İstiklal Marşının Ilk Defa Okunuşu ve Kabulü

Kısaca: Saruhan Mebusu Reşat Bey'in, Celse Sonunda Karesi Mebusu Abdülgafur Efendi Tarafından Bir Dua İrat Edilmesine Dair Takriri:REİS - Yeni bir takrir var, Saruhan Mebusu Reşat Bey'indir. (Bu mübarek meclisimizin içtimai nihayetinde Abdülgafur Efendi tarafindan bir dua irat buyurulmasını arz ve teklif ederim) diyorlar. ...devamı ☟

Saruhan Mebusu Reşat Bey'in, Celse Sonunda Karesi Mebusu Abdülgafur Efendi Tarafından Bir Dua İrat Edilmesine Dair Takriri:

REİS - Yeni bir takrir var, Saruhan Mebusu Reşat Bey'indir. (Bu mübarek meclisimizin içtimai nihayetinde Abdülgafur Efendi tarafindan bir dua irat buyurulmasını arz ve teklif ederim) diyorlar. (Seriye Vekili Efendi var sesleri). Dua edilmesini kabul buyuranlar lütfen ellerini kaldırsın... Kabul edildi. İstiklal marşlarından bir tanesinin kürsüden okunmasına Heyeti Celile karar vermişti.

HAMDULLAH SUPHİ B. (Antalya) - Arkadaşlar, hatırlarsınız Maarif Vekaleti son mücadelemizin ruhunu terennüm edecek bir marş için şairlerimize müracaat etmiştir. Birçok şiirler geldi. Arada-yedi tanesi en fazla evsafı haiz olarak görülmüş ve ayrılmıştır.

SALİH Ef. (Erzurum) - İsimleri nedir?

HAMDULLAH SUPHİ B. - Ayrıca arzedilecektir. Yalnız vekalet yapmış olduğu tetkikatta fevkalade kuvvetli bir şiir aramak lüzumunu hissettiği için ben şahsen Mehmet Akif Beyefendi'ye müracaat ettim ve kendilerinin de bir şiir yazmalarını rica ettim. Kendileri çok asil bir endişe ile tereddüt gösterdiler. Bilirsiniz ki bu şiirler için bir ikramiye vadedilmiştir halbuki bunu kendi isimlerine takrib etmek arzusunda bulunmadıklarını ve bundan çekindiklerini izhar ettiler. Ben şahsen müracaat ettim. Lazımgelen tedabiri alırız ve icabeden ilanı yaparız dedim. Bu şartla büyük dini şairimiz bize fevkalade nefis bir şiir gönderdiler. Diğer altı şiirle beraber nazarı tetkikinize arzedeceğiz. İntihab size aittir. Arkadaşlar reyimi ihsas ediyorum. Beğenmek, takdir etmek hususunda haizi hürriyetim. İntihabımı yapmışım, fakat sizin intihabınız benim intihabımı nakzedebilir. Arkadaşlar bu size aittir efendim.

İSTİKLÂL MARŞI

1 Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak; (Şiddetli alkışlar) Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak; O benimdir, o benim milletimindir ancak.

2 Çatma; kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal, Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal? Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal... Hakkıdır, hakka' tapan, milletimin istiklal. (Alkışlar)

3 Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım, Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım! Kükremiş sel gibiyim; bendimi çiğner aşarım; Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

4 Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar, Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var, Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar, "Medeniyet!" dediğin tek dişi kalmış canavar?

5 Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın. Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın. Doğacaktır sana vaadettiği günler hakkın. Kim bilir belki yarın... Belki yarından da yakın. (Alkışlar)

6 Bastığın yerleri "toprak!" diyerek geçme, tanı; Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı. Sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır atanı; Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı. (Alkışlar)

7 Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda? (Alkışlar) Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda! Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda, Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda. (İnşallah sadaları)

8 Ruhumun senden, ilahi şudur ancak emeli. Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli, Bu ezanlar -ki şahadetleri dinin temeli- Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.

