Kızılcıhamam, Üçbaş

Kızılcıhamam, Üçbaş Haritası

misafir - 8 yıl önce
Üçbaş, bugün Kızılcahamam''a bağlı bir köydür. Osmanlı döneminde YABANABAT (abat yer, cok güzel) Kazasına bağlı merkezi bir köy olmuştur.Köyün yerleşim yeri Karadeniz ile İçanadolu özelliklerini almıştır. Ne karadeniz gibi tamamen dağlık, ne de İçanadolu bölgesi gibi düz-ovalıktır. İksinin arasında bir yerdir. Ama iklim olarak İçanadolu iklimi hakim sürer. Bundan dolayı köylüye yetecek kadar tarım, para kazanacak kadar hayvancılık yapılır. Üçbaş Köyü alanı, KURTBOĞAZI BARAJI HAVZASININ en önemliyerini oluşturur. Başka bir deyişle KURTBOĞAZI BARAJININ suları başta bu Üçbaş Köyü olmak üzere Akdoğan, Uğurlu, Kırkköy, Taşlıca, Uzunöz, Başören,Balcılar, Yukarıkaraören, Pazar, Kınık, İğmir, Otacı,Saraç, Çeştepe,İğdir, Esenlar, Dutözü köylerinden (17 köy) gelen sularla beslenir. Ayrıca az da olsa, Ciğir,Ağcaören ve Aşağıkaraören köylerinin de bir kısım arazilerinin suları da Kurtboğazı barajını besler. ÜÇBAŞ GÖLETİ : 1967 yılında Köyün Hayvan sulama ihtiyacını karşılamak üzere DSİ tarafından toprak-kaya dolgu tipinde yapılmıştır. Genişliği 300 metre, uzunluğu 500, derinliği 20 metre kadar olan baraj sulama amaçlı olarak da kullanılmaktadir. Son 20-3o yılda tarım ve özellikle hayvancılık tamamem bitme noktasına gelmiştir. Barajın sulama imkanlarından tüm köylüler oldukça yararlanmakta, bu sayade öemli gelir elde etmektedirler. Üçbaş Köyü sınırları Kızılcahamam yakınındaki Beylik köprüsüne kadar varmaktadır. Cok geniş dağlık bir araziya sahip olan Üçbaş, 1950 yılında gelen Kadostra/ tapulama çalışmalarında gerekli olan ileri görüşlülüğü gösteremediğinden bu araziler 1960-1970 li yıllarda köylülerin ellerinden Devlat tarafından alınmış ve buralarda köylülerin hayvan otlatma-mandıra yapma haklarını ellerinden almıştır. Zamanında ( 1950 de) arazilerine sahip cıkmayan dedeleri sayesinde bırakın dağları kaybetmek, sahip oldukları tarlaların dahi yarısı tapusuz ve orman arazisi içinde kalmıştır. Köyde özellikle hayvancılığın devlet tarafından öldürülmesiyle, 1955-60 lardan itibaren Ankara ya göç başlamıştır. 1970 li yıllara gelindiğinde köyde genç nufüs hemen hemen hiç kalmamıştır. Köyden ilk gidenler okumadıkları için devlet dairesinde odacı-kapıcı- işci vb işlere , bir kısmı Kızılcahamam daki Karayollarında işci, diğerleri de Ankara da Sitelerde marangoz- mobilyacılıkda çalışmışlardır. Bır kısmı ise Oto tamirciliği işleri yapmışlardır. Üçbaş köyünden okuyup memur olanların sayısı 1970-1980 li yıllarda artmaya başlamıştır. Esas olarak ise daha önce Ankara ve Kızılcahamam''a çalışmak için yerleşenlerin çocukları okumuşlardır. Her ne kadar Ankara gibi yakın bir yerde otursalar da bir çoğu bazen yılda bir defa dahi köyüne gelememektedir. Bundan dolayı bazı köy evleri yıkılmaya-harabe olmaya terkedilmiş bir durumdadır. Köyde hane sayısı (ev sayısı) 100 kadardır. Devamlı oturanların sayısı 1970 li yıllrda 80 kadar iken 200 li yılların başında bu sayı 0-35 e kadar düşmüştür. Yazın 10-15 hane artarak 5o haneye kadar cıkmaktadır. ÜÇBAŞ KÖYÜNÜN YAPISI VE KÜLTÜREL ÖZELLİKLERİ : Üçbaş tarihi olrak cok ski yerleşim yeri olduğu incelemeyle hemen görülür. Ancak bu incelem-araştırmalar maalesef bilimsel olarak henüz yapılmamamıştır. Köyün aıltında cok büyük mağaralar olduğu herkasce bilinir. Bu mağaralara doğru -dürüst girilip bir araştırma yapılmamıştır. Köyde bir kaç evde toprak altından çıkartılmış büyük küpler vardır. Yine köyün üç-dört yerinde mağara girişleri var olmasına rağmen bu girişlr zamnalar taş-toprak çalı-ot vs gibi seylerle doldurulmuştur. Köyde bi çok aile köy dışından gelmişler ve köye genellikle evlenerek yerleşmişlerdir. öyde evelnerek yerleşen en son kişi Taşlıca aslı taşlıca-kırköylü olan Hüseyin Gazi Çoşkundur. Daha önceden gelip yerleşenlerden Eğerlialveren Köyünden Çobanahmet lakaplı Ahmet Çoşar (1910-1968), Akçakese (Acikse) köyünden çonban ibrehem (1903-1985), Gazi Dayı ( çoban iberehem in kardeşi, 1895-1972); Malaklar (soyadları Yılmaz olanlar) Siirt-Batmandan ( tahminen 1850 lerde gelmiş

