Keçiören, Gümüşoluk

Gümüsoluk eski adiyla ÜLÜMBÜS yerlesim olarak cok eski degildir.Benim tahminime göre yaklasik 200 senelik köydür.Köyün yerli halki cok iyi insanlardir.Uzun yillardir görmüyordum, bugün internetten gördüm. Cok degismis ve plansiz bir sekilde büyümüs.Benim KÖYÜMÜN insanlari cok caliskan, akilli , zekii ve basarmayi seven insanlardir.Köyün gezilecek yeri bana göre sadece BAGLARIDIR.Tarihi bir dokusu yoktur.SENI ÖZLEDIM ÜLÜMBÜS

ben gümüş olukta doğdum büyüdüm köyümü cok seviyorum ailem orda ben izmirdeyim gitmesemde o köy benim köyüm

Ülümbüs"ün ne anlama geldigine senelerce arastirdim.Buldugum sonuclari Siz Ülümbüslüler ile paylasmak istiyorum.Ben Ülümbüslüyüm.Babam,Büyükbabam,Büyükannem (EBEM) ve onun babasida Ülümbüslü yani sizin anlayacaginiz köyün yerlisiyiz veya sayiliriz.Ülümbüs bir göcmen köyüdür.Dedemin ve Ebemin sülalesi sonradan gelmisler.1800lü yillarin basinda Dede ve Ebe tarafim köye yerlesmis.Ebemin tarafindan 3 asiret gelmis.Bunlar Aloglu Sülalesi,Demircioglu Sülalesi ve Osman kocamisoglu Sülalesi.Bunlardan Demirci ve Kocamisoglu Sülalesi Ankaraya yerleserek köyle irtibati kesmisler.Aloglu köyde kalmis.Dedem tarafi KIRIM TATARIDIR.Bizler Kirim Tatari(ÖZTÜRKLER ve ENSOYLAR)akrabayiz.Fakat Köyün ismini biz vermis olamayiz cünki CAGATAYCA"da Ülümbüs ismini bulamadim.Ülümbüs ismini ARVANIT dilinde buldum.Bu dil bati trakya bölgesinde konusulmaktadir.Büyük bir ihtimalle oradan göc etmis kisilerin verdigini düsünüyorum.Sarayköyünü Kirim Tatarlari kurmustur.Arastirmalarim devam ettikce sizlerle paylasirim.

Sayın Misafir rümuzlu arkadaşım, Çubuk Belediyesinin hazırladığı ve Başbakanlık Kaynakları kullanılarak hazırlanan Çubuk İlçesini tanıtan kitapta 1600'lu yıllara kadar giden ve köyün hane sayısı gibi bilgileride gösteren Osmanlı envanter kayırlarında Ülümbüş (O zamanki adıyla Ülümbis) köyü yer almaktadır. Yani 200 yıllık bir köy değildir. Köy mezarlığında da "Dolmen" tabir edilen ta taş devrine kadar giden bir tümülüs mezarda vardı. 10-15 yıl öncesine kadar duruyordu. Define rayıcıları onu da yıktılar. Köyün çok eski bir yerleşim merkazi olduğuna dair kayırlar ve eserler vardır. Sizlere kaynak yayınların ismini de gönderebilirim.

ensoylarla ve öztürklerle akrabayım diyen arkadas ozaman ülümbüşün yerlisi deilsin.çünkü ensoyların kökü çankırı şabanözünden gelmedir.

Ensoy'ların ve Öztürk'lerin akrabası olduğunu ifade eden arkadaşa "sen ülümbüş'ün yerlisi değilsin. Onlar Çankırı'lı" diyen yorumcu, lütfen biraz dikat edin. Elinizde hangi veri var hangi kaynağa dayanarak o aileleri (öztürk ve Ensoylar) Çankırılı gösteriyorsun. Köy mezarlığına bir gidin ve 1800'lü yılların sonunda yaşamış insanların mezar taşlarını göreceksin. Bu mezartaşlarındaki tarihlere bir bakınız. Bu aileden olup çok önceki tarihlerde yaşamış insanlara ait bilgiler Nüfus Müdürlüklerinden MERNİS projesi kayıtlarından alınmıştır. Söz konusu ailelerin lakabı ŞABANLAR dır. Ama bu isim onların Şabanözü'nden geldiğini göstermez. Çünkü o ailelerin bir kolunun, bildiğim kadarıyla Akyurt(Ravlı), Mire(Gümüşyayla)ve muhtemel Tokat/Zile (Ailenin hanımlarının soyu nedeniyle) bağlantıları vardır, ama Şabanözü bağlantıları yoktur. Çankırı bağlantısı köy halkından GÖKÇE ailesinin dedeleri nedeniyle vardır. O da konumuz değildir. Anılan ailelerin Şabanlar olarak anılmasının nedeni 1900'lü yılların başına kadar gider ve ailenin fertlerinden birinin adı da Şaban (Ağa)dır. İşte Öztürk ve Ensoy aileleri bu Şaban Ağanın soyundan gelenlerdir. Enson ailesinin soyadı da 2-3 kuşak öncesine kadar Öztürk'tür ve kardeşler arası bir çekişme nedeniyle kardeşlerden biri soyadını Öztürk'ten Ensoy'a çevirmiştir. Zaten bu aileler ve hısım olanları arazi/toprak zenginliği açısından köyün en zengin olanlarıdır. Bu Atadan gelen mirastır. Hem Şabanözünden gelecek, Gümüşoluk'ta tutunmaya, ev bark kurmaya çalışacaksınız hem de çok zengin arazilere sahip olacaksınız. BU mümkün müdür? BU bilinenlere karşın, hiç bir mesnedi olmayan Şabanözü söylemini ortaya atanın da mantıken bunun doğru olmadığını bildiğine eminim. Maksat bu ailelerin de kendileri(bu söylentiyi ortaya atanlar) gibi köye sonradan geldiğine, gerçeği bilmeyenlerin inanmalarını sağlamak istemeleri diye düşünüyorum. Ben ne Öztürk ne Ensoy'um ancak köyde bazılarının olduğu gibi onlarla akrabalığım vardır. Uzun zamandan beri köyün geçmişi ile ilgileniyor ve bilgi topluyorum. Yani bende köyde yaşayanların bilgilerine baş vuruyor ve devletin resmi kurumu Nüfus idaresi MERNİS kayıtlarını kullanarak bunları yazıyorum.