Konuşma Biçimi

Kısaca: Açık sözden, sade dilden ayrılan sözcük ya da tümce olan konuşma biçimi bazen retorik veya hitabete göre adlandırılır. Vurgu, anlatımın tazeliği veya açıklık için kullanılır ve ustalıkla yapılır. ...devamı ☟



Dilerseniz, siz de yardım edebilirsiniz:
  • Eğer çalışma yarıda kalmışsa, çalışmayı başlatan kişiyle iletişime geçip, sayfanın durumunu ona sorabilirsiniz.
  • Sayfanın geçmişinden  sayfa üzerinde uğraşanları görebilirsiniz.
|-
Bu sayfada devam eden bir çalışma vardır. Üzerinde 7 günden fazla değişiklik yapılmayan sayfalardan kaldırılmalıdır.


Açık sözden, sade dilden ayrılan kelime vaya cümle olan konuşma biçimi bazen retorik veya hitabete göre adlandırılır. Vurgu, anlatımın tazeliği veya açıklık için kullanılır ve ustalıkla yapılır. Ama açıklık onun kullanımlarından değer kaybeder. Anlamın tüm teorilerinin sade dilin bir içeriğine sahip olmak zorunda olduğuna dikkat edilmelidir. Konuşma biçimi bütünüyle tutarlı bir kavram değildir.

Klasik doğu retoriğinin bilginleri konuşma biçimini iki ana kategoriye bölmüşlerdir: Şema (Yunanca schÄ“ma`dan, biçim veya form) içinde alışılmış veya kabul edilmiş kelimelerden bir sapması olan konuşma biçimidir.Örneğin,cümlede, "John, benim en iyi arkadaşım" kullanılan şema yanaşma olarak bilinir. Mecaz bir terimin genel anlamının değişimini veya nitelenimini kapsar. Bir mecaz örneğinde alışagelmiş anlamınnın karşı anlamında nakleden bir yolda kelimelerin kullanılışı olan irony kullanılır.

