Lejyonella

Kısaca: Lejyoner hastalığı, Legionella pneumophila adlı bakterinin etken olduğu hastalık. Akciğerlere yerleşip zatürreye yol açar. ...devamı ☟

Lejyonella
Lejyonella

Lejyoner Hastalığı ``Legionella pneumophila`` isimli bakterinin etken olduğu hastalık. Pneumophila isminden anlaşılacağı üzere etken bakteri havayı sever ve bu nedenle akciğerlere yerleşip zatürreye yol açar.

1976 yılının Ağustos ayında Philedelphia Bellevue-Stratford otelinde düzenlenen Amerikan savaş gazilerinin kurduğu Amerikan Lejyoner toplantısının ikinci gününde toplantıya katılan birçok gazi zatürre benzeri gizemli bir hastalığa yakalandılar. Günler içinde salgın büyük ivmeyle ilerledi. Toplantıya katılan 200`den fazla lejyoner hastalanırken 34 kişi hayatını kaybetti. Hastalığın neden olduğu kötü ün nedeniyle otel Kasım ayında kapatıldı. Araştırmacıların daha önceden tanımlanmamış bir bakterinin hastalığa neden olduğunu belirlemeleri için aylar geçmesi gerekti.

Otelin merkezi soğutma sisteminde bulunan bakteri havalandırma yoluyla istenmeyerek tüm otele pompalanmış ve o sırada otelde yıllık toplantılarını yapan gaziler arasında bir salgına yol açmıştır. Hastalığın bilinen ilk kurbanlarının Amerikan Lejyonu üyesi gaziler olmasına ithafen bakteriye ``Legionella pneumophila`` ismi verildi. Lejyoner hastalığı çevresel bir etkenin aniden insan hayatını tehdit edebilen ciddi bir hastalığa dönüşebileceğini gösteren iyi bir örnektir. Nedeni bilinmeyen zatürre vakalarından kalmış doku örneklerinde yapılan geriye dönük çalışmalarda 1976 salgınının ilk olmadığı anlaşıldı. Lejyoner hastalığı günümüzde de önemli bir hastane enfeksiyonu ve toplumdan edinilmiş zatürre nedeni olmaya devam etmektedir. Lejyoner Hastalığının Görülme Sıklığı Nedir?

Lejyoner hastalığı bakterisinin enfeksiyon yapma potansiyeli oldukca zayıftır. Bakteriye maruz kalan bireylerin yalnızca %1-5`inde hastalık ortaya çıkabilir. Bireyde hastalığın ortaya çıkabilmesi için bir yatkınlık olması gerekir.

Lejyoner Hastalığı Kimlerde Daha Sık Görülür (Risk Faktörleri Nelerdir)?

Normal bağışıklık sistemine sahip sağlıklı bireylerde, etken alınsa bile çoğu kez enfeksiyon gelişmez. Hastalığın ortaya çıkması için bireyin bazı risk faktörlerini taşıyor olması gerekir. En önemli risk faktörleri, kişinin solunum yolu direncini veya genel vücut direncini zayıflatan etkilerdir. Bunlar özetle:

Yaşlılık (>50 yaş),

Sigara tiryakiliği,

Alkol bağımlılığı,

Bağışıklık sisteminin çeşitli nedenlerle baskılanmış olması (transplantasyon geçirmiş olma, kortikosteroid tedavisi, kanser tedavisi),

kişinin kronik bir akciğer hastalığının olması, şeklinde sıralanabilir.



Lejyoner Hastalığına Neden Olan Bakteri Nerede Bulunur?

Lejyoner hastalığına neden olan bakteri doğal çevrede yaygın olarak mevcuttur; göller, nehirler, dere, çay v.b. akarsular gibi yüzey sularının, termal su banyoları ve çamurların normal florasında bulunur. Doğadaki sulardan şehir şebeke suyuna geçebildiğinden yapay su sistemlerinde; binaların su tanklarında, air-conditioner sistem soğutma kulelerinde, bina su sisteminin durgun alanlarında, borulardaki biyofilm tabakasında yerleşip çoğalabilir. Musluklar ve duş başlıklarında çöken kireç katmanları içine yerleşebilir.

Lejyoner Hastalığına Neden Olan Bakteri Nasıl Bulaşır?

Sudaki bakterinin akciğerlere ulaşabilmesi için iki temel mekanizma ileri sürülmektedir. Birincisine göre; bakteri önce üst solunum sistemine yerleşmekte ve buradan akciğere aspirasyon yoluyla ulaşmaktadır. “Aspirasyon” ağızdaki materyalin alt solunum yoluna istenmeden kaçması ve yetersiz öksürme refleksi nedeniyle geriye çıkarılamaması olarak tarif edilebilir. İkinci teoriye göre ise; suyun küçük su damlacıkları (aerosol) haline gelmesi ve havada asılı kalması sonucunda bakteriyi içeren bu damlacıklar nefes alma ile akciğere ulaşmaktadır.

Lejyoner Hastalığının Genel Belirtileri Nelerdir?