misafir - 8 yıl önce
YİYEN MEMETLER (YEĞEN MEHMETLER) : Üçbaş köyünde en cok bilenen ve konuşulan ise "yiyen memet" olarak kısaca söylenen "YEĞEN MEHMET" SÜLALAESİDİR. Bu sülale en yaygın olan sülale(Nesil-soy) dir. Neredeyse köyün üçte ikisi bu sülaleye aitdir. Bu soya çekim hem erkek, hem de kadın tarafından gider. Hemen herkes tarafından söylenen ve kabul gören bir görüştür. YİYEN MEMETLER (YEĞEN MEHMETLER) asıl olarak ÜÇBAŞ ve KOÇ soyadlı olanlardan oluşur. Ünlü yiyen memetler ise, Üsükler, tırnışlar, kızıl ihtiyarlar, kara iberhemler, hacıbekirler ve molla memetler olarak bilinirler. Özellikleri ise, ticarete yatkın olurlar, yani iyi ticaret alış-veriş yaparlar, cok mal biriktirirler, fakat bu malları sağlıklarında yiyememezler; çok fakir olarak yaşarlar.... Bundan dolayı söylenen söz: Allah kimseyi yiyen memet yapmasın.... KÖYÜN ÜNLÜLERİ.... Üçbaş köyününen ünlüleri en başta ÜÇBAŞLIOĞLU larak bilinir ve öylenir.Ne zaman yaşamıştır, kimdir kesin olarak bilinmez... KELEŞ , ŞİMŞEK ve AKTAŞ soyadları olanlar , kendilerini bu soydan geldiklerini söylerler... Alim olarak ise MOLLA SEYİT ALİ HOCA ve MOLLA MEHMET idr. Molla MEHMET, MEHMET ÜÇBAŞ dir tahminen 1880-1964 arsında yaşamıştır. Molla Seyit Ali Hoca ise daha eskiden, tahminen 1850-1930 lu yıllarda yaşamıştır. Molla Seyit Ali Hocanın oğlu Molla Mustafa Hoca (1905-1967)olarak bilinir ve cok sayılı ve sevilirdi. Molla Mustafa Hoca vefat ettiğinde o kadar cok cenazesine gelen olmuştur ki, o zamandan bu yana (1967 den beri) böyle bir kalabalık bir daha hiç görülmemiştir. KÖYDEN ÇIKAN OKUYANLAR-MEMURLAR... Bunlar sayısın tam olarak bilmek cok zordur. En çok bilineni ZENGİN soyadlı olanların dedelerinden AHMET (ZENGİN, 1830-1900) önce İstanbul'' da okumuş ve padişaha faytonaşılık yapmış, daha sonra tarihte Asi Yozgat olarak bilinen bugün kü HASAOĞLAN da KADILIK yapmıştır. Cumhuriyetten sonra Kazım ( KILIÇ) Ustanın coçuklarından Kızılcahamam da belediyede fen işleri müdürü gibi çalışan çilingir Ahmet KILIÇ lakaplı kişidir. Diğer coukları Ali(KILIÇ) Efendi Tapu ve Kadostra Genel müdürlüğünde çalışmış, Ömer KILIÇ ankara üniversitesinde çalışmışlardır. Daha sonra okuyanlardan ise Mehmet Zengin in oğlu Tarık Zengin ( DURUTÜRK) Albaylıktan emekli olmuştur. Ayrıca Ahmet Akyol un oğulları Turgut Akyol ve Sürayya Akyol da öğretmendirler. Diğer taraftan Ziya KILIÇ ın oğullarından Zekayi KILIÇ, Kadostra teknisyeni, Kazım KILIÇ öğretmen-Müdürlük, Ahmet KILIÇ de Merkez Bankasında memur olarak çalışmışlardır. Davut Ceylan ve Davut Şimşek de öğrtemen olarak çalışan diğer memurlardır. Ayrıca Abidin Zengin Kara Harb Okulunda memur, Ali İhsan KOÇ PTT de müdür, Yavuz İLHAN Turizm Bakanlığında mühendis, Oğuz İLHAN Refik Saydam da Biyolog, Halit ÖZÇELİK imam, Faruk Çalışkan imam, Hüseyin Gazi Düzgün imam, çalışan diğer kişilerdir. Aslında Ankara da doğup-büyüyen cok daha yüksek mevkilerde çalışan çok sayıda gençler vardır. Üçbaşlı olarak bilinenlerin sayısı bugün 2000-3000 civarındadır. ÜÇBAŞSPOR KÜLÜBÜ... Kızılcahamam da kutulan ilk köy spor külübü olarak bilinir.Amatör ligde futbol oynamaktadır. Köyün gençleri tarafından kurulmuştur. ANKARA DA ÜÇBAŞLILAR... Üçbaş köyünden olup Ankara da yaşayanların sayısı 2000 yaklaşdığı tahmin edilmektedir. Genellikle Ankara nın Etlik,Ayvalı, Yükseltepe, İncirli, Şentepe, Dikmen-Öveçler ve Sitelerde yoğun olarak oturmaktadırlar...

