İsrail

Kısaca: İsrail resmi olarak İsrail Devleti (İbranice: מדינת ישראל) (Medīnat Yisra'el), (Arapça: دولة إسرائيل) (Dawlat Isrā'īl) Asya ve Afrika kıtalarının kesiştiği yerde bulunmaktadır. Coğrafi olarak, Asya kıtasında bulunmaktadır; batısında Akdeniz, kuzeyinde Lübnan ve Suriye, doğusunda Ürdün, güneyinde ise Mısır ve Kızıldeniz ile çevrilidir. ...devamı ☟

İsrail
İsrail

İsrail Haritası



İsrail'in Ortadoğu'daki konumu
İsrail'in Ortadoğu'daki konumu
İsrail resmi olarak İsrail Devleti (İbranice: מדינת ישראל) (Medīnat Yisra'el), (Arapça: دولة إسرائيل) (Dawlat Isrā'īl) Asya ve Afrika kıtalarının kesiştiği yerde bulunmaktadır. Coğrafi olarak, Asya kıtasında bulunmaktadır; batısında Akdeniz, kuzeyinde Lübnan ve Suriye, doğusunda Ürdün, güneyinde ise Mısır ve Kızıldeniz ile çevrilidir. Ülkenin başkenti Kudüs'tür ancak bu durum BM tarafından tanınmamakta ve pek çok ülkenin temsilcilikleri Tel Aviv kentinde bulunmaktadır. Bazı ülkelerin ise Ramat Gan ve Herzliya şehirlerindedir.

Uzun ve dar bir şekile sahip olan İsrail, 470 km uzunluğunda olup, en geniş bölgesi yaklaşık 135 km'dir. Sınırları ve ateşkes hatları içerisinde kalan toplam yüzölçümü 27.817 km²'dir (151.). İsrail, yaklaşık 7.282.000'luk nüfusuyla, çeşitli din, kültür ve sosyal geleneklere sahip insanları bir araya getirmiştir. Para birimi Yeni İsrail Şekeli'dir. İsrail'in bağımsızlık günü 14 Mayıs (1948 İngiltere'den), internet alan adı uzantısı .il ve uluslararası telefon kodu +972'dir.

Tarihi

Yahudiler 19. asrın sonlarında devlet kurma çalışmalarına başladılar. Arz-ı mev’ut (vadedilmiş topraklar) üzerine devlet kurma çalışmaları ilk önce İngiltere’de görülür. 1848’de İngiliz hükumeti bir genelgeyle Filistin’deki konsoloslarını, Yahudilerin himayesine verdi. 1870’te Yahudi faaliyetlerinin merkezi İngiltere’den Rusya’ya geçti. Siyonist hareketlerin başına geçen Theodor Herzl, Filistin’de bir Yahudi devletinin kurulması için birçok çalışmalarda bulundu. Bunun gayesi bir Yahudi şirketi kurup, vadedilmiş topraklar üzerine müstakil ve üç dört milyon Yahudiye yetecek genişlikte toprak satın almaktı. Herzl, İngiltere gibi güçlü bir devleti arkasına alarak, gayesine ulaşma çabasındaydı. Herzl, Yahudi devletinin ancak, kutsal topraklar üzerinde kurulmasını istediğinden, 1870 yılından itibaren Filistin toprakları üzerinde tarımsal yerleşme merkezleri teşkil etmeye başladılar. 1870-1896 yılları arasında Filistin’de on yedi tarım kolonisi kuruldu.

Herzl, devrin Osmanlı Sultanı İkinci Abdülhamid ile görüşerek, ondan Filistin’de bir Aristokratik Cumhuriyet kurmak için izin istedi ve bazı tekliflerde bulundu. Fakat Sultan Herzl’in talep ve israrlarını kabul etmemiş, hatta kat’i bir lisanla haberleşmeyi kesmiştir.

Birinci Dünya Savaşı sonunda, Ortadoğu’da İngiltere’ye dost bir devlet kalmamıştı. İngiliz menfaatleri, bu bölgede bir dost devletin bulunmasını icab ettiriyordu. Filistin’de kurulacak bir Yahudi devleti bu boşluğu doldurabilecekti. Bundan dolayı 2 Kasım 1917’de İngiltere meşhur Belfor vaadini açıkladı. Milletler Cemiyeti de 1920 yılında, Filistin üzerinde İngiliz mandasını tanıdı. Bundan sonra kurulan bir Yahudi bürosu İngiltere nezdinde Yahudi haklarını temsil etmeye başladı. Sultan İkinci Abdülhamid Hanın kabul etmediği şartlar arasında bulunan bir üniversite 1925 yılında Skopus Dağında kurulmaya başlandı.



Ağlama Duvarı ve Mescid-i Aksa
Ağlama Duvarı ve Mescid-i Aksa
Bundan sonraki yıllarda Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi Almanyasının Yahudilere karşı soykırımına girişmeye başlamasıyla Filistin’e büyük bir Yahudi göçü başladı. Filistin’deki Araplar bu göçe karşı koyduklarından İngiltere, Yahudi göçlerinin durdurulmasına karar verdi. Bunun üzerine Sion’a bağlı Askeri Yahudi Teşkilatı Hagahan, Filistin’e göç konusunda İngiltere’nin aldığı bu kısıtlayıcı kararı protesto amacıyla silahlı terör eylemlerine girişti. Filistin’e de gizli Yahudi göçleri düzenlemeye başladı. İkinci Dünya Savaşının müttefiklerin galibiyetiyle bitmesinden sonra, Filistin meselesi son safhasına ulaşmıştı. İngiltere daha sonra Amerika’nın yardımını sağladıktan sonra, Filistin meselesini Birleşmiş Milletlere götürüp, meselenin çözülmesini istedi. Birleşmiş Milletler 1947 Kasımında Filistin’in biri Yahudi öteki Arap olmak üzere iki devlet arasında paylaşılmasına karar verdi. Kudüs şehrine ise Birleşmiş Milletler denetiminde milletlerarası bir bölge statüsü tanındı. Bu çözüm Arapları tatmin etmedi. Filistin iç savaşı başladı.

