Kız Kurusu Gül Hanım

Kısaca: ''Kız Kurusu Dona Rosita ya da Çiçeklerin Dili'' ya da Kız Kurusu Gül Hanım (''İspanyolca: Doña Rosita la soltera o El lenguaje de las flores'') Federico Garcia Lorca'nın 1934'te yazdığı 3 perdelik oyun. ...devamı ☟

Kız Kurusu Dona Rosita ya da Çiçeklerin Dili ya da Kız Kurusu Gül Hanım (İspanyolca: Doña Rosita la soltera o El lenguaje de las flores) Federico Garcia Lorca'nın 1934'te yazdığı 3 perdelik oyun. Oyun 1900'ların Endülüs'ünde geçer ve Rosita (İspanyolca: gül) adlı bir kadının Güney Amerika'ya giden sevgilisini yıllarca beklemesi ve tüm gençliğinin bu bekleyişle solup gitmesi anlatılır. Ana tema kadınların acıları ve yalnızlıktır. Konusu Öksüz ve yetim bir genç kız olan Rosita, çiçeklere düşkün olan amcası ile birlikte yaşar. Amcası güllere meraklıdır ve yetiştirdiği bir gül olan Rosa mutabilis sabahları açmakta, öğlen kırmızılaşmakta, akşam solmakta, gece ise dökülmektedir. Rosita'nın sözlüsü olan yeğeni, babasının yanına, Arjantin'e kısa bir gezi yapmak üzere gider ve giderken kendisine bağlılık andı içer. Rosita, önce sevgilisinden aşk dolu mektuplar alır ancak zamanla mektupların arası açılır, aşk sözleri zayıflar. Rosita sözlüsünü 15 yıl boyunca bekler, bu arada kendisine talip olanları geri çevirir. Sevgilisinin mektuplarındaki ifadelerden kuşkulansa da, hatta bir arkadaşından sözlüsünün evlendiğini öğrense de beklemeyi sürdürür ve bir 10 yıl daha geçer. Sonunda, sözlüsünden annesine gelen bir mektupla evlenmiş olduğu açığa çıkar. Rosita bütün bir ömrünü yalan bir aşkın uğruna harcayıp gitmiştir. Bu arada Don Martin adında komik tavırlı bir tarım öğretmeni Rosita'ya talip olur. Ancak Rosita artık anılarında yaşamaya başlamaştır bile. O da yaşadığı ev ve camekanlı çiçek bahçesi gibi geçmişte yaşamayı sürdürür. (Bir anıdan daha canlı hiçbir şey yoktur. Bize yaşamı sonunda olanaksız kılan da bu anılardır.) Oyun 1880'lerde başlar ve o zaman amcanın evi sayısız çiçekle doludur. Son sahne ise 1911'i gösterir ve bahçe bakımsız bir viraneye dönmüştür. Rosita da, 1880'lerde cıvıl cıvıl bir genç kızken, yarım asırı devirmiştir ve amcasının evinden ayrılırken, yanında götürebildiği tek şey yıllarca ümitle doldurduğu çeyiz sandığıdır. Değerlendirmeler Lorca oyuna aynı zamanda Çiçeklerin Dili adını vermiş ve oyununu "Müzik ve dans sahneleri ile değişik bahçelere bölünmüş olan Gırnata'nın bir şiiri" ve bir "dramatik romans" olarak nitelemiştir. Lorca, oyun hakkındaki şu değerlendirmeyi yapar: Anlamsız, amaçsız, boyun eğen, kısır bir yaşam: Benim Dona Rosita'mın yaşamı bu işte... İspanya'nın Dona Rosita'ları daha ne kadar böyle yaşamak zorundalar? Lorca'nın Dona Rosita'sı da camekanlı çiçel bahçesinde yetişen Rosa mutabilis gibi önce bir genç kız olarak açmış, sonra ümitsiz hülyalarla sertleşmiş ve acı deneyimlerle solarak, kuruyup kalmıştır. Oyunda Rosita, adeta bir hayal dünyasında yaşarken, diğer tüm kahramanlar gerçek dünyanın kişileri gibidir. Rosita, aynı zamanda değişen bir toplumun içinde geçmişte kalmış, toplum Rosita ve ailesinin yanından geçip gitmiştir. Lorca, geleneksel değerlerle hesaplaşmasını bu oyunda daha farklı bir tarzda yapmaktadır. Sahnelenmeleri Oyun, ilk olarak 1935'de Barcelona'da Teatre Principal Palace de Barcelona'da Margarita Xirgu tarafından sahnelendi.

Kaynaklar

Vikipedi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.