Harcamak

harcamak


1 .
Bir iş görmek veya bir şey satın almak için parayı elden çıkarmak, sarf etmek:
"İki maaşımı hastalığına harcadığım talebe, sonbaharla beraber ölmüştü."- S. F. Abasıyanık.
2 .
Bir şey yapmak için kullanmak, tüketmek:
"Bu beş ton demiri bu yapıya harcadık."- .
"Bu yemek için bir saatimi harcadım."- .
3 .
mecaz Birinin değer ve onurunu kırıcı bir durum yaratmak:
"Bir delilik yaptı ve otobüsteki kız uğruna Arzu'yu harcadı."- M. Uyguner.
4 .
mecaz Manevi yönden kötü duruma düşürmek, feda etmek:
"Çoluk çocuğu uğruna kendini harcadı."- .
5 .
argo Yok olmasına, ölmesine sebep olmak.

harcamak

Türkçe harcamak kelimesinin İngilizce karşılığı.
v. consume, spend, expend, use up, lay out, waste, dally away, employ, exert, spin out, swallow up

harcamak

bir iş görmek ya da bir şey satın almak için parayı elden çıkarmak, sarf etmek; birinin değer ve onurunu kırıcı bir durum yaratmak. bir gereci, bir şey yapmak için kullanmak, tüketmek; manevi yönden kötü duruma düşürmek, feda etmek. bir şeyi gerçekleştirmek için soyut bir şeyi tüketmek; değerli kimselerin başarı şansını yok etmek.

harcamak

Türkçe harcamak kelimesinin Fransızca karşılığı.
dépenser, manger, mettre, abattre, détruite, sacrifier

harcamak

Türkçe harcamak kelimesinin Almanca karşılığı.
v. aufwenden, begeben, verausgaben, verbuttern, verfahren, verschießen

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.