14 Mayıs 1948’de BM paylaşım planı uyarınca David Ben Gurion tarafından İsrail Devleti’nin kuruluşu ilan edilmiştir. 24 saat sonra, Mısır, Ürdün, Suriye, Lübnan ve Irak orduları saldırıya geçerek İsrail topraklarına girmişlerdir. Yeni kurulmuş, donanımı yetersiz İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), İsraillilerin "İsrail’in Bağımsızlık Savaşı" olarak adlandırdıkları ve yaklaşık 15 ay süren ve 6000’in üzerinde İsrailli’nin yaşamına malolan (ülkenin o dönemki Musevi nüfusunun takriben yüzde biri) savaşta Arap ordularını geri püskürtmüşlerdir.

1949 yılının ilk aylarında BM nezdinde İsrail ile onunla savaşan Arap ülkelerinin herbiri (o dönemden beri İsrail’le müzakere masasına oturmayı reddeden Irak hariç) arasında doğrudan müzakereler düzenlenmiş ve bunların sonucunda bir ateşkes anlaşması imzalanmıştır. Ateşkes anlaşması uyarınca sahil şeridi, Celile ve tüm Necef İsrail’e, Yehuda ve Samiriye (Batı Şeria) Ürdün’e, Gazze Mısır yönetimine ve Kudüs’ün ise Eski Şehrin de dahil olduğu doğu kısmı Ürdün’e, batısı da İsrail’e bırakılmıştır. İsrail'in Filistinliler ile olan gerginliği ise sürmekte, bu gerginlik Orta Doğu'da istikrarsızlık nedeni olmaya devam etmektedir.

Fiziki Yapı

İsrail, Ortadoğu’da Doğu Akdeniz kıyısındadır. Batısında Akdeniz, kuzeyinde Lübnan ve Ürdün, güneybatısında Sina Yarımadası ve Gazze vardır. Ülkenin güney bölgesi, Necef Çölünden meydana gelir. Kuzeydoğu kesimi ise Şeria Hendeğine açılır. Güneydoğuda dik yükseltiler vardır. Lut Gölü bu bölgededir. Akdeniz kıyı bölgesinin kuzey bölümü Yafa’dan Karmel Dağına kadar uzanarak, Şaran Ovası adını alır. Karmel Dağının doğusunda Kişon Irmağı vadisi boyunca uzanan Esdradelon Ovası yer alır. Ova, Taberiye Gölüne kadar uzanır. Ürdün Nehri buradan geçerek deniz yüzeyinden 394 m aşağıdaki Lut Gölüne dökülür. Lut Gölünün sadece güneybatı sahili İsrail’indir. İsrail’in doğu bölgeleri dağlıktır. Buralar Şamiriye ve Yahudiye tepelerinden Necef Dağına kadar uzanır. İsrail’in en yüksek noktası 1208 m’lik Nyron Dağı, Taberiye Gölünün kuzeybatısındadır. Golan Tepeleri de kuzey-doğudadır. Şamiriye ve Yahudiye tepeleri üzerinde Kudüs’ün bulunduğu yaylanın bir kısmı yer alır

İklim

İsrail’de yazlar kurak ve sıcak geçer. Yağmur ancak aralık, ocak ve şubat aylarında yağar. Yıllık ortalama yağış miktarı 1000 mm civarındadır. Yıllık sıcaklık ortalaması yazın 24-32°C arasında, kışın ise 7 ila 16°C arasındadır. Bu ortalama Necef çölünde 38°C’yi aşar.

Kaynaklar

Ülke topraklarının yarıdan fazlasını meydana getiren Necef Çölü, çorak volkanik engebelerle sınırlanmış, geniş bir bozkır ovasıdır. Batı kesiminde kuru yaylalar bulunur. Galilea ve Carmel’in yüksek tepeleri Halep çamları ve meşe ağaçları ile kaplıdır. En tipik bitki örtüsü Akdeniz makileridir. Akdeniz kıyı bölgesi verimli ve yeşilliktir. İsrail’de hızlı bir ağaçlandırma çalışmaları yapılmaktadır. Yabani hayvanlarının soyu gittikçe azalmıştır. Çok çeşitli kuş türleri vardır.

Madenler

İsrail’in en verimli ve değerli maden yatakları, Lut Gölü bölgesinde bulunan potasyum, sodyum, mağnezyum ve tuz kaynaklarıdır. Bakır, kaya fosfatları, manganez, cam toprağı, kaolin, demir cevheri, petrol ve tabii gaz Necef’te bulunur.

Semboller

İsrail Devleti'nin bayrağı Musevi dua şalı tallit'in deseninden esinlenilmiştir ve rengi Davud'un Kalkanı'nın (Magen David) rengi olan mavidir.

İsrail Devleti'nin resmi amblemi yedi kollu şamdandır (menora), bu şamdanın şeklini eski çağlardan beri varolduğu bilinen moriah isimli yedi dallı bitkiden aldığı söylenir. İki yanındaki zeytin dalları İsrail'in barış arayışlarını simgelemektedir.

Hatikvah - Ulusal Marş:

Kalbin derinliklerinde
Tek bir Musevi ruhu özlemini çektiği müddetçe
Doğuya doğru
Ve gözler Siyon'da,
Umudumuzu kaybetmeyeceğiz,
2000 yıldır yaşayan umudu,
Siyon'un ve Kudüs'ün toprağında,
Toprağımızda özgür insanlar olma umudumuzu...