Şemalar

  • accumulation: Etkili bir biçimde önceki tartışmaların özeti
  • adnominatio: Aynı harfle ve benzer seslerle başlayan kelimelerin dizisi
  • alliteration: Bir başka başlangıçta cümlenin sonunda bir kelimenin takrarı
  • anacoluthon: Ardıl cümlelerin başlangıcında kelime gruplarının veya benzer kelimelerin tekrarı
  • anadiplosis: Alışılmış kelimlerin düzeninin altüst olması
  • anaphora: Ardıl yan cümlerin başında benzer kelimelerin veya kelime gruplarının tekrarı
  • anastrophe: Olağan kelime düzenlerinin altüst olması
  • anticlimax: Azalan önemin düzenin içinde kelimelerin hazırlığı
  • antimetabole: Tersine düzende yan cümleciklerde kelimenin tekrarı
  • antistrophe: Ardıl yan cümlelerin sonunda benzer kelimelerin veya cümlerin tekrarı
  • antithesis: Çelişen veya muhalif düşüncelerin yan yana konulması
  • aphorismus: Bir kelimenin tanımının sorusuna seslenen anlatım
  • aposiopesis: Duygusal veya dramatik teki için konuşma durgusu veya kopması
  • apostrof: Şahlandırılımış soyutlama için ve dinleyecilerden uzağa dikkati yönetmek
  • koşuntu: (atf-ı beyan) taraf tarafa iki öğenin içinde ikincisi birinicisini tamamlayan yerleşimi
  • asonans:Ünlü seslerin tekrarı, en çok genelikle nazımların kısa pasajlarının içinde
  • asteismus: Bir kelimeyle oynayan latifeli veya alaylı cevap
  • asyndeton: Yan cümlelerle ilişkili konjonksiyonların atlaması
  • kakafoni: Sert sesler üreterek kelimelerin yanyana koyulması
  • chiasmus: Ardıl yan cümlerlerde gramtik yapıların ters dönmesi
  • climax: Önemi attırmak amacıyla kelimelerin düzeni
  • consonance: Ahenkli seslerin tekrarı, en çok genellikle nazımların kısa pasaflarının içinde
  • dystmesis: Araya kelime karışmasıyla bileşik kelimelerin kısımlara ayrılması için bir eşanlamlılık
  • ellipsis: Kelimelerin atlamı
  • enallage: Dilbilgisel farklıkları olan biçimlerin yer değişimi, ama benzer anlamları olanların
  • enthymeme: Bir tasım sunumunun gündelik olmayan yöntemi
  • epanalepsis: İlk kelimenin veya yan cümenin kelimesinin veya yan cümeleciğin sonunda cümlenin veya cümlenin tekrarı
  • epistrophe: Anaphora`nın karştı
  • euphony: Bu kakafonin karşıtıdır. -i.e. hoş ses çıkarmak
  • hendiadys: Normal yapı bir nesne ve niteliyici olcağı zaman, iki nesnenin kullanımı bir düşünceyi ifade eder
  • hendiatris: Bir düşünceyi tarif etmek için üç nesnenin kullanımı
  • hypallage: Diğerleri ile normal olarak ilişkilenidirilmiş kelimeler ile onların ilişkilendirilmesi için kelimelerin düzeninin değişimi.
  • hyperbaton: Şemaların alışık olamayan durumlara eşlik etmesi veya kelime düzenini değiştirmesi.
  • isocolon: Ardıl yan cümlelerde aynı uzunluktaki paralel yapıların kullanımı
  • internal rhyme : Aynı cümlede iki veya daha çok kafiyeli kelimenin kullanımı
  • kenning: sinekdos`un bir tür biçimiyle birarada terimlerin olduğu yerde birleşen kinaye
  • non sequitur: öncegelen içerik ile hiçbir uygunluğu olmayan anlatım
  • merism: onun parçalarını bazılarını numarandırarak bir bütüne başvurmak
  • parallelism: Birçok veya iki yan cümlede benzer yapıların kullanımı
  • paraprosdokian: beklenmeyen bitiş veya yan cümlenin budanması
  • parenthesis: doğal cümle akışının yolunun kesildiği bir yerde eklenen bir yan cümle veya cümle
  • paroemion: Aynı harfler ile başlayan bir cümle veya tümcecikte her kelimenin kararlı ses yinelenmesi
  • parrhesia: açık ve cesur konuşma, veya öyle yapılan için itizar etmek (tanılama yapmak için öyle)
  • perissologia:kelimelerden oluşan hata
  • pleonasm: Gereksiz veya aşırı kullanılan kelimeler
  • polyptoton: Repetition of words derived from the same root aynı köklerden türetiren kelimelerin tekrarı
  • polysyndeton: konjoksiyonların tekrarı
  • pun: bir kelime veya tümceciğin gerekitiğinde iki farklı duyumda kullanımı
  • sibilance: `s` harfiyle tekrar, ses yinelemenin bir biçimi
  • synchysis: birbirine kenetlenmiş keilem düzeni
  • synesis: duyumlara göre kelimelerin bir anlaşımı,ve dilbisel biçim değil
  • synizesis: The pronunciation of two juxtaposed vowels or diphthongs as a single sound
  • synonymia: cümle veya aynı cümlelerde birçok veya iki anlamdaşın kullanımı
  • tautology: ağdalı ifadeden dolayı gereksiz nitelik; aynı şeyleri iki kere söylemek
  • tmesis: Bir bileşik bir kelimenin ögelerinin bölümü


