Motorlu Taşıtların Rehni

Kısaca: 1.1.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanunu’na ile rehin hukuku alanında önemli değişiklikler gerçekleştirilmiştir. ...devamı ☟

1.1.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanunu’na ile rehin hukuku alanında önemli değişiklikler gerçekleştirilmiştir.Bu değişikliklerden biride taşınırlar ve özellikle motorlu araçlar için getirilmiş olan kurucu nitelikte sicilli taşınır rehnidir. MK’nun 940.maddesinin II.fıkrasında yer alan söz konusu düzenlemeye göre ; “ Gerçek veya tüzel kişilerin alacaklarının güvence altına alınması için kanun gereğince bir sicile tescilli zorunlu olan taşınır mallar üzerinde, zilyetlik devredilmeden de taşınır malın kayıtlı bulunduğu sicile yazılmak suretiyle rehin kurulabilir.Rehnin kurulmasına ilişkin diğer hususlar tüzükle belirlenir.” Yeni medeni kanun ile getirilen bu düzenlemeyle, eski medeni kanundaki teslime bağlı rehine ilişkin kuralların özellikle bankaların kredi uygulamalarında yarattığı olumsuz sonuçların giderilmesini amaçlamıştır.Bu kanuna göre bir sicile tescili zorunlu mallar bakımından,teslime bağlı rehin yanında zilyetliğin alacaklıya devrine gerek olmaksızın, taşınır malın kayıtlı bulunduğu sicile kaydedilmek suretiyle taşınır mal üzerinden rehin kurulabilir. Bu düzenleme ile ; * Taşınır mallarda teslime bağlı rehin kuralının bir istisnası olarak sicilli teslimsiz taşınır rehni imkanı getirilmek istenmiştir. * Taşınır mallar üzerinde teslime bağlı olmayan rehin kurabilme imkanı sadece kanun gereğince tescili zorunlu olan taşınır mallar bakımından getirilmiştir.Bugün için bir sicile tescili zorunlu olan taşınırlar motorlu araçlar ve iş makineleridir. * Getirilen yeni sistemle kanun gereğince bir sicile tescili zorunlu olan taşınır mallar bakımından hem teslime bağlı rehin hem de sicilli teslimsiz rehin kurabilmek söz konusu olabilecektir. Sicilli Taşınır Rehni Sicilli taşınır rehni kavramı kavramın taşınır rehni sistemi içindeki yeri ve sicilli taşınır rehnine ilişkin düzenleme ihtiyacının temel gerekçeleri Türk teminat hukukunda taşınır malların rehnine ilişkin olarak kabul edilen temel ilke teslime bağlı rehin ilkesidir.Bununla taşınırın alacaklıya teslim edilmek suretiyle alacağın teminatı olan rehin hakkının tesis edildiği ve borç ödenmediği taktirde rehin hakkı sahibine söz konusu taşınırı paraya çevirterek alacağını tahsil etme yetkisinin tanındığı taşınır rehni türü kastedilmektedir. Rehin konusu aracın borçlunun bir yakınına yed-i emin olarak bırakıldığı ve bu kişinin de söz konusu aracı rehin borçlusuna bıraktığı ve rehinli aracın borçlunun fiili egemenliğinde bulunduğu sırada borçlunun diğer alacakları tarafından haczedildiği bir olayda, Yargıtay hukuk genel kurulu rehinli alacaklının menfaatlerini borçlunun diğer alacaklılarına göre daha üstün turmuş ve rehnin ayakta tutulması yönünde bir yaklaşım benimsemiştir.Sicilli taşınır rehni sistemi de taşınırların teslime bağlı rehnedilebileceğine ilişkin genel ilkenin ,ihtiyaçların yönlendirmesiyle bazı taşınırlar bakımından terk edildiği ve taşınırlar üzerinde teslimsiz rehnin bir sicile kaydedilmek suretiyle kurulabildiği bir taşınır rehni türüdür.Bir başka ifadeyle,teminat olarak gösterilen taşınırın aleniyeti sağlamak amacıyla bir sicile kaydedilerek rehnedilebileceği hallerde sicilli taşınır rehni söz konusu olmaktadır.Taşınırlar üzerinde rehnin taşınırın sicile kaydedilmesi suretiyle ya da sicile kaydedilmeksizin teslimsiz olarak kurulabilmesi imkanının tanınması yukarıda ifade ettiğim gibi uygulamada karşılaşılan ihtiyaçların bir sonucudur.Gerçektende bir taşınırı kredi ile satın alanın ,aldığı kredi karşılığında satın aldığı taşınırı teminat olarak göstermesi ,kredi verenin de açtığı kredi karşılığında aynı bir teminata sahip olması,taraflar arasındaki menfaat dengesinin sağlanması açısından uygun bir çözümdür.Hiç şüphesiz kredi veren açtığı kredinin karşılığı olarak bir teminata sahip olmalıdır.Bu noktada ihtiyaçları karşılamaktan uzak olan husus ,rehnin geçerliliği için taşınır malın vasıtasız zilyetliğinin alacaklıya devredilmesinin zorunlu olmasıdır.Çünkü Türk Medeni Kanun koyucusunun taşınırlar üzerinde rehnin kurulabilmesi açısından benimsediği temel ilke olan teslime bağlı rehin ilkesi,taşınırın vasıtasız zilyetliğinin alacaklıya devrini öngörmekte ve borçluyu taşınırın kendisine sağladığı yararlardan mahrum bırakmaktadır.Ayrıca teslime bağlı rehin ilkesi alacaklıya açtığı kredi dolayısıyla yeterli teminata ve bu bağlamda borcun hiç ya da gereği gibi ifa edilmemesi durumunda taşınırın paraya çevirilierek ,satış bedelinden alacağının elde etme imkanına kavuştururken ,borçluyu taşınırın maliki olması nedeniyle sahip olması gereken ekonomik değerden mahrum bırakmaktadır.İşte bu ve benzer nedenlerle modern hukuk sistemlerinde taşınır ipoteği ,sicilli teslimsiz rehin ilkesi ve taşınır teminatlarının kayda geçirilmesine yönelik önlemler artırılmıştır. Kanun Gereğince Bir Sicile Tescili Zorunlu Olan Taşınır Mallar Üzerinde Rehin Kurulması

