Jean Marc Nattier

Kısaca: Fransız ressamı (Paris 1685 - ay.y. 1766). Babası Marc'tan (Paris 1642-ay.y. 1705) ve vaftiz babası Jouvenet'den ders aldı. Daha on beş yaşındayken, bir desen ödülü kazanarak sanatçı yeteneğini gösterdi. Rubens'in Luxembourg müzesindeki tablolarının gravürde kullanılmak üzere desenlerini yapma teklifini kabul ederek Roma'ya gitmekten vazgeçti. 1715'te Resim akademisine girmek için kendisinden Güzel Sanatların Koruyucusu Apollon konulu bir tabla yapması istenildiyse de, akademi üyelerinin fiki ...devamı ☟

Fransız ressamı (Paris 1685 - ay.y. 1766). Babası Marc'tan (Paris 1642-ay.y. 1705) ve vaftiz babası Jouvenet'den ders aldı. Daha on beş yaşındayken, bir desen ödülü kazanarak sanatçı yeteneğini gösterdi. Rubens'in Luxembourg müzesindeki tablolarının gravürde kullanılmak üzere desenlerini yapma teklifini kabul ederek Roma'ya gitmekten vazgeçti.

1715'te Resim akademisine girmek için kendisinden Güzel Sanatların Koruyucusu Apollon konulu bir tabla yapması istenildiyse de, akademi üyelerinin fikir değiştirmesi üzerine, ancak 1718'de sunduğu Taş Haline Gelen Phineus adlı tablo kabul edildi.

1717'de Hollanda'ya gitti, Büyük Petro kendisine Poltava Savaşı konulu bir tablo ile saray adamlarının, imparatoriçe-nin ve nihayet kendisinin portrelerini ısmarladı. Bu sipariş Nattier'nin tanınmasında büyük rol oynadı. Ne var ki, Law yüzünden varını yoğunu kaybedince, Watteau ile birlikte Crozat için desenler çizmeyi kabul etti, Versailles süslemelerini örnek alan gravürler yapmak için 1723'te Masse ile çalıştı.

1734'te, naibin oğlu Chevalier d'Orleans'ın özel ressamlığına tayin edildi. O tarihten sonra, Nattier'nin adı daha çok duyulmaya başlandı. 1740'tan sonra kral ailesinin, özellikle Louis XV'in kızlarının özel ressamı oldu. Bununla beraber, ömrünün son günleri üzüntüler içinde geçti.

1762'de hastalandı, yoksul düştü, antika koleksiyonunu satmak zorunda kaldı ve yalnızlık içinde öldü. 1752'den beri akademide profesördü. Alegorik veya dini konulu kompozisyonları (1737 Salonunda sergilenen Adalet, Magdalena, Potifar'ın Karısı) ve çeşitli portreleri (Hebe Kılığında Chartre Düşesi [1]) vardır. Fakat en güzel portreleri, şüphesiz Versailles'daki kral ailesi resimleridir: Marie Leszczynska, Madame Victoire, Madame Louise, Madame Adelaide.

Bu tablolarda psikolojik gerçek, zarafet ve incelik, elbiselerin göz alıcılığı en yüksek derecesine varır. Uzun zaman ihmal edilen bu sanatçı, bugün Fransız portreciliğinin en önemli ustalarından biri sayılmaktadır.

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.