Siyasi sistem

* Devlet Başkanı - Cumhurbaşkanı (İsrail Cumhurbaşkanı (İbr. Nasi) yedi yılda bir Knesset (Meclis)'in çoğunluğunun oyu ile seçilir. Devlet Başkanı genellikle törensel ve resmi görevleri yerine getirir; ancak af yetkisi gibi yürütme yetkilerine de sahiptir.Başbakanlığa Cumhurbaşkanı tarafından çoğunluğu kazanan partinin lideri seçilir. Hükumete parlamento dışından bakan tayin edilebilmektedir.
  • Meclis - Tek Meclis (Parlamento) Knesset: 120 üye
  • Seçim Sistemi - Nispi Temsil
  • En düşük oy verme yaşı - 18 yaş
  • En uzun hükümet dönemi - 4 yıl


Ekonomi

İsrail ekonomisi, tarım, sanayi ve turizme dayalıdır. Başka ülkelerde yaşayan Yahudilerin ve ABD’nin yardımı, ekonomisinin gelişmesine çok büyük katkıda bulunmuştur. Kişi başına düşen milli gelir, dünyanın en zengin ülkelerinden biri olduğunu kanıtlar niteliktedir. Kişi başına düşen milli gelir, Avrupa ortalamasına yakındır. Kibbutz adı verilen kommünal tarım çiftlikleri gıda üretiminin tamamına yakınını gerçekleştirerek ülkenin gıdada kendi kendine yetmesini sağlar. Teknoloji alanında İsrail ekonomisi dünyanın en hızlı gelişen ülkesidir. Intel, IBM, Motorola, Google gibi firmaların İsrail'de Ar-Ge merkezleri bulunur, bunun nedeni silikon üretimi için ülkenin elverişli olması ve en önemlisi kişibaşına düşen bilgi teknolojilerinde çalışan sayısının çok yüksek olmasıdır. NASDAQ endeksinde İsrail Firmaları en çok işlem görenler sıralamasında ABD ve Kanada'dan sonra üçüncü gelir. İsrail çeşitli güvenlik sorunlarına rağmen sürekli kaliteli insan gücü yetiştirmeye önem vererek ekonomisinin büyümesini sağlamıştır. Bu gelişme Filistin için de faydalıdır. Bugün Gazze'de kişi başına milli gelir Afrika'nın neredeyse tamamından ve Arap ülkelerinin bir çoğundan yüksektir. Filistin 8 üniversitesi ile Arap dünyasının en kültürlü bölgelerinden biridir.

Tarım

İsrail tarımının temel birimini kibbutz’lar teşkil eder. Kibbutz, bir kollektif üretim teşkilatıdır. Necef Çölü uzun çalışmalardan sonra ekilebilir duruma getirilmiş ve tarımsal üretim artmıştır. Kibbutz, kollektif çiftlikleri biçiminde teşkilatlanmış olmasına rağmen kooperatif şeklinde birimler de vardır. Bu birimlere moşavim denir. Tarım bu teşkilatlar tarafından yapılır. İsrail toplam işgücünün % 6,5’u tarım sektöründe çalışmaktadır. İsrail’de sulama şebekesi çok gelişmiştir. 400.000 hektardan büyük bir alan sulanabilmektedir. Ana tarım bölgesi Eşdraelon’dur. Sahil ovaları da vadiler kadar verimlidir. Yetiştirilen başlıca tarım ürünleri; tahıllar, turunçgiller, şekerpancarı ve üzümdür.

Hayvancılık

Otlakların az olması sebebiyle hayvancılık gelişmemiştir. İsrail’de sığır ve koyun yetiştirilir. Son yıllara kadar yasak olan domuz besleme önemli değildir. Zira Yahudiler domuz yemezler. Bunun yanında kümes hayvanları çoktur. Hayvanlardan elde ettiği ürünler kendi ihtiyacını karşılar. Balıkçılık çok gelişmiş olup, Hint ve Atlas Okyanusuna çıkardığı gemilerle yapılan avcılık ile yılda 25.000 tondan fazla balık avlanır.

Sanayi

İsrail’de sanayi giderek gelişmektedir. Sanayi gelişmesi 1958-1965 yılları arasında gerçekleşti.Sanayi % 142 oranında artış gösterdi. Potas ve bakır sanayii bunların başlıcalarıdır. Toplam işgücünün % 33.4’ü sanayii alanında çalışmaktadır. Sanayi bölgeleri Tel-Aviv ve Hayfa’da toplanmıştır. Gelişen sanayi sektörlerinin başlıcaları; ilaç, optik, elektrik malzemesi, elmas işletmeciliği, silah sanayisidir.

Ticaret

Dış satımının üçte birinden fazlasını elmas sanayii sağlamaktadır. İhraç ettiği malların başında şu turunçgiller gelmektedir: Portakal, muz, narenciye ve üzüm. Bugün dışarıya uçak ve silah satmakta, fakat ticaret dengesi devamlı açık vermektedir. İthalat özellikle mamül eşya ve sanayide kullanılan hammaddeler üzerinde yoğunlaşmıştır. Ticaretinin büyük bir kısmını ABD, İngiltere ve Almanya ile yapar.

Ulaşım

İsrail’in toplam karayolu uzunluğu 10.000 km, demiryollarının uzunluğu ise 767 kilometredir. Hava ulaşımını İsrail Hava Yolları El-Al ile sağlamaktadır. Önemli limanları Ashot, Hayfa ve Eilat limanıdır.

Ordu



İsrail Bayrağı
İsrail Bayrağı
İsrail ordusu askeri nitelikler açısından diğer ordulardan farklı özellikler göstermektedir. Tarihsel olarak kara ve deniz kuvvetleri olarak bir ayrıma gitmemişlerdir.Bu kuvvetler ordunun birer alt koludur. Çok önemli savaşlardan başarıyla ayrılmıştır. İsrail’de askerlik halk için büyük önem taşır. Erkekler 18-28 yaşları arasında 3 yıl, kadınlar ise 18-26 yaş arasında 2.5 yıl askerlik yaparlar.

Ayrıca silah üretiminde yüksek teknoloji ürünlerini kullanmaktadırlar. Özel ihtiyaçlarına göre ise diğer ülkelerden (Genellikle A.B.D'den) silah alımı yapmaktadırlar. Oldukça geniş bir yargıya göre, (Uluslarası Atom Enerjisi Ajansı da şüphelenmektedir)İsrail geniş bir nükleer silah deposuna ve orta menzilli balistik füzelere sahiptir. Kimyasal ve biyolojik silah programlarını da bünyesinde barındırmaktadır.

Nüfus ve Sosyal Hayat

İsrail’in 2008 tahmini nüfusu 7.282.000’dir (96. sırada). Halk iki ana gruptan meydana gelir. Bunlar Yahudi çoğunluk ve Arap azınlıktır. İsrail’in nüfusu 1948’den beri çeşitli dünya ülkelerinden İsrail’e göçeden göçmenlerle büyük hızla artmıştır. Halkın büyük kesimi en önemli üç büyük şehir olan Tel-Aviv, Kudüs ve Hayfa’da toplanmıştır.

