Mehmed Siyah Kalem

Kısaca: Mehmed Siyah Kalem, çağı ve coğrafyası tarih içinde silinmiş bir ustadır. Zamanın yırtıcı pençesinden kurtulabilmiş bir dizi kaotik figürün yaratıcısı olan bu çizgidışı nakkaşın yaşamı ile ilgili bilgiler maalesef hiç yok denecek kadar azdır. Ayrıca sanatını belirgin bir kültürel geleneğe uygun görmek de hemen hemen imkansızdır. ...devamı ☟

Mehmed Siyah Kalem
Mehmed Siyah Kalem

}

Mehmed Siyah Kalem, çağı ve coğrafyası tarih içinde silinmiş bir ustadır. Zamanın yırtıcı pençesinden kurtulabilmiş bir dizi kaotik figürün yaratıcısı olan bu çizgidışı nakkaşın yaşamı ile ilgili bilgiler maalesef hiç yok denecek kadar azdır. Ayrıca sanatını belirgin bir kültürel geleneğe uygun görmek de hemen hemen imkansızdır.

ARAŞTIRMALAR

İlk defa 1910 yılında Münih`te Max van Berchem`in grişimiyle sergilendi. II. Dünya savaşından sonra tekrar gündeme gelen Siyah Kalem, dönemin Topkapı Sarayı Müzesi Müdürü Tahsin Öz`ün bir albümde yer alan 2 adet Fatih Sultan Mehmet minyatürüne atfen ``Fatih Albümü`` olarak adlandırması uzun yıllar süren bir yanlışlığa da yol açar. Fakat Zeki Velidi Togan`ın araştırmaları sonucu bu eserlerin Yavuz Sultan Selim zamanında Topkapı Sarayı`na getirildiği ihtimali daha ağır basmaya başlar.

1954 yılında Mazhar Şevket İpşiroğlu ile Sabahattin Eyuboğlu ``Fatih Albümüne Bir Bakış`` adlı eserlerini yayınlayarak İpşiroğlu`nun Siyah Kalem macerasını resmen başlatmış olurlar. Başta İpşiroğlu Siyah Kalem`in eserlerini Fatih dönemi dünya görüşüne bağdaştırsada daha sonraları bu tezinden uzaklaşarak sanatçıyı 14-15. yy Türkistan ve Maveraünnehir kültür sahası içinde yorumlar.

Siyah Kalem ile ilgilenen araştırmacılar elbetteki sadece Türkler değildi, bunlardan Richard Ettinghausen daha başlangıçta bu minyatürlerin 15. yy ikinci yarısında Türkistan`da yapıldıklarını savunmuştur. Ettinghausen daha sonra özellikle Emel Esin`in kapsamlı Orta Asya kültür birikimiyle ortaya koyduğu çalışmalarda belirleyici bir rol oynamıştır. Türk sanat tarihçilerinden Beyhan Karamağralı, Filiz Çağman ve Zeren Tanındı, son dönemde Siyah Kalem üzerine yoğunlaşn çalışmalarıyla 1980 yılında Londra Üniversitesi`nde gerçekleşen ``Between China and Iran: Paintings from Four Istanbul Albums`` adlı uluslararası kolokyumun sonuçlarını daha da ileriye götürmüşlerdir.

Mehmed Siyah Kalem üzerine çalışma yapan diğer araştırmacılardan bazıları ise; Ernst Diez, Oktay Aslanapa, Ernst Kühnel, Basil Gray, Ernst Grube ve Max Loehr`dir.

SANATI

Mehmed Siyah Kalem minyatürleri zamanın belirsiz derinliğinde Asya kültür ortamında yaşamış insanların gündelik hayatını yansıtmakta. Göçerler, sıradan insanlar, dervişler, Budistler, şamanlar, Hristiyan keşişler ve doğaüstü valıkların oluşturduğu sürekli hareket halindeki toplumsal sahne söz konusu. Hareketin iç dinamiği, figürlerin belli bir anlatı örgüsü bağlamında anlam kazanabileceklerini açıkça göstermektedir. Başka bir deyişle Siyah Kalem`in figürleri, kuşaktan kuşağa miras kalan güçlü bir toplumsal hafızanın kaydettiği anonim anlatının aktörlerini canlandırıyor. Böyle bir anlatının kendi içinde tutarlı bir resim dizisi oluşturacağı çok açık. Nitekim minyatürlerin bir rulodan kesilerek albümlere yerleştirilmiş olması, bu gerçeği kanıtlıyor.

Rulo resimlerin Asya kültüründe özellikle de Maniheizm ve Budizm kültürü içerisinde önemli bir yeri vardır. Siyah Kalem`in rulolaları tarihin belli bir yerinde bilinmeyen br sebeple parçalanmış.

