Kapıların Dışında (Oyun)

Kısaca: ``Kapıların Dışında`` (Almanca: ``DrauíŸen vor der Tür``, tam çeviri: ``Dışarıda, Kapının Önünde``), Wolfgang Borchert`in yazdığı tek tiyatro oyunudur. İlk defa 13 Şubat 1947`de radyo oyunu olarak yayınlanmıştır. ...devamı ☟

Kapıların Dışında`` (Almanca: ``DrauíŸen vor der Tür``, tam çeviri: ``Dışarıda, Kapının Önünde``), Wolfgang Borchert`in yazdığı tek tiyatro oyunudur. İlk defa 13 Şubat 1947`de radyo oyunu olarak yayınlanmıştır.

Oyun

``Kapıların Dışında``, savaş sonrasında Rusya`dan vatanına dönen, ancak eşini, evini, hayallerini ve inançlarını bıraktığı gibi bulamayan Beckmann isimli bir askerin umutsuzluğunu anlatır. Beckmann`ın çaldığı bütün kapılar yüzüne kapanır. Kendini öldürmek için atladığı Elbe nehri bile onu kabul etmez ve kıyıya geri bırakır. Oyun, Beckmann`ın ölümü olarak yorumlanabilecek bir sonla biter.

Savaşın hemen ardından, hassas bir dönemde yayınlanan oyunda Borchert, ``"Hiçbir tiyatronun oynamak, hiçbir seyircinin izlemek istemediği oyun"`` alt başlığını kullanmıştır. Oyun tek perde ve beş sahneden oluşur.

Oyunda dışavurumcu bir tarz kullanılmıştır. Ayrıca seyircinin zihnini karıştırarak oyuna ilgisini sağlamak için ``yabancılaştırma`` gibi Brechtyen teknikler kullanılmıştır.

Karakterler

Özgün metinden çevrilmiş karakter listesi:Behçet Necatigil çevirisi - de Yayınevi - 1962

  • Beckmann - Onlardan biri.
  • Karısı - Beckmann`ı unutup kendisine yeni bir
  • Aşık - bulmuştur.
  • Bir Kız - Evine tek bacakla dönen
  • Kocası - bin şu kadar gece hep bu kızın hayaliyle yaşadı.
  • Bir Binbaşı - Çok şen olan bu binbaşının
  • Karısı - sıcacık odasında üşür,
  • Kızı - akşam yemeğini yemekle meşgul,
  • Kızın Kocası - kesip atan türden.
  • Bir Kabare Direktörü - Cesur olmaya yelteniyorsa da iş ciddileşince korkak.
  • Bayan Kramer - Sadece Bayan Kramer, işin asıl korkunç tarafı da bu zaten.
  • İhtiyar Adam - Artık hiç kimsenin inanmadığı.
  • Cenaze Servisi Müdürü - Geğirti küpü.
  • Bir Çöpçü - Aslında çöpçü değil.
  • Öteki - Onu herkes bilir.
  • Elbe Nehri


Karakter listesinden sonra kısa bir giriş vardır: Bir adam (Beckmann) Almanya`daki memleketine döner ama gidecek kimsesi yoktur. Önce yaşadıklarının bir film olduğunu düşünür ancak sonra bunun hiç bitmeyecek bir film olduğunu fark eder.

Özet

Önoyun

Oyun, oldukça şişman ve sürekli geğiren bir cenaze servisi müdürünün (=``ölüm``) Elbe kıyısındaki bir cesedi incelemesiyle başlar. Üzerinde askeri elbise olsa da ceset bir askere ait görünmemektedir. Cenaze servisi müdürü nihilist bir şekilde, bu ölümün hiçbir şeyi değiştirmediğini söyler. Yaşlı bir adam (=``tanrı``) ağlayarak gelir ve çocuklarının birbirlerini öldürmekte olduğunu söyler. Artık kimse ona inanmadığı için, onları durduramaz. Adamla fazla ilgilenmeyen cenaze servisi müdürü bu durumun trajik olduğuna katılır.

Tanrı, ölümün yeni tanrı olduğunu söyler; artık insanlar sadece ölüme inanmaktadır. Ancak tanrının hatırladığı ölüm zayıf, hastalıklı bir ölümdür. Ölüm, son yüzyıldaki savaşlar sayesinde işlerinin iyi gittiğini, bu yüzden şişmanladığını, geğirtisinin sebebinin de bu olduğunu açıklar. Tanrıya, gidip biraz dinlenmesini öğütler ve sahne sona erer.