Eğitim

İsrail’de 5-14 yaşları arasında eğitim parasız ve mecburidir. Ülkede 7 üniversite kuruluşu vardır. Bunların başlıcaları; Kudüs İbrani Üniversitesi, Hayfa Teknik Enstitüsü ,Tel-Aviv Üniversitesi, Bezalel Sanat Akademisi ve Bar-Ilan üniversitesidir.

Kültür

İsrail, Doğu'nun Batı'yla, geçmişin günümüzle buluştuğu, ideolojilerin yaşam tarzlarına nüfuz ettiği bir yerdir. 4000 yıllık Yahudi mirası ve yaklaşık 50 senelik modern devlet yaşamı, 70 farklı topluluğun kendine özgü özelliklerini de muhafaza ederek zaten kendi kimliğini yaratmış olan bir kültürün daha da gelişmesine imkan tanımıştır.

İsrail'in resmi dili İbranice ve Arapça'dır. İbranice, Yahudiler tarafından dini törenlerde, felsefe ve edebiyatta "kutsal lisan" (Laşon HaKodeş)olarak kullanılmaya devam etmektedir.İsrail halkının Arap azınlıklar hariç hepsi Yahudidir ve hayatlarında dinin özel bir yeri vardır. Fakat halkın ancak üçte biri dini görevlerini yerine getirmektedir. Halkın % 90’ı Yahudi, % 7’si Müslüman ve % 3’ü Hıristiyandır.

İsrail, ülkenin yazar ve şairleri için bir ilham kaynağıdır. Eski bir mirasın üzerine kurulu bu gelişmekte olan ulus, karmaşık toplumsal ilişkilerin arasında varolmaktadır.

Düz yazı ve şiirlerde, Tevrat'taki, diğer Yahudi kaynaklarındaki (örneğin Mişna, Talmud ve Kabala) ve Diaspora (İsrail dışında yaşayan) Yahudileri yaratıcı geleneklerindeki imajlar ve zengin ifadelerden yararlanılmakatdır.

20. yüzyılın başlarından bu yana, İsrail'de, güzel sanatlar Doğu ile Batı arasındaki ilişkiden etkilenen yaratıcı bir gelişme göstermiştir.

İsrail, dünyanın en aktif müzik merkezlerindendir ve yetenekli bestecilerin, binlerce profesyonel müzisyenin ve göçmenlerden oluşan toplumunun yarattığı benzersiz ve dinamik folk müziğinin üzerine kurulu çok yönlü bir klasik müzik yaşamına sahiptir. Yahudilerin toplumsal ve dini yaşamında dans, Tevrat'ın indiği ilk günlerden bu yana mutluluğun ifadesi olarak kabul edilmiştir ve günümüzde dini, ulusal, toplumsal ve ailevi kutlamaların vazgeçilmez bir parçasıdır.

Ortadoğu’da Arap ülkeleriyle çevrili ve dünyanın tek Yahudi devleti. Kuzeyinde Lübnan, doğusunda Suriye ve Ürdün, güneybatısında Mısır, batısında Akdeniz yer alır.

İsrail'in tarihi

İsrail’in tarihi çok eskilere dayanır. Hz. Davud ve Hz. Süleyman zamanlarında doğru yolda olan ve peygamberlere inanan Yahudiler devlet kurmuşlardı. Fakat daha sonra hak yoldan ayrıldılar. Allahü teala onlara Îsa aleyhisselamı peygamber olarak gönderdi. Yahudiler hazret-i Îsa’ya inanmadılar ve çok eziyet ettiler. Öldürülmesi için çeşitli yollara başvurdular. Nihayet havarilerden Yuda, hazret-i Îsa’nın yerini öğrenip Romalılara ihbar etti. Allahü teala tarafından hazret-i Îsa’nın göğe çıkarılmasından sonra Romalılar Kudüs üzerine hücum ederek Yahudileri dağıttılar. Bir kısmını esir edip, bir kısmını da öldürdüler. Kudüs’ü yağma ve tahrip ettiler. Bu suretle dağılan Yahudiler bir yerde toplanıp bir daha devlet kuramadılar. Her yerde hor ve zelil oldular, perişan bir halde yaşadılar.

Bu durumda yaşayan Yahudiler 19. asrın sonlarına doğru devlet kurma çalışmalarına başladılar. (bkz. Filistin)



Theodor Herzl, İsrail devletinin vizyoneri, 1901 yılı.
Theodor Herzl, İsrail devletinin vizyoneri, 1901 yılı.
Arz-ı mev’ut (vadedilmiş topraklar) üzerine devlet kurma çalışmaları ilk önce İngiltere’de görülür. 1848’de İngiliz hükumeti bir tamimle Filistin’deki konsoloslarını, Yahudileri himayeye memur etti. 1870’te Yahudi faaliyetlerinin merkezi İngiltere’den Rusya’ya geçti. Siyonist hareketlerin başına geçen Theodor Herzl, Filistin’de bir Yahudi devletinin kurulması için birçok çalışmalarda bulundu. Bunun gayesi bir Yahudi şirketi kurup, vadedilmiş topraklar üzerine müstakil ve üç dört milyon Yahudiye yetecek genişlikte toprak satın almaktı. Herzl, İngiltere gibi güçlü bir devleti arkasına alarak, gayesine ulaşma çabasındaydı. Herzl, Yahudi devletinin ancak, kutsal topraklar üzerinde kurulmasını istediğinden, 1870 yılından itibaren Filistin toprakları üzerinde tarımsal yerleşme merkezleri teşkil etmeye başladılar. 1870-1896 yılları arasında Filistin’de on yedi tarım kolonisi kuruldu.

Herzl, devrin Osmanlı Sultanı İkinci Abdülhamid ile görüşerek, ondan Filistin’de bir Aristokratik Cumhuriyet kurmak için izin istedi ve bazı tekliflerde bulundu. Bu teklifler ise şunlardı:

1. Yahudiler, Osmanlılara bir harp üssü inşa edecekler. 2. Osmanlı Devletine büyük mali yardımda bulunacaklar. 3. Sultanın siyasetini Avrupa’da destekleyecekler. 4. Filistin’de kuracakları büyük üniversitede aynı zamanda Türk talebeleri de okuyacak. Tahsil için Avrupa’ya gitmeye lüzum kalmayacaktı.