9 O zaman vecdile bin secde eder -varsa- taşım, Her cerihamdan, ilahi boşanıp kanlı yaşım, Fışkırır ruhu mücerret gibi yerden naaşım; O zaman yükselerek arşa değer belki basım. (Alkışlar)

10 Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal! Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal. Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlal; Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;. Hakkıdır; hakka tapan, milletimin istiklal. (Sürekli alkışlar)

Kabulü

MAARİF VEKİLİ HAMDULLAH SUPHİ B. - Arkadaşlar, İstiklal marşları hakkında Vekalet tarafından vaki olan davet üzerine ne kadar marş elimize geçmiş ise bunları bir encümen marifetiyle tetkik ettirdik, neticeyi Heyeti Celilenize arzettik. Bunları görmek arzu buyurdunuz. Matbu olarak tevzi edildi efendim. Bir nokta üzerine nazarı dikkatinizi celbetmek isterim. Bu İstiklal marşları tarafı alinizden tetkik edildikten sonra intihabınız hangi şiir üzerinde temerküz ederse ikinci bir muamele daha yapılacaktır. Bestekarlara yollayacağız, bestekarlar dahi bize muhtelif besteler yollayacaklardır. Onlar arasında bir intihab daha yapılacaktır.

Anadolu mücadelesi uzun müddetlerden beri devam ediyor, bunu ifade etmek, bunun ruhunu söyletmek üzere yazılmış olan bu şiirler ne kadar evvel bir karara iktiran ederse şüphesiz ki daha fazla müstefit oluruz.


Heyeti celilenizden istirham ediyorum. Şiirler mütalaa edilmiştir. Bunu bir heyete mi, bir encümene mi verirsiniz? Heyeti Umumiye'ce bir karara mı raptedersiniz? Ne arzu buyurursanız yapınız.


REİS - Maarif Vekaleti bu İstiklal Marşının bugün ruznameye alınarak müzakeresini arzu ediyor. Bugün müzekeresini kabul eden lütfen el kaldırsın. Kabul edildi efendim.

MUHİTTİN BAHA B. (Bursa) - Muhterem efendiler, söyleyeceğim sözlerin yanlış anlaşılmamasını, bir maksadı mahsusa hamledilmemesini teminen iptidaen bir hakikatten bahsedeceğim; bu milli marş müsabakası ilan edildiği zaman müsabakaya ben de iştirak etmek istedim. Fakat bu mesele öyle bir cereyan almıştır ki bendeniz bu müsabaka işinden sarfınazar ediyorum. (M) İmzalı şiir bendenizindir. Bunu ithal buyurmayınız.

Gene Kemalettin Kami namında biri vardır ki avnı sebepten dolayı gazetemizde kendi şiirini geriye almıştır. Bunun üzerine mütalaanızı beyan buyurursunuz. Bir Encümeni edebi mi teşkil edersiniz, ne yapılacaktır? Ona göre.


REİS - Burada bir mesele var. İstiklal marşlarını doğrudan doğruya Heyeti Umumiye'de müzakere ederek bir karar mı vereceksiniz, yoksa bir encümene mi havale edeceksiniz?

YAHYA GALİP B. (Kırşehir)- Burada olsun, hepimiz anlarız.

BESİM ATALAY B. (Kütahya) - Efendim, şiirler iki türlüdür. Ya hislerin makesidir, yahut derin veyahut ağlatıcı bir ruhun, ağlatıcı bir galeyanın aksidir. Şiir bu iki şekil üzerine doğarsa makbul ve muteberdir. Dünyada o şiirlerdir ki halk arasında yaşar. Ya yüksek ve bedii bir histen doğar, ya muhrik bir helecandan doğar. Böyle olmayıp da ısmarlama tarikiyle yazılırsa bu şiirler yaşamaz. Efendiler, bizim Cezayir Marşımız vardır. Bu; halk arasında yaşıyor. Bu müsabaka ile yazılmamıştır. Bu; ağlayan bir ruhun, eline silahını alarak düşmana koşan, vatanına koşan bir ruhun hissiyatını terennüm eder. Marseyyez'in nasıl söylendiğini bilirsiniz. İnkılabı Kebir esnasında -silahını almış- koşan bir gencin söylediği şiir birden bire taammüm etmiştir. Evvela bu gibi şiirlerin memleketin maruz kaldığı felaketlere -ağlayarak, titreyerek-evvela güftesi değil, bestesi söylenir. Ismarlama şiirlere verilecek memleketin parası yoktur.