Rüya

İntihara kalkışan Beckemann, Elbe Nehri`nde sürüklenirken kendine gelir. Kararlı bir anne karakterindeki nehir, Beckmann`ın kendini öldürmeye çalıştığını anlayınca onu azarlar. Onu korkaklıkla suçlar ve ölmesine izin vermeyeceğini söyler. Rüya Beckmann`ın karaya vurmasıyla biter.

1. Sahne

Öteki ortaya çıkar ve kendini Beckmann`a tanıtır. Kendini "evet diyen" olarak tanımlar. Rahatsız olan Beckmann ona gitmesini söyler. Ardından bir kız gelir ve Beckmann`a kuru giyisiler ile sıcak bir yer verebileceğini söyler. Kız önceleri ona çok ıslak ve üşümüş olduğu için yardım ettiğini söyler. Ancak daha sonra çok üzgün ve masum gözüktüğü için yardım ettiğini açıklar.

2. Sahne

Beckmann, kocasının da kendisi gibi bir asker olduğunu öğrendiği kızın peşinden evine gider. Kız, Beckmann`ın etrafı görebilmek için taktığı gaz maskesi gözlüklerine güler. Bu sırada kızın koltuk değnekleriyle yürüyebilen kocası eve gelir. Adamın bacağını kaybetmesinin sebebinin, Çavuş Beckmann`ın savaş sırasında verdiği bir emir olduğu ortaya çıkar.

Beckmann kendini bir kez daha Elbe`ye atmaya karar verir ancak Öteki yine ortaya çıkar ve onu vazgeçirir. Beckmann intihar etmek yerine, kendisine savaş boyunca emir veren adamı bulmaya karar verir.

3. Sahne

Oyunun duygusal zirvesi üçüncü sahnede yaşanır. Beckmann, eski binbaşısının evine tam akşam yemeği vaktinde gelir. Adamı, 3 yıl boyunca askerler açlık çekerken havyar yediği için suçlar. Ardından binbaşıya gördüğü kabusu anlatır.

Rüyasında şişman bir adam (yine ``ölüm``) insan kemiklerinden yapılmış dev bir ksilofonda askeri bir marş çalmaktadır. İleri geri koşturan adamdan ter olarak kan çıkar. Bu kan, adamın pantolonun kenarlarındaki kırmızı çizgiyi oluşturur (Alman ordusundaki general üniformasında olduğu gibi). Tüm zamanların ölüleri oradadır. Beckmann da orada, renksiz, hastalıklı bir ay altında, onlarla dikilmek zorunda kalır. ölüler ``"Beckmann! Çavuş Beckmann!"`` diye şarkı söylerler.

Beckmann, komutası altında ölen on bir adamın sorumluluğunu binbaşıya vermek için geldiğini söyler. Eğer binbaşı, kendi komutasında ölen binlerce kişiye rağmen rahat uyuyabiliyorsa, on bir kişiyi daha üstlenmesi sorun yaratmayacaktır. Binbaşı bunu garip bir fikir olarak değerlendirir ve yersiz bir şaka olduğunu söyler. Beckmann`ın şaklaban olduğunu belirtir ve ona sahnelere dönmesini öğütler. Beckmann masadan bir şişe şarap ve biraz ekmek alıp çıkar.

4. Sahne

Sahne kabare direktörünün, sanatta hakikatten bahsettiği monoloğuyla açılır. Direktör, sözünü sakınmayan, genç ve yeni birilerine ihtiyaç duyulduğundan bahseder.

Beckmann gelir ve fikirlerini söyler. Direktör onun bu fikirlerini değiştirmesi gerektiği kanısındadır. Yine de bu garip ziyaretçiyi bir kez olsun izlemeyi kabul eder.

Beckmann bir kuple okur. Şarkı, oyunun o ana kadarki bölümünün üzücü bir özetidir. Kullanılan melodi ise popüler bir savaş zamanı şarkısı olan ``Küçük Cesur Asker Karısıdır (``Tapfere kleine Soldatenfrau``). Bu direktöre çok karanlık ve kötümser gelir. İnsanlar artık umut veren şeyler izlemek istemektedir. Beckmann bunun hakikat olmayacağını söyler. Direktör ise ``"Hakikatin sanatta yeri yoktur."`` cevabını verir. Beckmann onu kınayarak tiyatroyu terk eder.

Beckmann olanları yine Öteki ile tartışır. Öteki ona anne babasının evine dönmesini öğütler. Beckmann oyun boyunca ilk (ve son) defa istekli gözükür.