Siyah Kalem`in adına ilişkin de birçok soru vardır. Minyatürlerin üzerinde gelişigüzel yazılmış kabarık bir isim repertuvarı var: “Amel-i Üstad Muhammed”, “Amel-i Üstad Muhammed Siyah Kalem”, “Meşk-i Üstad Muhammed Siyah Kalem”, “Kar-ı Üstad Muhammed Siyah Kalem”, “Kar-ı Üstad Muhammed”, “Kar-ı Siyah Kalem” gibi. Bu isimler gerçekten sanatçı tarafından mı yazılmıştı yoksa birbirini izleyen kuşakların naklettikleri sözlü kültür bilgisinin temsilcisi miydi yoksa minyatürleri albümlere yerleştiren kimse mi bu isimleri yazmıştı? Bu soruların bugün için cevabı yok...

Mehmed Siyah Kalem`in sanatının ana etkeninin İpek Yolu olduğuna şüphe yoktur zira bu yoldan sadece mallar ve değerli taşlar değil aynı zamanda kültürler, inançlar, efsaneler ve sanatlar da taşınmaktadır. Siyah Kalem`in betimlemelerinde Şaman`ın dansı, binek hayvanlarını gözden geçiren tüccarların kaygılı yüzleri, çamaşır yıkayanlar, güç gösterisinde bulunanlar, gündelik işlerin rutini içerisinde kendi hayat kozalarını örenler Siyah Kalem`in insanlarıdır. Bu insanlar arasında İpekyolu`nun yoğurduğu kültürlere ait Çin, Moğol, uygur ve Hristiyan Avrupalılara sıkça rastlanır.

Siyah Kalem`in sanatının eşsizliği sadece insan ve gündelik hayatı dışında doğaüstü yaratıkları betimlemesinde de yatar. Siyah Kalem`in demonları yer ile gök arasında saltanat süren, insan varlığının karşı kıyısını temsil ederler ve iyi ile kötüyü birbirinden ayıran gerçeklik dengesinin Siyah Kalem minyatürlerindeki ağırlık noktasını oluştururlar. Nakkaş hayal kurmamış sadece insanın karanlıktaki yüzünde çürüyen değerler için bir beden tasarlamıştır. Şamanizmin ve Budist ikonografinin açık izlerini taşıyan bu demonik varlıklar, sıradan insanlarla birlikte aynı gündelik hayatı paylaşırlar. İnsan kaçıran, zulmeden ve sahip oldukları büyü gücüyle insan kaderi üzerinde taht kuran demonlar, İpekyolu`nda anlatılan efsanelerin baş aktörleri olarak Mehmed Siyah Kalem`in gerçekçi dünyasında yerlerini alırlar.

Mehmed Siyah Kalem ve sanatı üzerine gizem daha uzun yıllar boyunca çözülmeyecek gibi görünmekle beraber, popülaritesi arttıkça bulmacının kayıp parçalarını tamamlamaya çalışacak daha fazla araştırmacının ilgisini çekeceğine şüphe yok.

SİYAH KALEM SANATININ ANA YURDU

Siyah Kalem`in üslubunda büyük ölçüde Çin etkisi görülür. Fakat yine de bu üslup Uzak Doğu sanatının estetiğine yabancı kalır. Siyah Kalem resimlerinde Çin ustalarının ince zevkiyle bağdaşmayan sert, haşin bir gerçekçilikle karşılaşırız. Uzak Doğu sanatında bunlara örnek olabilecek resimlere ya da bunların hiç birine rastlamıoruz. Buna dayanarak R.Ettinghausen, Siyah Kalem`in eserlerinin ince saray sanatının önemli merkezlerinden uzak, fakat Çin etkisine açık bir yörede yapılmış olmaları gerektiği sonucunu çıkarıyor. Ettinghausen`e göre bu yer İran değil, Maveraünnehr olabilirdi. Bu resimlerin nerede yapılmış oldukları, bugünde tam kesin saptanamamıştır. Fakat araştırmalar ilerledikçe, Ettinghausen`in savını, yani bu yerin Türkistan`da aranması gerektiğini doğrulayan ipuçları ortaya çıkıyor. Bunların başlıca kılık kıyafet, kadınların çarşafları, erkeklerin sarıkları, bura halkının geleneksel giysileri geliyor. Türkistan çeşitli kültürlerin karşılaştığı bir yerdir. Burada Müslümanların dışında Brahmanlar, Buddhistler, Şamanistler ve Hristiyanlar yaşıyorlardı. Halkın etnik yapısıda karışıktı. Bütün bu özellikler Siyah Kalem resimlerde açıkça görülür. Türkistan tarihinde göçebe bozkır boyları, özellikle 12. yüzyılda buraya gelenler (Kara Kitatlar) büyük rol oynamışlardır. Bunların getirdikleri pagan töre ve gelenekler, mitler ve söylenceler burada kök salmış ve uzun süre varlığını koruyabilmiştir. Siyah Kalem resimlerinde işlenen konular bu bakımdan da ilginç belgeler veriyor.

Kaynak

  • YKY - Ben Mehmed Siyah Kalem, İnsanlar ve Cinlerin Ustası adlı eserde yer alan Ekrem Işın`ın yazısından derlenmiştir.
  • Ada Yayınları - Bozkır Rüzgarı Siyah Kalem - Mazhar Ş.İpşiroğlu


Kaynaklar

Vikipedi

İlgili konular

1910 münih

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.