HAMDULLAH SUPHİ B. (Antalya) - Arkadaşlar, bir hata üzerine, bir galatı rüyet üzerine dikkati alinizi celbetmek isterim. Bilhassa para meselesi ile bu şiirler arasında bir münasebet bulmak, gayet yanlış bir noktai nazardır. Memleketin kuvayi maddiyesi ve maneviyesi vardır. İstihlası vatan mücadelesini yapan milletin vekilleri, onun vekillerinin vekilleri halkın heyecanını ifade etmek üzere memleketin şairlerine müracaat etmiştir. Bu şairler ilk defa şiirlerini yazmamıştır. Arkadaşlar, bize şiirlerini yollayan şairler, seneler arasında bütün memleketin kederlerini, ıstıraplarını, bütün mefahirini söyleyen şiirler yazmışlardır. Demek para mukabilinde şiir mevzuubahis değildir. Biz halkın ruhunu, heyecanını ifade eden şiirler yazmaları için şairlerimize müracaat ettik. Hiçbirisi para hakkında bir şey söylememiştir. Geçen defa işaret ettiğim üzere nazarı dikkatinizi celbediyorum: Mehmet Akif Belki bu, şairler arasında para meselesinden kaçınan arkadaşlarımızdan birisidir- zaten senelerden beri en yüksek ve en ilahi bir belagatle yazmıştır. Yeniden yazmaktan çekinmesi; bazılarının hatırına para gelir, diye korkmasındandır ve ona binaen yazmamıştır. Ben gelen şiirleri okuduktan sonra, bu işte vazifedar ettiğiniz bir arkadaşınız sıfatiyle, arzu ettim ki bir kuvvetii şiir daha bulunsun ve kendilerine müracaat ettim. Bunun üzerine kendileri de şiir yazdılar, gönderdiler. Besim Atalay Bey'in halk şiirlerinin -bilhassa büyük vakayii milliyeye taalluk eden şiirlerin- bir siparişi mahsus üzerine doğmadığı sözü gayet varittir. Yalnız bizim şimdiye kadar mevcut olan şiirlerimizin bugünkü mücadelemizi ifade etmiyorsa şairlerimizin. kendi duygularını ifade etmeleri katiyen doğru değildir. Kendileri şu noktada haklıdırlar: Bütün şiirler ve milli şiirler cihanın en maruf olan şiirleri, halk hareketleri arasından doğmuş olan şiirlerdir. Fakat itiraf ederim ki, bu şiirler aramızda d aha. doğmamıştır. Doğmasını arzu etmek bizim için bir vazifedir. Şairlerimize müracaat ettik ve bize çok güzel şiirler yazdılar. Bu şiirler arasında intihap hakkı Heyeti Âliye'nize aittir. Şiirleri okuyunuz. Ben istirham ediyorum ki bir an evvel bu şiirin bestelenmesi için bir karar ittihaz ediniz ve bütün milletin lisanına geçmesi için istical buyurunuz, bir karar veriniz, tebliğ ediniz, ben de mesaimin ikinci kısmına geçeyim.

Dr. SUAT B. (Kastamonu) - Beyler, esasen mesleğim şiirle edebiyatla iştigale müsait değildir. Bu itibarla arzedeceğim izahatı şiir ve edebiyat tenkidatı gibi arzetmeyeceğim. Ancak Hamdullah Suphi Beyefendi geçenlerde bu kürsüde, bu şiirleri inşat ettiği vakit, Meclis'te büyük bir gürültü olmuştu. Ondan.anlaşılıyordu ki İstiklal Marşı olarak bu şiirlerden birisinin intihap edilmesini teklif ederlerse çok güzel bir şey olacak. Bendeniz Akif Bey'in diğer eserlerini de okumuşum. Esasen bir marş; bir milletin heyecanlarını, tahassüsatını terennüm etmek itibariyle kıymetli ise, Akif Bey'in son yaptığı İstiklal Marşı'ndan evvel inşat etmiş olduğu şiirler, zaten bidayeti inşadından çok evvel bizim hissiyatımızı, tahassüsatımızı ifade etmiştir. Kendisinin, memleketin tahaşsüsatına karşı ne kadar kuvvetli bir kudreti şiiriyesi olduğunu ve Garp ve Şark alemi hakkındaki tahassüsatımn en güzel numunelerini (Safahat) ismindeki eserleri gösterir. Bu itibarla bu kahramanı edebıi tebcil etmemek elden gelmez. Bendeniz kendi namıma Mehmet Âkİf Bey'in büyük bir unvan ile tertip ettiği eseri tetkik etmek istemern.Tahsisen bu meselede bunların içinde yazmış olduğu marşların en güzeli İstiklal Marşı'dır ve bundan evvel de Meclis'te büyük bir vecd uyandırmıştır. Onun için durudiraz mütalaa etmeksizin bunun tasvip edilmesini teklifederim.