Lejyoner hastalığının belirtileri bakterinin alınmasından sonraki 2-10 gün arasında ortaya çıkar. Hastada birkaç gün süre ile halsizlik ve yorgunluk yakınması olur. Hastaların çoğunda ateş yükselir (>38.50C). Giderek alt solunum yolu enfeksiyonu belirtileri gelişir. Öksürük, göğüs ağrısı ve nefes darlığı ortaya çıkar. Hastalar çoğu kez balgam çıkaramaz. Bulantı, kusma, karında rahatsızlık hissi ve ishal görülebilir. Diğer yaygın belirtiler başağrısı ve kaslarda ağrı olup; bazı olgularda huzursuzluk, dalgınlık, sıkıntı, bilinç bulanıklığı ve komaya kadar ilerleyebilen sinir sistemi bulguları gözlenebilir.

  Lejyoner Hastalığı Nasıl Teşhis Edilir?


Hastanın şikayetleri, hekimin muayene bulguları veya akciğer filmi hastalığın diğer akciğer enfeksiyonlarından ayrılması için yeterli değildir. Bu nedenle teşhisde birinci koşul hastalığın akla getirilmesi olup; uygun tahlillerin yapılabilmesi için balgam, idrar, serum gibi örneklerin laboratuvara gönderilmesi gereklidir.

Lejyoner Hastalığının Tedavisi Nedir?

Lejyoner hastalığı zamanında tanı konduğunda antibiyotikle tedavi edilebilir bir hastalıktır. Penisilin ve sefalosporin grubu antibiyotikler tedavide etkisizdir. Bu nedenle kuşkulu durumlarda hastanın mutlaka hekim tarafından izlenmesi ve uygun antibiyotik tedavisinin başlanması gerekir.

Lejyoner Hastalığı Tanısı Konan Hastada Sonuç Nedir?

Hasta akciğer enfeksiyonunun başlangıcında uygun antibiyotikle tedavi edilirse ve özellikle hastada bağışıklık sistemini baskılayan bir hastalık yoksa sonuç mükemmeldir. Bağışıklık sistemi baskılanmış olan hastalarda, transplant alıcılarında, uygun antibiyotik tedavisinin yapılmadığı durumlarda; hastanede kalma süresi uzayabilir, komplikasyonlar görülebilir ve hastalık ölümle sonuçlanabilir.

Seyahat, Oteller ve Lejyoner Hastalığı

Lejyoner hastalığının seyahatle/otelde kalma ile ilişkisi nedir?

Lejyoner hastalığı etkeni olan bakteri şebeke suyunun işlenmesi esnasında kullanılan tekniklere rağmen çok küçük konsantrasyonlarda da olsa doğadaki sulardan şehir şebeke suyuna geçebilir. Ardından bina su sistemleri içinde yerleşir ve koşullar uygun ise çoğalır. Genellikle büyük binaların kapasitesi yüksek su sistemleri, su tankları ve borularda biriken sediment ve oluşan biyofilm katmanları, Legionella bakterisinin çoğalması için elverişli ortamlar sağlar. Sonuç olarak bakteri her büyük bina su sisteminde yerleşebilir. Bu nedenle Lejyoner hastalığının seyahat veya otelde kalma ile ilişkisi de sudan bakterinin bireye ulaşması için gerekli koşulların oluşup oluşmadığına bağlıdır. Suyu aerosol haline getiren araçlar (air-conditioner sistemlerinin soğutma kuleleri, duş başlıkları, jakuziler, dekoratif fıskiyelera€¦) turistik tesislerde yaygın kullanılmaktadır ve bakterinin bireye ulaşmasına aracılık edebilmektedir.

Otel Su Sistemlerinde Alınması Gereken Önlemler Nelerdir?

Lejyoner hastalığına yol açan bakterinin tesisata yerleşmesinin önlenmesi amacıyla otellerin su sistemlerinde düzenli aralıklarla bakım yapmaları gerekmektedir. Ülkemizde 2001 yılı Mayıs ayında Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü`nün yayımladığı bir genelge ile sayılı seyahat-ilişkili Lejyoner hastalığı bir kontrol programı kapsamına alınmıştır. Bu genelgenin Ek-6 kısmında Legionella bakterisinin tesislere yerleşmesini engellemek için yapılması gereken rutin uygulamalar listesi yer almaktadır. Söz konusu genelge İl Sağlık Müdürlüklerinden edinilebilir.



Otel Su Sistemlerinde Legionella Bakterisi Ne Zaman ve Neden Araştırılır?

Legionella bakterisi, teorik olarak, suda her zaman bulunabilir. Yalnızca turistik tesislerde değil, insanların bulunduğu veya yaşadığı her büyük bina su sisteminde Legionella bakterisinin yerleştiği varsayılabilir. Sonuç olarak koruyucu önlemlerinin uygulanması koşulu, suda bakterinin araştırılması esasına dayandırılamaz. Bir diğer ifade ile rutin olarak su sistemlerinin Legionella varlığı yönünden araştırılması önerilmemektedir. Çünkü maliyeti çok yüksektir ve elde edilecek sonuçlar bilimsel ve epidemiyolojik değer taşımamaktadır.

Buna karşın; su sistemlerinde Legionella bakterisinin araştırılması seyahat-ilişkili Lejyoner hastalığı tespit edilen bir vaka bildirildiğinde vaka-kaynak ilişkisinin ortaya konulabilmesi için yapılması gereken bir çalışmadır. Amaç; aynı otelde ortaya çıkabilecek yeni vakaları ve/veya salgınları önlemektir. Bu tür tesislerin iki yıl süre ile; bir yandan kontrol önlemlerini uygularken bir yandan da önlemlerin yeterli olup olmadığını araştırmak üzere su örneklerini düzenli olarak laboratuvara göndermesi gereklidir.

İlgili konular

tıp

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.