İkinci Abdülhamid, devletin mali durumunun kötü olmasına rağmen bu teklifleri kabul etmedi ve tarih sayfalarına altın harflerle yazılması gereken şu cevabı verdi:

“Newlinsky Efendi! Eğer Mr. Herzl, senin, benim arkadaşım olduğun gibi arkadaşın ise ona söyle, bu meselede ikinci bir adım atmasın. Ben bir karış dahi olsa toprak satmam, zira bu vatan bana değil milletime aittir. Milletim bu Devleti kanlarını dökerek kazanmışlar ve yine kanlarıyla mahsuldar kılmışlardır. O bizden ayrılıp uzaklaşmadan tekrar kanlarımızla örteriz. Benim Suriye ve Filistin alaylarımın efradı birer birer Plevne’de şehid düşmüşlerdir. Bir tanesi dahi geri dönmemek üzere hepsi muharebe meydanlarında kalmışlardır. Türk Devleti bana ait değildir. Türk milletinindir ve ben onun hiçbir parçasını veremem.”

Bu cevaba karşılık Herzl, gene Sultana birçok mektuplar yazmıştır. Fakat Sultan Herzl’in talep ve israrlarını kabul etmemiş, hatta kat’i bir lisanla haberleşmeyi kesmiştir. 1908 Meşrutiyetinden sonra İttihat ve Terakki Partisine Yahudiler geniş bir şekilde nüfuz ettiler. 1909’da bu parti tarafından kurulan hükumette üç Yahudi nazır (bakan) bulunuyordu. 1914’te çıkartılan bir kanunla ekalliyet zümreleri toprak satın alabilecekti. Bu kanuna dayanarak; Yahudiler Filistin’de geniş araziler satın alıp, üzerlerine tapuladılar. Hatta Yahudi nazırlarının tesirleriyle Sultan İkinci Abdülhamid’in Filistin’deki şahsına ait münbit araziler Yahudilere satıldı.

Birinci Dünya Savaşı Yahudilerin işine çok yaradı. İngiliz ve Fransızlar gizli bir anlaşma yaparak, Yahudilere teminat verdiler. Osmanlı Devleti elbirliğiyle yıkılacak ve Filistin’de bir Yahudi Dev leti kurulacaktı. Bu vaadi alan Yahudiler, Filistin’de Türkler aleyhine büyük bir casusluk faaliyetine giriştiler.

Birinci Dünya Savaşı sonunda, Ortadoğu’da İngiltere’ye dost bir devlet kalmamıştı. İngiliz menfaatleri, bu bölgede bir dost devletin bulunmasını icab ettiriyordu. Filistin’de kurulacak bir Yahudi devleti bu boşluğu doldurabilecekti. Bundan dolayı 2 Kasım 1917’de İngiltere meşhur Belfor vaadini açıkladı. Birleşmiş Milletler Cemiyeti de 1920 yılında, Filistin üzerinde İngiliz mandasını tanıdı. Bundan sonra kurulan bir Yahudi bürosu İngiltere nezdinde Yahudi haklarını temsil etmeye başladı. Sultan İkinci Abdülhamid Hanın kabul etmediği şartlar arasında bulunan bir üniversite 1925 yılında Skopus Dağında kurulmaya başlandı.

İngiltere’nin Belfor planını tatbike başlaması ile Araplar, sömürgecilerin Filistin topraklarını çalıp siyonistlere teslim ettiklerini anladılar ve bunu müthiş şekilde protesto ettiler. 1929’da Kudüslü Araplar ile Yahudiler arasında on beş gün süren kanlı çarpışmalar oldu.

Bundan sonraki yıllarda Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi Almanya’sının Yahudilere karşı soykırımına girişmeye başlamasıyla Filistin’e büyük bir Yahudi göçü başladı. Filistin’deki Araplar bu göçe karşı koyduklarından İngiltere, Yahudi göçlerinin durdurulmasına karar verdi. Bunun üzerine Sion’a bağlı Askeri Yahudi Teşkilatı Hagahan, Filistin’e göç konusunda İngiltere’nin aldığı bu kısıtlayıcı kararı protesto amacıyla silahlı terör eylemlerine girişti. Filistin’e de gizli Yahudi göçleri düzenlemeye başladı.

İkinci Dünya Savaşının müttefiklerin galibiyetiyle bitmesinden sonra, Filistin meselesi son safhasına ulaşmıştı. İngiltere daha sonra Amerika’nın yardımını sağladıktan sonra, Filistin meselesini Birleşmiş Milletlere götürüp, meselenin çözülmesini istedi. Birleşmiş Milletler 1947 Kasımında Filistin’in biri Yahudi öteki Arap olmak üzere iki devlet arasında paylaşılmasına karar verdi. Kudüs şehrine ise Birleşmiş Milletler denetiminde milletlerarası bir bölge statüsü tanındı. Bu çözüm Arapları tatmin etmedi. Filistin iç savaşı başladı. 1948 yılı 14 Mayısında İngiliz mandasının sona ermesi üzerine David Ben Gurion, bağımsız İsrail Devletinin kurulduğunu açıkladı.

İsrail Devleti kurulur kurulmaz; Mısır, Ürdün, Suriye, Lübnan ve Irak orduları İsrail üzerine saldırıya başladılar. Böylece Birinci Arap-İsrail savaşı başlamıştı. Bu savaş bir yıl kadar sürdü. İsrail’in yetmiş beş bin kişilik bir ordusu olmasına rağmen beş Arap devletini yendi. Birleşmiş Milletlerin çabasıyla yapılan anlaşma sonunda, İsrail toprakları çok genişlemişti.

