Hanlık döneminde kalan bazı maddi eser ve belgelerde hala rastlanılabilen Tarak Tamga, tarihi köklere dayandırılan bir Kırım Tatar kimliğini vurguluyordu. Gök mavisi zemin ise geniş Türk kimliğinin bir sembolü olarak o zamanki İstanbul`un Türkçü çevrelerinden etkilenerek kabul edilmişti. XIX. yüzyıl Fransız şarkiyatçısı Leon Cahun`un Introduction a I`histoire de l`Asie, Turcs et Mongols des Origines a 1405 (Paris, 1896) başlıklı tarih eseri ve bilhassa La banntere bleu (Paris, 1877) adlı tarihi romanı (İngilizce tercümesi: The Bine Banner Londra, 1878); önde gelen Türkçü alimlerden Necip Asım [1] tarafından yapılan Türkçe tercümesi: Gök Sancak [İstanbul, 1328/) İstanbul`daki Türkçü çevreler arasında son derece popüler olmuş ve bu kitaplara dayanarak, gök mavi renk eski Türklerin "milli rengi" olarak kabul edilmeye başlanmıştı. Bu yaygın inancın tarihi gerçeklere ne ölçüde uygun olduğu bir tarafa bırakılırsa, gök mavisi rengin o dönemde özellikle İstanbul`daki Türkçü faaliyetlere aşina olan Kırım Tatar (ve diğer Türk ülkelerinden) aydınlara ortak ve geniş Türk kimliğine işaret etmek için gayet pratik bir sembol oluşturduğu da bir gerçektir.
Vatan Cemiyeti üyeleri ve İstanbul`da tahsil gören diğer Kırımlı talebeler, 19l7`den itibaren Kırım Tatarlan için çok önemli bir siyasi mana taşıyacak olan "Kurultay" terimini de aynen gök mavisi rengi benimsedikleri gibi, İstanbul`daki romantik Türkçü kaynaklardan almışlardır. (Aslında "Kurultay" tabiri eski genel Türk tarihinin yanısıra, Kırım tarihinde de özgün manasıyla gerçekten mevcuttu, ancak çoktan unutulduğu gibi elbette demokratik bir parlamento demek değildi.)
Kaynakça
- Kırımer, "Bazı Hatıralar", Emel, no. 28, s. 60
- Osman Akçokraklı, "Kırım`da Bayrak Meselesi", Kırım Mecmuası (İstanbul), no. 6, ss. 113-114. 29
- Halim Geray Sultan, "Gülbün-ü Hanan yahud Kırım Tarihi" (İstanbul, 1327/1911)