HACI TEVFİK Ef. (Kangırı) - Efendiler, bendeniz bu şiirin bu hakikat kürsülerine nasıl çıktığına tahayyür ediyorum. Bunu Meclisi Maarif kendisi intihap eder, kendisi tercih eder, kendisi yapar. Gerçi şiir bir meziyettir, gerçi şiir bir ziverdir, lakin bir hayaldir. Bu kürsü hakikata çıkması doğru değildir: Eğer tercih lazım geliyorsa Akif Bey'in şiiri gayet güzel yazılmıştır. Lakin biz bugün aşiyanda değiliz. Millet Meclisi'nin kürsüsünde olduğumuzu unutmayalım, bunu Maarif Encümeni kendisi mütalaa etsin, kendisi takdir etsin, kendisi tercih etsin. (Doğru sesleri).

TUNALI HİLMİ B. (Bolu) - Arkadaşlar mesele gayet mühimdir. Eğer bu marş milletin ruhunu kavrayabilecek bir marş ise onda ufacık bir yakışıksızlık diyelim, sonra o marş için pek büyük düşüklük verir. Biraz serbest söyleyemiyorum, kusura bakmayınız. Burada edebi tenkidata girişecek değilim. Binaenaleyh yalnız fikrimi kısaca arzedeceğim. Katiyen Hamdullah Suphi Bey'in isticaline iştirak edemem (Biz ederiz sesleri). Edemem; zira bir kere bu marş milletin ruhundan doğma bir marş değildir. Besim Atalay Bey'in hakkı vardır. Milletin ruhuna tercüman olacak bir marş olmalı. (Gürültüler). Müsaade buyurunuz.

REİS - Kesmeyelim, böyle müzakere edemeyiz ki...

TUN ALI HİLMİ B. (Bolu) (Devamla) - Bu o kadar müzakereye kayıktır ki siz takdir edemezsiniz.

REFİK ŞEVKET B. (Saruhan) - Reis Bey usulü müzakere hakkında söz isterim. Müsaade buyurur musunuz? Şiirler sahiplerinin malıdır. Beğenirsek rey veririz, beğenmezsek rey vermeyiz. Herkesin muhterem şahsiyetine tecavüz etmeyerek kabul edelim veyahut etmeyelim, rica ederim.

TUNALI HİLMİ B. (Bolu) - Gerek şu şiire ve gerek şu manzumelere karşı bir şey söyledim mi ki böyle söylüyorsunuz? İsim zikretmedim. İyi dinleyiniz, kulaklarınızı açınız. Arkadaşlar istirham ederim! Bunu, bir encümeni mahsusu edebi teşkil edelim, oraya havale edelim, bu manzumelerin birini intihap etsin. Asıl ruhi mesele buradadır... O encümeni mahsus intihab ettiği manzumenin sahibini çağırır, der ki ona, şu mısraı terkederseniz veya şu mealde tebdil ederseniz ve şu kelimenin bununla tebdili elzemdir, o zaman o manzume daha iyi olur. İstirham ederim, bu noktaya dikkat buyurunuz. Arkadaşlar manzumenin bastan başa iyi olmasını bütün samimiyetle arzu ediyorum ve bu teklifte bulunuyorum. (Gürültüler) Müsaade buyurunuz bana biri imzalı, biri imzasız iki mektup geldi. Bu mektupta deniliyor ki; Diğer verilmiş olan manzumeleri de okuyunuz, onların içinde; intihap edilmiş olanlardan daha muvafıkı vardır. (Handeler) (Memiş Çavuş sesleri) Sahibi mektup Garp Ordusu'na gitti. İmzasiyle gösterebilirim. Arkadaşlar tekrar ısrar ediyorum, bir encümeni mahsusu edibi teşkil edilmelidir ve intihap onun reyine bırakılmalıdır. (Hayır, hayır sesleri) (Gürültüler)

REİS - Efendim müsaade buyurunuz. Trabzon Mebusu Celal Bey'in İstiklal Marşı ile bir takriri var."Riyaseti Celiliye

Mingayrihaddin karaladığım gayrimatbu İstiklal Marşı'nın Meclisi Âli huzurunda kıraet olunmasını teklif eylerim.