Araplarla İsrail arasındaki gerginlik 1964 yılında tekrar yoğunlaştı. Bu yılda bir Filistin Kurtuluş Teşkilatı ve bu teşkilata bağlı bir ordu kuruldu. Teşkilat gerilla faaliyetlerine başladı. 1967 Nisanında Suriye ve İsrail arasında sınır bölgesinde sabotaj hareketlerinin artması ve Birleşmiş Milletler askerlerinin denetimlerinde bulunan Sina Yarımadasını terk etmeleri ve burada üslenen Mısır birliklerinin Şarmel Şeyhi işgal etmeleri üzerine 5 Haziran 1967’de savaş başladı. Çok kısa süren savaş, Arap ülkelerinin mağlubiyeti ile sonuçlandı. İsrail Kudüs’ün tamamını, Sina Yarımadasının ve Suriye’nin güneybatı kesimini ele geçirdi. Çatışmalar sürekli devam etti. Ekim 1973’te Mısır birlikleri Süveyş Kanalındaki İsrail birliklerine sürpriz bir saldırı düzenleyerek yendi. Bu başarı, askeri dengenin Arap ülkeleri lehine değiştiğinin bir işareti olarak yorumlandı. 1978 ve 1979 yılları arasında ABD’nin öncülüğüyle önemli bir derecede uzlaşma sağlandı. Bu uzlaşma, Arap ülkelerinin büyük tepkilerine sebeb oldu. Bu gün ise genelde, Arap ülkeleri ile İsrail arasındaki gerginlik hala devam etmektedir. 6 Aralık 1987’den bu yana hergün Filistinliler işgalci İsrail askerlerine karşı taş ve sopalarla mücadele vermekte ve işgale direnmektedirler. 1991’de meydana gelen Körfez Savaşı sırasında Irak, İsrail’e çeşitli zamanlarda füze saldırısında bulundu ise de İsrail buna cevap vermedi. Bu savaş İsrail’in Ortadoğu’da ABD’nin liderliğinde meydana gelen yeni düzende kilit bir rol üstlendi. Rusya Federasyonu bu yeni durum üzerine 24 yıl sonra İsrail’le yeniden diplomatik ilişki kurdu. İsrail 1992’de 400 kadar Müslüman Filistinliyi sınırdışı etmesi üzerine ABD-İsrail ilişkileri bozuldu. ABD’nin baskısı ile bunların bir kısmını geri almaya razı oldu.

İsrail'in Filistinliler ile olan gerginliği halen sürmektedir.

Fiziki Yapı

İsrail, Ortadoğu’da Doğu Akdeniz kıyısındadır. Batısında Akdeniz, kuzeyinde Lübnan ve Ürdün, güneybatısında Sina Yarımadası ve Gazze vardır.

Ülkenin güney bölgesi, Necef Çölünden meydana gelir. Kuzeydoğu kesimi ise Şeria Hendeğine açılır. Güneydoğuda dik yükseltiler vardır. Lut Gölü bu bölgededir. Akdeniz kıyı bölgesinin kuzey bölümü Yafa’dan Karmel Dağına kadar uzanarak, Şaran Ovası adını alır. Karmel Dağının doğusunda Kişon Irmağı vadisi boyunca uzanan Esdradelon Ovası yer alır. Ova, Taberiye Gölüne kadar uzanır. Ürdün Nehri buradan geçerek deniz yüzeyinden 394 m aşağıdaki Lut Gölüne dökülür. Lut Gölünün sadece güneybatı sahili İsrail’indir.

İsrail’in doğu bölgeleri dağlıktır. Buralar Şamiriye ve Yahudiye tepelerinden Necef Dağına kadar uzanır. İsrail’in en yüksek noktası 1208 m’lik Nyron Dağı, TaberiyeGölünün kuzeybatısındadır. Golan Tepeleri de kuzey-doğudadır. Şamiriye ve Yahudiye tepeleri üzerinde Kudüs’ün bulunduğu yaylanın bir kısmı yer alır.

İklim

İsrail’de yazlar kurak ve sıcak geçer. Yağmur ancak aralık, ocak ve şubat aylarında yağar. Yıllık ortalama yağış miktarı 1000 mm civarındadır. Yıllık sıcaklık ortalaması yazın 24-32°C arasında, kışın ise 7 ila 16°C arasındadır. Bu ortalama Necef çölünde 38°C’yi aşar.

Doğal Kaynaklar

Bitki örtüsü ve hayvanlar: Ülke topraklarının yarıdan fazlasını meydana getiren Necef Çölü, çorak volkanik engebelerle sınırlanmış, geniş bir bozkır ovasıdır. Batı kesiminde kuru yaylalar bulunur. Galilea ve Carmel’in yüksek tepeleri Halep çamları ve meşe ağaçları ile kaplıdır. En tipik bitki örtüsü Akdeniz makileridir. Akdeniz kıyı bölgesi verimli ve yeşilliktir. İsrail’de hızlı bir ağaçlandırma çalışmaları yapılmaktadır. Yabani hayvanlarının soyu gittikçe azalmıştır. Çok çeşitli kuş türleri vardır.

Madenler: İsrail’in en verimli ve değerli maden yatakları, Lut Gölü bölgesinde bulunan potasyum, sodyum, mağnezyum ve tuz kaynaklarıdır. Bakır, kaya fosfatları, manganez, cam toprağı, kaolin, demir cevheri, petrol ve tabii gaz Necef’te bulunur.

Nüfus ve Sosyal Hayat

İsrail’in nüfusu 7,005,400 (2005)’dir. Halk iki ana gruptan meydana gelir. Bunlar Yahudi çoğunluk ve Arap azınlıktır. İsrail’in nüfusu 1948’den beri çeşitli dünya ülkelerinden İsrail’e göçeden göçmenlerle büyük hızla artmıştır.

Halkın büyük kesimi en önemli üç büyük şehir olan Tel-Aviv, Kudüs ve Hayfa’da toplanmıştır. İsrail’de askerlik halk için büyük önem taşır. erkekler 18-28 yaşları arasında, kadınlar ise 18-26 yaş arasında askerlik yaparlar.

İsrail’in resmi dili İbranice’dir. Fakat Arap toplulukları açısından Arapça kabul edilmektedir.

İsrail halkının Arap azınlıklar hariç hepsi Yahudidir ve hayatlarında dinin özel bir yeri vardır. Fakat halkın ancak üçte biri dini görevlerini yerine getirmektedir. Halkın % 90’ı Yahudi, % 7’si Müslüman ve % 3’ü Hıristiyandır.