Mecazlar

  • antonomasia: uygun veya tersine isim için bir yancümleciğin yer değiştirimi
  • aphorism: bir atasözün, fikrin veya bir doğrunun özlü ifadesinin anlatımı
  • apophasis: onun yakarısını yadsıyarak bir fikre yakarı
  • aporia: bizzatiği önceden düşünerek, çoğunlukla cevabı beklenilmeyen ve etkili olsun diye kullanılan soruların kullanımı
  • apostrophe: bir düşünceyi, bir soyutlamayı veya mevcut olmayan bir bireyi adresleme
  • archaism: eskimiş kelimenin kullanımı bir eski arkaik kelimenin kullanımı (eski dillerde kullanılan bir kelime, örneğin Shakespeare`in dilinde)
  • auxesis: abartmanın bir biçimi içinde bir tamamlayıcı terimin yerinde bir önemli ses veren kelimenin kullanımı
  • catachresis:bir metaforun karışımı (tasarım ve bazen kusurlu bir belagatli hata tarafından bazen kullanılır)
  • circumlocution: "çevreyi konuşmak" dolambaçlı anlatımda veya üstü kapalı sözde gibi , bir konuyu yerine koyma veya kelimeler ekleme
  • commiseration: dinleyicilerde acımayı çağrıştırmak
  • correctio: dil bilimsel aygıtın birinin hatalarını, epanorthosis olan bir formunu düzeltmek için kullanımı
  • denominatio: başka bir kelime için ad aktarması
  • epanorthosis: çobuk ve etkili kişisel düzeltme doğrulama, çoğu kez lisanın hatasından sonra
  • erotema: etkiliyici soru için anlamdaş sözcük
  • euphemism: başkası için daha uygun veya daha az yakışmaz bir terimin yer değiştirmesi
  • hermeneia: zaten söylenmiş değerlendirmenin amacı için tekrarlama
  • hyperbole: vurgu için abartılı terimlerin kullanımı
  • hypophora: uzun uzadıya birinin etkili sorusuna cevap
  • hysteron proteron: olayların umulan düzenlerinin tersine dönmesi
  • innuendo: saptanıp saptanmamış duygu yapan bir cümlede sahip olunan saklı anlam
  • invocation: tanrıya veya ilham perisine bir hitap
  • irony: olağan anlamının karşıtını nakleden bir yolda kelimenin kullanımı
  • litotes: karşıtını yadsıyarak ifadenin büyüklüğünü vurgulamak
  • malapropism: benzer sesdeki bir kelime ile karışıklık boyunca kullanılan bir kelime
  • meiosis: birşeiyn önemini genellikle azaltmak için olduğundan eksik veya hafif gösteren ifadenin kullanımı
  • metalepsis: birşeyin uzaktan ilgisi olan bir başka şeye başvuru yoluyla başvurması
  • metaphor: birbirinden farklı iki şeyin kastedilen bir karşılaştırması
  • metonymy: gerçekten ifade edilen öneri için bir kelimenin yerine geçme
  • neologism: kıs bir süre için kullanımda olan veya son zamanlarda yaratırmış olan bir terim veya kelimenin kullanımı. kullanılmayanın karşıtı.
  • onomatopoeia: anlamları seslerine gibi olan kelimeler
  • oxymoron: genelde birbirne karşıt olan, iki terimin bir arada kullanımı
  • parable: bir ahlak dersini öğrenmek veya bir anaktot için açıklama gibi söyleyen süresi uzatılmış metafor
  • paradox: Use of apparently contradictory ideas to point out some underlying truth
  • paralipsis: Drawing attention to something while pretending to pass it over
  • paronomasia: A form of pun, in which words similar in sound but with different meanings are used
  • pathetic fallacy: Using a word that refers to a human action on something non-human
  • periphrasis: Substitution of a word or phrase for a proper name
  • personification/prosopopoeia/anthropomorphism: Attributing applying human qualities to inanimate objects, animals, or natural phenomena
  • praeteritio: paralipsis için başka bir kelime
  • procatalepsis: Refuting anticipated objections as part of the main argument
  • prolepsis: procatalepsisiçin başka bir kelime
  • proslepsis: An extreme form of paralipsis in which the speaker provides great detail while feigning to pass over a topic
  • rhetorical question: Asking a question as a way of asserting something. Or asking a question not for the sake of getting an answer but for asserting something (or as for in a poem for creating a poetic effect).
  • simile: An explicit comparison between two things
  • syllepsis: A form of pun, in which a single word is used to modify two other words, with which it normally would have differing meanings
  • synecdoche: A form of metonymy, in which a part stands for the whole
  • synesthesia: The description of one kind of sense impression by using words that normally describe another.
  • transferred epithet: The placing of an adjective with what appears to be the incorrect noun
  • truism: a self-evident statement
  • tricolon diminuens: boyutta her birinin azalarak üç öğenin bir kombinasyonu
  • tricolon crescens: boyutta her birinin artarak üç öğenin bir kombinasyonu
  • zeugma: a figure of speech related to syllepsis, but different in that the word used as a modifier is not compatible with one of the two words it modifies
  • zoomorphism: applying animal characteristics to humans or gods