Trabzon Mebusu Celal"


REİS - Müsaade buyurunuz rica ederim. Zannediyorum ki, bu Heyeti Celilelerine dağıtılan manzumeler müddeti muayyene zarfında toplanıp da şimdi intihap edilenlerdir. Bunun müsabakaya ithali kabil midir efendim? (Hayır, hayır sesleri).

İHSAN B. (Cebelibereket) - Şekil aramıyoruz. İyi ise dinleyelim (Muvafık sesleri).

REİS - Efendim müsaade buyurunuz. Tekrar ediyorum. Muayyen bir zaman zarfinda marş müsabakası ilan edildi. Onlardan Maarif Vekaleti intihap etmiş, göndermiş. Şimdi bu gönderdiği marşlardan birinin intihabını Heyeti Umumiye'de kendisi takip ediyor ve müzakere ediyoruz. Bu meyanda birisi bir marş gönderiyor. Bunu kabul ettikten sonra yarın vaki olacak müracaatları da reddedemeyeceğiz.

REFİK B. (Konya) - Nasıl reddedeceksiniz? İlanihaye devam edecektir.

İHSAN B. (Cebelibereket) - Marş lazımdır. Hangisi güzel olursa o lazımdır.

REİS- Bu marşın okunmasını kabul buyuranlar lütfen el kaldırsın... Kabul edilmedi efendim.

HAMDİ NAMIK B. (İzmit) - Efendiler, milli bir marş yapmak ihtiyacı hasıl olmuş. Maarif Vekili şairleri müsabakaya davet etmiş, birçok şiirler içerisinden birkaç parça intihap ve tabedilmiş. Bendeniz anlamıyorum. Bu bir Meclisi Milli işi midir? Bir encümeni edebi işi midir? (Millet işidir sesleri). Millet işidir. Şüphesiz efendiler, fakat malumu aliniz şiir meselesi bir sanat meselesidir, Eğer bunu tercih etmek hakkını biz deruhde ediyorsak aram ızda şiirle tevvegul [1] etmiş arkadaşlarımızdan bir encümeni edebi teşkil edelim, onlar tetkik etsinler. Geçen gün bu maksatla söylediğim bir söz suitelakkiye uğramıştır. Binaenaleyh eğer bunun tetkiki için içimizden bir encümen teşkil etmiyecek olursak o hak doğrudan doğruya Maarif Vekaleti'ne aittir, noktai nazarını izah etsin ya kabul edersiniz, yahut kabul etmezsiniz. Bunun uzun uzadıya sürünmesine hacet yoktur (Gürültüler).

MAARİF VEKİLİ HAMDULLAH SUPHİ B. - Arkadaşlar! Refik Şevket Bey'in sözünü tekrar ediyorum. Bu şiirler mevzuubahis olduğu vakit lüzumsuz yere, hatta arzumuz hilafinda şiirler yazmış olan arkadaşlarımız için böyle bir söz buradan çıkmamalıdır. Bahusus ki, arkadaşlar ısmarlama sözü ve halkın tercümanı olmaz sözü yanlıştır. Çünkü halkın mümessilleri olan sizlerin huzurunda okunan şiirin Heyeti Aliyeniz üzerindeki azami tesirine bendeniz de şahit oldum. Eğer halk üzerine olan tesirini anlamak için kendi kalbimizden başka miyarınız varsa o başkadır. Eğer halkın teessürünü kendimiz anlayacak olursak halkın kalbini de anlamış oluruz. Şimdi arkadaşlar bendeniz diyeceğim ki: Yeni bir encümeni edebiye havale edersek bir fayda mutasavver olabilir. Eğer encümen kararını verip bitirecek ise. Fakat zannediyorum Meclisinizin verdiği karar ve ısrar ettiği nokta, kendisinin bu işi halletmesidir. O halele encümenden çıkıp yine heyetinize gelecektir. Yine bu vaziyet hasıl olacaktır. O halde burada yedi tane şiir vardır, Riyaset bunları ayrı ayn reye vaz'etsin, hangisi tarafınızdan mazharı takdir olursa onu kabul edersiniz. (Doğru sesleri).