misafir - 8 yıl önce
Yukarıdaki yazının sahibi "yabanabatlö seymen" rumuzlu dostumuz bu yazısını okurlarsa lütfen [email protected] ile irtibata geçmesini rica ediyorum.

misafir - 8 yıl önce
ÜÇBAŞ KÖYÜNÜN NÜFUS YAPISI Üçbaş köyü 2010 yılında 150-200 e kadar düşmüştür. 1965 yılında nüfusu 550 olarak görülmüştür. Ve 1970 lerden sonra köy nüfusunun azalmaya başladığını söylemek mümkündür. Daha önce yazıldığı gibi 1965-1970 lerde doruk noktasına çıkmış olan kişi sayısı ve 100 e yaklaşan hane sayısı 2010 yılında 30-35 hanaye kadar inmiştir. Son 10 yılda 5-6 kişi köyde yeni ev yapmışsa da ( Aptinin Çocukları 2 bina, Gevezenin Musa Akyol, Kara Mehmet İLHAN, Şakirin Civan CEYLAN, Elleklerin Hasan Hüseyin (?) ve 2010 yılında da Kadaşun oğlu Cinimin Emin ÖZDEMİR, Karaaligillerden Nuri DOĞAN, Gügükün oğlu Veysel Karanı KOÇ'un oğlu ve Şakir oğlu Cemal CEYLAN yeni ev-bina yaptırmışlardır. Bunların hiç biri devamlı oturan köylüler değildir. KÖYE ELEKTRİK GELMESİ Üçbaş köyüne elektrik 175 senesinde gelmiştir. Bu köyün 500 m kadar yakınından geçen yüksek gerilimli hattının 1971 yılında geçmesinden sonra olmuştur.Köyden 2005 yılında da önceki hatta 20-30 m yakınında daha büyük olan 2. yüksek gerilim hattı geçrirlmiştiir. DİKKAT: Bu geçen 2. hat için köylülere 2010 yılına kadar 5 yıldır hiç-bir kamuşlaştırma bedeli ödenmemiştir. Bu konuda köylülerde "ölü toprağı serpilmiş gibi sessiz- sedaszı beklemektedir. Köy de birlik-beraberlik tamamen yok olmuştur ki Köy bu hale gelmiş; "ölmüş ağlayanı yok" misali ayakat durmaktadır.

