sınıfın tanıtımı yapılacaksa; sınıfın konumu ölçüleri eşyası öğrencileri... her biri ayrı paragraflarda işlenmelidir. d) Düzen Paragrafı oluşturan temel cümle ve yardımcı düşüncelerin işlenen konunun özelliğine göre bir sıraya konması gereklidir. İlginç fikirlerin ve ayrıntıların mantıklı bir düzene göre sıralanması okuyucunun paragrafı daha kolay kavramasını sağlar. Konunun özelliğine göre; zaman bakış açısı görüş tarzı ve mantıkî düzen ölçü olarak kullanılabilir. Zamana göre yapılacak bir düzenlemede olaylar veya konu geçmişten bugüne veya bugünden geçmişe doğru bir sıra izlenerek yazılır. Zamana göre sıralama; hikâye roman hatıra biyografi öz geçmiş gibi yazılarda daha çok kullanılır. Görüş tarzına göre yapılacak düzenlemede; yukarıdan aşağıya aşağıdan yukarıya; sağdan sola soldan sağa; içeriden dışarıya dışarıdan içeriye; uzaktan yakına yakından uzağa gibi bir sıra izlenir. Tasvir bölümleri genelde görüş tarzına göre düzenlenir. Mantıkî düzenlemede ise genelden özele özelden genele; parçadan bütüne veya bütünden parçaya doğru bir sıra izlenir. Düşünce yazılarında bu metot daha çok kullanılır. e) Ölçü İyi düzenlenmiş paragraflar arasında düşüncelerin önemine göre bir ölçü bulunur. Basit konunun işlendiği bir paragrafın uzunluğu ile önemli bir düşüncenin işlendiği paragrafın uzunluğu aynı olmaz. Paragraflar arasındaki bu dengeyi koruyabilmek için şunlar yapılabilir: · Paragrafta işlenecek düşünceler okuyucuya göre ayarlanmalıdır. · Önemli düşünceleri içermeyen paragraflar kısa yazılmalıdır. · Yazmaya başlamadan önce konunun tamamı hesaba katılmalıdır. · Açıklama gerektiren önemli düşüncelerin bulunduğu paragraflar diğerlerine göre uzun olmalıdır. · Paragrafların uzunluğu ile ilgili bir sınırlama olmadığı için bu ölçüyü yazar ayarlam

Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.