REİS- Efendim müzakerenin kifayetine dair takrirler vardır. Müzakerenin kifayetini reye koyacağım. Müzakereyi kafi görenler lütfen el kaldırsın... Kabul edildi. Kırşehir Mebusu Yahya Galip Bey'in bir takriri var.

" Riyaseti Celileye Muhittin Bey'in inşad ettikleri marşın kürsüde taraflarından okunmasını teklif eylerim. 
12 Mart 1337
Kırşehir Mebusu
Yahya Galip"


REİS- Kabul edenler lütfen ellerini kaldırsın...Kabul edilmedi efendim. Efendim Muş Mebusu Abdülgani Bey'in bir takriri vardır. "Riyaseti Celileye İstiklal Marşı Maarif Vekaleti'nce müsabakaya vaz'edilmiş ve intihabı yine Vekaleti mezbureye ait bulunmuş olduğundan ve Meclisi Ali bir meclisi edebi olmadığından intihabının dahi Maarif Vekaleti'ne ait olduğunu arz ve teklifeylerim. 12 Mart 1337
Muş Mebusu
Abdülgani"


REİS - Kabul edenler lütfen el kaldırsın... Kabul edilmedi efendim. Efendim Saruhan Mebusu Avni Bey'in takriri var.

"Riyaseti Celileye  İstiklal Marşı vatani bir parça olmakla beraber her halde şayanı teslimdir ki şiiri, musikisi, vatani olması lazımgelen bu marşın tetkiki her halde bir ihtisas ve ehli hibre meselesidir. Binaenaleyh, bu marşın tefrik ve kabulü için erbabı ihtisastan mürekkep bir encümene tevdii ve badehu bestelenmesini teklif eylerim.
12 Mart 1337
Saruhan Mebusu 
Avni"


REİS - Efendim bu teklifi kabul edenler lütfen ellerini kaldırsın. Kabul edilmedi. Şimdi efendim müzakerenin kifayetine dair muhtelif takrirler var. Yahut her marşı Heyeti Âliyenizin reyine koyalım.

HASAN BASRİ B. (Karesi) - Reis Bey! Bizim bir takririmiz vardır. Suat Bey'in de bir takriri var.

REİS- Meclisi Âli reyini ne suretle izhar ederse ondan sonra anlaşılacaktır.

"Riyaseti Celileye


Müzakerenin kifayetini ve Mehmet Akif Bey'in İstiklal Marşı'nın kabulünü teklif ederim.


12 Mart 1337 
Kastamonu Mebusu 
Dr. Suat"


"Riyasete  İstiklal Marşı'nın şubelerce teşkil edilecek bir encümeni mahsus tarafından tetkik ve tasdik olunmasını teklif ederim.


12 Mart 1337
Bolu Mebusu 
Tunalı Hilmi"


REİS - Bu takriri kabul edenler lütfen ellerini kaldırsın. Reddolundu.

"Riyaseti Celileye  Şiirin besteye gelip gelmemesi meselesi vardır. Şuara ve bestekarlardan mürekkep bir encümen teşkilini teklif eylerim.


12 Mart 1337
Ertuğrul Mebusu
Necip"


REİS - Aynı mealde birçok takrirler vardır. Necip Bey'in takririni kabul edenler lütfen ellerini kaldırsın. Reddedildi.

"Riyaseti Celileye  Bütün Meclis'in ve halkın takdiratını celbeden Mehmet Akif Beyefendi'nin şiirinin tercihan kabulünü teklif ederim.


12 Mart 1337 
Karesi Mebusu 
H. Basri"


"Riyaseti Celileye


İstiklal marşlarını matbu varakalarda hepimiz ayn ayrı tetkik ettiğimiz için encümene havalesine lüzum yoktur. Mehmet Akif Bey'e ait olanının Miili Marş olarak kabulünü teklif ederim.

12 Mart 1337
Bursa Mebusu 
Operatör Emin"


"Riyaseti Celileye

Kaffei ervahı İslam üzerinde kıraati heyecanlar tevlit edecek derecede icazkar olan büyük İslam Şairi Mehmet Akif Bey'in marşının takdiren kabulünü teklif eylerim.

12 Mart 1337 
Bitlis Mebusu 
Yusuf Ziya"


" Riyaseti Celileye


Ötedenberi İslamın ruhnevaz şairi Akif Bey efendi'nin İstiklal Marşı her veçhile müreccah ve Meclisi Âli'nin ruhu maneviyesine evfak olmakla kabul edilmesini teklif ederim.