5. Sahne

Evine döndüğünde kapıyı daha önce hiç görmediği Bayan Kramer açar. Beckmann`ın anne babası, savaş sonrası uygulanan denazifikasyon programı sebebiyle intihar etmişlerdir. Kramer onları mezarlıkta bulabileceğini söyler. Beckmann bir kez daha kendini öldürmeye karar verir.

Öteki onu takip eder ve aralarında oyunun en uzun diyaloğu geçer. Oyunun nihilist bakış açısı bu diyalogla açığa çıkar. Dünyada sürekli ısdırap vardır, bunu değiştirmenin bir yolu yoktur, birinin çektiği acı dünyanın geri kalanını ilgilendirmemektedir. Beckmann hayatı bir oyun gibi kurgulayarak anlatır:``1. Perde: Gökyüzü kurşun renginde. Canınızı yakarlar.2. Perde: Gökyüzü kurşun renginde. Tekrar canınız yanar.3. Perde: Hava kararır, yağmur başlar.`4. Perrde: Karanlık çoğalır. Bir kapı görünür.5. Perde: Gece, koyu gece, kapı kapalı. Dışardasınız. Kapının dışında. Elbe kıyısındasınız; Seine nehri, Volga, Mississippi kıyısında. Boyuna düşünüyorsunuz, soğuktan donmuş, aç ve müthiş yorgun. Derken birdenbire cump diye bir ses duyulur. Suda küçük, şirin halkalar peyda olur. Sonra perde hışırtıyla kapanır.``

Öteki, dünyada sürekli ısdırabın yanı sıra her zaman umudun ve mutluluğun da var olduğunu söyleyerek cevap verir. Acıya gömülerek yaşamanın hiçbir şeyi çözmeyeceğini, dünyayı iyileştirmenin yolunun iyiliğe odaklanmak olduğunu söyle ve sorar: ``"Yoksa iki sokak lambası arasındaki karanlıktan mı korkuyorsun?"``

Oyundaki tüm karakterler, bir rüyadaymış gibi tek tek gelip kendisini savunur. Hepsi iyi niyetlidir, ama Beckmann`a yardım edemezler. Bu ziyaretler arasında Beckmann ile Öteki`nin diyaloğu sürer. Tartışmanın içeriği pek değişmese de zamanla ikisi de umutsuzlaşır. Sonunda, kız ve tek bacaklı kocası da gittikten sonra, Beckmann uzun bir monoloğa başlar. Monoloğun sonunda Öteki`ndan cevap bekler ama o uzaklaşmaktadır. Cevap gelmez, Beckmann tamamen yalnız kaldığını anlar. Muhtemelen kendini nehre atmış ve boğulmuştur.

Sahnelenme Bilgisi

Prömiyer

1947`deki ilk radyo yayınında oyun büyük başarı kazandı. Oyunun tiyatro sahnesindeki prömiyeri ise Borchert`in ölümünden bir gün sonra, 21 Kasım 1947`de, ``Hamburger Kammerspielede yapıldı.

Türkiye`de Sahnelenişi

Altıdan Sonra Tiyatro

Oyun 2006/2007 sezonunda Altıdan Sonra Tiyatro tarafından Yiğit Sertdemir`in yönetiminde sahnelenmeye başladı. Oyunun dekorunu da hazırlayan Yiğit Sertdemir aynı zamanda Beckmann rolünü üstlendi. Borchert`in oyun metninde yer almayan ``"O Zaman Yapılacak Tek Şey Var"`` isimli antimilitarist şiiri, Onur Kahraman tarafından bestelendi ve kabare sahnesinde şarkı olarak kullanıldı.

``Dekor:`` Yiğit Sertdemir, ``Kostüm:`` Nihal Kaplangı, ``Işık:`` Mahmut Özdemir, ``Müzik:`` Onur Kahraman, ``Maske ve Kuklalar:`` Seda Candan Balaban, ``Oynayanlar:`` Ebru Gözdaşoğlu, Onur Kahraman, Seda Özen Yürük, Yaman Ömer Erzurumlu, Yiğit Sertdemir, Tomris İncer (ses)

Kaynak

Kaynak wiki |url=http://en.wikipedia.org/w/index.php?title=The_Man_Outside&oldid=182536491 |tarih=06/01/2008 |dil=İngilizce |madde=The Man Outside

Tiyatro

Kaynaklar

Vikipedi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.