a)Genel Olarak

MK’nun 940.maddesinin II.fıkrasında “kanun gereğince bir sicile tescili zorunlu olan taşınır mallar üzerinde zilyetlik devredilmeden de taşınır malın kayıtlı bulunduğu sicile yazılmak suretiyle rehin kurulabileceği ifade edilmektedir”.Literatürde de ifade edildiği gibi bununla teslimsiz sicilli rehin imkanı getirilmek istenen taşınır mallar esas olarak motorlu taşıt araçlarıdır.Zira Karayolları Trafik Kanunun 19. Maddelerinde araç sahiplerine araçlarını yönetmeliklte belitilen esaslar çerçevesinde tescil ettirmeleri ve tescil belgeleri alma zorunluğu getirilmiş tescil edilmiş araçlar üzerinde mülkiyetin devrini amaçlayan her türlü hukuki işlemin noterlerce yapılacağı öngörülmüş ve noterce yapılmayan bu tür işlemin geçersiz olacağı belirtirlmiştir.

MK 940 İle Yaratılan İkili Sistem

MK 940 /II . maddesinin lafsından,kanun gereğince bir sicile tescili zorunlu olan taşınır mallar üzerinde rehin kurulabilmesi bakımından hem sicili teslimsiz rehin hem de teslime bağlı rehnin kurulabilmesinin mümkün olduğu anlaşılmaktadır.Zira madde metninde yer alan “zilyetlik devredilmeden de”sicilli taşınırlar bakımından bu şekildeki bir ikili sisteme imkan verir bir nitelik taşımaktadır.Getirilen bu düzenleme bir taraftan motorlu taşıtlar bakımından teslime bağlı rehin sisteminin sakınca ve güçlüklerini eski MK döneminde yaşanan tartışmaları ve yargı kararlarındaki zorlama yorumları bu döneme taşımış olacak ayrıca bir motorlu taşıt üzerinde aynı anda iki farklı şekilde rehin kurulmasına engel teşkil edecek bir kural içemediğinden örneğin motorlu taşıt üzerinde aynı gün hem teslime bağlı rehin hem de teslimsiz rehin kurulduğunda rehin hakkının sırasının ne şekilde belirleneceği gibi çözümlenmesi gereken oldukça önemli sorunların ortaya çıkmasına neden olacaktır. Sicilli Teslimsiz Taşınır Rehni Taşınırların rehnine bağlı rehnedilebileceğine ilişkin genel ilkenin , ihtiyaçların yönlendirmesiyle bazı taşınıtlar bakımından kanunen özel olarak öngörüldüğü ve taşınırlar üzerinde teslimsiz rehnin bir sicile kaydedilmek suretiyle kurulabildiği bir taşıt rehni türüdür.Söz konusu taşınır rehni türü Türk Medeni Kanun Koyucusu tarafından uygulamada ortaya çıkan ihtiyaçların bir sonucu olarak ekonomik değeri yüksek taşınır mallar kazandırılmıştır.Türk hukukunda mevcut düzenlemeler çerçevesinde bugün için resmi sicile tescili zorunlu olan taşınırlar “motorlu araçlar”ilgili sicilde Trafik Sicilidir.Trafik sicilinin motorlu taşıtların tescil edildiği resmi sicil olması nedeniyle söz konusu sicilinin niteliği ve işlevleri üzerinde