Eğitim: İsrail’de 5-14 yaşları arasında eğitim parasız ve mecburidir. Ülkede 7 üniversite kuruluşu vardır. Bunların başlıcaları; Kudüs İbrani Üniversitesi, Hayfa Teknik Enstitüsü ve Basilan İlahiyat Üniversitesidir.

Siyasi Hayat

İsrail bir Cumhuriyettir. Parlamenter demokrasi ile yönetilir. Knesset adı verilen İsrail Parlamentosu 120 üyeden meydana gelir. Parlamento üyeleri 4 yılda bir yapılan seçimlerle belirlenir. Cumhurbaşkanı parlamento içinden ve parlamento tarafından 5 yıl süreyle seçilir. Başbakanlığa Cumhurbaşkanı tarafından çoğunluğu kazanan partinin lideri seçilir. Hükumete parlamento dışından bakan tayin edilebilmektedir.

İsrail Ekonomisi

İsrail ekonomisi, tarım, sanayi ve turizme dayalıdır. Başka ülkelerde yaşayan Yahudilerin ve ABD’nin yardımı, ekonomisinin gelişmesine çok büyük katkıda bulunmuştur.

Tarım: İsrail tarımının temel birimini kibbutz’lar teşkil eder. Kibbutz, bir kollektif üretim teşkilatıdır. Necef Çölü uzun çalışmalardan sonra ekilebilir duruma getirilmiş ve tarımsal üretim artmıştır. Kibbutz, kollektif çiftlikleri biçiminde teşkilatlanmış olmasına rağmen kooperatif şeklinde birimler de vardır. Bu birimlere moşavim denir. Tarım bu teşkilatlar tarafından yapılır. İsrail toplam işgücünün % 6,5’u tarım sektöründe çalışmaktadır. İsrail’de sulama şebekesi çok gelişmiştir. 400.000 hektardan büyük bir alan sulanabilmektedir. Ana tarım bölgesi Eşdraelon’dur. Sahil ovaları da vadiler kadar verimlidir. Yetiştirilen başlıca tarım ürünleri; tahıllar, turunçgiller, şekerpancarı ve üzümdür.

Hayvancılık: Otlakların az olması sebebiyle hayvancılık gelişmemiştir. İsrail’de sığır ve koyun yetiştirilir. Son yıllara kadar yasak olan domuz besleme önemli değildir. Zira Yahudiler domuz yemezler. Bunun yanında kümes hayvanları çoktur. Hayvanlardan elde ettiği ürünler kendi ihtiyacını karşılar.

Balıkçılık çok gelişmiş olup, Hint ve Atlas Okyanusuna çıkardığı gemilerle yapılan avcılık ile yılda 25.000 tondan fazla balık avlanır.

Sanayi: İsrail’de sanayi giderek gelişmektedir. Sanayi gelişmesi 1958-1965 yılları arasında gerçekleşti.Sanayi % 142 oranında artış gösterdi. Potas ve bakır sanayii bunların başlıcalarıdır. Toplam işgücünün % 33.4’ü sanayii alanında çalışmaktadır. Sanayi bölgeleri Tel-Aviv ve Hayfa’da toplanmıştır. Gelişen sanayi sektörlerinin başlıcaları; ilaç, optik, elektrik malzemesi, elmas işletmeciliği, silah sanayiidir.

Ticaret: Dış satımının üçte birinden fazlasını elmas sanayii sağlamaktadır. İhraç ettiği malların başında şu turunçgiller gelmektedir: Portakal, muz, narenciye ve üzüm. Bugün dışarıya uçak ve silah satmakta, fakat ticaret dengesi devamlı açık vermektedir. İthalat özellikle mamül eşya ve sanayide kullanılan hammaddeler üzerinde yoğunlaşmıştır. Ticaretinin büyük bir kısmını ABD, İngiltere ve Almanya ile yapar.

Ulaşım: İsrail’in toplam karayolu uzunluğu 10.000 km, demiryollarının uzunluğu ise 767 kilometredir. Hava ulaşımını İsrail Hava Yolları El-Al ile sağlamaktadır. Önemli limanları Ashot, Hayfa ve Eilat limanıdır.

Kaynaklar

Rehber Ansiklopedisi Vikipedi

misafir - 8 yıl önce
İnsanlık dramının inanç sistemiyle ve dinle alakası yoktur.Önce herkes bunu kafasına soksun,İslamiyeti kim ne kadar biliyor ki ahkam kesiyorlar?Neden Hİtler i bu kadar seviyorsunuz?İnsanları diri diri yakıp,dişlerini canlı canlı söktüğü için mi ya da saçları için kafa derilerini bağırta bağırta yüzdüğü için mi?Evet ortada bir dram var,insanlık dramı,geçmişte olduğu gibi bugün de var yarın da olacak..İslam dinine mensup olup da mezhep kavgası yapanlara ne oldu,bunlara kim dur diyecek?Irakta sünni şii çatışması oldu bugün yine 40 ölü var,bu kimin suçu?Biri bana bunu söylesin o zaman?

misafir - 8 yıl önce
Arkadaşlar neyin ne olduğunu ne kadar biliyorsunuz da konuşuyorsunuz?Müslüman müslümanı boğazlarken kimsenin sesi çıkmıyor,o zaman insanlık suçu olmuyor ama burada iş insanlık suçundan ziyade yahudi müslüman çatışması olarak algılanıyor.Tebrikler valla hepiniz alim olmuşsunuz.Gazetelerde çarşaf çarşaf fotolarınızı büyük başarı haberlerinizi bekliyorum ...Yaaa komik olmayın da biraz kitap okuyun,demogoji edasıyla atıp tutmayın..

misafir - 8 yıl önce
akıttığın bu kan yarın yağmur olarak yağacak sana ve o yağmurda boğulacaksın bu ıyı ıhtımaldı bırde ateş olarak yağarsa bu kez yanmaktan kurtulamayacaksın zulum eden herkes zulme uğrayacak o acıyı cekecek allah muslumanların yardımcısıdır amennavseddekna

misafir - 8 yıl önce
bazı arkadaşlar gerçi arkadaş demeyede bin şahid lazım israili gezmiş görmüş çok begenmiş hatta çokda özlemiş senin gördügün sadece bir serap, asıl ğüzellik toprağını,namusunu korumak için seveseve canını veren,bizim yaşantımızın 100/1 ne razı olan o cesur insanlardır.ayrıca dünyanın 7 harikasından biri isr??? değil MESCİDİ AKSA''DIR ........