Kaynaklar

Vikipedi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

Anlatım biçimi
6 yıl önce

anlatım biçimi denir. Anlatılacakların türüne ya da amacına göre değişik anlatım biçimleri kullanılır. Örneğin romanda kullanılan anlatım biçimi ile bir...

Anlatım biçimi, Dolaylama, Düşünce, Edebiyat, Roman, öykü, Eğretileme, Konuşma dili, Olay, Mektup
Yıldırım Önal
6 yıl önce

1982), Türk tiyatro ve sinema oyuncusu ve yönetmendir. Kendine özgü konuşma biçimi ve etkileyici sesiyle oluşturduğu üslupla dikkati çekmiştir. 1953'te...

Yıldırım í–nal, 10 Ekim, 1931, 1953, 1954, 1955, 1956, 1958, 1960, 1962, 1963
Gaffur Aksoy
6 yıl önce

Bu yüzden en büyük düşmanı Aslı'nın kocası (Levent Üzümcü) Cem'dir. Konuşma biçimi, giyimi, dansı ve sıra dışı karakteri ile gündemde öne çıkmıştır. Daha...

Gaffur Aksoy, Aslı Sütçüoğlu, Avrupa Yakası, Avrupa Yakası (3. Sezon), Avrupa Yakası (4. Sezon), Avrupa Yakası (Birinci Sezon), Avrupa Yakası (İkinci Sezon), Avrupa Yakası Oyuncu Listesi, Burhan Altıntop, Gaffur, Gülse Birsel
Dil
2 yıl önce

anlatılmaktadır. Bu yönetim biçimi halkın iletişimini ve düşüncesini dar ve kontrolü altındaki bir yola getirmek için “yeni konuşma” adındaki yapay dili kullanır...

Dil, Altay dil ailesi, Avrupa, Diller, Dil aileleri, Doğan Aksan, Esperanto, Ferdinand de Saussure, Fonoloji, Japonya, Kökenbilim
Açık biçim
6 yıl önce

standartlaştırılmış raster resim biçimi SMIL — bir medya oynatma listesi biçimi ve çokluortam bütünleştirme dili Speex — konuşma kodeği SVG — W3C tarafından...

Ses konuşma tanımlayıcı yazılımlar
6 yıl önce

açılımı kök anlamıyla ses kayıt tespiti ; Dikte - [Türkçe Konuşma Tanıma] genelde bilinen Konuşma Sentezleyici veya Speech Synthesizer, programlarının aksine...

üretim biçimi
2 yıl önce

Üretim biçimi ya da başka bir deyişle Üretim tarzı, Marksist teoride genel olarak belirli bir tarihsel dönemdeki üretimin niteliğini ya da üretimin karakteristik...

Üretim biçimi, Antonio Gramsci, Artı-değer, Artı-emek, Asya tipi üretim tarzı, Burjuva, Değişim Değeri ve Kullanım Değeri, Diyalektik Materyalizm, Dünya devrimi, Emek gücü, Emperyalizm
İletişim
2 yıl önce

(Hedef) İleti (Mesaj) Bağlam (Ortam) Dönüt (Geri bildirim) Kanal (Gönderme biçimi) Gönderici, duygu düşünce ve isteğin aktarılmasında sözü söyleyen kişi veya...