Kotarmak
1 . Pişen yemeği başka kaba boşaltmak:"İki kız kardeş güle söyleye sofralarını hazırlayıp yemeklerini kotardılar."- M. Ş. Esendal.
2 . Hazırlık yapmak:
"O akşam yemeği için kotarabildiklerinin bir kısmını yarı çiğ, yarı pişmiş önüme sürüyor."- Y. K. Karaosmanoğlu.
3 . mecazBir işi tamamlamak, bitirmek.
4 . mecazÜstesinden gelmek.