misafir - 8 yıl önce
Tahtası noksan arkadaşım sana cevap yazıyorum.Mısır,Arabistan ve diğer Arap ülkeleri dururken biz Türkiye olarak niye Don Kişotluk yapalım?Dünyanın bekçisi biz miyiz?Ayrıca müslüman müslümanı mezhep kavgası yüzünden boğazlıyor bunu nasıl çözeceksin?Din savaşı olayına çevirdiniz işi ama zaten araplar birbirini yiyor,siz hangi gezegende yaşıyorsunuz?

misafir - 8 yıl önce
Haritadan Türkiye ye çıktım, marmara bölgesindeki Paşalimanı Adası''nın ismi yalnış.Harmanlı yazmışsınız o adadaki 5 köyden biri ltf düzeltin. Yada Ankaraya Çankırı yazın ozaman...

misafir - 8 yıl önce
bence israil dünyanın bşına gelen en kötü ülke ve kimseye acımadan kıran yakan döken bir ülke dünyanın yedi harikasından biri ama kötülük bakımından israili kınıyorum

misafir - 8 yıl önce
Arkadaşlar,bebeklerin ve masum insanların ölmesi beni kahrediyor.Ancak herkesin gözden kaçırdığı birşey var.Söyler misiniz Hamas ın liderleri neden Şam da,5 yıldızlı otellerde yaşıyorlar?Halkını bırakıp gitmek insanca mı,bu bile bu adamların terörist olduğunu gösteriyor.Bu adamlar biliyordu ki İsrail güçlü ,bile bile kaşındılar roket attılar,adamların saldıracağı kesindi.Halkının ipini kendi eliyle çekti bu şerefsizler.Bunlar mı müslüman şimdi?Niye terör örgütünü de kınamıyorsunuz,adam olsalardı halkını zulme maruz bırakmazlardı,lütfen biraz düşünün...

misafir - 8 yıl önce
merhaba ben gazzede ölen müslüman din kardeslerime allahdan rahmat diliyorum mekanlarin cennet olsun maslumun ahi yerde kalmaz allah tez zamanda cezalarini erecektir ben alahin adaletine inaniyorum

misafir - 8 yıl önce
sn bilgelik''e.. Sen sürgün yedin mi hiç hayatında? Veya yakınlarını düşmanın acımasız kurşunlarına teslim ettin mi hiç? Halit Meşal''i kastediyorsun sanırım... Ama o sürgün yemiş bir lider. Üstelik hamasın hiyerarşik yapısı çok farklı bir tane liderleri yok. o kadar liderini suikasta kurban vermiştir ki hamas? Ahmet yasin,fethi şikaki,rantisi... ve diğerleri. Senin ucuz polemiklerin ve vicdanını rahatlatma dürtüsünün yanında onlar canlarını toplumlarına feda etmişler ve ediyorlarda.

misafir - 8 yıl önce
Filistinliyiz arkadaşıma;yaklaşımına katılıyorum ve bütün mazlumlara Dua etmeliyiz.Allah hepimizin yanında olsun....

misafir - 8 yıl önce
HAMASA SELAM DİRENİŞE DEVAM ŞEHİTLER ÖLMEZ

misafir - 8 yıl önce
bir avuc toprak parcası ısrail neler yapıyor israil bır hıctır ama arkasında abd olduğu ıcın kımse bu katlıma gercek manada dur dıyemıyor!!!!!

misafir - 8 yıl önce
kahrolsun ataistler dünya elbet bir gün müslüman olacak o zaman israil gününü görecek filistin senin hep yanındayız....

misafir - 8 yıl önce
bu saldrilar devam ederse bir kac ay sonra filistin diye bir yer kalmiyacak israilin gozu ortadoguda

misafir - 8 yıl önce
MALATYA DÜN 20.11.2009 TARİHİNDE İSRAİLİ PROTESTO ETTİ BİZİM GAKKOŞ ELAZIĞDA BUNA KAYITSIZ KALMAYARAK ONLARDA BÖYÜK ÇAPI DA EĞLEM YAPIŞMIŞLARDIR.BU ÜRNEK DAVRANIŞI SERGİLEYEN KIRO ELAZIĞ A ŞAHSEN TEBİRİKİMİ SUNARIM İSRAİL

misafir - 8 yıl önce
insanlık adına sadece şunu söyleyebiliriz yazıklar olsun ve bu zihniyetle hareket eden hangi ülke olursa olsun kahrolsun

misafir - 8 yıl önce
hamasın israilin yaklaşık 100 e yakın askerini öldürüp,israili pisikolojik bunalıma soktuğunu bilmeden konuşmayın.israil bilmeyenlerin gözünü korkutmak için ve yapabileceği başka bişey olmadığı için sadece sivilleri öldürüyor.hepiniz göreceksiniz zaferimiz yakındır.galiba ahmet ş. abide benimle aynı düşünüyodur..

misafir - 8 yıl önce
bunlar inşallah helak olurlar ....Ya rab dualarımızı kabut et

misafir - 8 yıl önce
BİR AVUÇ İSRAİL ETRAFINDAKİ MÜSLÜMAN DEVLETLER TÜKÜRSELER TÜKRÜĞÜYLE BOĞULUR KENDİLERİDE BUNUN FARKINDALAR BİRLİK YOK ALLAH YARDIMCIMIZ OLSUN DUA EDELİM

Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

İsrail Resimleri

İsrail Haritaları

dunya uzerinde israil nerede.png
dunya uzerinde israil nerede.png
israil.jpg
israil.jpg
israil bati seria gazze ve golan tepeleri.png
israil bati seria gazze ve golan tepeleri.png
israil bayrak harita.png
israil bayrak harita.png
israil bolgeleri harita.png
israil bolgeleri harita.png
israil demiyolus.jpg
israil demiyolus.jpg
israil Gaza Strip ve West Bank.jpg
israil Gaza Strip ve West Bank.jpg
israil harita.png
israil harita.png
israil harita 2.jpg
israil harita 2.jpg