Imza

Kısaca: Alm. Usterschrnt (f); Unterzeichnung (f), Fr. Signature (f), İng. ...devamı ☟

Alm. Usterschrnt (f); Unterzeichnung (f), Fr. Signature (f), İng. signature; subscription. Bir şahsın kişiliğini tesbite ve başkalarından ayırmaya yarayan, genellikle o kişinin ismini taşıyan hususi işaret. Bu işaretin el ile yazılması hukuki bir kaidedir. Fakat istisna olarak imza yerine geçecek işaretler de kullanılabilir. İmza, şahsa aittir. Bir müessesenin imzası olmaz. Ancak, temsilcinin imzası olur.

İmza kelimesi Arapçada “geçmişe mal etmek” manasına gelir. İster el ile yazılmış olsun, ister imza yerine geçen bir işaret kullanılmış bulunsun, imza ilişkin olduğu metnin kabul edildiğinin bir ifadesidir. Başka bir ifadeyle, imza atmakla o kimse metnin, muhtevasının kendi iradesinin bir açıklanışı olduğunu kabul etmiş demektir. Bu sebeple imzanın yerinin tesbiti önemlidir. İmza, Almanca“Unterschrift” kelimesi ile ifade olunur bu, “alt yazı” manasına gelir. Gerçekten de imzanın, metnin altına atılması icab eder. Bu hal, imzanın üzerindeki yazıların imza sahibinin kendi iradesinin açıklanışından ibaret bulunduğunun en kesin ifadesidir.

Metnin üstüne veya yanına atılmış imza, metnin tamamının kabul olunduğunu ifade edemez. İmzanın altına veya kağıdın yanına ilaveler yapılmış ise, bu eklerin de ayrıca imzalanması gerekir. Belge birden fazla sayfaları taşıdığı takdirde, sayfalar arasında bağlantı bulunmak kaydıyle, sonuncu sayfanın altındaki imza kafidir. Fakat bütün sayfaların imzalanması, hiç olmazsa paraf edilmesi tedbirli bir hareket olur.

İmzanın bir metne bağlı olması tabiidir. Metinsiz imza, tek başına hiç hukuki bir mana taşımaz. Fakat bazan açığa atılmış imzanın üstü doldurulmak suretiyle metin ve imza arasındaki bağlantı sağlanmak istenir. Genellikle güven prensibine dayanan bu ihtimal, ticari hayatta rastlanan olaylarda olur. Boş bir kağıda imzasını atıp, üzerini anlaştıkları biçimde doldurması için diğer tarafa veren kimse, bu hareketi ile, sonradan yazılacak metni peşin olarak kabul etmiş ve onun muhtemel rizikosunu göğüslemeyi önceden üstlenmiş sayılır.

İmzanın şekli: İmzanın ne biçimde atılması gerektiği hususunda kanunda belli bir hüküm yoktur. Bu konuda, soyadı kanununun (evvela öz ad, sonra da soyadı yazılması) gerektiği yolundaki esasına da uymak şart değildir. Maksat, sahibini tanımaya yarayacak ve ona has olacak bir tarzın metin altına yazılmasıdır. Sadece öz ad, sadece soyadı veya her ikisinin tamamı veya bir kısmını imza olarak kullanmak mümkündür. Problem bu açıdan alınınca “paraf” yani imzanın kısaltılmış şekli, çok zaman baş harfleri de imza kabul edilir.

Çok sayıda piyasaya çıkarılan kıymetli evrakın imzası gerektiği zaman mekanik bir araçla konulan imza yeterli sayılır. Kağıt paraların basımında bu usule baş vurulur. Sirkülerde, genel hizmet sözleşmelerinde, çalışma talimatnamelerinde ise imzanın, mühür veya el yazısının mekanik surette çıkarılmış örneğinin tatbiki suretiyle atılması esası kabul edilmiştir.

Çek ve poliçelerde ise, mikdarı ne kadar çok olursa olsun imzanın mutlaka el yazısı ile atılmış olması Türk Ticaret Kanunu’nda açıkça ifade edilmiştir. (Ticaret Kan. mad. 668/II.)

Noterlik Kanunu, mad. 75/1’de “ilgililer... imza yerine geçecek bir el işareti kullanmadıkları takdirde varsa mühür, yoksa sol elinin baş parmağı... bastırılır, demiştir.

Osmanlı Devleti padişahları imza yerine “tuğra” veya “damga” kullanmışlardır. Sonradan tuğra şeklinin içine padişahın adının uygun biçimde yazılması adet olmuştur. Padişahlardan Fatih Sultan Mehmed Han, sadece bu tuğrayı çizmek, fermanlarının altına nişan koymak için nişancılık rütbesini ihdas etmiştir. Daha sonra tuğra çekenlere, “tuğrakeş” ismi verilmiştir.