misafir - 8 yıl önce
ÜÇBAŞ KÖYÜNÜN NÜFUS YAPISI Üçbaş köyü yerleşim olarak çok eski olmasına rağmen köyün halkı genelde hep dışardan gelmiştir. Aşaıda en son gelenlerden bahsedilmiştir. Üçbaş köyüne diğer diğer gelenler ve yerleşnler şunlardır: KIZIL İHTİYARLAR, soyadları KOÇ olanlardan Kızılcahamamın Kızılcaören köyünden tahminen 1850 li yıllarda gelip köye yerleşmiştir. Çolak Şevket KOÇ, Aşağıevlerin Mehmet KOÇ Kızılihtiyarların çocukları veya torunlarıdır. Kızıl İhtiyar "yiyen mehmetler den Molla Mehmet'in halası ile evlendiği için bugün yiyen memelerin başı sayılırlar. ZENGİN soyadları olanlar ABİDİN in Torunları: ABİDİN Kızılcahamam ÇUKURCA köyünden olup, Üçbaşlıoğluna iç güveysi 1830 larda gelmiş ve Üçbaş köyüne yerleşmiştir. ABİDİN'in oğlu Ahmet (Kadı- Müdür) tahminen 1840 doğumlu olup, istanbulda okumuş, daha sonra Tarihte Asi Yozgat olarak bilinen bugünkü Hasanoğlan da Kadılık- Nahiye Müdürlüğü yapmıştır. Çocukları Rıza (Koca Irza), Şemşinur (tahsin eşi),Hoca Tahir Mehmet (Çanakkale Bayramiç ilçesinde imamlık yapmış ve orda ölmüştür) Fatma (Kazım usta eşi) ve Şevket ZENGİN dir.Yalnız Şevke^'in annesi farklıdır. GÜMÜK OSMAN. Bunlar Çankırı Orta kazası tahminen 1920 lerde Gayren köyünden gelmiş ve evlenerek Üçbaş köyüne yerleşmişlerdir. Osman DOĞAN, Topal HASBİ DOĞAN kardeştirler. ALİ ve RİFAT ardeşler olup, bunların babaları Güdül-Muzrupdan Üçbaş köyüne gelip evleneerk yerleşen diğer kişilerdir. Rifat' ın coçuğu olmayıp, Ali' nin tek erkek evladı Hasan Ali (1948) dir. KADOŞLAR- KADOŞ MEHMET: Kadoş Mehmet ÖZDEMİR Akdoğan köyünden olup, Üçbaş köyüne Üsüklere iç güveysi olarak 1925 yılında gelip yerleşmişitir.Çocukları Molla, hulusi ve Cinimin erkek cocukları olup, Kadoş Memet'in hanımı Yiyen Mehmetlerden olduğundan yiyen mehmetlerden sayılırlar.

misafir - 8 yıl önce
AKDOĞAN KAR EDER, ÜÇBAŞ HESABINI EDER.... Atasözü olarak söyelen bir sözdür. Gerçekten bu söz çok doğrudur. Akdoğan köyünün insanları ticaretle uğraşırlar. Uğraşmak zorundadırlar. Çünkü Akdoğan iki köyün arasında yerleştiği için ekim/tarım arazisi azdır. Hayvancılık için de arazisi çok azdır. Geriye tiçaret kalmaktdır. Her nekaadr 50-60 yıl öncesi köyde LEBLEBİ yapımı gibi başka bir uğraş varsa da bu iş de onların yine ticaret yapmlarını sağlamıştır. Ürettiklerini kendileri saatrak daha çok para kazaancakalrı muhakkakdır. Öyle de yapmışlardır. Ürettikleri Len-blebileri kendileri bizzat Gerede, çerkeş -Kurşunlu, Çamlıdere ve çivar köylerde eşeklerle satarak ticaret yaptıkları hal bugün de bilinen bir gerçektir. Bunun yanında eski dönemde para az olduğundan leblebileri trampa ile satarak, yani malı mal ile değiştirerek diğer mal ticarete adım zorunda kalmışlardır. Tiftik, yün, buğday, arpa, fiğ, nohut, iğde, prinç, pekmez,vs.... Bundan dolayı çok zengin bir köydür. İşte zengin olan Akoğan köylüleri ticaret yapma konları, kazanma ları, mal mülk vs almalrını Üçbaş köyü halkı, daha doğrusu ERKEKLERİ KÖY ODASINDA KONUŞMUŞLAR... "Akdoğanlı Ahmet, kamyon almış, Akdoğanlı Mehmet kamyon almış... Hakikaten de Akdoğanlı kişilerin 1960 lar ve özellikle de 1970 ler de çok fazla kamyon aldıkları bilinmektdir. Ve böylece Akdoğanlıların yaptıklarını köy odasında konuşmlarıdndan dolayı, "AKDAOĞAN KAR EDER, ÜÇBAŞ HESABINI EDER... Bu söz, Türkçede bulunan "Zenginin malı, züğürdün çenesini yorar" ile aynı anlamdadır. Bu sözü Kızılcahamam çevresinde bulunan bir çok halk, Çamlıdere, Gerde, Çerkeş, Kurşunlu, htta kastomunu Zonduldak vs de insanlar bile duyduklarını ifade etmektedirler...

Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.