durulması bu bağlamda motorlu taşıtların tescili açısından söz konusu sicilin kurucu mu yoksa açıklayıcı mı olduğunun ve bu sicillerin motorlu taşıt aracı üzerinde ki ayni hakkı ve hak sahiplerini tayinde ne gibi fonksiyonlar icra ettiğinin belirlenmesi son derece önemlidir. Motorlu taşıt rehninde rehin veren ve rehin alan olmak üzere iki taraf bulunur.Rehin veren kendisinin veya bir başkasının borcu için motorlu taşıtı üzerinde rehin kurulmasını kabul eden gerçek veya tüzel kişidir.Rehin verenin mutlaka borçlu olması gerekmeyip bir üçüncü kişide başkasının borcu için rehin verebilir.Rehin alan ise alacağı güvence altına alınmak üzere lehine rehin hakkı kurulan gerçek veya tüzel kişidir. Motorlu taşıt rehninde diğer bazı rehin türlerinde olduğunun aksine rehin alan veya veren bakımından bir sınırlama getirilmemiş sadece belirli şartları taşıyanlara değil herkese bu imkan verilmiştir.Rehin veren kural olarak taşıtın maliki olması gerekir.Taşıt üzerinde tasarruf yetkisi olmayan bir kimseden rehin hakkı kazanılamaz. Trafik sicilinin iyi niyetle hak kazanımını mümkün kılan müspet fonksiyonu olmadığı için taşıtın sahibi olmadığı halde sicilde kayıtlı görünen kişiden rehin hakkı kazanımı korunmaz.Kural olarak motorlu taşıtın maliki veya yetkili temsilcisi dışındaki bir kişinin rehin kurması mümkün değildir.Bununla birlikte lehine rehin hakkı kurulan alacaklının başkası lehine rehin hakkı kurup kuramayacağı üzerinde durmak gerekir.Çünkü kanun koyucu teslime bağlı taşınır rehninde bazı şartlar altında buna imkan tanımıştır Gerçekten medeni kanunun 942.maddesine göre “Alacaklı rehinli taşıtını ancak rehnedenin rızasıyla bir başkasına rehnedebilir" Alt rehin olarak adlanrılan bu halde rehin konusu mal üzerinde esasen tasarruf yetkisi olmayan rehin hakkı sahibine taşınır malın malikinin rızasıyla malı kendi adına rehnedebilme yolu açılmıştır.Ancak bu durumda lehine alt rehin kurulan üçüncü kişinin hakkı öncelik kazanacaktır.Sicile tescille rehnedilebilen motorlu taşıtlar bakımından özel bir düzenleme olmamakla beraber medeni kanunun 942.maddesi kıyasen uygulanabilir.Böylece rehin hakkı sahibi motorlu taşıt üzerinde malikin izniyle alt rehin kurulabilir.Sicile tescil açısından bu iznin yazılı olarak verilmesi aranmalıdır. ÖĞÜZ TUFAN Motorlu Araçların Rehnine İlişkin Uygulamanın Kamuya Açıklık (Aleniyet) İlkesi Açısından Değerlendirilmesi, Prof.Dr.M.Kemal Oğuzman’ın Anısına Armağan, İstanbul 2000 Konuya İlişkin Makale Doç. Dr. Murat Doğan'ın Makalesi

Kaynaklar

Vikipedi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.