Dünyada ticari hayatın gelişmesi, imzanın yayılmasına yol açmıştır. Fakat ilk imzanın ne zaman ve nasıl çıktığı pek bilinmemektedir. Peygamber efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) ve dört halifenin (radıyallahü anhüm) mühür kullandıklarını muteber kaynaklar bildirmektedir.

Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) gümüş yüzük kullanıyordu. O’nun yüzük taşında üç satır yazılıydı: Birinci satırda “Muhammed”, ikincisinde “Resul”, üçüncüsünde “Allah”idi. Yani “Muhammedün Resulullah” yazılıydı. Yüzüğünü mühür olarak kullanırdı. Hazret-i Ebu Bekir’in yüzüğünde, “Ni’mel-Kadir Allah” (Allah ne iyi kudret sahibidir.), hazret-i Ömer’in yüzüğünde, “Kefa bil-mevti vaizan ya Ömer” (Ey Ömer! Nasihatçı olarak ölüm yeter.), hazret-i Osman’ın yüzüğünde, “Le-nasbiranne” (Elbette sabr edeceğiz.), hazret-i Ali’in yüzüğünde, “El-mülkü lillah” (Mülk, Allahü tealaya mahsustur.), hazret-i Hasan’ın yüzüğünde, “El-izzetü lillah” (İzzet, şan ve şeref Allahü tealaya mahsustur.), hazret-i Muaviye’nin yüzüğünde “Rabbiğfir-li” (Ey Rabbim! Beni mağfiret eyle, bağışla!). İmam-ı A’zam Ebu Hanife hazretlerinin yüzüğünde, “Kul-il-hayra ve illa feskut” (Hayır konuş, yoksa sus!). İmam-ı Ebu Yusuf hazretlerinin yüzüğünde, “Men amile bi-re’yihi nedime” (Danışmadan kendi görüşüne göre iş yapan pişman olur.). İmam-ı Muhammed hazretlerinin yüzüğünde, “Men sabera zafire” (Sabreden maksadına, muradına kavuşur.). İmam-ı Şafii hazretlerinin yüzüğünde de, “El-Bereketü fil-kanaat” (Bereket, kanaattadır.) yazılıydı.

İmzanın maden veya ağaç üzerine, tersinden kazılı şekline “mühür” denir. Mühür, boya sürülüp imza şeklini kağıda çıkarmaya yarar. (Bahse konu olan mühür, bugün kullanılan mühürdür.) Eskiden kullanılan mühürler daha farklıdır.

Herkesin kendine göre bir yazı tarzı olduğu gibi yine herkesin kendine has imzası vardır. Bu özellikten dolayı, taklid edilmiş imzaları gerçeğinden ayırd etmek bugün için kolaydır.

Diğer taraftan el yazısında olduğu gibi, imza da bir kimsenin kısmi özelliklerini ortaya çıkarır. Bu bakımdan grafoloji bilginleri bir imzadan imza sahibinin karakterini ortaya çıkarmaya çalışmaktadırlar. İmzaların sahte olup olmadığı hukuki bakımdan Adli Tıp’ta incelenir. Adli Tıp’ın verdiği kararın hukuki geçerliliği vardır.

Kaynak

Rehber Ansiklopedisi

imza


1 .
Bir kimsenin, bir yazının altına bu yazıyı yazdığını veya onayladığını belirtmek için her zaman aynı biçimde yazdığı ad veya işaret:
"Mektubun sonunda imzamı görür görmez kim bilir ne kadar şaşıracaksın."- Y. K. Karaosmanoğlu.
2 .
İmzalama işi.
3 .
mecaz Herhangi bir dalda ün yapmış yazar, sanatçı:
"Dergi en ünlü imzalara yer veriyor."- .

imza

bir kimsenin, bir yazının altına bu yazıyı yazdığını ya da onayladığını belirtmek için her zaman aynı biçimde yazdığı adı ya da imi; herhangi bir dalda ün yapmış yazar, sanatçı. bir kimsenin kimliğini belirlemeye yarayan işaret. bir şeyi yapanın tanınmasını sağlayan özellik.

imza

Türkçe imza kelimesinin Fransızca karşılığı.
signature [la]

imza

Türkçe imza kelimesinin Almanca karşılığı.
n. Autograf, Autograph, Namenszug, Unterschrift, Unterzeichnung

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.