12 Mart 1337 
İsparta Mebusu 
İbrahim"


"Riyaseti Celileye


Mehmet Akif Bey tarafından inşat edilen marşın kendi tarafından kürsüde kıraat edilmesini teklif eylerim.


12 Mart 1337
Kırşehir Mebusu
Yahya Galip"


REİS - Bu takrirlerin hepsi Mehmet Akif Bey'in şiirinin kabulünü mutazammındır. (Reye sesleri). Müsaade buyurunuz, rica ederim müsaade buyurunuz efendiler.

TUNALI HİLMİ B. (Bolu) - Reis Bey müsaade buyurursanız Mehmet Akif Bey'in marşının reye vaz'ından evvel bendeniz ufacık birsey rica edeceğim. Tebdil edilmesi ihtimali vardır.

REİS- Müzakere bitmiştir efendim rica ederim.

SALİH Ef. (Erzurum) - Bendeniz bir şey arzedeceğim.

REİS - Müzakere bitmiştir. MaarifVekaleti'nin teklifi vardır. Her marşı ayrı ayrı reye koyunuz diye teklif etmişlerdi. Her marşın ayrı ayrı reye vaz'ını kabul buyuranlar lütfen el kaldırsın. Kabul edilmedi. O halde bu takrirleri reye koyacağız. Basri Bey'in takririni reye koyuyorum (Basri Bey'in takriri tekrar okundu).

REİS- Basri Bey'in takririni kabul buyuranlar ellerini kaldırsın. Kabul edildi efendim (Gürültüler ve ret sadalan).

REFİK ŞEVKET B. (Saruhan) - Reis Bey! Mehmet Akif Bey'in şiirinin aleyhinde bulunanlar da ellerini kaldırsın ki ona göre muhaliflerin miktarı anlaşılsın. (Muvafıktır, anlaşılsın sadaları).

REİS - Bu takriri kabul edenler, yani Mehmet Akif Beyefendi tarafından yazılan marşın İstiklal Marşı olmak üzere tanınmasını kabul edenler lütfen el kaldırsın. Ekseriyeti azime ile kabul edildi.

MÜFİT Ef. (Kırşehir) - Reis Bey yalnız bir şey arzedeceğim. Hamdullah Suphi Bey'in bu marşı bu kürsüden bir daha okumasını rica ediyorum. (Gürültüler).

REFİK B. (Konya) - Milletin ruhuna tercüman olan işbu İstiklal Marşı'nın ayakta okunmasını teklif ediyorum.

REİS - Müsaade buyurursunuz efendim. Heyeti muhtereme bu marşı kabul ettiğinden tabii resmi bir İstiklal Marsı olarak tanınmıştır. Binaenaleyh ayakta dinlememiz icabeder. Buyurunuz efendiler;

İSTİKLÂL MARŞI

1
Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
(Şiddetli alkışlar)
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. 
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak; 
O benimdir, o benim milletimindir ancak.


2
Çatma; kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal, 
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal? 
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal... 
Hakkıdır, Hakka' tapan, milletimin istiklal.


3
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım, 
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım! 
Kükremiş sel gibiyim; bendimi çiğner aşarım; 
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.


4
Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar, 
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var, 
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar, 
"Medeniyet!" dediğin tek dişi kalmış canavar?

5
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın. 
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın. 
Doğacaktır sana vaadettiği günler hakkın. 
Kim bilir belki yarın... Belki yarından da yakın.


6
Bastığın yerleri "toprak!" diyerek geçme, tanı; 
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı. 
Sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır atanı; 
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.


7
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda! 
Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda, 
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.


8
Ruhumun senden, ilahi şudur ancak emeli. 
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli, 
Bu ezanlar -ki şahadetleri dinin temeli- 
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.


9
O zaman vecdile bin secde eder -varsa- taşım, 
Her cerihamdan, ilahi boşanıp kanlı yaşım, 
Fışkırır ruhu mücerret gibi yerden naaşım; 
O zaman yükselerek arşa değer belki basım.


10
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal! 
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal. 
Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlal; 
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;. 
Hakkıdır; Hakka tapan, milletimin istiklal.


(Sürekli alkışlar) 

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.